"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Er-raci gazvesi

Bu yılın Safer (13 Temmuz – 10 Ağustos) ayında er-Raci Gazvesi olmuştur. Sebebi şudur: Adal ve Kareye mensup bir grup kişi Peygamberin huzuruna gelerek: “Bizim aramızda Müslüman olan kimseler vardır. Bizlere dinimizi öğretecek, Kuranı okutacak kimseler gönder” dediler. O da onlarla birlikte altı kişi gönderdi ve Asım bin Sabiti emir tayin etti. Mersed bin Ebi Mersedi emir tayin etmiştir, diyenler de vardır.
Geceleyin tenha bir yere vardıklarında sözlerinde durmadılar ve onlara karşı kendilerineLihyanoğulları adı verilen Hüzeyle mensup bir kolu yardıma çağırdılar. Bunlar da onlara yüz kişi gönderdiler. Müslümanlar bir dağa sığındılar. Onlardan dağdan inmelerini isteyip zarar vermeyeceklerine dair söz verdiler..Asım: “Allaha yemin ederim ben bir kafirin verdiği söz üzerine inmiyorum, Allahım, peygamberine durumumuzu haber ver.” dedi. Mersed ve Halid bin el-Bukeyr ile birlikte onlarla savaştı. İbnül-Desinne ve Hubeyb bin Adiyy ile bir başka kişi onların sözlerine güvenerek indiler. Fakat onları alıp bağladılar. Üçüncü kişinin: “İşte bu sizin verdiğiniz sözde durmadığınızın başlangıcıdır. Allaha yemin ederim size tabi olmuyorum” demesi üzerine onu öldürdüler. Hubeyb ile İbmld-Desinneyi alıp Mekkeye götürüp sattılar. Hubeybi Haris bin Nevfeloğulları satın aldı. Hubeyb, Uhudda Harisi öldürmüştü. Onu satın alarak babaları Harise karşı öldürmek istemişlerdi. Hubeyb, Harisin kızlarından birisinin yanında iken onlardan birisinden, öldürüleceği dolayısıyla etek traşı yapmak üzere bir ustura istedi. Bu Harisin bir kızına ait bir küçük çocuk kalkıp aniden, Hubeybin elinde ustura olduğu halde kucağına oturuverdi. Kadın feryadı basınca Hubeyb: “Onu öldüreceğimden mi korktun? Sözde durmamak ihanet etmek bizim özelliklerimizden değildir” dedi. Kadın Hubeybin durumunu şöyle anlatırdı: “Ben Hubeybden daha hayırlı bir esir görmedim. Mekkede üzüm mevsimi olmadığı halde, elinde bir salkım üzüm yerken gördüm. Bu Allahın Hubeybe verdiği bir rızıktan başka bir şey olamaz.” Hubeybi öldürmek üzere Haremin sınırlarından çıktıktan sonra Hubeyb onlara: “İki rekat namaz kılmak için bana müsaade edin” dedi. Bu müsaadeyi verdiler, o da iki rekat namaz kıldı. Böylelikle haksız yere öldürülen kimseler için iki re kat namaz kılmak sünneti ortaya çıkmış oldu. Daha sonra Hubeyb onlara: “Eğer korktu demeyecek olsaydınız daha fazla kılardım” dedi ve bazı beyitler okudu. Bu iki beyit onlardandır:
Ben Müslüman olarak öldürülünce aldırmam Allah yolunda ne üzerinde öldürüldüm diye İşte bu Allah içindir o dilerse Parçalanmış bir cesedi mübarek kılar.
Daha sonra: “Allahım sen sayıca onları biliyorsun ve onları darmadağın ederek öldür” diye bir duada bulundu, ondan sonra da astılar.
Asım bin Sabite gelince; bunlar Sülafe bint Saada satmak üzere kafasını kesmek istediler. Çünkü Sülafe, Asımın kafa tasıyla şarap içmeyi adamıştı. Sülafenin iki oğlunu Asım Uhudda öldürmüştü. Arılar gelerek Onu korudular. Bunun üzerine: “Akşam oluncaya kadar bırakalım o zaman dönüp kafasını alırız” dediler. Fakat Allah öyle bir sel gönderdi ki, bu sel Asımın cesedini alıp götürdü. Asım hiçbir müşrike el sürmemeye ve hiçbir müşrikin de kendisine el sürmemesine dair Allaha söz vermişti. Böylece Allah onu hayatta iken koruduğu gibi öldükten sonra da korumuş oldu.
İbmll-Desinneye gelince; Safvan bin Umeyye onu kölesi Nastasa -iki oğluna karşılık olmak üzere- Tenim denilen yerde öldürmek için teslim etmişti. Nastas İbnul-Desinneye: “Allah için bana söyle, şu anda Muhammedin senin yerine burada olmasını ve onun boynunu vurmamızı, senin de ailen arasında olmanı arzu etmez misin?” diye sorunca o: “Şu anda Muhammedin bulunduğu yerde bulunarak ve benim ailem arasında olmama karşılık Onu bir dikenin bile rahatsız etmesine razı değilim.” dedi. Bu sefer Ebu Süfyan: “Ben, insanlar arasında Muhammedin ashabının Muhammedi sevdiği kadar kimsenin kimseyi sevdiğini görmedim” dedi. Daha sonra Nastas onu öldürdü.