"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Temimoğullarının muşakkar kalesinde öldürülmesi

Hişam bin Muhammedin anlattığına göre, Vehriz, Kisraya Ye-men den kıymetli ve nadir eşya ile bol miktarda mal göndermişti. Bu eşya ve malları götüren kafile Temimoğullarının ülkesine vardığı zaman, şair Ferazdakın dedesi Sasaa bin Naciye el-Mucaşıi, Temimoğullarını bu kafileye saldırıp getirdikleri mal ve hediyeleri yağma etmeğe çağırdı, fakat onlar bunu reddettiler. Bunun üzerine: “Ben bu kafilenin Bekir bin Vailoğullarının yurtlarından geçeceğini ve bu malları ele geçirip bu sayede size karşı savaş açacaklarım sanıyorum.” dedi. Sasa bin Naciyenin bu sözlerini Temimoğulları duyunca hemen kafileye saldırdılar, mal ve hediyeleri ellerine geçirdiler. Bu sırada Selitoğullarından Natıf adında birisi içerisinde kıymetli mücevherler bulunan bir heybe ele geçirmişti. İşte bu sebeple Falan, Natifin hazinesine kondu sözü bir darb-ı meseloldu.

Bundan sonra yağma edilen kafilenin adamları Yemamenin sahip ve hakimi olan Hevze bin Ali el-Hanefinin yanına gittiler. Hevze bin Ali, onları giydirip azıklarını hazırladıktan sonra hayvanlara bindirdi ve kendisi de onlarla birlikte Kisranın yanına hareket etti. Huzuruna girdiği zaman Hevze bin Aliyi Kisra çok beğendi ve inciden yapılmış bir gerdanlık getirtip başına bağlattı. İşte bu sebeple ona Taçlı Hevze adı verildi. Sonra Kisra ondan Temimoğullarının kendi kavminden olup olmadığını yahut da aralarında bir sulh anlaşması bulunup bulunmadığını sordu. Bunun üzerine Hevze Ona: “Hayır, aramızda hiç bir anlaşma yok, ancak ölüm var.” diye cevap verdi. Onun bu sözü üzerine Kisra: “O halde intikamını alacaksın.” dedi ve Temimoğullarının üzerine asker göndermek istedi. Bu sırada Kisraya Temimoğullarının ülkesinin çok kötü olduğu, sularının yeterli olmadığı söylendi ve Araplar tarafından “Mükabir diye adlandırılan Bahreyn valisi Azad-Firuz bin Cuşeyşe Temimoğullarını öldürmesine dair bir mektup gönderme si tavsiye edildi. Araplar tarafından Azad-Firuza “Mükabir adının verilmesi, onun suçlu insanların ellerini ve ayaklarını kesmesinden ileri geliyordu. Nihayet Kisra bu tavsiyeye uyarak Azad-Firuza bir elçi gönderdi, Hevze bin Aliyi yanına çağırıp hediye ve taltiflerini yeniledikten sonra elçiyle birlikte onun da gitmesini emretti. Hevze ve elçi başak toplama mevsiminde Mükabirİn yanına geldiler. Temimoğulları ise zahire getirmek ve dökülen başakları toplamak üzere Hecere giderlerdi. Mükabir bir münMiye: “Temimoğullarından burada ne kadar kimse varsa gelsin, zira hükümdar Kisra kendilerine zahire ve yiyecek dağıtılmasını emretti.” diye seslenmesini söyledi. Bunun üzerine orada bulunan Temimoğulları Muşakkar adındaki kaleye girdiler. Onların bu kaleye girmesi üzerine Mükabir, onların erkeklerini öldürdü, çocuklarını ise sağ bıraktı. Bu arada o gün, Yerbu kabilesinin cengaver süvarisi Kaneb er-Riyahi de öldürüldü. Sonra sağ bırakılan çocuklar gemilere bindirilip Fars ülkesine gönderildi.

Hübeyra bin Hudeyr el-Adevi anlatıyor: “İstahr fethedildikten sonra bu çocuklardan bir kaç tanesi geri döndü. Geri dönenlerden birisi hadım hale getirilmiş, diğeri de terzilik öğrenmişti. Bu arada Temimoğullarından Ubeyd bin Vehb adında birisi bağlı olduğu kapı zincirini kesip kurtulmayı başardı. Diğer taraftan Hevze bin Ali de Mukabirden kendisine esir edilen Temimoğullarından yüz kişi bağışlamasını istedi, sonra bağışlanan bu kimseleri Hevze bin Ali azad edip salıverdi.”