"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

28. Komşuluk

İsa, kavmimizin bir bayramı olan Gül Bayramına yakın Kudüse gitti. Din adamları Ferisiler bunu duyunca, onu konuşmasında yakalamak için müşavere ettiler. Bunun üzerine, ona bir fakih gelerek, dedi, – Muallim, sonsuz hayatı elde etmek için ne yapmalıyım? – Kanunda ne şekilde yazılıdır? – Allahın Rabbi ve komşunu sev. Allahı her şeyin üstünde, bütün kalbinle ve düşüncenle, komşunu da kendin gibi seveceksin. – Güzel cevapladın. Bu nedenle git ve böyle yap derim ve o zaman sonsuz hayatı elde edersin. – Benim komşum kimdir? – Bir adam Kudüsten çıkmış, lanetle yeniden yapılan bir şehre, Erihaya gidiyordu. Bu adam yolda eşkıya tarafından yakalandı, yaralandı ve soyuldu, bundan sonra, şakiler onu yarı ölü bir durumda bırakarak çekip gittiler. Yolu bu yere düşen bir kahin yaralı adamı görüp, selam vermeden geçip gitti. Aynı şekilde, hiç bir şey demeden bir Levili de geçip gitti. Aynı yere bir Samiriyelinin yolu düştü; yaralı adamı görünce merhamete geldi ve atından inip, yaralı adamı yanına aldı ve yaralarını şarapla yıkadı, üzerlerine merhem sürdü, yaralarını sarıp rahatlattı ve kendi atına bindirdi. Sonra, akşamleyin hana vardıklarında, onu han sahibine emanet etti. Ertesi gün, uyandığında han sahibine şöyle dedi, “Bu adama bak, ne tutarsa sana ödeyeceğim” ve hasta adama han sahibi için dört altın vererek şöyle dedi, “Geçmiş olsun, üzülme; ben hemen dönüp, seni kendi evime götüreceğim.” Şimdi söyle bana dedi İsa, “Bunlardan hangisi komşuydu?” Fakih cevap verdi, “Merhamet gösteren.” Ardından, İsa dedi, “Doğru cevap verdin; işte, sen de git ve böyle yap.” Fakih şaşırmış bir halde çekip gitti.