"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Merrüt vakası

Bu vaka, Temim Kabilesiyle Amir bin Sasaaoğulları arasında cereyan etmiştir.
Sebebi şu idi: Kaneb bin Attar er-Riyahi ile Bahir bin Abdullah bin Seleme el-Amiri Ukaz Panayırında karşılaşmışlardı. Bahir Kanebe: “Beyaz atını ne yaptın?” diye sordu, Kaneb de: “Beyaz atım yanımda bulunmaktadır, neden bu atı soruyorsunuz?” dedi. Bahir: “Falan ve falan savaşlarda seni benim elimden o at kurtarmıştı, işte bunun için soruyorum.” diye karşılık verdi. Kanebin, Bahirİn bu iddiasını inkar edip reddetmesi üzerine her ikisi de karşılıklı olarak birbirlerine lanet okudular ve yalancı olanın doğru olan tarafın elinde öldürülmesi için Allaha dua ettiler. Sonra Allahın dilediği kadar bir müddet beklediler, daha sonra Bahir Amiroğullarını toplayıp yola çıktı ve İremül-Kelbede dağınık ve gafıl halde bulunan Anber bin Amr bin Temimoğullarına baskın yaparak onların develerini, kadın ve çocuklarını alıp götürdü. Bu esnada şiddetli bir karşılık da görmedi, fakat imdat çağrısında bulunan kişinin gelip Anber bin Amr bin Temim, Malik bin Hanzala bin Malik bin Zeyd Menat bin Temim ve Yerbu bin Hanzalaoğullarından yardım istemesi üzerine onlar Bahirin peşine düştüler. Hatta Amr bin Temimoğulları ataklık yaparak önden gittiler. Bahir Merrut denilen yere ulaşınca Amiroğullarına hitaben:

“Ey AmirOğulları! Etrafa bakın bakalım, bir şey görebiliyor musunuz?” dedi.
Onlar: “Okları atların omuzlarında çapraz duran bir süvari birliği görüyoruz.” dediler; bunun üzerine Bahir: “Bu, Amr bin Temimoğullarıdır, kaygılanmağa değmez.” dedi, fakat Amr oğulları Bahir ile beraber bulunan Amiroğullarına yetiştiler ve çok az bir miktar savaştıktan sonra geri çekildiler. Bahir ise yoluna devam etti. Sonra Bahir: “Ey Amiroğulları! Etrafınıza bir daha bakın, bir şey görebiliyor musunuz?” dedi, onlar: “Okları dik duran bir süvari birliği görüyoruz.” dediler. Bahir: “Bu, Malik bin Hanzalaoğullarıdır, kaygılanmağa değmez.” dedi, fakat bu Malik bin Hanzalaoğulları da onlara yetiştiler ve bir miktar savaştıktan sonra geri çekildiler. Bahir ise yine yoluna devam etti. Sonra tekrar Bahir: “Ey Amiroğulları! Bir kez daha bakın bakalım, bir şey görüyor musunuz?” dedi, onlar: “Yanlarında okları bulunmayan, sanki üzerinde çocuklar olan bir süvari birliği görüyoruz.” dediler. Bahir: “Bunlar, Yerbüoğullarıdır; okları ise atlarının kulakları arasındadır. Erken gelen ölümden sakının ve onlara karşı direnip sabır gösterin, fakat kurtulacağınızı sanmıyorum.” dedi.
Yerbüoğullarından kendilerine ilk yetişen kişi, Vakıa adıyla bilinen Nuaym bin Attab oldu. Hadiselerin arasında iyice piştiği için kendisine Vakıa adı verilmişti. Nihayet Nuaym bin Attab, Müsellem el-Kuşeyriye saldırıp onu esir aldı. Bu arada Kuşeyri kabilesi Devkes bin Vakıd bin Havdın üzerine hücum edip onu öldürdü. Yine Nuaym bin Attab, el-Musaffa el-Kuşeyriyi esir aldı ve öldürdü. Kidam bin Becile el-Mazini ise Bahirin üzerine saldırdı ve onunla kucak kucağa geldi. Kaneb bin Attarın tek gayesi ise Bahiri ele geçirmekti. Kidam ile Bahirin kucak kucağa geldiklerini görünce onlara doğru yöneldi.

Bu sırada Kidam: “Ey Kanebi Bahiri ben esir aldım.” dedi, bunun üzerine Kaneb: “Ey Kidam el-Mazini! Ya Bahirden vazgeçersin, ya da kılıçla başını vururum.” dedi. Bu tehdit karşısında Kidam Bahiri bıraktı ve hemen Kaneb Bahirin üzerine atılıp onu öldürdü. Bundan sonra Kaneb Suhbanın üzerine saldırdı ve esir aldı. Suhbanın annesi ise Mazini Kabilesindendi. Bu sebeple Mazinoğulları ona: “Ey Kanebi Esir ettiğimiz Bahiri elimizden alıp öldürdün, Onun yerine kardeşimizin oğlunu (Suhbanı) bize ver.” dediler. Kaneb onların isteğini kabul etti ve Bahire karşılık olarak Suhbanı geri verdi. Buna razı olup memnun kaldılar. Bundan sonra Yerbuoğulları, Amiroğullarının Anberoğullarından almış oldukları malları, esir ettikleri kadın ve çocukları kurtarıp geri aldılar, daha sonra yurtlarına döndüler.