Alimler, Allahın Ademe öğrettiği isimler hakkında farklı görüşler artaya attılar. İbn Abbastan rivayette bulunan Dahhak şunları söylüyor: “Allah, insanların kendi aralarında birbirleriyle anlaştıkları insan, hayvan, yeryüzü, ova, dağ, at, eşek gibi benzeri isimleri, hatta yellenme ve hafifçe yellenmeye kadar olan bütün isimleri Ademe öğretti.”
Mücahid ve Said bin Cübeyr de aynı görüşü ileri sürmüşlerdir.
İbn Zeyd: “Ademe öğretilen isimler, zürriyetinin adlarıdır.” diyor. Rebi ise: “Ademe öğretilen isimlerin sadece meleklerin adlarından ibaret olduğunu” söylüyor.
Allah, Ademe isimleri öğrettikten sonra, isimlerin sahipleri olan varlıkları meleklere arzetti ve onlara: Eğer (söylediklerinizde) doğru iseniz, bunların adlarını bana söyleyin. (Bakara 31) buyurdu; yani benim yeryüzünde sizden birini halife yaptığım takdirde bana itaat edip beni takdis edeceğinizi, bana asi olmayacağınızı; kendinizden başkasını yeryüzünde halife yaptığım takdirde, onun yeryüzünde fesat çıkarıp kanlar akıtacağını söylemiştiniz. Eğer bu sözlerinizde doğru iseniz haydi bunların isimlerini söyleyiniz! Siz ki, gözünüzle gördüğünüz bu nesnelerin isimlerini bilmiyorsunuz. Buna mukabil, gözlerinizle görmediğiniz halde sizden ve sizden başkasından ortaya çıkacak olan şeyleri bilmemeniz elbette ki tabiidir.
İşte bu, İbn Mesudun ve İbn Abbastan rivayette bulunan Ebu Salihin görüşüdür.
Katade ve Hasenden şöyle dedikleri rivayet edilmiştir: “Allah, Ademi yaratıp onu kendisine halef (halife) yapacağını bildirdiği zaman melekler: Sen yeryüzünde bozgunculuk edecek ve kanlar dökecek bir kimse mi yaratacaksın? demişlerdi. Allah da: Sizin bilemeyeceğinizi her halde ben bilirim, demişti. (Bakara 30). İşte bu esnada melekler kendi aralarında şunları konuştular: Rabbimiz, dilediği şekilde nasıl bir yaratık yaratırsa yaratsın, kendi katında bizden daha mükemmelini ve bilgilisini hiç bir vakit yaratmaz dediler. Nihayet Allah, Ademi yaratıp ona secde etmelerini emredince, Ademin kendilerinden daha hayırlı ve Allah katında daha mükerrem olduğunu anladılar ve: Adem bizden daha hayırlı ve Allah katında bizden daha mükerrem ise de biz ondan daha bilgiliyiz dediler. Melekler, bilgileri sebebiyle gururlanıp kendilerini beğenince, Allah tarafından Ademe bütün isimler öğretildi, sonra da bu isimler meleklere arzedilerek onlar imtihan edildiler. Bu hususta Allah tarafından kendilerine: Eğer benim, sizden daha mükemmel ve daha bilgili birini yaratmayacağım hususundaki sözlerinizde doğru iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin. (Bakara 31) buyruldu. Bunun üzerine melekler, her müminin tövbeye koştuğu gibi tövbeye koşup sığındılar ve: “Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiç bir bilgimiz yok. Çünkü hakkıyla bilen ve hikmet sahibi olan şüphesiz sensin,” dediler. (Bakara 32). ”
Hasen ve Katade “Allahın Ademe at, katır, deve, cin ve vahşi hayvanların, hatta her şeyin ismini öğrettiğini de” söylediler.