"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Ademin yaratılması

İblisin saltanat ve hakimiyeti dönemindeki hadiselerden (söylentilerden) biri de babamız Ademin yaratılmasıdır. Allah, meleklere, İblisin devlet ve saltanatının zevale yüz tuttuğu, kendisinin mahvolacağı zamanın yaklaştığı bir sırada onun kalbinde saklamış olduğu kibir ve gururu bildirmek istedi. Çünkü melekler onun bu halini bilmiyorIardı. Allah İblisin kibrini bildirmek maksadıyla meleklere şöyle seslendi: Muhakkak ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” Onlar: Yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın? dediler. (Bakara 30).
İbn Abbastan rivayet edildiğine göre: Meleklerin böyle söylemeleri, onların bundan önce yeryüzünün sakinleri olan cinlerin ve İblisin durumlarını öğrenmelerinden ve görmelerinden sonra olmuştu. Bu yüzden onlar Rablerine: “Yeryüzünde cinler gibi kanlar dökecek, bozgunculuk çıkaracak ve sana isyan edecek birini mi yaratmak istiyorsun? Halbuki biz sana hamdedip seni tesbih ve takdis ediyoruz.” dediler.
Allah, meleklere: Sizin bilmediğinizi ben biliyorum. buyurdu. Yani, “İblisin içinde saklamış olduğu gurur ve kibrini, onun benim emrime karşı gelmeye azim ve kararlı olduğunu ben biliyorum ve bunları ayan beyan görmeniz için size açıklayıp bildiriyorum.” demek istiyordu.
Allah, Ademi yaratmak istediği zaman Cebraile yeryüzünden balçık getirmesini emretti. Yeryüzü Cebraile: “Bir şey alarak beni eksiltmenden, şekil ve suretimi bozarak beni hakir düşürmenden Allaha sığınırım.” dedi. Bunun üzerine Cebrail yeryüzünden hiç bir şey almadan geri döndü ve: “Ey Rabbim! Yeryüzü sana sığındı, ben de ona sığınma imkanı tanıdım.” dedi. Bundan sonra Allah bu işe Mikaili görevlendirdi; yer yüzü yine Allaha sığındı ve Mikail de ona sığınma imkanı tanıdı. Sonra Mikail, Allah katına dönerek aynen Cebrailin söylediklerini tekrarladı. Bu sefer Allah, yeryüzüne Azraili gönderdi. Yine yeryüzü Azrailden Allaha sığındı. Bunun üzerine Azrail (Melekül-mevt): “Rabbimin emrini yerine getirmeden geri dönmekten Allaha sığınırım” dedi ve yerden balçık aldı. Fakat bu balçığı bir yerden almadı; yeryüzünün değişik yerlerinden kırmızı, beyaz ve siyah topraklar alıp bunları birbirine karıştırarak yapışkan çamur haline getirdi. Ademoğullarının çeşitli renklerde olmaları bundan ileri gelmektedir.
Ebü Musanın rivayet ettiği bir hadiste Peygamber şöyle buyurur: “Allah, Ademi bütün yeryüzünden aldığı topraktan yarattı; bu sebeple Ademoğulları yerden alınan bu toprağa göre kırmızı, siyah, beyaz ve bunlar arasında bir renk almakta, yumuşak ve sert huylu, iyi ve kötü olmaktadırlar. Bundan sonra Ademin yaratılacağı toprak ıslatıldı, hatta yapışkan çamur haline geldikten sonra siyah ve kokan bir çamur şeklini alıncaya kadar bekletildi. Bundan sonra da Rabbimizin buyurduğu gibi bu çamur kuru balçık haline dönüşünceye kadar olduğu gibi bırakıldı.” Bu hususta Allah şöyle buyurur: Andolsun ki, biz İnsanı kuru balçıktan, suretlenip şekillenmiş bir çamurdan yarattık. (Hicr suresi ayet 26).
Hadiste geçen lazib kelimesi, yapışkan çamur manasına gelmektedir. İşte bu çamur değişip kokuşuncaya kadar bırakılmış, neticede kokuşmuş kara balçık haline gelmiştir. Bundan sonra ses çıkaran kurumuş bir balçık halini almıştır.
Ademe Adem isminin verilmesi, onun yeryüzünden (topraktan) yaratılmasından ve yeryüzü manasına gelen edim kelimesinden kaynaklanmaktadır.
İbn Abbas şöyle diyor: “Allah, Ademin yaratılacağı toprağın yerden alınarak göğe çıkarılmasını emretti. Toprağı getirilen Ademi, yapışkan ve kokuşmuş siyah çamurdan yarattı. Bu çamur ise maddeleri birbirine iyice yapıştıktan sonra kokuşmuş siyah bir şekil aldı. İşte Allah, İblisin Ademe secde etmekten büyüklenmemesi için onu bizzat kendi eliyle bu çamurdan yarattı. Ademin cesedi yere bırakılmış bir şekilde kırk gece, bir rivayette ise kırk yıl kaldı. İblis ise bu kırk gece veya kırk yıl içinde Ademin cesedinin yanına gelir, ona ayağıyla vururdu, bu ceset de ses çıkarırdı. Allah bunu: O, insanı bardak gibi (çınlayan) kupkuru bir balçıktan yarattı? (Hicr 26) buyruğuyla açıklamaktadır; yani Ademin cesedi ses veren ve üfürülerek şişirilip testi haline getirilen kokuşmuş kuru balçıktan yaratılmıştır. Bundan sonra İblis, Ademin ağzından girip arkasından, arkasından girip ağzından çıkmağa başladı ve kendi kendine onun için: Sen böyle ses çıkarmak için değil, belki bir maksat için yaratılmışsındır. Eğer senin başına musallat kılınırsam, elbette seni helak edeceğim; şayet sen bana musallat olursan mutlaka sana isyan edeceğim dedi.”
“Diğer taraftan melekler Ademin cesedinin yanına gelirlerdi ve ondan korkarlardı. Hatta Ademin cesedinden meleklerden daha çok İblis korkardı.”
Nihayet Allahın Ademin cesedine ruhun üflenmesini istediği zaman gelince O meleklere: O halde ben Ademin yaratılışını bitirdiğim, ona ruhumdan üflediğim zaman siz derhal onun için secdeye kapanın. (Hicr 29) buyurdu. Allah, Ademin cesedine ruhu üfürünce bu ruh onun baş tarafından cesedine girdi. Hatta ruhun ceset içerisinde harekete geçmesiyle onun uğradığı kısımlar hemen ete büründü. Ruh Ademin başına girdiği zaman o aksırdı. Bunun üzerine melekler ona: elhamdülillah demesini söylediler. Bir rivayette Ademe elhamdülillah demesini Allah ilham etmişti. Bunun üzerine Adem: elhamdülillahi Rabbil-alemin (Alemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun) dedi. Ademin bu hamdına karşı Allah ona: Ey Adem! Rabbin sana merhamet etti buyurdu. Ruh, Ademin gözlerine gelince o gözlerini cennet meyvelerine çevirdi, ruhun karnına ulaşmasıyla o yemek istedi ve ruh ayaklarına gelmezden önce hemen acele edip yerinden kalkarak cennet meyveleri üzerine sıçradı. İşte bundan dolayı Allah: İnsan aceleden (aceleci) yaratıldı. (Enbiya 37) buyurmuştur. Neticede bütün melekler Ademe secde etti. Ancak İblis büyüklendi ve kafirlerden oldu. Bunun üzerine Allah İblise: Ey İblis! Ben emrettiğim halde senin Ademe secde etmene mani olan nedir? diye sordu O ise Ben ondan daha hayırlıyım. Senin çamurdan yarattığın bir kimseye ben secde edecek değilim karşılığını verdi; kibir, taşkınlık ve çekememezliği yüzünden Ademe secde etmedi. Bunun üzerine Allah: Ey İblis! İki elimle (bizzat) yarattığıma secde etmenden seni hangi şey menetti? Kibirlenmek mi istedin, yoksa yücelerden mi oldun? .. Andolsun ki, cehennemi senden (senin cinsinden) ve onların (insanların) içinden sana tabi olanların hepsiyle dolduracağım. (Sad 75, 85) buyurdu.
“Nihayet Allah, İblis ile uğraşmayı, onu azarlamayı bıraktıktan ve onun isyan üzerinde direndiğini gördükten sonra ona lanet edip rahmetinden ümidini kestirtti, onu huzurundan kovarak şeytan haline getirdi ve cennetten çıkarıp sürdü.”
Şabi şöyle diyor: “İblis, başında bir sarık, gözleri şaşı, tek ayağında bir pabuç, çeşitli sıkıntılar içerisinde ve perişan bir halde yeryüzüne indirilmiştir.”
Humeyd bin Hilal de şöyle diyor: “İblis eli böğründe olarak yeryüzüne indirilmiştir. Bu yüzden namaz kılarken elleri böğre koymak mekruh kılınmıştır. ”
İblis, yeryüzüne indirilince şöyle dedi: Ey Rabbim! Ademin yüzünden beni cennetten kovdun; ben ancak senin bana vereceğin kuvvet ve kudretle onunla başa çıkabilirim. Bunun üzerine Allah ona: Haydi onun üzerine musallat kılındın. buyurdu. İblis: Biraz daha imkanımı artır. dedi. Allah: Ademden doğacak her çocuğa karşılık senin de bir çocuğun dünyaya gelsin, yani neslin onunki kadar çok olsun. buyurdu. İblis: Biraz daha artır. dedi. Allah: Onların (insanların) kalpleri senin meskenin olsun, onların içerisinde kanın dolaştığı gibi dolaşabilirsin. buyurdu. İblis: Biraz daha artır. dedi. Bunun üzerine Allah: Onların içinden gücünün yettiği kimseleri sesinle yerinden oynat, onlara karşı süvarilerinle, piyadelerinle yaygara çıkar, mallarına ve çocuklarına ortak ol, onlara vaatte bulun. “Şeytan bu! Onlara bir aldatıştan başka o ne vaat edebilir? (İsra 64) buyurdu.
İblisin bu isteklerine karşılık Adem şöyle dedi: Ey Rabbim! Ona mühlet verip bana musallat kıldın; ben ancak senin bana vereceğin güç ve kuvvetle ona karşı koyabilirim. Allah ona: Senden doğacak her çocuk (neslin) için kötülerin (şeytanların) şerrinden koruyacak bir muhafız görevlendirdim. buyurdu. Adem: Biraz daha bana imkan ver! dedi, Allah: Yapılan her bir iyilik (hasene) on katıyla mükafatlandırılacaktır; dilersem daha da arttırırım. İşlenen bir günah yalnız bir katıyla cezalandırılacaktır; istersem bunu da silip affederim. buyurdu. Adem: Biraz daha artır! dedi. Allah: Ey kendilerinin aleyhinde haddi aşan kullarım! Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları yarlığar (bağışlar). (Zümer 53) buyurdu. Adem: Biraz daha artır! dedi. Allah: Ruh bedenlerinde olduğu müddetçe evladının (neslinin) tövbelerini kabul edeceğim, reddetmeyeceğim. buyurdu. Adem: Biraz daha artır! dedi. Allah C.C.): Ne olursa olsun affedeceğim, aldırmayacağım. buyurdu. Bunun üzerine Adem: Kafi, yeter, ey Rabbim! dedi. Bundan sonra Allahademe: Şu meleklerin yanına git ve onlara: “es-Selamü aleyküm”de. buyurdu. Bunun üzerine Adem meleklerin yanına geldi ve onlara: es-Selamü aleyküm dedi. Melekler ise onun selamına karşılık olarak: Ve aleykes-selam ve rahmetullah karşılığını verdiler. Bundan sonra Adem Rabbine döndü ve Rabbi ona: İşte bu, senin ve zürriyetinin arasında selam şekli olsun. buyurdu.
Nihayet meleklerden gizli olan İblisin durumunun (kibir ve gururunun) melekler tarafından öğrenilmesinden ve İblisin Ademe secde etmeyeceği anlaşıldıktan sonra, Allah, Ademe bütün isimleri öğretti.