İddia edildiğine göre, Tiberius tan sonra Şam bölgesinin tüm hakimiyeti oğlu Cayus (Gaius, Caligula)a geçmiş ve dört yıl hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra Tiberiusun Kılodiyus (Claudius) adındaki diğer oğlu hükümdar olmuş ve on dört yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra Petrus ile Paulusu öldürüp başaşağı asan Neron hükümdar olmuş ve hükümdarlığı on dört yıl sürmüştür. Bundan sonra Potlayıs (Vitellius) hükümdar olmuş ve dört ay hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra İsanın intikamını almak için oğlu Titusu Beytül-Makdise gönderip yıktıran ve İsrailoğullarını öldürten İsfisyanus (Vespasianus) hükümdar olmuştur. Sonra onun oğlu Titus tahta geçmiştir. Ondan sonra kardeşi Domitianus hükümdar olmuş ve on altı yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra Narvas (Nerva) hükümdarlığa geçmiş ve hükümdarlığı altı yıl sürmüştür. Ondan sonra Trayanus (Traianus) hükümdar olmuş ve on dokuz yıl hükümdarlık etmiştir. Bundan sonra Hadrianus hükümdarlığa geçmiş ve yirmi bir yıl hükümdarlık yapmıştır. Sonra Batyanus (Patyanius)un oğlu Antoninus hükümdar olmuş ve yirmi iki yıl hükümdarlıkta bulunmuştur. Ondan sonra Markus (Marcus) ve oğulları on dokuz yıl hükümdarlıkta kalmışlardır. Onlardan sonra Komudus (Kommodus) hükümdarlığa gelmiş ve on üç yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Fartinacus (Partinax) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı altı ay sürmüştür. Ondan sonra hükümdarlığa Sevarus (Seberus, Septimus Severus) geçmiş ve on dört yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Antinanus (Antoninus Bassianus, Karakalla) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı yedi yıl sürmüştür. Ondan sonra Markıyanus (Marcianus) hükümdarlığa gelmiş ve altı yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra Antinanus (Antoninus, Elagobalus)(M.S. 2ı8-222) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı dört yıl sürmüştür. Meşhur hekim Calinus (Galen, Cealionius), bu hükümdarın döneminde vefat etmiştir. Ondan sonra Aleksandros (Alexander Aurelius Severus)(M.S. 222-235) hükümdarlığa gelmiş ve on üç yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Maksimanus (Maximinos Thrax)(M.S. 235-238) hükümdar olmuş ve üç yıl hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra Cordiyanus (Gordianus)(M.S. 238-244) hükümdarlığa geçmiş ve altı yıl hükümdarlık yapmıştır. Sonra hükümdarlığa Filifos (Uhilippus) gelmiş ve yedi yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Ondan sonra Dakyus (Decius Traianus) hükümdar olmuş ve altı yıl hükümdarlık yapmıştır. Sonra Kalus (Gallus) gelmiş ve altı yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Ondan sonra Valeriyanus (Valerianus) ve Kalinus (Gallianus) hükümdar olmuşlar ve on beş yıl hükümdarlık etmişlerdir. Sonra Kaludiyus (Claudius II) gelmiş ve bir yıl hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra Kritalius hükümdar olmuş ve hükümdarlığı iki ay sürmüştür. Sonra Oriliyanus (Aurelianus) hükümdarlığa geçmiş ve hükümdarlığı beş yıl devam etmiştir. Ondan sonra Tıktus (Tacitus) hükümdar olmuş ve altı ay hükümdarlık yapmıştır. Sonra hükümdarlığa Fulornus (Florianus) geçmiş ve yirmi beş gün hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra Furubos (Probus) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı altı yıl sürmüştür. Sonra hükümdarlığa Doklatyanus (Diocletianus) geçmiş ve altı yıl hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra Mahsimanus (Maximanus) hükümdar olmuş ve yirmi yıl hükümdarlık yapmıştır. Sonra Kostantin (Kostantinus) geçmiş ve otuz yıl hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra Yuliyanus (Julius) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı iki yıl sürmüştür. Bundan sonra Yuyanus (Dicinianus) gelmiş ve bir yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Valentiyanus (Valentinianus) ve Gartiyanus (Gratianus) hükümdar olmuşlar ve yirmi yıl hükümdarlık yapmışlardır. Onlardan sonra hükümdarlığa Hartiyanus ve küçük Valentiyanus gelmiş ve hükümdarlıkları bir yıl sürmüştür. Sonra büyük Tiyadasis (Theodosius I) hükümdar olmuş ve on yedi yıl hükümdarlık etmiştir.
Daha sonra Arkadiyus (Arkadius) ve Onoriyus (Honorius) hükümdar olmuşlar ve yirmi yıl hükümdarlık etmişlerdir. Onlardan sonra hükümdarlığa küçük Tiyadasis ve Valentiyanus gelmiş ve hükümdarlıkları on altı yıl devam etmiştir. Sonra Markıyanus hükümdarlığa geçmiş ve yedi yıl hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra Lavest (doğrusu Leon) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı on yıl sürmüştür. Sonra hükümdarlığa Zanun (Zenon) gelmiş ve on sekiz yıl hükümdarlık etmiştir. Bundan sonra Anastas hükümdarlığa geçmiş ve yirmi yedi yıl (491-518) hükümdarlık yapmıştır. Sonra Yustinyanus (Justinos) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı dokuz yıl sürmüştür. Ondan sonra hükümdarlığa yaşlı Yustinyanus (Justinos) geçmiş ve yirmi yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Yustinus (Justino II) hükümdar olmuş ve on iki yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Ondan sonra Tiberius hükümdarlığa gelmiş ve altı yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Marikış (Mavrikios) ile oğlu Tedasis hükümdar olmuşlar ve yirmi yıl hükümdarlıkta kalmışlardır. Ondan sonra Foka (Phokas) hükümdar olmuş, yedi yıl altı ay hükümdarlık yaptıktan sonra öldürülmüştür. Sonra Muhammedin mektup yazdığı Herakliyus (Herakleios) hükümdarlığa gelmiş ve üç (doğrusu otuz) yıl hükümdarlık yapmıştır.
Tarihçilerin ifadelerine göre, Beytül-Makdis (Kudüs)in Buht Nassar tarafından tahrip edilmesinden sonraki imarından itibaren Muhammedin hicretine kadar bin küsur yıl geçmiştir. İskenderin hükümdarlığı ile hicret arasındaki müddet dokuz yüz yirmi küsur yıldır. İskenderin ortaya çıkmasıyla İsanın doğumu arasındaki müddet ise üç yüz üç yıldır. İsanın doğumu ile göğe kaldırılması arasındaki müddet otuz iki yıldır. İsanın göğe kaldırılması ile hicret arasındaki müddet beş yüz seksen beş yıl, bir kaç aydır.
Ebu Cafer et-Taberinin Roma hükümdarlarının sayısı hakkında söyledikleri bundan ibarettir. Fakat o, bu hükümdarların dönemlerinde meydana gelen hadiseleri zikretmemiştir. Ancak Roma hükümdarlarım kaleme alıp zikreden başka bir tarihçi, bu hükümdarların pek çoğu hakkında Ebu Cafer etTaberiye katılmamakla birlikte diğer geri kalanlar hakkında farklı isimler zikrederek ona katılmış ve bu hükümdarların dönemlerinde meydana gelen bazı hadiseleri bu farklı isimlere nispet ederek zikretmiştir. Biz şimdi Allah izin verirse bu tarihçinin vermiş olduğu bilgileri muhtasar olarak zikredeceğiz.
Not: Zenon iki kez imparator olmuştur. Birincisinde bir yıla yakın, ikincisinde ise 476-491 yılları arasında hüküm sürmüştür. Bk. Ostrogorsky, s. 56. vd. (Mütercim).
Pek çok tarihçi, Sofirin soyundan gelen Romalıların Yunanlılara galip geldiklerini zikrederler. İsrailoğulları ise Sofirin, Asfer bin Nifr bin İs bin İshak bin İbrahim olduğunu iddia ederler. Onlar Yunanlılara galip gelmezden önce Romada kalıyorlardı; hristiyanlıktan evvel de Sabiilik mezhebine (dinine) girmişlerdi. Tıpkı Sabiilerde olduğu gibi onların da taptıkları putları vardı. Romadaki ilk hükümdarları Galyus (Gallius) olup on sekiz yıl hükümdarlık etmişti. Bir rivayete göre ise, Galyustan önce Romulus ve Ermanus (Romus ) hükümdarlık etmişler ve kendilerine nispet edilen Roma şehrini kurmuşlardı. Rumlar da adlarını Romadan almışlardı. Galyusun tarihte ilk hükümdar olarak gösterilmesi, ilk hükümdar oluşundan değil, şöhretinden ileri gelmekteydi.
Galyustan sonra Yulyus (Julius) hükümdar olmuş ve dört yıl, dört ay hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra hükümdarlığa Augustos geçmiştir. Augustos kelimesi; doğmak, genç ve çocuk manalarına gelen saha kelimesinin karşılığıdır. İlk defa Kaysar (Sezar) adını Augustos almıştır. Kaysar kelimesinin izahı şudur: Augustosun annesi ona hamile iken ölmüştü. Annesinin karnı yarılarak (sezaryenle) çıkarıldığından ona bu ad verildi. Daha sonra Kaysar (Sezar) adı Roma hükümdarlarının bir unvanı oldu. Augustosun hükümdarlığı ise elli altı yıl beş ay sürdü.
Pek çok tarihçi, Roma İmparatorluğunu onun adıyla başlatırlar; çünkü Romada ilk defa ordular hazırlayıp karada ve denizde savaşlara girişerek, Yunanlılara savaş açıp onların ülkelerini istila eden o olmuştu. Ayrıca o Yunanlıların son hükümdarı olan kraliçe Kleopatrayı öldürmüş, İskenderiyeyi istila ederek orada bulunan her şeyi Romaya taşımış, Şam (Suriye) bölgesini zaptetmişti. Böylece Yunanlıların hükümranlığı zayıflayıp dağılmış ve Roma imparatorluğu na katılmışlardı. Bundan sonra Augustos, Antikus (Antiochus)un oğlu Herodesi Beytül-Makdis (Kudüs)e bölge hükümdarı olarak tayin etti. İsa onun hükümdarlığının kırk ikinci yılında dünyaya geldi. Kaysariye şehrini de o kurdu.
Augustostan sonra hükümdarlığa Tiberius geçmiş ve yirmi üç yıl hükümdarlık etmiştir. Kendisine nispet edilen Taberiye şehrini de o kurmuştur. Araplar ise onun kendi adını verdiği bu şehrin ismini Taberiye şeklinde değiştirmişlerdir. İsa, onun döneminde göğe kaldırılmış ve bu hadiseden sonra üç yıl daha hükümdarlık yapmıştır.
Mütercimin iddiası: İsanın göğe kaldırılması, bu Tiberiusun zamanında değil, Tlberiusun oğlu Claudiusun zamanında olmuştur.
Sonra Tiberiusun oğlu Gayus (Gaius) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı dört yıl sürmüştür. Gayus hükümdar olunca, hristiyanların Şemmas grubunun başı olan rahip İstafanos (Stephanus) ile Yuhanna bin Zebedinin kardeşi Yakubu ve birçok Hıristiyam öldürmüştür. Onun öldürdüğü bu iki kişi aynı zamanda Havarilerden idiler. Ayrıca o, hristiyanları öldüren ilk putperest hükümdar olmuştur.
Ondan sonra Tiberiusun diğer oğlu Klodiyus (Claudius) hükümdarlığa gelmiş ve on dört yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Onun döneminde Havarilerden Şemfuı es-Safi hapse atılmış, daha sonra hapisten kurtulup Antakyaya gelmiş ve halkı Hristiyanlığa davet etmiştir. Sonra Romaya giden Şemun buranın halkını da hristiyanlığa davet etmiş, bu arada hükümdarın hanımı onun davetini kabul edip Beytül-Makdise gelmiş ve hristiyanların İsanın, üzerinde idam edildiğini iddia ettikleri çarmıhı Yahudilerin elinden alıp hristiyanlara teslim etmiştir.
Sonra Neron hükümdar olmuş ve on üç yıl üç ay hükümdarlık yapmıştır.
Neron, hükümdarlığının sonlarına doğru Petrus ile Paulusu Romada idam edip öldürtmüş ve onları başaşağı astırmıştır. Yine Neronun döneminde Yahudiler, Beytül-Makdisin ilk piskoposu olan Yakup bin Yusufu yakalayıp öldürmüşler ve kutsal haçı geri alıp toprağa gömmüşlerdir. Yeryüzünün haritasını gösteren Kitab el-Coğrafya adlı eserin sahibi filozof Marinos da onun döneminde yaşamıştır.
Ondan sonra hükümdarlığa Galbas gelmiş ve yedi ay hükümdarlık etmiştir. Sonra Ason (Otho) hükümdar olmuş, hükümdarlığı ise üç ay sürmüştür. Daha sonra Bitalis hükümdar olmuş ve on bir ay hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra hükümdarlığa İspesyanus (Vespasianus) geçmiş ve yedi yıl, yedi ay hükümdarlık etmiştir. Onun hükümdarlığı döneminde BeytülMakdis (Kudüs) halkı Kaysar (İmparator)a başkaldırmıştır. Bunun üzerine İspesyanus, Beytül-Makdisi muhasara edip şehri zorla fethetmiş ve halktan Yahudi, hristiyan pek çok kimseyi öldürmüştür. Ayrıca o, hükümdarlık döneminde işkence ve eziyetlerini bütün hristiyan ve Yahudilere karşı yaygınlaştırmıştır .
Sonra onun yerine oğlu Titus hükümdar olmuş ve hükümdarlığı iki yıl üç ay sürmüştür. Titusun döneminde, Harran halkından Markayun adındaki kişi, varlığın hayır (nur) ve şer (zulmet) den ibaret olan iki temel unsur ile bunların uyuşmasını sağlayan ikisi arasındaki bir kuvvetten meydana geldiği felsefi düşüncesini ortaya koymuştur. MarkUniye denilen mezhep (ekol) de kurucusuna istinaden ona nispet edilmiştir.
Daha sonra onun yerine İspesyanus un diğer oğlu Domitianus hükümdar olmuş ve on beş yıl on ay hüküm sürmüştür. Hükümdarlığının dokuzuncu yılında Havarilerden İncilin katibi Yuhannayı bir adaya sürgün etmiş, sonra affedip geri dönmesine müsaade etmiştir.
Ondan sonra Narvas hükümdar olmuş, bir yıl beş ay hükümdarlık etmiştir. Sonra hükümdarlığa Trayanus (Traianus) geçmiş ve hükümdarlığı on dokuz yıl sürmüştür. Hükümdarlığının altıncı yılında ise İncilin katibi Yuhanna Efsis (Efes) şehrinde vefat etmiştir.
Sonra İliya Andriyanus (Aelius Hadrianus) hükümdar olmuş ve yirmi yıl hükümdarlık yapmıştır. Hükümdarlığı döneminde kendisine karşı gelen hristiyan ve Yahudilerden pek çok kimseyi öldürmüş, Beytül-Makdisi de tahrip etmiştir. Bu, BeytüI-Makdis in en son tahribi idi. Yine o, tahrip etmiş olduğu Beytül-Makdis (Kudüs)i hükümdar-lığının sekizinci yılında tekrar imar etmiş ve ona İliya (İlia, Aelius) adını vermiştir. Bundan sonra Kudüs şehri bu isimle anılmağa başlanmıştır. Daha önceleri ise bu şehir Urşelim (Jerusalem) ismiyle anılırdı. Bundan sonra hükümdar İliya, bu şehre Yunanlı ve Romalılardan bir grup kimseyi getirip yerleştirmiş ve Zühre için büyük bir abide yaptırmıştır. Abide çok yüksek olduğu için üst tarafından büyük bir kısmı yıkılmıştır. Bu abide, günümüze, yani 603 H. (miladi 1206-1207) yılına kadar varlığını korumuştur. Ben, sağlam bir şekilde inşa edilen bu abideyi gördüm. Davuddan çok sonra inşa edilmesine rağmen bu abidenin ona nispet edilmesini bir türlü anlayamıyorum. Bu abidenin, Davud tarafından inşa edildiğini ve orada ibadete çekildiğini Kudüs halkından duymuştum. Suskunluğu şiar edinen büyük filozof Sakides, bu hükümdarın zamanında yaşamıştır.
Ondan sonra hükümdarlığa Antininis Biyus (Antoninus Pius) geçmiş ve yirmi iki yıl hüküm sürmüştür. el-Macasti ve el-Coğrafya gibi daha bir takım eseri olan Batlamyus onun döneminde yaşamıştır. Bir rivayette Batlamyusun Claudiusun soyundan geldiği söylenir; hatta ona nispet edilerek kendisine Batlamyus el-Kılodi denmiştir. Claudius ise Romalıların altıncı hükümdarı idi. Batlamyusun Yunan hükümdarlarından olmayıp, hükümdar Antoninusun döneminde yaşadığına dair delil ise, onun kendi kitabı olan elMacastide bizzat kendisinin sekiz yüz seksen yılında Buht Nassar ıçın İskenderiyede güneşi gözetlediğini zikretmesidir. Buht Nassarın hükümdar olmasından Daranın öldürülmesine kadar dört yüz yirmi dokuz yıl, üç yüz on altı gün geçmiştir. Daranın öldürülmesinden itibaren Augustosun son Yunan hükümdarı kraliçe Kleopatrayı öldürmesine kadar geçen süre ise iki yüz seksen altı yıldır. Augustos un, Antıninus a karşı galip gelmesinden sonra yüz altmış yedi yıl geçmiştir. Böylece Buht Nassarın hükümdarlığından Adriyanus (Hadrianus)un dönemine kadar yaklaşık olarak sekiz yüz seksen üç yıl geçmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla bu tarih Batlamyus un anlattığına uygun düşmektedir.
Batlamyusun, son Yunan hükümdarı kraliçe Kleopatranın oğlu olduğunu ileri süren kişinin iddiasını, bazı alimler tarih yoluyla, Yunan hükümdarlarının listesini vermek ve onların hükümdarlık müddetlerini zikretmek suretiyle çürütmüşlerdir. Ebu Cafer et- Taberi ise, daha önce bahsedildiği üzere, Yunan hükümdarlarının hükümdarlık müddetlerini iki yüz yirmi yedi yıl olarak zikretmiştir.
Antıninustan sonra hükümdar olan ve Orliyus (Aurelius) diye adlandırılan Markus (Marcus) on dokuz yıl hükümdarlık etmiştir. Onun hükümdarlığı döneminde Urfada piskopos olan İbn Deysan iki esas unsur kabul ettiği nur ve zulmet, yani hayır ve şer felsefi prensibini ortaya koymuştur. O, bu adını Urfa şehir kapısının yakınında bulunan Deysan adındaki bir nehirden almıştır. İbn Deysan küçük iken bu nehrin kenarında atılmış bir vaziyette bulunmuştu. Daha sonra bu nehrin kenarına bir kilise yapmıştır.
Ondan sonra Kommodus hükümdar olmuş ve on iki yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Onun döneminde meşhur hekim Calinus (Cealionius), Batlamyus elKılodi ile buluşmuş ve hristiyanlık dini de onun döneminde ortaya çıkıp yayılmıştır. Calinus bunları Cevamiu Kitabi Eflatun fis-siyase adlı eserinde zikretmiştir.
Sonra Bertinakş (Pertinax) hükümdarlığa gelmiş ve üç ay hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra Yuliyanus (Julianus) hükümdar olmuş ve iki ay hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra hükümdar olan Sevarus on yedi yıl hükümdarlıkta kalmış ve döneminde Yahudi, hristiyan ayırımı yapmadan onlardan pek çok kimseyi öldürmüş, birçoklarını darmadağın edip sürmüştür. Ayrıca İskenderiyede büyük bir abide inşa etmiş ve ona İlahların Abidesi manasına gelen Heykelül-alihe ismini vermiştir.
Ondan sonra hükümdarlığa Antoniyus (Antoninus) gelmiş ve altı yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Makruniyus (Maerinus) hükümdar olmuş ve hükümdarlığı bir yıl iki ay sürmüştür. Ondan sonra Antoninus (II) hükümdarlığa geçmiş ve dört yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra Mamiyas lakabıyla anılan Alexandros hükümdar olmuş ve on üç yıl hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra hükümdarlığa Maksimiyanus (Maximinos Thrax) geçmiş ve üç yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Maksimus hükümdar olmuş ve üç ay hüküm sürmüştür. Ondan sonra hükümdarlığa Gardianus geçmiş ve hükümdarlığı altı yıl devam etmiştir. Daha sonra Filibus (Philippus) hükümdar olmuş ve altı yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra o, Sabiilerin dinini bırakıp hristiyanlığı kabul etmiş ve ülkesinden pek çok kimse de ona tabi olup bu dine girmiştir. Bu yüzden halk arasında ihtilaf meydana gelmiştir. İhtilaf çıkarıp hükümdara karşı koyanların birisi ise Dakiyus (Decius) adındaki patrik idi. Nihayet Dakiyus, hükümdar Filibusu öldürüp hükümdarlığı ele geçirdi ve Filibusun yerine geçerek iki yıl hükümdarlıkta kaldı. Hükümdarlık döneminde ise hristiyanları takibata koyuldu. Ondan korkarak kaçan Ashab-ı Kehf Efsis (Efes) şehrinin doğusundaki bir mağaraya gelip gizlenmişlerdi. Bu şehir sonra yıkılıp harap olmuştur. Ashab-ı Kehf ise bu mağarada yüz elli yıl kalmışlardır.
Ashab-ı Kehfin mağarada yüz elli yıl kaldıklarına dair söylenen bu söz yanlıştır, çünkü İsanın göğe kaldırılmasından bu ana kadar yaklaşık olarak iki yüz on beş yıl geçmiştir. Eshab-ı Kehfin mağarada kaldığı müddet hakkında ise Kuranda: Onlar mağaralarında üç yüz yıl bekleyip eğleştiler. (Buna) dokuz yıl daha kattılar. (Kehf 18, 25) buyurulur. Bu her iki müddetin toplamı ise beş yüz yirmi dört yıl etmektedir. Buna göre Eshab-ı Kehf İslamiyetin zuhurundan yaklaşık altmış yıl önce mağaradan dışarı çıkmışlardır. Biraz önce zikrettiğimize göre Eshab-ı Kehf in mağaradan çıkmasından itibaren hicrete kadar geçen süre ise iki yüz yılı aşmaktadır. Bu sürelerin toplamı ise Muhammed ile İsa arasındaki fetret müddetini çok aşmaktadır. Ancak bu görüşü nakleden kişi, yukarıda da gördüğümüz üzere, Eshab-ı Kehfin ortadan yüz elli yıl müddetle kaybolduklarım söylemek istiyorsa buna bir diyeceğimiz yoktur; fakat bu da Kuran-ı Kerimin ifadesine muhaliftir. Eğer Kuran-ı Kerimdeki bu ayet olmasaydı, o zaman bu kişinin sözü doğru olabilirdi.
Sonra hükümdarlık tahtına Galyus (Callius) çıkmış ve iki yıl hükümdarlık yapmıştır. Onun hükümdarlık ortağı olan Yuliyanus (Gallianus ) ise on beş yıl hükümdarlıkta kalmıştır. Sonra Kaludiyus (Claudius) gelmiştir. Ondan sonra yerine hükümdar olan oğlu Oriliyanus (Aurelianus) ise altı yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Tafistus (Tacitus) ve kardeşi Forus (Florianus) hükümdar olmuşlar ve dokuz ay hükümdarlıkta kalmışlardır. Ondan sonra Probus tahta çıkmış ve dokuz yıl hükümdarlık etmiştir. Sonra Karus (Carus) hükümdar olmuş ve iki yıl, beş ay hüküm sürmüştür. Ondan sonra hükümdarlığa Doklatyanus (Diocletianus) gelmiş, hükümdarlığı ise on yedi yıl sürmüştür. Daha sonra Maksimanus (Maximanus)(Maxsimianus Galerius) ile Maksinatyus (Maxinatyus) müştereken hükümdar olmuşlar, sonra birbiriyle çarpışarak ülkeyi aralarında taksim etmişlerdir. Baba Maksimanus, Şam, el-Cezire ve Rum topraklarının bir kısmına sahip olmuş, oğlu Maksinatyus ise Roma ve civarındaki Firenk topraklarına malik olmuştur. Her ikisinin de hükümdarlıkları dokuz yıl sürmüştür. Aynı zamanda onlarla birlikte hükümdarlığa ortak olan Kostantinin babası Kostans ise, henüz o zaman kurulmamış olan Kostantiniyyenin kenarında bulunan Borantıya ile civar bölgelerde hüküm sürmüştür. Babası Kostans ölünce, yerine annesi Helena ile bilinen ve Hristiyanlık dinini kabul eden oğlu Kostantin hükümdar olmuştur.
Baştan buraya kadar anlatılan Roma hükümdarlıklarının durumu tıpkı bölge hükümdarları (Mülüküt-tavaif)nın durumuna benzemektedir ve sayıları tam olarak tespit edilememiştir. Tarihçiler tarafından bölge hükümdarlarının sayısı hakkında ileri sürülen farklı görüşler, aynen Roma hükümdarları hakkında da ileri sürülmüştür.
Bir tarihçinin ifadesine göre, baştan buraya kadar anlatılan Roma hükümdarları sayı bakımından bölge hükümdarlarına (Mülüküt-tavaif) benzemektedir ve sayıları tam olarak tespit edilememiştir. Bölge hükümdarları hakkında vaki olan ihtilaf, aynen Roma hükümdarları hakkında da vakidir. Ancak Kostantin ile Muhammedin peygamberliğini ilan ettiği zamanda hükümdarlıkta bulunan Herakleios arasındaki hükümdarların sayısına itimat edilebilir. Bu tarihçinin sözünde gerçek payı çoktur. Çünkü Dakiyus (Decius) ve Ashab-ı Kehften bahsederken bu ihtilaf ve tenakuzların bir kısmını gördük. Bundan dolayı Taberi, Ashab-ı Kehfin hangi hükümdar zamanında yaşadıklarını zikretmemiştir. Biz bunu hükümdarların dönemlerinde meydana gelen önemli hadiseler sadedinde olduğu için zikrettik.