İbn Abbastan rivayet eden Said bin Cübeyr şöyle diyor: “Arafatın arka kısmında bulunan Naman denilen yerde Allahademin zürriyetinden söz aldı ve kıyamete kadar yaratacağı bütün zürriyeti onun sulbünden çıkarıp küçük karıncalar gibi huzuruna topladı, sonra onları karşısına alarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dedi. Onlar: “Evet Rabbimizsin” dediler. (İşte bu şahidlendirme) kıyamet günü: “Bizim bundan haberimiz yoktu” dememeniz içindi. Yahut: “Daha evvel atalarımız Allaha şirk koşmuştu. Biz de onların ardından gelen bir nesiliz. Şimdi o batılı kuranların işlediği günahlar yüzünden bizi helak mi edeceksin” dememeniz içindi. (Araf 172, 173).
Yine İbn Abbastan rivayet edildiğine göre, Allah onlardan Dahna denilen yerde söz almıştı.
Süddi ise şöyle diyor: “Allah Ademi cennetten çıkarıp henüz gökten yeryüzüne indirmezden önce sırtının sağ tarafını sıvazlayıp inci gibi beyaz ufak karıncalar şeklinde ondan zürriyetini çıkardı ve onlara: Rahmetimle cennete giriniz. buyurdu. Yine aynı şekilde Allahademin sırtının sol tarafını sıvazlayıp ufak karıncalar şeklinde siyah renkli diğer bir zürriyet (nesil) çıkardı ve onlara da: Siz de cehennem ateşine giriniz; zira sizin buraya girmenizin benim için önemi yoktur buyurdu. İşte Allahın kendilerine bu şekildeki hitabı, kuranda eshab-ı yemin (sağcılar) ve eshab-ı şimal (solcular) olarak bildirilen bu zürriyetlerin ikili bir tasnife tabi tutulduğu zaman olmuştu.”
Bundan sonra Allahademin bu zürriyetlerinden söz aldı ve onlara: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim” buyurdu. Onlar da: “Evet sen bizim Rabbimizsin,” diye cevap verdiler. Böylece onların bir kısmı gönüllü olarak, diğer bir kısmı ise takiyyeten (gönüllü görünerek) Allaha söz verdiler.