Bir kaç gün sonra, İsa Samirelerin bir şehrine uğradı; kendisini şehre almadıkları gibi, havarilerine ekmek de satmak istemediler. Bunun üzerine Yakup ve Yuhanna dediler, – Muallim, razı olur musun ki, Allaha dua edelim de, gökten bu insanların üzerine ateş indirsin? – Hangi ruhun sizi çektiğini bilmiyorsunuz da, böyle konuşuyorsunuz. Hatırlayın ki, Allah, içinde Allahtan korkan kimse görmediğinden Ninovayı yıkmaya karar vermişti. Burası, öylesine kötüydü ki, Allah Yunus peygamberi bu şehre göndermek üzere çağırdı. O da halktan korkusundan Tarsusa kaçmak istedi. Bunun üzerine Allah Onu denize attı ve bir balığa yakalanıp, Ninova yakınına fırlatıldı. Ve orada tebliğde bulundu, insanlar tövbeye geldiler ve Allah da kendilerine acıdı, Öç için çağıranlara yazıklar olsun çünkü her insanın içinde Allahın öcünü çekecek bir neden bulunduğundan, başlarına gelecektir. Şimdi söyleyin bana, bu şehri bu insanlarla birlikte siz mi yarattınız? Ey siz deliler, emin olun ki hayır. Çünkü tüm yaratıklar bir araya gelse, hiç yoktan yeni tek bir sinek yaratamazlar. Eğer, bu şehri yaratmış olan Sübhan ve Azim Allah şimdi onu yaşatıyorsa, siz hangi nedenle onu yıkmayı arzularsınız? Neden şöyle demediniz? “Razı olur musun ki muallim Allahımız Rabbe dua edelim de, bu insanlar tövbeye gelsinler?” Kesinlikle, benim havarimin yapacağı doğru hareket budur. Kötülük yapanlar için Allaha dua etmektir. Habil, Allahın lanetine uğrayan kardeşi Kabil kendisini öldürürken böyle yaptı. İbrahim, karısını kendisinden alan Firavun için de böyle yaptı ve bunun üzerine Allahın meleği, Firavunu öldürmedi de, vurup sakatladı. Dinsiz kralın iradesiyle mabette öldürülürken, Zekeriya da böyle yaptı. Allahın tüm dostları ve kutsal peygamberlerle birlikte, Yeremya İşaya, Hezekiel, Danyal ve Davud böyle yaptılar. Söyleyin bana, eğer bir kardeş çıldırmışsa, kötü konuştu ve yanına varanlara vurdu diye onu öldürür müsünüz? Kesinlikle, böyle yapmayacaksınız, bilakis, sakatlığına iyi gelecek ilaçlarla onu sıhhatine kavuşturmaya çalışacaksınız. Ruhum huzurunda duran Allah sağ ve diridir ki, bir günahkar herhangi bir insana eziyet ederken, sağlam bir zihne sahip değildir, çünkü söyleyin bana, düşmanının cübbesini yırtma uğruna başını kıracak bir kimse var mıdır? Şimdi, düşmanının bedenini incitmek için kendini Allahtan, ruhunun başından ayıran kişinin nasıl salim bir zihni olabilir? Söyle bana ey insan, düşman kimdir? Kesinlikle bedeniniz ve sizi öven herkes. Bu nedenle, eğer sıhhatli bir zihne sahipseniz, sizi kötüleyenlerin ellerini öper ve size eziyet edenlere ve vurup duranlara hediyeler verirsiniz; çünkü ey insan, bu hayatta günahlarınızdan dolayı ne kadar kötülenir ve eziyet çekerseniz, Hüküm Gününde o kadar az kötülenip, eziyet çekeceksiniz. Söyle bana ey insan, eğer veliler ve Allahın peygamberleri, masum olmalarına rağmen eziyet çekmiş ve dünya tarafından lekelenmişlerse, ey günahkar, sana yapılacak olan nedir ve onlar kendilerine eziyet edenler için dua edip, tüm sabırlarıyla tahammül göstermişlerse, senin ne yapman gerekir, ey Cehenneme layık olan insan? Söyleyin bana ey havarilerim, Şimeinin Allahın kulu Davud Peygambere hakaretler edip, taşladığını bilmiyor musunuz? Öyleyken, Şimeiyi seve seve öldürecek olanlara Davud ne dedi? “Sana ne oluyor ki ey Yoab, Şimeiyi öldürmek istiyorsun? Bırak, bana hakaretler etsin o, çünkü bu, o hakaretleri nimete çevirecek olan Allahın iradesidir.” Ve böyle oldu; Allah Davudun sabrını gördü ve onu kendi oğlu Absalomun zulmünden kurtardı. – Rab, biz günaha girdik, Allah bize merhamet etsin. – amin.