2799. Tarık b. Şihab Tarık b. Şihab b. Abdüşems b. Seleme b. Hilal b. Avf b. Cüşem b. Nükur b. Amr b. Lüey b. Rühm b. Muaviye b. Eslem b. Ahmes b. el-Gavs b. Enmar b. Becile. Becile ise Enmarın annesidir. Becile, Sab b. Sad el-Aşirenin kızıdır. Bu kabile bu kadının adıyla bilinmektedir. Bize Yahya b. Abbad ve Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi haber verdiler; dediler ki: Bize Şube haber verdi. O da Kays b. Müslimden şöyle dediğini rivayet etti: Tarık b. Şihabın şöyle dediğini duydum: Resulallahı gördüm ve Ebu Bekirin halifeliği zamanındaki gazvelere katıldım. Yahya b. Abbad, yukarıdaki hadise şunu ekledi: Ömer zamanında da gazvelere katıldım. Yaklaşık kırk gazve ve seriyyeye katıldım. Ravh b. Ubade aynı senedle “Kırk üç gazveye katıldım.” dedi. Ravh b. Ubade şöyle dedi: Tarık b. Şihab; Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Abdullah, Halid b. el-Velid, Huzeyfe b. el- Yeman, Selman el-Farisi, Ebu Musa el-Eşari, Ebu Said el- Hudri ve -kendisinden büyük olan- kardeşi Ebu Gazreden rivayet etti. Tarık daha çok Selman el-Farisinin ismini zikrediyordu.
2800. Kays b. Ebu Hazim Ebu Hazimın ismi, Avf b. Abdülharis b. Avf b. Huşeyş b. Hilal b. el-Haris b. Rizah b. Kelb b. Amr b. Lüeydir. Ahmes kabilesindendir. Kays b. Ebu Hazim; Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, ez-Zübeyr, Sad b. Ebu Vakkas, Abdullah b. Mesud, Habbab, Halid b. el-Velid, Huzeyfe, Ebu Hüreyre, Ukbe b. amir, Cerir b. Abdullah, Adi b. Amire ve Esma bt. Ebu Bekirden rivayet etti. Kays, Kadisiyye savaşına katıldı. Bize Abdullah b. ez-Zübeyr el-Humeydi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne anlattı. O da İsmail b. Ebu Halidden şöyle dediğini rivayet etti: Kaysın şöyle dediğini duydum: Kadisiyye savaşına katıldım. Halid b. el-Velid, Hirede askerlere nutuk verirken ben de oradaydım. Muhammed b. Sad dedi ki: Kays bu sözüyle Halid b. el- Velidin Irak bölgesine ilk akınlarından ve Hire ahalisi ile yaptığı antlaşmayı kasdediyordu. Çünkü bütün bu savaşlar Kadisiyye savaşına iliştirilir. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Ebu Zaide anlattı; dedi ki: Kays b. Ebu Hazimi sakalını sarıya boyarken gördüm. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O İbn Ebu Halidden, o da Kays b. Ebu Hazimden şöyle dediğini rivayet etti: Ayak tarafından kabre koyulmasını tavsiye etti. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Kays b. Ebu Hazim, Süleyman b. Abdülmelikin hilafeti zamanında vefat etti.
2801. Rafi b. Ebu Rafi Rafi b. Ebu Rafi et-Tai. Rafi b. Amrdır. İbn Amire b. Cabir b. Harise b. Amr b. Mihdab b. Hizmir b. Lebid b. Sinbis b. Muaviye b. Cervel b. Sul olduğu da söylenir. Tay kabilesindendir. Ona Rafi el-Hayr de deniliyordu. Resulallah , Amr b. el-ası Zatüsselasil gazvesine gönderdiğinde Rafi de bu gazveye katılmıştı. Bu gazve esnasında Rafi, Ebu Bekir es-Sıddık ile dost oldu ve ondan rivayet etti. Bu gazveden sonra kendi memleketine döndü. Resulallahı görmedi. Rafi, Halid b. el-Velid Iraktan Şama giderken çölde Halidin rehberi olmuştu. Bundan dolayı hakkında şöyle bir şiir söylenmiştir: Rafiye helal olsun! Yolu çıkarabildi. Kurakırdan Süva yolunu buldu Uzun bir yoldu. Uyanık olmayan birisi bu yolu aşmaz ve ağlardı. Senden önce bu yolu hiçbir insan geçmemişti. Rafi hayatının sonunda kavminin bilge kişisi oldu. Tarık b. Şihab ondan hadis rivayet etti.
2802. Süveyd b. Gafele Süveyd b. Gafele b. Avsece b. amir b. Veda b. Muaviye b. el-Haris b. Malik b. Avf b. Sad b. Avf b. Harim b. Cufi b. Sad el-Aşire. Mezhic kabilesindendir. Resulallah dönemine yetişti ve onun yanına geldi. Ancak Resulallahın vefat etmiş olduğunu gördü. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Aliyle arkadaşlık yaptı. Ali ile beraber Sıffin savaşına katıldı. Abdullah b. Mesuddan hadis duydu. Osmandan herhangi bir şey duymadı. Künyesi Ebu Ümeyye idi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Hişam Ebül-Velid haber verdiler; dediler ki: Bize Şerik anlattı. O Osman es- Sekafiden, o Ebu Leyla el-Kindiden, o da Süveyd b. Gafeleden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın sadaka memuru yanımıza gelmişti. Onunla tokalaştım. Sadaka memurunun elindeki ahidnamesinde şöyle yazılıydı: “Toplanmış olanı ayırmayın. Ayrılmış olanları toplamayın.” Bir adam Resulallahın sadaka memuruna dolgun orta halli bir deve getirdi. Fakat sadaka memuru onu reddetti. Başka birisi biraz daha küçük bir deve getirdi. Onu da reddetti. Sonra şöyle dedi: “Müslüman bir insanın güzel devesini alırsam Resulallahın yanına geri döndüğümde ne diyebilirim?” Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O İbrahim b. Abdülaladan, o da Süveyd b. Gafeleden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, elimden tuttu ve bana, “Ey Ebu Ümeyye!” dedi. Bize el-Kasım b. Malik el-Müzeni haber verdi. O da Nüfae b. Müslimden şöyle dediğini rivayet etti: Süveyd b. Gafeleyi, üzerinde ipekli cübbe olduğu halde namaz kılarken gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Haneş b. el-Haris anlattı. O da Ali b. Müdrikten şöyle dediğini rivayet etti: Süveyd b. Gafele el-Hacirede ezan okuyordu. el-Haccac, ed-Deyrde iken onu duydu. el-Haccac, “Bu müezzini bana getirin!” dedi. Süveyd b. Gafele el-Haccacın yanına geldi. el- Haccac, “el-Hacirede neden namaz kıldın?” dedi. Süveyd, “Ebu Bekir ve Ömer ile burada namaz kıldık.” diye cevap verdi. el-Haccac, “Bir daha ne ezan oku, ne de kavmine imam ol!” dedi. Ebu Bekir b. Ayyaş bu hadisi Ebu Husayndan, o da Süveydden rivayet ediyor ve hadisinde şunu ekliyordu: Osman ile de namaz kıldım. el-Haccac, “Bu adamı ezan okumaktan ve imam olmaktan uzaklaştırın!” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı O da bazı arkadaşlarından şöyle dediklerini rivayet etti: Gafele, el-Haccacdan gizleniyordu. Cuma namazını bir grup arkadaşıyla beraber kılıyordu. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Haneş b. el-Haris b. Lakit anlattı; dedi ki: Süveyd b. Gafele, Beni Esedden olan bir hanımının yanına gitmek üzere iken Mescitte bize uğruyordu. O zaman 127 yaşındaydı. Namaz kılarken rükua gidip gitmediğini hatırlamıyorum. Bize Ahmed b. Abdullah b. Kuşeyr b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr anlattı; dedi ki: Bize Urve b. Abdullah b. Kuşeyr anlattı; dedi ki: Süveyd b. Gafele, el-Übeyrık b. Maliki iki elbise ile kefenledi. Bize Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi haber verdi. O Leysten, o da Haysemeden şöyle dediğini rivayet etti: Süveyd b. Gafele, “Öldüğüm zaman kimse benim için ağlamasın! Kabrime alçı, kiremit ve kefen kokusu getirmeyin. Arkamda kadınlar ağlamasın. Beni elbisemden başka bir şeyle kefenlemeyin.” diye tavsiye etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Süveyd b. Gafele Abdülmelik b. Mervanın hilafeti zamanında 81 veya 82 yılında Kufede vefat etti. Bize İbn Dükeyn haber verdi; dedi ki: Süveyd b. Gafele 128 yaşında iken öldü.
2803. el-Esved b. Yezid el-Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame b. Salaman b. Kehl b. Bekir b. Avf b. en-Naha. Mezhic kabilesindendir. Künyesi Ebu Amrdır. Alkame b. Kaysın kardeşinin oğludur. el-Esved b. Yezid, Alkameden büyüktür. Dedesi tarafından gönderilen Alkamenin annesinin mihrini Esvedin götürdüğü zikredilir. el-Esved, Ebu Bekir es- Sıddıkten onunla beraber haccı temsili bir şekilde denediğini rivayet etti. el-Esved, Ömer, Ali, Abdullah b. Mesud ve Muaz b. Cebelden rivayet etti. Muazı hicret etmesinden önce Resulallahın Muazı Yemene gönderdiği sırada Yemende dinledi. el-Esved, Selman, Ebu Musa ve Ayşeden rivayet etti. Osmandan ise hiç rivayet etmedi. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı. O da el-Hakemden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved yılın tümünü oruçlu geçirirdi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Hasan b. Salih anlattı. O Mansurdan, o da bazı arkadaşlarından şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, dayanıklı kırmızı devenin bile sıcaklığından muzdarip olduğu en sıcak günde bile orucunu tutardı. Bize Vehb b. Cerir haber verdi; dedi ki: Bize ed-Destevai anlattı. O Hammaddan, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved sıcak günlerde orucunu tutuyordu. Susuzluktan dolayı dili simsiyah olurdu. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Haneş b. el-Haris anlattı. O da Riyah en-Nehaiden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, Ramazan ayı dışındaki yolculuklarda orucunu tutardı. Sıcak günlerde bile orucunu tutardı ki, susuzluktan rengi değişirdi. Biz ise yolculuk esnasında bineklerimizin üstünde defalarca su içerdik. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Haneş b. el-Haris anlattı; dedi ki: Bana Ali b. Müdrik anlattı; dedi ki: Alkame, el-Esvede, “Bu vücud ne kadar azap gördü?” derdi. el-Esved ise “Onun gelecekteki rahatını istiyorum.” derdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize el- Haneş b. el-Haris anlattı; dedi ki: el-Esvedin bir gözü sürekli oruç tutmaktan kör olmuştu. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize el- Haneş b. el-Haris b. Lakit anlattı. O da Riyah b. el-Haris en-Nehaiden şöyle haber verdi: el-Esved ile beraber Mekkeye yolculuk yaptık. Namaz vakti geldiği zaman ne olursa olsun bineğinden iner ve namazını kılardı. İster kaya parçası üzerinde, ister yamacı çıkarken ve yamaçtan inerken olsun hemen devesini durdurur ve namazını kılardı. Bize Vehb b. Cerir haber verdi; dedi ki: Bize ed-Destevai haber verdi. O Hammaddan, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: Namaz vakti geldiği zaman el-Esved, devesini taşlar üzerinde olsa bile durdurur ve namazını kılardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Ebu İsrail anlattı. O da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, Hac ve umre olmak üzere 80 defa Kabeyi tavaf etti. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el- Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O Mansurdan, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, ihramlı olarak evinden çıkardı. Alkame ise onun elbiselerinden faydalanırdı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Eşas b. Ebüş-Şasadan şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved ve Amr b. Meymunu Kufeden itibaren ihrama girer telbiye ve tehlile başlarlardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: Bize es-Sakab b. Züheyr anlattı. O da Abdurrahman b. el-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: Babam Kufeden ihrama girer telbiye ve tehlile başlar ve saçlarını boyayarak (telbid) çıkardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Ebül-Cüveyriyeden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved b. Yezidi Bacümeyradan ihrama girdiğini gördüm. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Atadan yani İbnüs-Saibden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved b. Yezid bir binek üzerinde iken onu bir kadife kumaş ile çevrelemişlerdi. O ihramlı iken onunla tavaf yaptık. el-Esved, “Ben yaşlı bir adamım. Bu kadifeyi üzerimden almayın.” dedi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus anlattı; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O Muğireden, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, tahminime göre Arzem kabristanında ihrama girdi. Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O Cabirden, o da İbnül-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved belki de gece Mekkeye girdi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr anlattı; dedi ki: Bize Cabir el-Cufi anlattı. O da Abdurrahman b. el-Esvedden şöyle dedi: el-Esved ihrama girdiği zaman hac ya da umre yapacağını açıkça söylemez; “Allah benim niyetimi daha iyi bilir.” derdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Ebül- Ahvas anlattı. O da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, telbiyesine “Lebbeyk Gaffarez-zünubu Buyur, ey günahları bağışlayan!” da eklerdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O el-Ameşten, o da Heysemeden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved telbiyesinde “Lebbeyk ve Hananeyk Buyur! Bana merhamet et!” derdi. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Miğvel anlattı. O Muhammed b. Sukadan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved ile beraber hacca gittik. Namaz vakti geldiği zaman taşın üzerinde dahi olsa devesini çökertir ve namazını kılardı. el-Esved yetmiş defadan fazla hac yaptı. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Miğvel anlattı; dedi ki: Ebu Maşerin İbrahimden rivayet ederek şöyle dediğini duydum: el-Esved zengin olup hacca gitmeyen kimsenin cenaze namazını kılmazdı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Mansurdan, o İbrahimden rivayet etti. Ayrıca o Süfyandan, o el-Ameşten, o da Umareden şöyle dediğini rivayet etti: en-Nehada, Miklas isminde zengin bir adam vardı. Hac farizasını yerine getirmemişti. el-Esved, “Bu adam ölürse cenaze namazını kılmam.” dedi. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Bize Süleyman anlattı. O İbrahimden, o da el-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: Hacca gittim. Abdullah beni gördü ve “Ömeri görürsen selamımı söyle.” dedi. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Bize el-Eşas b. Süleym haber verdi; dedi ki: el-Esved, hacca gitti. Abdullah, el-Esvede “Ömeri görürsen selamımı söyle.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da Ebu Maşerden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, Ömer taraftarıydı. Alkame ise Abdullahın yanında yer alırdı. Bir araya gelirlerdi ve aralarında ihtilaf olmazdı. Bize el-Fadl b. Dükeyn, Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Ebül-Münzir İsmail b. Ömer haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O Mansurdan, o İbrahimden, o da el-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: Ramazan ayında her iki gecede Kuran-ı Kerimi hatmederdi. Sadece akşam namazı ile yatsı namazı arasında uyurdu. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O el-Ameşten, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, Kuran-ı Kerimi altı günde hatmederdi. Bize Vehb b. Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize babam anlattı; dedi ki: Ebu İshakın Abdurrahman b. Yezidden rivayet ederek Ayşenin şöyle dediğini duydum: Irakta el-Esvedden çok sayıp sevdiğim bir insan yoktur. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Mindel anlattı. O da Ata b. es-Saibden şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman es-Süleminin yanında idim. el-Esved b. Yezid bir şey sormak için içeri girdi. Orada oturanlar Abdurrahmana, “Bu el-Esved b. Yeziddir.” dediler. Abdurrahman ayağa kalkarak onunla kucaklaştı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı. O da Mansurdan şöyle dediğini rivayet etti: İbrahimin şöyle dediğini duydum: el-Esvedin annesi ikinci kez evlenmekten menedilmişti. Bize Ebu Muaviye haber verdi. O el-Ameşten, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: Alkame, el-Esvede “Ey Ebu Amr!” dedi. el-Esved “Lebbeyk!” Buyur, emret!” diye cevap verince Alkame, “Lebbey yedeyk” Ellerin dert görmesin! Afiyette olsunlar! dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Yunus b. Ebu İshak anlattı. O da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: “Ben ve el-Esved, Musab valiliği döneminde Amr b. Hureysin yanında güvenlik memuru olarak görev yapardık.” Bize Hafs b. Gıyas haber verdi; dedi ki: Bize eş-Şeybani anlattı. O da Abdurrahman b. el-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved ipek sırmalı cübbesi ile secde ederdi. Elleri de cübbenin kollarının içinde idi. Bize Hafs b. Gıyas haber verdi; dedi ki: Bize el-Hasan b. Abdullah anlattı; dedi ki: el-Esved b. Yezidi, ipekli cübbe giymiş halde secde ederken gördüm. Bize Veki ve Muhammed b. Ubeyd haber verdiler. Onlar da İsmail b. Ebu Halidden şöyle dediğini rivayet etti: Başında siyah bir sarık olduğu halde el-Esved b. Yezidi gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O da İbn Ebu Halidden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved b. Yezidi başına bir sarık bağlayıp arkaya sarkıttığını gördüm. Yine ayakkabılarıyla namaz kıldığını gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O da İbn Ebu Halidden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esvedi saç ve sakalını sarıya boyamış halde gördüm. Bize Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi haber verdi. O da el-Hasan b. Ubeydullahtan şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved sakalını sarıya boyuyordu. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Mansurdan, o İbrahimden, o da el-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: Namaza koşarak giderdi. Bize el-Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı. O da Ebu Belcden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved b. Yezid ve Amr b. Meymunnun karşılaştıklarını ve birbirlerine sarıldıklarını gördüm. Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O Yezid yani İbn Ebu Ziyaddan, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esvedin temiz bir havlusu vardı ve abdestten sonra onunla ellerini kuruttuğunu gördüm. Bize Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı. O Seleme b. Küheylden, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved, öldüğü son hastalığında onun yanındaydım. Kuran-ı Kerimi okuduktan sonra Allaha dua etti. Ebu Katan dedi ki: Şube şöyle dedi: el-Esved, Kufelilerin en büyük varlığıdır. Veki b. el-Cerrah, Muhammed b. Abdullah el-Ensari ve Abdülvehhab b. Ata haber verdiler; dediler ki: Bize İbn Avn anlattı. O İbrahimden, o da el-Esved b. Yezidden öleceği sırada yanında bulunan bir adama şöyle dediğini haber verdi: Son sözümün “La İlahe illallah” olmasını sağlayacak şekilde bana telkinde bulunabilirsen yap. Ayrıca kabrime tuğla döşemeyin. Veki ve Muhammed b. Abdullah el-Ensari dediler ki: İbn Avn hadiste el-Esvedin şunu da söylediğini rivayet etti: Beni defnetmeye götürürken arkamdan ağıt yakmayın. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: O Kays b. er-Rebiden, o da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: el-Esved b. Yezid Kufede, 75 yılında vefat etti. el-Esved, sika ve salih hadisleri olan birisiydi.
2804. Mesruk b. el-Ecda el-Ecda (kulakları kesik), Abdurrahman b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah b. Mür b. Selman b. Mamer b. el-Haris b. Sad b. Abdullah b. Vadia b. Amr b. amir b. Naşihtir. Mesruk, Hemdan kabilesindendir. Hişam b. el-Kelbi babasından rivayetle dedi ki: el-Ecda, Ömer b. el-Hattabın yanına gelmişti. Şair bir insandı. Ömer ona, “Sen kimsin?” dedi. “Ben el-Ecdayım.” diye cevap verdi. Ömer “el-Ecda şeytandır. Sen Abdurrahmansın.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. Cabir anlattı. O da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk Ömerin yanına gelince Ömer ona, “Sen kimsin?” dedi. “Ben Mesruk b. el-Ecdaım.” dedi. Ömer “el-Ecda şeytandır, sen Mesruk b. Abdurrahmansın.” dedi. Bunun üzerine mektup yazarken “Mesruk b. Abdurrahmandan…” diye yazmaya başladı. Bize Osman b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O İbrahim b. Muhammed b. el-Münteşirden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Mesrukun babasının ismi el-Ecda idi. Ömer ona Abdurrahman ismini vermişti. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Hişam ed- Destevai haber verdi. O Hammaddan, o Ebüd- Duhadan, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir es-Sıddıkin arkasında namaz kıldım. Sağına ve soluna selam verdi. Selam verirken sanki kızgın taşlar üzerindeymiş gibiydi. Bize Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi haber verdi. O eş-Şeybaniden, o da Ebüd-Duhadan şöyle dediğini rivayet etti: Mesrukun künyesi Ebu Ümeyye idi. Muhammed b. Sad dedi ki: Bu yanlıştır. Bununla Süveyd b. Gafeleyi kasdettiğini zannediyorum. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi. O Zekeriyyadan, o da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesrukun künyesi Ebu Ayşe idi. Muhammed b. Sad dedi ki: Bu rivayet Abdurrahman el- Muharibinin rivayetinden daha doğrudur. Mesruk; Ömer, Ali, Abdullah, Habbab b. el-Eret, Übey b. Kab, Abdullah b. Ömer, Ayşe, Ubeyd b. Umeyrden hadis rivayet etti. Osmandan bir şey rivayet etmedi. Bize Muhammed b. Rebia el-Kilabi haber verdi. O Ebu Hanifeden, o İbrahim b. Muhammed b. el-Münteşirden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Mesrukun yüzüğüne “Bismillahirrahmanirrrahim” nakşedilmişti. Bize Veki b. el-Cerrah ve el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler. Onlar İsrailden, o da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk, sırmalı cübbesi ve kürkü ile namaz kılardı. Ellerini onlardan çıkarmazdı. Bize Yahya b. Hammaddan haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı. O Süleymandan, o da Müslim b. Subayhtan şöyle dediğini rivayet etti: Mesrukun alnında darbe izi vardı. Mesruk, “Bu yara yüzümde olmasaydı çok mutlu olurdum!” diyordu. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Şihab haber verdi. O el-Ameşten, o Müslimden, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Mesrukun yüzünde darbe izi vardı. “Bu yaranın bende olmasını istemezdim. Keşke bu yara bende olmasaydı. Eğer bu yara yüzümde olmasaydı belki de bunlardan bazılarının fütuhata giden ordular içinde olurdum.” diyordu. Ebu Şihab şöyle dedi: Zannedersem “orduları” kastediyordu. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk b. el-Ecda üç kardeşiyle beraber Kadisiyye savaşına katılmıştı. Bu kardeşleri Abdullah, Ebu Bekir ve el-Münteşir idi. Kardeşlerinin üçü Kadisiyye savaşında şehit oldular. Mesruk ise yaralandı. Bir eli felç oldu. Vücudunda bir yara oluşmuştu. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr anlattı. O Zeyd b. Ebu Üneyseden, o Amr b. Mürreden, o da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: -Aliyle hiçbir savaşa katılmayan- Mesruka “Sen Alinin yanında yer almakta ve onunla birlikte savaşlara katılmakta geç kaldın.” denildiğinde, “Allahı size hatırlatırım. Sizler birbirinizi öldürmek için saflar oluşturduğunuzda semadan bir kapı açılır. Gökyüzünden bir melek iner ve iki safın arasında durur ve şunu zikretmez mi “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah sizi esirgeyecektir.” ayetini hatırlattığında bu sizin aranızda bir engel olmaz mı?” diyordu. “Evet!” dediler. Mesruk, “Vallahi, Allah semadan bir kapı açtı ve Peygamberinizin dili ile bir melek gönderdi. Vallahi, Mushaflarda muhkem bir ayettir. Ve bu ayet nesh edilmemiştir.” dedi. Bize Abdullah b. İdris haber verdi; dedi ki: Mutarrifin, amirden şöyle dediğini zikrettiğini duydum: Mesruk bana dedi ki: “Müminlerden iki grup savaşmak için saflara geçerse ve semadan bir melek inip “Ey iman edenler karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah sizi esirgeyecektir.” diye nida ederse saflar savaştan vazgeçerler mi?” Ben, “Taş gibi insanlar olmazlarsa vazgeçerler.” dedim. Mesruk, “Allahın seçkin insanı bu ayeti dünyanın seçkin insanlarına bildirdi. Fakat onlar savaşmaktan vazgeçmediler. Bu seçkin insanlar gaybi olarak inanmaları, açık olarak inanmalarından daha iyidir.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da asımdan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk b. el-Ecda Sıffine geldi; iki grup arasında durdu ve şöyle dedi: “Ey insanlar! Beni dinleyiniz. Semadan biri inip de “Allah bulunduğunuz durumdan sizi nehyetmektedir.” derse sözünü duyup gözlerinizle görmüş olsaydınız ona itaat edecek miydiniz.” “Evet!” dediler. Mesruk, “Vallahi, bu nidayı Cebrail Muhammede indirmiştir ve bu nidası hala devam etmektedir.” dedikten sonra, “Ey iman edenler karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah sizi esirgeyecektir.” ayetini okudu. Sonra da aradan çıkıp gitti. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Miğvel anlattı. O Ebüs-Seferden, o da Mürreden şöyle dediğini rivayet etti: Hiçbir Hemdanlı kadın Mesruk gibisini doğurmadı. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi ve Affan b. Müslim haber verdiler. Onlar Şubeden, o da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk hac yaptı. Bu haccı esnasında sadece secde eder halde yüzüstü yattı. Bize Abide b. Humeyd haber verdi. O Ebül-Haris Yahya b. Abdullah el-Cabirden, o Hibal b. Rüfeydeden, o da Mesruk b. el-Ecdadan şöyle dediğini rivayet etti: Müminlerin annesi Ayşenin yanına gittik. Ayşe “Bu iki çocuğa bal süzün. Önce balı tadın. Eğer baldan şüpheleniyorsanız, tekrar üzerine bal dökün. Oruçlu olmasaydım ben tadardım.” dedi. Biz, “Ey müminlerin annesi! Biz oruçluyuz.” dedik. Ayşe, “Neyin orucu?” dedi. Biz, “Bugün oruç tuttuk. Eğer Ramazan ayı girmişse Ramazana başlamış oluruz. Şayet girmemişse nafile orucu olur.” dedik. Ayşe, “Oruç insanlarla beraber başlar. Fıtr da insanlarla başlar. Kurban da insanlarla başlar. Ben bu ayı oruçlu geçirmeye niyet ettim. Orucum Ramazana tesadüf etti.” dedi. Bize el-Haccac b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana Yunus b. Ebu İshak anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Günün birinde Mesruk uyandı; çocuklarının yemekleri kalmamıştı. Hanımı Kumeyr yanına geldi ve “Ey Ayşenin babası! Bugün çocuklarının yemeği kalmadı.” dedi. Mesruk gülümsedi ve “Vallahi,Allah onların rızıklarını gönderecektir.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O İbrahim b. Muhammed b. el-Münteşirden, o da babsından şöyle dediğini rivayet etti: Halid b. Üseyd, Mesruk b. el-Ecdaa 30.000 dirhem gönderdi. Mesruk bunları kabul etmedi. Ona, “Bu hediyeyi kabul etseydin! Bir kısmını yakınlarına harcardın. Bir kısmını sadaka verirdin. Bir kısmını da şöyle şöyle yapardın.” dedik. Mesruk, bütün bunları dinlemeyerek gönderilen paraları kabul etmedi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Kurre b. Halid anlattı; dedi ki: Bize Muhammed anlattı; dedi ki: Mesruk dışarı çıktığı zaman beraberinde bir kerpiç götürürdü. Gemide olduğu zaman onun üzerine secde ederdi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Cabirden, o da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk bozduğu bir yemini sebebiyle 50 dirhem fidye verdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el- Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O da Ali b. el-Akmerden şöyle dediğini rivayet etti: Ramazan ayında Mesruk bizim imamımız olurdu ve Ankebut suresini bir rekatta okurdu. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Musa b. Mesud en-Nehdi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O el-Ameşten, o Ebüd-Duhadan, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruka bir şiir beyiti soruldu. Mesruk, “Sahifemde şiirin bulunmasından hoşlanmam.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı. O Muğireden, o da amirden şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam Mesrukun sohbetine katılıyordu. Mesruk onu şahsen tanıyor; fakat ismini bilmiyordu. Mesruk, onu yolcu edip onunla en son vedalaşan olmuştu. “Sen Kurranın kahramanı ve efendisisin. Senin iyiliğin onların iyiliği, senin kötülüğün onların kötülüğüdür. Kendini fakirlik veya uzun ömürle meşgul etme.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İbn Uyeyne anlattı. O İbrahim b. Muhammed b. el- Münteşirden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk ve hanımı Fırat nehrinin kenarına giderlerdi. Buradan su almaya gelen kimselere suyu çıkarmada yardım ederlerdi ve o insanlardan aldıkları paraları sadaka olarak dağıtmayı severlerdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Hafs anlattı. O el-Ameşten, o Ebüd-Duhadan, o da Mesruktan şunu rivayet etti: Mesruk bir koç alıp onu kurban etti. Arkadaşı yanına geldi ve “Sen bize bir şey getirir ve bize başka bir şeyle gelirsin.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeynden haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Ebu İshaktan, o da Said b. Cübeyrden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk benimle karşılaştı ve “Ey Said! Artık rağbet edilecek bir şey kalmadı. Yüzlerimizi bu toprağa gömmekten başka çaremiz kalmadı.” dedi. Mesruk ile ailesi arasında bir perde vardı. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Zaide anlattı. O el-Ameşten, o Müslimden, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Allahtan korkmak en büyük ilimdir. İnsanın kendisini beğenmesi en büyük cahilliktir. Mesruk şöyle de dedi: İnsanın bazen uzlete çekilip günahlarını hatırlaması ve bu günahları için Allahtan mağfiret dilemesi gerekir. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Enes b. Sirinden şöyle dediğini rivayet etti: Kufede Mesrukun veba hastalığından kaçtığı söyleniyordu. Muhammed bu durumu inkar ederek, “Haydi karısına gidip ondan soralım.” dedi. Mesrukun hanımının evine girdik ve bu durumu ondan sorduk. Hanımı, “Hayır vallahi, vebadan kaçmıyordu.” dedi. Hanımı, “Mesruk Meşguliyet günleridir; ben uzlete çıkıp ibadet etmek istiyorum. diyordu.” dedi. Mesruk yalnızlığı seçip ibadet ediyordu. Hanımı, “Bazen onun arkasında oturur; kendi nefsine yaptıklarına ağlıyordum. Ayakları şişene kadar namaz kılmaya devam ediyordu.” dedi. Ayrıca dedi ki: Onun, “Veba, karın şişkinliği, doğum sırasında ölüm, suda boğulma sebebiyle Müslüman olarak ölen kişi şehit sayılır.” diyordu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Abdülvahid b. Ziyad anlattı. O asım el-Ahvelden, o eşŞabiden, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Bir dilenci dilenirken, “Ey dünyaya zahid olanlar ve ey ahirete rağbet edenler!” diyordu. Mesruk bu sözlerinden dolayı ona bir şey vermekten çekindi. Çünkü onlardan olmamaktan korktu. Mesruk dilenciye “Dilenmeye devam et! İyisi de günahkarı da sana verir.” dedi. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Hafs b. Gıyas anlattı. O İsmailden, o da Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk, “Bazı durumlar olmasaydı müminlerin annesi için feryat ederdim.” dedi. Bize Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdi; dedi ki: Bize el-Mesudi anlattı. O Bükeyr b. Ebu Bükeyrden, o da Ebüd-Duhadan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk bir adama şefaatçi oldu. Kendisine şefaatçi olan adam ona bir cariye hediye etmek isteyince Mesruk buna çok kızdı. “Senin böyle yapacağını bilseydim, bunu söz konusu yapmazdım ve yapmayacağım.” dedi. Abdullah b. Mesudun şöyle dediğini duydum: “Kim bir haksızlığı önlemek veya bir hakkı yerine getirmek için birisine şefaat ederse ve bu yaptığına karşılık hediye kabul ederse rüşvet almış olur.” “Rüşvetin ancak haksız hüküm vermek üzere haksız mal almakta olduğunu düşünüyoruz.” dediler. Abdullah b. Mesud, “Bu söylediğiniz küfürdür.” dedi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Ebu İshaktan, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk kızını es-Saib b. el-Akraya verdi. Kendisi için de 10.000 dirhem şart koştu. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize İsrail anlattı; dedi ki: Bize Ebu İshak anlattı; dedi ki: Mesruk kızını es-Saib ile evlendirdi ve ondan 10.000 aldı. Mesruk 10.000i kendisine aldı ve es-Saibe “Hanımının çeyizini kendi cebinden yap.” dedi. Mesruk bu parayı mücahidler, miskinler ve mükatebe köleler için harcadı. Bize Said b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Yakup b. Abdurrahman ez-Zühri anlattı; dedi ki: Bana Hamza b. Abdullah b. Utbe b. Mesud anlattı; dedi ki: Mesruk b. el-Ecda bir yeğenini elinden tutup Kufedeki bir çöplüğün üstüne çıkardı ve “Dünyayı size göstereyim mi? İnsanlar bu dünyayı yediler, bitirdiler. Dünyayı giydiler, eskittiler. Ona bindiler ve onu bitkinleştirdiler. Bu dünyada kanlarını akıttılar, haramlarını helal saydılar. Bu dünyada akrabalarına sırt çevirdiler.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Yunus b. Ebu İshak anlattı. O da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk, kadı idi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Amr b. el-Heysem anlattılar; dediler ki: Bize el-Mesudi anlattı. O da el-Kasımdan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk, kadılık yapmaktan dolayı maaş almıyordu. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O el-Ameşten, o da el-Kasım b. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk kadılığa karşılık ücret almıyordu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Mücalidden, o da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk, bir davaya hüküm verirken, “Adaleti yerine getirdiğime inandığım zaman bu fiilimi Ribatlarda Allah yolunda bir senelik cihat etmeye tercih ederim.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Kabisa b. Ukbe haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O İbn Ebcerden, o da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk fetva verme konusunda Şüreyhten daha bilgiliydi. Şüreyh ise kadılıkta Mesruktan daha iyi idi. Şüreyh birçok konuda Mesruka danışırdı. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize el- Ameş anlattı. O da Şakikten şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk es-Silsilede iki yıl görev yaptı. Sünnete uymak amacıyla namazlarını ikişer rekat halinde kılardı. Bize Ebu Muaviye haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş anlattı. O da Şakikten şöyle dediğini rivayet etti: Mesruka, “Bu işi yapmana sebep olan şey nedir?” dedim. Mesruk, “Üç kişi benim peşimi bırakmadı. Bunlar, Ziyad, Şüreyh ve Şeytandır. Bunlar beni bu yola düşürdüler.” dedi. Bize Yahya b. Hammad haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane haber verdi. O Süleymandan, o da Şakikten şöyle dediğini rivayet etti: Silsilede Mesruk ile beraber iki yıl kaldım. Mesruk, sünneti uygulamak amacıyla namazlarını ikişer rekat halinde kılardı. Mesruk şöyle diyordu: “Bu yaptığım işin beni ateşe götüreceğinden korktuğum kadar başka bir şeyden korkmadım. Bu görevimi yaparken hiçbir kimseden bir dirhem ya da bir dinar almadım. Bir Müslümana ya da bir ehl-i zimmeye zulüm yapmadım. Yalnız Resulallah , Ebu Bekir ve Ömerin uygulamadığı bu uygulamayı kim benim boynuma attı bilmiyorum.” dedi. Mesruka, “Bu işi bırakmıştın. Neden ona geri döndün.” dedim. Mesruk, “Bu işe tekrar dönmeme Ziyad, Şüreyh ve Şeytan sebep oldular. Bu işi bana öyle hoş gösterdiler ki, bu tuzağın içine tekrar düştüm.” dedi. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane haber verdi. O Husayndan, o da Ebu Vailden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk ölmek üzere iken, “Allahım! Resulallah , Ebu Bekir ve Ömerin sünneti olmayan bir işi yaparken ölmeyeyim. Vallahi, bu kılıcımdaki hariç, dünyada ne bir altın ne de bir gümüş bıraktım. Bunlarla da bana kefen alın.” dedi. Bize Ubeydin çocukları Yala ve Muhammed ile el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize Muti el-Bürcümi anlattı. O da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Mesruk ölmek üzere iken kefen parası yoktu. “Kefenimin parasını ödünç alın. Yalnız ödüncü bir çiftçiden ya da sadaka kabul edenden almayın. Ödüncü bir sürü sahibinden ya da onun ticaretini yapanlardan alın.” dedi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Ebu Şihabın şöyle dediğini duydum. Bana benim tuzcum olan kadın anlattı; dedi ki: (Ahmed dedi ki: Nebatlı olan müşrik bir kadındı. Ona tuz götürürdü.) “Yağmur yağmadığı zaman Mesrukun kabrine giderdik. -Bu kadının evi es-Silsilede idi.- Yağmur duasını yapardık ve yağmur yağardı. Onun kabrini içki ile sulardık. Birgün bir rüyada bize “Bunu mutlaka yapacaksanız bari süzgüyle serpin.” dedi. Mesruk, Vasıttaki es-Silsilede öldü. Bana Süfyan b. Uyeyneden şöyle dediği haber verildi: Mesruk, Alkameden sonra hayatta kaldı. Mesruk, Alkameyi herkesten üstün tutardı. Süfyan b. Uyeyneden başka kimselerden şunu duydum: Mesruk, 63 yılında öldü. Mesruk, sıka ve salih hadisleri olan birisiydi.
2805. Said b. Nimran Said b. Nimran b. Nimran en-Naiti. Hemdan kabilesindendir. Bize Ömer b. Sad Ebu Davud el-Haferi haber verdi. O Süfyandan, o Ebu İshaktan, o amir b. Saddan, o Said b. Nimrandan, o da Ebu Bekirden şöyle dediğini rivayet etti: “Şüphesiz Rabbimiz Allahtır. deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya…” şirke girmezler. Bize Hişam b. Muhammed haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Said b. Nimran Ali b. Ebu Talibin adamlarındandı. Ali b. Ebu Talib, Ubeydullah b. el-Abbası Yemene vali tayin ederken Saidi Ubeydullahın yanına göndermişti. Saidin oğlu misafir b. Said ise el-Muhtarın adamlarındandı.
2806. en-Nezzal b. Sebre en-Nezzal b. Sebre el-Hilali. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Hallad b. Yahya haber verdiler; dediler ki: Bize Misar anlattı. O Abdülmelik b. Meysereden, o da en-Nezzal b. Sebreden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , “Biz ve sizler Beni Abdümenaf olarak biliniyoruz. Siz Allahın kullarısınız, biz de Allahın kullarıyız.” dedi. Ebu Nuaym şöyle dedi: “Resulallah en-Nezzal ailesine şöyle dedi.” Hallad b. Yahya dedi ki: “Misar dedi ki: “Biz, Beni Abdümenaf b. Hilal b. amir b. Sasaa, Peygamber ise Beni Abdümenaf b. Kusaydandır. Beni Abdümenaf b. Kusay Kureştendir.” Muhammed b. Ömer şöyle dedi: en-Nezzal b. Sebre Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Abdullah b. Mesud, Ebu Mesud el-Ensari ve Huzeyfe b. el-Yemandan rivayet etti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Misar anlattı. O Abdülmelik b. Meysereden, o da ed-Dahhaktan şöyle dediğini rivayet etti: en-Nezzal bana, “Beni kabrime koyduğun zaman Allahım! Bu kabri ve kabrin içindekini mübarek kıl. de.” dedi. en- Nezzal sika ve hadisleri olan birisiydi.
2807. Zühre b. Humeyda Zühre şöyle dedi: “Ebu Bekir es-Sıddıkin peşinden yürüdüm. Yolda karşılaştığı her insana selam veriyordu.” Zührenın hadisi azdı.
2808. Madikerib Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O babasından, o da Ebüd-Duhadan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Bekir, Madikeribden şiir okumasını istedi ve ona, “İslam döneminde şiir okumasını istediğim ilk kişi sensin.” dedi.