"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

24. İnsanın çok yemekten nasıl kaçması gerektiğine dair örnek

Bunu söyledikten sonra İsa ağladı ve dedi, “Bedenlerinin hizmetçisi olanlara yazıklar olsun, çünkü onlar, öbür hayatta günahlarının azabından başka kesinlikle hiç bir iyilik görmezler. Size anlatıyorum ki, Yiyip içmekten başka hiç bir şey düşünmeyen zengin bir obur vardı ve her gün görkemli, ziyafetler verirdi. Lazarus adında yoksul bir adam dururdu kapısında; yaralarla kaplıydı bedeni ve oburun sofrasından düşen ekmek kırıntılarını seve seve almaya razıydı fakat bunları bile vermiyordu kimse ona; tersine herkes alay ediyordu kendisiyle. Ona yalnızca köpekler acıyordu da, yaralarını yalıyorlardı. Gün geldi, yoksul adam öldü ve melekler onu babamız İbrahimin kucağına taşıdılar. Zengin adam da öldü, onu da cinler şeytanın kucağına taşıdılar. Evet, şimdi azabın en büyüğüne maruz kalan bu adam gözlerini kaldırınca uzaktan Lazarusu İbrahimin kucağında gördü ve bağırdı, – Ey baba İbrahim, bana merhamet et de Lazarusu gönder. O bana bu alev içinde azap gören dilimi serinletmek için bir damla su getirebilir belki. – Hatırla ki sen öbür hayatın tadını aldın, Lazarus ise kötülüklerini tattı; bu bakımdan şimdi sen azapta olacaksın, Lazarus nimetler içinde. – Ey baba İbrahim, evimde üç kardeşim var. Lazarusu gönder de onlara benim ne kadar işkence çektiğimi anlatsın, belki tövbe ederler de buraya gelmezler – Onların Musası ve peygamberleri var, onları dinlesinler. – Hayır, baba İbrahim; ama bir ölü kalkar varırsa inanırlar. – Musaya ve peygamberlere inanmayan, kalkıp gitseler bile, ölülere de inanmazlar. Görün işte dedi İsa, “Sabreden ve gerekli tek arzusu bedenden nefret etmek olan yoksulların kutsanıp kutsanmadığını! Başkalarını, bedenleri solucanlara yem olsun diye mezara götürenler ve gerçeği öğrenmeyenler ne kötüdür! Gerçekten öylesine uzaktalar ki, büyük büyük evler yapıp, büyük akarlar satın alırlar ve böbürlene böbürlene ömür sürerek, ölmeyecekler gibi yaşarlar burada.”