"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Muraddan olanlar

[Murad] b. Malik b. Üded b. Zeyd b. Yeşcüb b. Arib b. Zeyd b. Kehlan b. Sebe b. Yeşcüb b. Yarub b. Kahtan. Muradın ismi Yehabirdir. Yemende ilk isyan eden kişi olduğu için Murad diye isimlendirilmiştir. Annesi, Süleym b. Mansurun kızkardeşi olan Selma bt. Mansur b. İkrime b. Hasafe b. Kays b. Aylan b. Mudardır.

1285. Ferve b. el-Müseyk
[Ferve b. el-Müseyk] b. el-Haris b. Seleme ez-Züeyb b. Malik b. Münye b. Gutayf b. Abdullah b. Naciye b. Murad. Gutayfoğullarına “Muradın Kureyşi” denirdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Amr b. Züheyr anlattı. O da Muhammed b. Umare b. Huzeyme b. Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Ferve b. Müseyk el-Muradi, Kinde krallarını terk ederek Allah Resulüne  tabi olmak üzere ona geldi. Şeref ve itibarı olan biriydi. İbn Ubade onu konuk etti. Sonra sabahleyin Allah Resulünün  yanına gitti. Allah Resulü  Mescitte oturuyordu. Ona selam verip şöyle dedi: “Ey Allahın Resulü!  Ben, geride bıraktığım kavmimin temsilcisi olarak buradayım.” Allah Resulü , “Ey Ferve! Kime misafir oldun?” diye sorunca o da “Sad b. Ubadeye.” dedi. Bunun üzerine “Allah Sada bereket versin!” dedi. Allah Resulünün  [gün boyunca herhangi bir yerdeki] her oturuşunda o da hazır olurdu. Kuran-ı Kerimi, İslamın farzlarını ve diğer hükümlerini öğrenirdi. Bir gün Allah Resulü , “Ey Ferve! Rezm günü kavminin başına gelenler seni üzdü mü?” dedi. O da, “Rezm günü benim kavmimin başına gelen felaket, kimin kavminin başına gelse mutlaka üzülür.” dedi. Bunun üzerine Resulallah , şöyle buyurdu: “Fakat bu durum kavminin İslamdaki hayrını artırmıştır.” Murad ile Hemdan kabileleri arasında bir savaş çıkmış, Hemdan, Murad kabilesine istediğini yapmış ve nihayet Rezm günü pek çok mensubunu öldürmek suretiyle onları perişan etmişti. Hemdana Muradla savaşında komutanlık yapan el-Ecda b. Malik idi. O gün Muradı perişan etmişti. Ferve b. Müseyk bu konuda şöyle der: Şayet biz galip gelirsek, zaten en çok galip olan biziz eskiden beri, Mağlup edilsek de olmayız biz defalarca hezimete uğratılanlardan biri… Korkaklık adetimiz değildir asla bizim, ancak bu defa, Kader bize ölümleri, başkalarına zaferi gördü reva… Zamanın saltanatı sırayla, işte böyledir zaman, Hücum eder onun musibetleri zaman zaman… Ferve, Peygamberin  yanında kaldığı kadar kaldı. Sonra Peygamber  onu Murad, Zübeyd ve bütün Mezhic kabilelerine vali tayin etti. Onunla birlikte Ebnaül-Yemene Halid b. Said b. el-asa zekatlarını vermelerini bildiren bir mektup gönderdi. Ayrıca ona zekat miktarlarını bildiren başka bir mektup daha verdi. Halid, Ferve b. Müseyk ile birlikte sadakalardan sorumlu olmaya devam etti. Ferve, Allah Resulünün  vefatına kadar onun valisi sıfatıyla onların arasında dolaşıp durdu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Amr b. Züheyr anlattı. O Mihcen b. Vehb b. el-Huzaiden, o da Mihcenin kavminden dediklerini anlattı: Resulallah  Ferve b. Müseyke on iki ukıyye hediye etti; onu asil bir deveye bindirdi ve ona Uman tarzı işlenmiş bir hulle verdi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ömer b. el-Hattab da Ferve b. Müseyki Mezhic kabilesinin zekatlarını toplamakla görevlendirdi.

1286. Kays b. el-Mekşuh
Mekşuhun ismi Hübeyre b. Abduyeğus b. el-Guzeyyil b. Seleme b. Bedda b. amir b. Avseban b. Zahir b. Muraddır. Ateşle dağlandığı için kendisine “el-Mekşuh” adı verilen babası, Murad kabilesinin büyüğüydü. Oğlu Kays da Mezhicin meşhur süvarisiydi. O, Peygamberlik iddiasında bulunan el-Esved el-Ansiyi öldüren kişidir. Bundan dolayı Mudar onu “Vefasız Kays” diye isimlendirdi. O ise ben “Vefasız değilim. Ancak Mudarın ölümüyüm.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Amr b. Züheyr anlattı. O da Muhammed b. Umare b. Huzeyme b. Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Amr b. Madikerib, Allah Resulünün [peygamberlik] işi kendilerine ulaşınca Kays b. Mekşuh el-Muradiye dedi ki: “Ey Kays! Bugün kavminin efendisi sensin. Bize Hicazda Kureyş kabilesinden peygamber olduğunu söyleyen Muhammed isminde bir adamın zühur ettiği anlatıldı. Haydi ona gidelim de hakkında bilgi alalım! Eğer söylediği gibi peygamber ise bu bizim gözümüzden kaçmaz. Onunla karşılaştığımızda ona uyarız. Eğer değilse durumunu öğrenmiş oluruz. Şayet kavminden biri bizden önce giderse bizim reisimiz ve efendimiz olur. Biz de [mecburen] ona tabi oluruz.” Kays bunu kabul etmedi ve onun görüşünü çok akılsızca buldu. Bunun üzerine Amr b. Madikerib bineğine atlayıp kavminden on kişiyle birlikte Medineye geldi ve Müslüman oldu. Sonra memleketine döndü. Kays b. el-Mekşuha Amrın çıktığı haberi ulaşınca öfkelendi ve onu tehdit edip şöyle dedi: “Bana karşı geldi ve görüşümü terk etti.” Amr da bu konuda şu şiiri söyledi: Sana emretmiştim Zu Sanagünü, Öyle bir emir ki aşikardı doğruluğu… Emretmiştim sana Allahtan sakınmanı. Bir de iyiliği! Ancak tehdit vesilesi yaptın sen onu… Çıktın böylece ideallerden, tıpkı, Kazığının kendisini telef ettiğibir eşek gibi! Amr şöyle demeye başladı: “Ey Kays! Ben sana mutlaka Ferve b. Müseyke kuyruk olup tabi olacağını söylemiştim.” Derken Ferve her tarafta Kays b. Mekşuhu aramaya başladı. Sonunda Kays memleketinden kaçtı ve daha sonra Müslüman oldu. Kays, el-Ansi ortaya çıkınca onun kendisine zarar vereceğinden korktu. Ona gelip selam vermeye başladı. Fakat arzusunu gerçekleştirmek için içinde ona karşı bir fırsat kolluyor ve bunu kimseye söylemiyordu. Nihayet bir gün yanına geldiğinde baktı ki Feyruz b. ed-Deylemi boynunu ezmiş ve yüzünü kafasının içine geçirerek onu öldürmüştü. Kays da başını kesip arkadaşlarına fırlattı. Sonra da el-Ansinin kavminden korkmaya başladı. Onları razı etmek için Dazeveyhe saldırıp onu öldürdü. Dazeveyh, el- Ansinin cinayetinde hazır olan kişiler arasındaydı. Ebu Bekir, el-Muhacir b. Ebu Ümeyyeye “Kaysı zincire vur ve bana gönder!” diye yazılı talimat gönderdi. O da Kaysı gönderdi. Ömer, Kaysın öldürülmesi konusunda Ebu Bekir ile konuştu ve Dazeveyhi kastederek “Salih bir adamın kısası için onu öldür! Bu haddini aşan bir hırsızdır.” dedi. Bunun üzerine Kays, onu öldürmediğine dair yemin etmeye başladı. Ebu Bekir, “Dazeveyhi kendisinin öldürmediğine ve onu kimin öldürdüğünü bilmediğine” dair Peygamberin  minberi yanında ona elli kez yemin ettirdi. Sonra da onu affetti. Ömer şöyle diyordu: “Eğer Ebu Bekir seni affetmeseydi Dazeveyhin kısası için seni öldürürdüm.” Kays da, “Ey Müminlerin Emiri! Farkında mısın, eğer bunu söylediğini biri duyarsa beni öldürmeye yeltenir. Oysa ben onu öldürmedim.” Bundan sonra artık Ömer ondan bahsetmekten vazgeçti. Onu savaşlara gönderdiğinde onunla istişare edilmesini, ancak kendisine bir yetki verilmemesini emreder ve şöyle derdi: “O savaş sanatını bilen biridir. Fakat ona güvenilmez.” İşte bu, onun hikayesidir.

1287. Safvan b. Assal
Rabad b. Zahir b. amir b. Avbesan b. Zahir b. Muradoğullarındandır. Cümeloğullarından sayılmaktadır. Müslüman olmuş ve Peygamberin sohbetinde bulunmuştur. Bana Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam anlattı; dedi ki: Bize asım anlattı. O da Zir b. Hubeyşten şöyle dediğini rivayet etti: Safvan b. Assal el-Muradi ile karşılaştım. Ona “Resulallahı  gördün mü?” dedim. Bu soruya o, “Evet, onunla birlikte on iki gazveye katıldım.” diye cevap verdi.