"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Şaya ile birlikte bulunan israiloğullarının hükümdarı

Allah, Musaya Kuran-ı Kerimde zikredilen şu ayetleri (buyrukları) vahyetmişti: Biz Kitabda İsrailoğullarına şu hükmü verdik: “Siz o ülkede iki defa fesat çıkaracaksınız ve (bana karşı) büyük bir serkeşlik yapıp kabaracaksınlZ. İşte o iki (fesadınızdan) birincisinin zamanı gelince, sizin üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik, onlar da evlerin aralarına kadar girip (sizi) araştırdılar. (Bu) yapılması gereken bir vaat idi. Sonra tekrar size, onları yenme imkanı verdik, sizi mallarla, oğullarla destekledik ve savaşçılarınızı çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinize olur. Sonuncu (başkaldırmanızın cezalandırılma) zamanı gelince, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebep olsunlar), ilk kez girdikleri gibi Mescide (Beytül-Makdise) girip (tahrib et)sinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinier! diye (yine öyle kullar gönderdik). (Tövbe ederseniz) Rabbinizin sizi esirgeyeceğini umabilirsiniz. (Eğer tekrar fesada) dönerseniz, biz de sizi (cezalandırmağa) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yaptık.” (İsra 4-8).

İsrailoğullarının arasında zamanla günah ve kötülükler çoğaldı. Allah ise, onlara olan merhametinden dolayı günahlarım bağışlıyordu. Allahın onların günahlarına bir ceza olarak verdiği ilk musibet şu şekilde oldu: İsrailoğullarının başına kendilerinden Sıdkıya adında birisi hükümdar olmuştu. İsrailoğulları nda şu adet bakimdi: Onların başına bir hükümdar geçtiği zaman, Allah onlara bir de peygamber gönderir, bu peygamber hükümdarı irşad eder, Allah istediğini vahiy yoluyla ona bildirirdi. İsrailoğullarının ise Tevrat şeriatinden başka bir şeriatleri olmamıştı. Sıdkıya hükümdar olunca Allah onlara Şayayı peygamber olarak gönderdi. Muhammed ile İsayı müjdeleyen bu zat idi. Sıdkıyanın hükümdarlığının sonlarına doğru, İsrailoğullarının arasında günah ve kötülükler çoğalmağa başladı. Bunun üzerine Allah (bir musibet olarak) onların üzerine fezayı dolduracak kadar kalabalık bir askerle birlikte Babil Hükümdarı Senharibi gönderip başlarına musallat etti. Nihayet Senharib, Beytül-Makdise geldi ve etrafını kuşattı. Bu sırada İsrailoğullarının hükümdarı Sıdkıya ise bacağında çıkan bir çıbandan muzdarip olup hastalanmıştı. Peygamber Şaya ona gelip: “Allah, sana vasiyetini yapmam ve senden sonra gelecek hükümdarı belirlemeni istiyor, zira sen ölmek üzeresin.” dedi. Bunun üzerine hükümdar Sıdkıya, Allaha dua edip yalvardı; Allah da onun duasını kabul buyurdu ve Allah Şayaya, vahiy yoluyla hükümdar Sıdkıyanın ömrünü on beş yıl uzattığını ve düşmanı Senharibten onu kurtardığını bildirdi. Şaya, hükümdar Sıdkıyaya bunu bildirince, ağrıları dindi ve eski sağlığına kavuştu.

Bundan sonra Allah, Senharibin askerlerinin üzerine bir melek gönderdi ve bu meleğin sayhasıyla (gürültülü sesiyle) altı kişi dışında hepsi öldüler. Ölümden kurtulan bu altı kişi Senharib ile beş katibinden ibaretti. Bazılarına göre, bu katiplerden birisi Buht Nassar idi. Bunun üzerine Sıdkıya ve İsrailOğulları onların kışlalarına gittiler ve burada bulunan malları ganimet olarak aldılar. Senharib i aradılarsa da bulamadılar. Hemen arkasından peşini takip etmek üzere adamlar gönderdiler ve onu beş arkadaşıyla birlikte buldular. Onları yakalayıp zincire vurduktan sonra Sıdkıyanın yanına getirdiler. Sıdkıya, Senharibe: “Rabbimizin sana yaptığını nasıl buldun?” diye sordu. Senharib: “Daha önce Rabbinizin haberini ve size yardımlarını duymuştum; fakat kulak asıp dinlememiştim.” dedi. Sıdkıya, onları Beytül-Makdisin etrafında dolaştırdıktan sonra hapsetti.
Allah, Şayaya vahiy yoluyla hükümdar Sıdkıyanın Senharibi ve beraberindekileri serbest bırakmasını emretti, bunun üzerine onları serbest bıraktı. Bundan sonra onlar Babile geri döndüler ve Allahın kendilerine ve askerlerine neler yaptığını kendi kavimlerine anlattılar. Senharib ise bundan sonra yedi yıl yaşadı, sonra öldü.
Kitap ehlinden bazılarının iddialarına göre, Senharibden önce İsrailoğullarının üzerine Babil hükümdarlarından Kifru (Lifru) adında bir hükümdar yürümüştür. Buht Nassar onun amcasının oğlu ve aynı zamanda katibi idi. Allah, onların üzerine bir rüzgar gönderip onun ordusunu helak etmiş, ancak kendisiyle katibi kurtulmuştu. Daha sonra, kurtulan bu Babil hükümdarını oğullarından birisi öldürmüştü. Baht-Nassar da hükümdarının öldürülmesine öfkelenerek onu öldüren oğlunu öldürdü. İşte bu hadiselerden sonra Senharib İsrailoğullarının üzerine yürümüştür. Senharib Ninovada hükümdarlık ediyordu. Azerbaycan hükümdarı ile birlikte o gün İsrailoğullarına savaş açıp onları sindirmişti. Daha sonra Senharib ile Azerbaycan hükümdarı arasında anlaşmazlık çıktı. Her iki taraf, askerleri tükenip yok oluncaya kadar birbiriyle savaşa devam ettiler. Bunun üzerine İsrailoğulları çıkıp onların beraberinde bulunan malları ganimet olarak aldılar.
Rivayet edildiğine göre, Senharib ölünceye kadar yirmi dokuz yıl hükümdarlık yapmıştır. Senharibin muhasara ettiği İsrailoğullarının hükümdarı ise Hazkıya idi. Hazkıya vefat ettikten sonra yerine oğlu Müneşşa hükümdar oldu ve elli beş yıl hükümdarlık yaptı.

Ondan sonra Amun hükümdar oldu ve adamları tarafından öldürülünceye kadar on iki yıl hükümdarlık etti. Bundan sonra onun oğlu Yuşiya hükümdar oldu ve Mısır firavunu Ecdaın (burunsuz Firavunun) onu öldürmesine kadar otuz bir yıl hükümdarlık yaptı. Sonra onun oğlu Yahu Ehaz bin Yuşiya hükümdarlığa geçti; fakat Firavun Ecda onu azledip yerine oğlu Yukakim bin Yahu Ehazı hükümdar yaptı ve onu haraca bağladı. Yukakimin hükümdarlığı ise on iki yıl sürdü. Bundan sonra onun oğlu Yuyanın hükümdar oldu, fakat Buht Nassar ona savaş açtı ve onu hükümdarlığının üzerinden üç ay geçtikten hemen sonra Babile götürdü. Bundan sonra Buht Nassar onun yerine amcasının oğlu Yakunyayı hükümdar yaptı ve ona Sıdkıya adını verdi. Fakat Yakunya Buht Nassara karşı geldi, bunun üzerine Buht Nassar ona savaş açtı ve onu ele geçirip Babile götürdü, ayrıca Buht Nassar, onun oğlunu gözünün önünde boğazladı ve Yakunyanın gözlerine mil çekti. Bu arada BeytülMakdisi ve Heykeli (Süleymanın yaptırdığı abideyi) tahrip edip yıktı. Bundan sonra İsrailoğullarını esir alıp Babile götürdü. İleride de Allahın izniyle zikredeceğimiz üzere, onlar, Beytül-Makdise dönünceye kadar Babilde kaldılar. Sıdkıya (Yakunya)nın bütün hükümdarlığı on bir yıl sürdü.
Rivayet edildiğine göre, İsrailoğullarının arasında kötülükler çoğalıp yayılınca, Allah Şayaya vahyetti ve vahyedilenleri kendi lisam ile onlara anlatıp uyarmasını istedi, o da bunu yerine getirdi. Bunun üzerine İsrailoğulları, öldürmek için onun üzerine saldırdılar, fakat Şaya onlardan kaçtı ve kaçarken önüne bir ağaç çıktı. Bu ağaç açıldı, Şaya da içine girdi. Bu sırada Şeytan onun elbisesinin püskülünden tuttu ve onu İsrailoğullarına gösterdi. Onlar bir testere getirip ağacı biçmeye başladılar ve ağacın ortasına geldiklerinde onu ikiye bölüp keserek öldürdüler.
İsrailoğullarının hükümdarlarının isimleri hakkında bundan başka şeyler de söylenmiştir, fakat biz nakline güvenmediğimizden ve sözü uzatmak endişesinden dolayı bunları buraya almıyoruz.