"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Hazrecin beni malik b. Neccar b. Salebe b. Amr b. El-hazrec kolundan olanlar

Bunların içinde bu tabakaya giren birçok kişi mevcuttur.

972. Zeyd b. Sabit
Zeyd b. Sabit b. ed-Dahhak b. Zeyd b. Levzan b. Amr b. Abd b. Avf b. Ganm b. Malik b. en-Neccar. Annesi Adi b. en-Neccaroğullarından en- Nevar bt. Malik b. Sırme b. Malik b. Adi b. amirdir. Zeydin babası Sabit b. ed-Dahhak, Buas savaşında öldürüldü. Zeyd b. Sabitin Çocukları: 1-Said: Zeyd, künyesini bundan almıştı. Annesi, Ümmü Cemil bt. el- Muhavvil b. Büceyd b. Ebu Kays b. Amr b. Nasr b. Malik b. Hısl b. amir b. Lüeydir. 2-Sad 3-Harice 4-Süleyman 5-Yahya 6-Umare: Çocukken ölmüştür. 7-İsmail 8-Esad: Çocukken ölmüştür. 9-Ubade 10-İshak 11-Ümmü İshak 12-Hasene 13-Amre 14-Ümmü Külsum Son on üç çocuğun annesi Cemiledir ki, nesebi şöyledir: Ümmü Sad bt. Sad b. er-Rebi b. Amr b. Ebu Züheyr b. İmruülkays b. Malik b. Salebe b. Kab b. el-Hazrec b. el-Haris b. el-Hazrec. 15-İbrahim 16-Muhammed 17-Abdurrahman 18-Ümmü Hasan Son dördünün annesi Amire bt. Muaz b. Enes b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccardır. 19-Abdurrahman 20-Zeyd 21-Ubeydullah 22-Ümmü Külsum: Annesi ümmü veleddir. 23-Selit 24-İmran 25-el-Haris 26-Sabit 27-Karibe 28-Ümmü Muhammed: Annesi ümmü veleddir. Bize Abdülmelik b. Amr Ebu amir el-Akadi haber verdi; dedi ki: Bize Harice b. Abdullah anlattı. O Sad b. Abdurrahmandan, o da amir b. Sad b. Ebu Vakkasdan rivayet ettiği bir sözde şunu nakletti: Zeyd b. Sabitin künyesi “Ebu Said” idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Muhammed b. Abdurrahman b. Sad b. Zürare anlattı. O da Yahya b. Abdullah b. Abdurrahman b. Sad b. Zürareden şöyle dediğini rivayet etti: Zeyd b. Sabit dedi ki: Ben altı yaşında iken Allah Resulünün  hicretinden beş yıl öncesine tekabül eden Buas olayı meydana gelmişti. Allah Resulü  Medineye geldiğinde ben on bir yaşındaydım. Allah Resulüne  götürüldüm. “İşte bu, Hazrec kabilesinden bir delikanlıdır. On altı sure ezberlemiş.” dediler. Bedir ve Uhud savaşlarına katılmadım; ama Hendek savaşına katıldım. Bize Muhammed b. Ömer ve Muhammed b. Muaviye haber verdiler; dediler ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O babasından, o da Harice b. Zeyd b. Sabitten, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü  Medineye geldiğinde ona götürüldüm. Ona benim hakkımda “Ey Allahın Resulü! İşte bu Neccaroğullarından bir delikanlıdır. On altı sure ezberlemiş.” denildi. Allah Resulü  bana Yahudilerin yazısını öğrenmemi emretti ve buyurdu ki: “Onların yazdırdığım yazılı belgeyi değiştirmeyeceklerinden emin değilim.” Bunun üzerine ben de on küsur gecede onların yazısını öğrendim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Muhammed b. Abdurrahman b. Sad b. Zürare anlattı. O da Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: Zeyd b. Sabit, Masike medreselerinde Yahudilerin yazısını öğrenmek amacıyla ilim tahsil etti. Onların yazısını on beş günde öğrendi. Artık onların yazılı belgelerde tahrif ettikleri ve değiştirdikleri şeyleri biliyordu. Bize Yahya b. İsa er-Remli haber verdi; dedi ki: Bana el-Ameş anlattı. O Sabit b. Ubeydden, o da Zeyd b. Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü  bana dedi ki: “Bana bazı kimselerden mektuplar geliyor. Onları herkesin okumasını istemiyorum. Sen İbrani-ya da Süryani dedi.- yazısını öğrenebilir misin?” Ben de “Evet!” dedim ve o yazıyı on yedi gecede öğrendim. Bize İsmail b. Eban el-Verrak haber verdi; dedi ki: Bize Anbese b. Abdurrahman el-Kureşi anlattı. O Muhammed b. Zadandan, o Ümmü Saddan, o da Zeyd b. Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulünün  huzuruna girdim. Bazı ihtiyaçlarından dolayı hangisini tedarik edeceği konusunda kararsız ve canı sıkılmış bir vaziyette idi. Şöyle buyurdu: “Kalemi kulağının üstüne koy! Bu davranış, unutan kimsenin hafızasını toplamasına en çok yardımcı olan şeydir.” Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. Yine bize Affan b. Müslim haber verdi. O da Vüheybden haber verdi. Hepsi Süfyan ile Vüheyb, Halid elHazzadan, o Ebu Kılabeden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü  buyurdu ki: “Onların Sahabe içinde feraizi miras hukukunu en iyi bilen Zeyddir.” Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Katadeden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini haber verdi: Allah Resulü  bana “Bak! Mescidde kimi görüyorsun?” dedi. Ben de baktım. Bir de ne göreyim, Zeyd b. Sabit! Onu çağırdım. Hurma yediler, su içtiler ve namaza çıktılar. Muhammed b. Ömer dedi ki: Zeyd b. Sabit her iki yazıyı da yazıyordu: Arapça ve İbranice yazı. Zeyd b. Sabitin Allah Resulü  ile beraber katıldığı ilk sefer Hendek savaşıdır. O zaman, on beş yaşındaydı ve Müslümanlarla beraber toprak taşıyanlardandı. Allah Resulü  onun hakkında şöyle buyurmuştu: “Gerçekten o ne güzel bir delikanlı!” O gün Hendek günü onun gözleri uykuya yenik düştü; o da uyudu. Akabinde Umare b. Hazm geldi ve fark ettirmeden onun silahını aldı. Bunun üzerine Allah Resulü  Zeyde “Ey uykucu! Uyudun ve sonunda silahın da gitti.” dedi. Allah Resulü  sözlerine şöyle devam etti: “Bu delikanlının silahı hakkında bilgisi olan var mı?” Umare b. Hazm, “Ey Allahın Resulü! Onu ben aldım.” dedi ve silahı ona geri verdi. O gün Allah Resulü  “Müminin korkutulmasını ya da onun ister şakayla isterse gerçekten olsun malının alınmasını” yasakladı. Tebuk seferinde Malik b. en-Neccaroğullarının sancağı Umare b. Hazmda idi. Allah Resulü  ona yetişti; sancağı ondan alıp Zeyd b. Sabite verdi. Bunun üzerine Umare, “Benden sana kötü bir şey mi ulaştı?” dedi. Allah Resulü  cevaben şöyle dedi: “Hayır. Ancak Kuran, öne geçmeye vesile olur. Zeyd, Kuranı senden daha fazla almıştır.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Abdülvahid b. Ziyad anlattı; dedi ki: Bize el-Haccac b. Ertat anlattı. O da Nafiden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Zeyd b. Sabiti kadılıkla görevlendirdi ve ona bu görevden dolayı yiyecek tayin ve takdir etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O babasından, o Harice b. Zeydden, o da Zeyd b. Sabitten şunu rivayet etti: Zeyd, kendisine biat edildikten sonra Muaviyeye, “Allahın kulu, müminlerin Emiri Muaviyeye!” diye başlayıp “Allahın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun!” diye biten bir mektup yazdı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Hallad b. Yahya haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O İsmail b. Ebu Halidden, o da eş-Şabiden şunu rivayet etti: Mervan, Zeyd b. Sabiti çağırdı ve perde arkasında bir grup adamı oturttu. O, ona soru soruyor, perde arkasındakiler de yazıyordu. Zeyd onların varlığını hissetti ve şöyle dedi: “Ey Mervan! Vefasızlık, öyle mi? Ben sadece kendi ictihadımla konuşuyorum.” Bize Şihab b. Abbad el-Abdi haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Humeyd er-Rüasi anlattı. O İsmailden, o da amirden şöyle dediğini rivayet etti: İnsanlar Zeyd b. Sabite gelip bir takım sorular soruyorlar ve onun ağzından çıkan her şeyi yazıyorlardı. İhtiyaç duydukları şeyleri yazdıklarında şöyle dediler: “Allaha yemin olsun ki, biz bunları bilseydik mutlaka yapardık.” Ona geldiler ve bu sözü ilettiler. Bunun üzerine Zeyd, “Vefasızlık, öyle mi? Belki size söylediğim şeyler yanlıştır! Ben sadece size kendi ictihadımla söz söylüyorum.” dedi. amir dedi ki: Onlar yazdıklarını alıp imha ettiler. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve el-Hasan b. Musa haber verdiler; dediler ki: Bize Züheyr b. Muaviye anlattı. O Ebu İshaktan, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Medineye geldim. Orada ilimde derinleşmiş kişilerden Zeyd b. Sabit ile karşılaştım. Bize Affan b. Müslim ve Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdiler; dediler ki: Bize Şube haber verdi. O da Ebu İshakın Mesruku şunları söylerken duyduğunu rivayet etti: Medineye geldim. Allah Resulünün  sahabilerini soruşturdum. Bir de ne göreyim, ilimde derinleşenlerden Zeyd b. Sabit! Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr anlattı. O Ebu Selemeden, o da İbn Abbastan şunu rivayet etti: İbn Abbas, Zeyd b. Sabitin bineğine binmesi için eğerin üzengisini tutmuş, o da “Ey Allah Resulünün  amcasının oğlu, uzaklaş!” deyince İbn Abbas “Biz alimlerimize ve büyüklerimize böyle davranırız.” demiş. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize nar satıcısı Rezin anlattı. O da eş-Şabiden şunu rivayet etti: Zeyd b. Sabit, annesinin cenaze namazını kıldırırken üzerine beş tekbir getirdi ve ona hiçbir hayrı çok görmedi. Sonra bineği getirildi. İbn Abbas, Zeyd b. Sabitin bineğine binmesi için eğerin üzengisini tuttu. Zeyd ona “Bırak şunu!” deyince, o da cevaben “Biz büyük alimlerimize böyle davranırız.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah b. el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Musa b. Ali anlattı; dedi ki: Babamı duydum, şöyle dedi: Şayet bir adam gelip de Zeyd b. Sabite bir şey sorarsa, o da ona “Allah bu hükmü indirdi mi? Bunu yarattı mı? Bu olay gerçekten vuku buldu mu?” diye sorar ve adamın doğru söylediğine dair yemin etmesini isterdi. Adam şayet yemin ederek, “Allah bu hükmü indirdi bu olay meydana geldi.” derse ona sorduğu hususla ilgili fetvayı verirdi. Şayet adam yemin etmezse fetva vermez ve onu terk ederdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize ed-Dahhak b. Osman anlattı. O Abdullah b. Harice b. Zeyd b. Sabitten, o babasından, o da Zeyd b. Sabitten şöyle dediğini anlattı. Yine bize Mamer b. Raşid ve Muhammed b. Abdullah haber verdi. O ezZühriden, o da Ubeyd b. es-Sebbaktan, o da Zeyd b. Sabitten şöyle dediğini haber verdi: Yemame savaşına katılanlar öldürüldüklerinde Ebu Bekir es-Sıddık bana haber gönderip dedi ki: “Öldürülme olayları Kuran hafızı olan insanlar arasında oldukça arttı. Ben Kuranın çoğunun kaybolup gitmesinden korkuyorum. Senin Kuran ayetlerini toplamanın iyi olacağını düşünüyorum. Sen genç, akıllı ve itham etmediğimiz bir kişisin. Allah Resulü  için vahiy yazıyordun. Kuran ayetlerini araştırıp bul ve onları bir araya topla!” Zeyd devamla dedi ki: “Allaha yemin olsun ki, şayet Ebu Bekir bana bir dağı taşıma görevi verse, ben de onun her taşını teker teker taşısaydım bana bu emrettiği şeyden daha ağır gelmezdi. Kalktım ve Kuran ayetlerini aramaya koyuldum. Onları deri parçalarından, hurma yapraklarından, geniş kürek kemiklerinden ve insanların hafızalarından topladım. Tevbe suresinin sonundaki Size hemcinsinizden aziz olan bir Peygamber geldi. Sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir. ayetini Huzeyme b. Sabitin yanında buldum. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mahreme b. Bükeyr anlattı. O babasından, o Umare b. Huzeyme b. Sabitten, o da Umarenin babasından şöyle dediğini rivayet etti: O ayeti Tevbe 9/12, Ömer b. el-Hattaba ve Zeyd b. Sabite götürdüm. Zeyd, “Sana bu ayetin Kurandan olduğuna dair kim şahitlik edecek?” dedi. Ben de “Hayır, vallahi bilmiyorum.” dedim. Bunun üzerine Ömer, “Ben bu konuda ona şahitlik ederim.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O Hişam b. Urveden, o da Hişamın babasından şöyle dediğini rivayet etti: Yemame savaşına katılanlar öldürüldüğünde Ebu Bekir es-Sıddık, Ömer b. el-Hattab ile Zeyd b. Sabite şu emri verdi: “Mescidin kapısında oturun! Kurandan sizin bilmediğiniz bir ayeti getiren ve buna dair iki erkek şahidi olan herkesin getirdiğini kabul edin!” Bu emir, Allah Resulünün  sahabilerinden Kuranı ezberlermiş olan kişilerin Yemamede öldürülmesinden dolayı verildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer b. Raşid ve Muhammed b. Abdullah anlattı. Onlar ez-Zühriden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini anlattı: Osman b. Affan, Zeyd b. Sabite, Said b. el-asa, Abdullah b. ez- Zübeyre ve Abdurrahman b. el-Haris b. Hişama Kuran Mushaflarını bir daha gözden geçirerek yeniden yazmalarını emretti ve onlara şöyle dedi: “Siz ve Zeyd b. Sabit, Kurandan bir kelimenin Arapçası konusunda görüş ayrılığına düşerseniz onu Kureyş lehçesine göre yazın! Çünkü Kuran, Kureyş lehçesiyle inmiştir.” Onlar “et-tabut” kelimesinde ihtilafa düştüler. Heyetteki Kureyşli üyeleri bunun “et-tabut”, Zeyd b. Sabit “et-tabuh” olduğunu söyledi. Bunun üzerine meseleyi Osman b. Affana arz ettiler. O da “Onu Kureyşin söylediği gibi et-tabut diye yazın! Çünkü Kuran onların lehçesiyle inmiştir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ömer b. Anbese b. Abdullah b. Anbese anlattı. O Muhammed b. Abdullah b. Amrdan, o da Atadan şunu rivayet etti: Osman b. Affan, Mushaftaki Kuranı yeniden yazdırmak isteyince bu görevi üstlenmesi için Übey b. Kaba haber gönderdi. Bunun üzerine Übey, Zeyd b. Sabite yazdırıyor; Zeyd yazıyor; yanında bulunan Said b. el-as da Arapçaya uygunluğunu kontrol ediyordu. Dolayısıyla şu anda elimizde mevcut olan bu Mushaf, Übey ile Zeydin kıraatine göredir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hüşeym anlattı. O el-Muğireden, o da Mücahidden şunu rivayet etti: Osman, Übeye emir verdi: O yazdırıyor, Zeyd b. Sabit yazıyor, Said b. el-as ile Abdurrahman b. el-Haris de Arapçaya uygunluğunu kontrol ediyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O babasından, o Harice b. Zeydden, o da Zeyd b. Sabitten şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, sefer için çıktığında Zeydi Medinede vekil olarak bırakıyordu. Dönüşünde ona hurma bahçesi tahsis etmediği bir sefer hemen hemen yok gibidir. Ebüz-Zinad dedi ki: Esavifin Ömerin Zeyde tahsis ettiği topraklardan olduğunu konuşurduk. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O babasından ve İbrahim b. Yahya b. Zeyd b. Sabitten şöyle dediklerini anlattı: Osman kuşatıldığı zaman Zeyd b. Sabit geldi ve evinde onun huzuruna girdi. Osman ona “Senin dışarıda olman, benim için burada olmandan daha hayırlıdır. Beni müdafaa et!” dedi. Bunun üzerine Zeyd dışarı çıktı. İnsanları geri çeviriyor, insanlarla onun hakkında konuşuyordu. Böylelikle onun sözünden dolayı Ensardan bir kısım insanlar kuşatmaya gitmekten vazgeçerek geri döndü. Zeyd şöyle diyordu: “Ey Ensar! Allahın dininin – ikinci kez- yardımcıları olun! Osmana yardım edin! Allaha yemin ederim ki, onun kanının dökülmesi kesinlikle haramdır.” Akabinde Ensardan bazı kimselerle beraber Ebu Hanne el-Mazini geldi ve “Seninle beraber hiçbir işimiz iflah olmaz.” dedi. Aralarında bir takım konuşmalar geçtikten sonra Ebu Hanne, Zeyd b. Sabitin yakasına yapıştı ve yanındakilerle beraber onu çekmeye başladı. Ensardan bir grup onların yanından geçti. Bunları gördüklerinde Zeydi serbest bıraktılar. Onlardan bir adam, Ebu Hanneye şöyle diyordu: “Sen bunu, şayet geceleyin ölse babandan sana ne miras kaldığını ondan daha iyi bilen bir kişi olmadığı için bilemeyeceğin bir adama mı yapıyorsun?” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mücemmi b. Yakup anlattı. O da Said b. Abdurrahman b. Rukeyşten şöyle dediğini rivayet etti: Amr b. Avfoğulları Osmana karşı toplanmışlardı. Zeyd b. Sabit ise onu savunuyordu. Onlardan biri Zeyde, “Sana engel olan şey nedir? Vallahi Hazrec kabilesinden Acve cinsi dal budak salmış hurma ağaçları olan kimsenin malı, senin malına göre ne kadar da azdır!” deyince Zeyd b. Sabit de, “Kendi malımla satın aldım. Halifem Ömer b. el-Hattab bana arazi tahsis etti. Halifem Osman b. Affan bana arazi tahsis etti.” dedi. Bu sefer o adam Zeyde şöyle dedi: “Ömer b. el-Hattab sana 20.000 dinar mı verdi?” Zeyd buna şu cevabı verdi: “Hayır! Ama Ömer sefer için çıktığında beni Medinede vekil olarak bırakıyordu. Vallahi o dışarıdan her dönüşünde bana mutlaka bir hurma bahçesi tahsis ederdi.” Bize Abdullah b. İdris haber verdi. O Hişam b. Hassandan, o da Muhammed b. Sirinden şöyle dediğini haber verdi: Osman mahsurken Zeyd b. Sabit, Ensardan 300 kişiyle beraber geldi. Osmanın huzuruna girdi ve şöyle dedi: “İşte kapıda Ensar! İkinci kez Allahın dinine yardım etmek için geldik. diyorlar.” Bunun üzerine Osman, “Savaş mı? Asla!” dedi. Bize Enes b. Iyad el-Leysi haber verdi. O Yunus b. Yezidden, o İbn Şihabdan, o da Harice b. Zeyd b. Sabitten şunu rivayet etti: Zeyd b. Sabit, idrarını tutamıyordu. İlk zamanlar ondan korunuyordu. Rahatsızlığı artınca idrarını salıveriyordu. Ondan dolayı sadece namaz vaktinde abdest alıyor ve idrarı aksa bile aldırış etmiyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Zeyd b. Sabitin mevlası Zeyd b. es-Saib haber verdi. O da İsmail b. Zeyd b. Sabitten şöyle dediğini haber verdi: Bana ailemizin fertlerinden biri haber verdi; dedi ki: Zeydin meşrubat içtiği kaplar içinde kendisine cam kaselerden daha sevimli olan bir kap yoktu. Muhammed b. Ömer dedi ki: Zeyd b. Sabit, oğlu İsmail kendisinden daha hiçbir şey duymayacak kadar küçükken öldü. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bana el-Ameş anlattı. O da Sabit b. Ubeydin şöyle dediğini haber verdi: Zeyd b. Sabit, evinde insanların en mülayimi; insanların arasına çıktığında ise onların en vakarlısı idi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan anlattı; dedi ki: Bize Muhammed b. Sirin anlattı; dedi ki: Zeyd b. Sabit, Cuma namazına gitmek üzere çıktı. İnsanlar geri dönerek onu karşıladılar. Bunun üzerine o bir eve girdi. Bu davranışının sebebi sorulunca da “İnsanlardan utanmayan Allahtan utanmaz.” dedi. Bize Muhammed b. Muaviye en-Neysaburi haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebüz-Zinad anlattı. O babasından, o da Harice b. Zeydden şunu rivayet etti: Zeyd b. Sabit, cemaate insanlar rükuda iken yetişti. Onları savuşturup safın içine dahil oldu. Bize Muhammed b. Muaviye en-Neysaburi haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebüz-Zinad anlattı. O Zeyd b. Sabitin mevlası Abdülmelik b. Vüheybden, o da Zeyd b. Sabitten şunu rivayet etti: Kendisi Mabura adında Mecusi olan genç bir kölesini azat etmiş. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İsmail b. Musab anlattı. O İbrahim b. Yahyadan, o da Harice b. Zeydden şöyle dediğini haber verdi: Babam Zeyd b. Sabit, günün sonunda güneş sararmadan önce vefat etti. Benim görüşüm yarın sabahtan önce defnedilmesiydi. Ensardan sahabiler geldiler ve “İnsanların toplanması için o sadece gündüz defnedilebilir.” dediler. Derken Mervan bu sesleri duydu. Çıkıp yürüdü ve nihayet bana gelip şöyle dedi: “Benim kesin kararım onun sabah olduğu zaman defnedilmesidir.” Sabah olduğunda onu, birincisinde su ile, ikincisinde su ve sidr ile, üçüncüsünde kafur ile olmak üzere üç defa yıkadık; üç giysi ile kefenledik. Kefenlerden birisi Muaviyenin kendisine giydirdiği bir hırka idi. Onun cenaze namazını güneş doğduktan sonra kıldık. Cenaze namazını Mervan b. el-Hakem kıldırdı ve kurbanlık develer gönderdi. Bunlar kesildi, insanlara ikram edip yedirdik. Kadınlar bizim bağırıp çağırarak ağlamayın! uyarımızı dinlemediler ve bize galip geldiler. Dolayısıyla üç gün boyunca ağladılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Taşradan konuk olarak gelen kadınlarla Medinede Ensardan olan hanımlar cenaze evine geldiler. Zeydin oğlu Harice, şöyle diyerek onlara Allahı hatırlatıp durdu: “Ona ağlamayın!” Onlar ise onun bu uyarısına karşılık “Bu hususta senin sözünü dinlemiyoruz. Kesinlikle ona üç gün ağlayacağız.” dediler. Sonuç olarak onlar Hariceyi yendiler ve üç gün boyunca ağladılar. Harice ise “Yemek verin!” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Zeyd b. Sabit, elli altı yaşındayken 45 yılında Medinede öldü. Onun cenaze namazını Mervan b. el-Hakem kıldırdı. Muhammed b. Ömerden bir başkası “Zeyd, 51 ya da 52 yılında öldü.” dedi. Bir diğeri ise “55 yılında öldü.” dedi. İşte onlar, onun ölüm tarihinde böyle görüş ayrılığına düştüler. Allah en iyisini bilir. Bize Yahya b. Abbad, Affan b. Müslim, Kesir b. Hişam ve Musa b. İsmail haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Ammar b. Ebu Ammar haber verdi; dedi ki: Zeyd b. Sabit öldüğü zaman bir köşkün gölgesinde İbn Abbasın yanında oturduk. İbn Abbas şöyle dedi: “İşte ilmin kaybolması böyle bir şeydir. Bugün çok fazla olan bir ilim sahibi öldü.” Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Yahya b. Saidden şöyle dediğini rivayet etti: Zeyd b. Sabit öldüğü zaman Ebu Hüreyre şöyle dedi: “Bu ümmetin derin alimi öldü. Umulur ki, Allah İbn Abbası onun halefi yapar.” Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı. O da Katadeden şöyle dediğini rivayet etti: Zeyd b. Sabit ölüp de defnedildiği zaman İbn Abbas şöyle dedi: “İşte ilim böyle gidiyor.” Bize Hevze b. Halife haber verdi; dedi ki: Bize Avf anlattı; dedi ki: Zeyd b. Sabit defnedildiği zaman İbn Abbasın eliyle onun kabrine işaret ederek şöyle dediği bana ulaştı: “İşte ilim böyle gidiyor. Kendisinden başkasının bilmediği şeyi bilen kişi ölüyor ve böylelikle onun beraberindeki ilim de gidiyor.” Muhammed b. Ömer dedi ki: Zeyd b. Sabit, Ebu Bekirden, Ömerden ve Osmandan rivayette bulunmuştur.

973. Kays b. Kahd
Kays b. Kahd b. Kays b. Salebe b. Ganm b. Malik b. en-Neccar. Annesi, Adi b. en-Neccaroğullarından Selma bt. Rafi b. en-Numan b. Zeyd b. Lebid b. Hıdaşdır. Kays b. Kahdın Çocukları: 1-Zürare: Yemame günü şehit olmuştur. 2-Ebül-Verd: İsmi Esaddır. 3-Mesud 4-Sad: Buna “el-Müsellem” de denirdi. 5-Kays b. Kays 6-Havle bt. Kays 7-Mübayia: Bununla Hamza b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay evlenmiştir. Bu evlilikten “Yala” ve “Umare” adında iki çocuğu olmuştur.

974. Kays b. Amr
Kays b. Amr b. Sehl b. Salebe b. el-Haris b. Zeyd b. Salebe b. Ganm b. Malik b. en-Neccar. Annesi, Adi b. en-Neccaroğullarından Ümmü amir bt. Halid b. el-Haşhaş b. Malik b. Adi b. amirdir. Kays b. Amrın Çocukları: 1-Said 2-Esad 3-eş-Şemus Bu üçünün annesi, Mazin b. en-Neccaroğullarından Zeynep bt. el-Hubab b. el-Haris b. Amr b. Avf b. Mebzuldur. Yahya, Sad ve Abdurabbih, Said b. Kaysın çocuklarıdır. Bunların annesi ümmü veleddir. Bunlar muhaddis ve fakih olan kimselerdi. İbn Said, Ebu Cafer el- Mansurun hilafetinde Kufede kadılık görevini üstlenmişti ve orada kadı iken öldü. Haşimiyede Ebu Caferin Kufe köprüsünün yanında yaptırdığı konağa defnedildi.

975. Sad b. Zürare
Sad b. Zürare b. Udus b. Ubeyd b. Salebe b. Ganm b. Malik b. en- Neccar. Annesi, Suad bt. Rafi b. Muaviye b. Ubeyd b. el-Ebhar b. Avf b. el-Haris b. el-Hazrectir. Müslüman olmuş; ancak dini konusunda tenkide maruz kalmıştır. Bu kişi aynı zamanda Neccaroğullarının seçkini olan Ebu Ümame Esad b. Zürarenin kardeşidir. Sad b. Zürarenin “Abdurrahman” adında oğlu oldu. Bu oğlunun annesi Üneyse bt. el-Katib b. Kays b. Avra b. Haram b. Cündüb b. amir b. Ganm b. Adi b. en-Neccardır. Abdurrahman b. Sadın Amre bt. Abdurrahman isimli bir kızı vardır. Annesi, Salime bt. Hakim b. Haşim b. Kavaledir. Ayşeden hadis rivayet eden Amre ise Ümmü Ebür-Rical Muhammed b. Abdurrahman b. Abdullah b. Harise b. en-Numandır.

976. Amr b. Hazm
Amr b. Hazm b. Zeyd b. Levzan b. Amr b. Abduavf b. Ganm Malik b. en-Neccar. Annesi Saideoğullarından Halide bt. Ebu Enes b. Sinan b. Vehb b. Levzandır. Amr b. Hazmın Çocukları: 1-Muhammed: Harre savaşında öldürülmüştür. 2-Ümmü …  Bu ikisinin annesi Saideoğullarının antlaşmalısı olan Gassanoğullarından Amre bt. Abdullah b. el-Haris b. Cemmazdır. 3-Umare: Annesi, Leysoğullarından Salime bt. Hakim b. Hişam b. Halef b. Kavale b. Tarifdir. 4-Halid 5-Halide Son ikisinin annesi Kinde kabilesinden Kebşe bt. Huneys b. Şecere b. el- Haris b. Muaviye b. Rebia b. el-Haris b. Muaviye el-Haris b. Sevr b. Mürettidir. 6-Abdullah: Annesi, ümmü veleddir. 7-Muaviye 8-Süleyman 9-Harise 10-Habibe 11-Meymune Son beşinin annesi Kinde kabilesinden Sevde bt. Harise b. Seleme b. Avftır. 12- Hafsa: Annesi Amr b. Avfoğullarından Ümmü Bilal bt. el-Haris b. Kays b. Heyşe b. el-Harisdir. 13-amir 14-Mamer 15-Hadrama 16-Naile 17-Cemile Son beşinin annesi, ümmü veleddir. Amr b. Hazmın künyesi “Ebüd-Dahhak” idi. Allah Resulü  onu daha on yedi yaşında iken Necranül-Yemene vali tayin etti. Bize Abdullah b. İdris haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Umare anlattı. O da Ebu Bekir b. Muhammed b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: Kendisini Necrana gönderdiğinde Allah Resulünün  Amr b. Hazm için yazdırdığı belgede şu ifadeler mevcuttu: “Sadece temiz olan kişi Kurana dokunsun! Erkek saçını örmüş halde namaz kılmasın! Erkek avret mahalli ile gökyüzü arasında giysi cinsinden bir şey olmadığı halde sırtını, baldırlarını ve karnını tek bir elbiseyle sarıp örtmesin! Göz için elli deve, kulak için elli deve diyet gerekir. Şayet burun, kemiğini kapsayacak şekilde kesilmiş ise buna diyet gerekir. El için elli deve, ayak için elli deve, onların her bir parmağı için on deve diyet gerekir.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Abdülaziz anlattı; dedi ki: Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmı şunları söylerken duydum: Allah Resulü , Amr b. Hazmı o gün daha on yedi yaşında iken Necrana ve Harisoğullarına vali tayin etti. Amr, onların Medineye gelen heyetiyle beraber yola çıktı. Onlara Allah Resulünün  sünnetini, İslamın hükümlerini ve öğretilerini öğretiyor; zekatlarını topluyordu. Allah Resulü , ona kendisinden söz aldığı ve emrini bildirdiği bir mektup yazmıştı ki; bu, ilim erbabı arasında meşhur olan bir belgedir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes anlattı. O Abdullah b. Ebu Bekir b. Hazmdan, o da babasından şunu rivayet etti: Abdullahın dedesi 700 dirhem karşılığında işlemeli ipek bir elbise satın aldı ve onu giyiyordu. Muhammed b. Ömer dedi ki: Amr b. Hazm, Muaviye b. Ebu Süfyanın oğlu Yezid için biat aldığı zamana kadar yaşadı. Bu olaydan sonra Medinede vefat etti.

977. Mamer b. Hazm
Mamer b. Hazm b. Zeyd b. Levzan b. Amr b. Abduavf b. Ganm b. Malik b. en-Neccar. Annesi Saideoğullarından Halide bt. Ebu Enes b. Sinan b. Vehb b. Levzandır. Mamer b. Hazmın “Abdurrahman” adlı bir oğlu oldu. Abdurrahmanın annesi Naile bt. Ubeyd b. el-Hur b. Amr b. el-Cad b. Avf b. Mebzul b. Amr b. Ganm b. Mazin b. en-Neccardır. Ebu Tuvale, Abdurrahmanın çocuklarından biridir ki, adı Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer idi ve Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmın Medine kadısıydı. Medinedeki bu görevi Ömer b. Abdülazizin dönemine kadar devam etmişti.

978. Ebu Ahzem
İsmi el-Haris b. Atik b. en-Numan b. Amr b. Atik b. Amr b. Mebzuldur. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. Ebu Ahzemin annesi, Cemile bt. Alkame b. Amr b. Sakfdır. Sakfın adı Kab b. Malik b. Mebzuldur ki, bu şahıs da az önce belirtildiği gibi amir b. Malik b. en-Neccardır. Ebu Ahzem, Bedir savaşına katılan Sehl b. Atikin kardeşidir. Ebu Ahzemin en- Numan ve Cemile adında iki çocuğu oldu. Bunların annesi Cemile bt. Süveyd b. el-Haris b. Kab b. Avftır. Ebu Ahzem, Cisrü Ebu Ubeyd savaşında şehit edildi.

979. et-Tufeyl b. Sad
et-Tufeyl b. Sad b. Amr b. es-Sakf. es-Sakfın ismi Kab b. Malik b. Mebzuldur. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. et-Tufeyl, Birü Maune faciasında şehit edildi. Zürriyeti yoktur.

980. Sehl b. amir
Sehl b. amir b. Sad b. Amr b. es-Sakf. es-Sakfın ismi Kab b. Malik b. Mebzuldur. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. Sehl, hicretin 32. aynının başlangıcına takabül eden Safer ayında Birü Maune faciasında şehit edildi. Zürriyeti yoktur.

981. Ebu Cüheym
Ebu Cüheym b. el-Haris b. es-Sımme b. Amr b. Atik b. Amr b. Mebzul. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. Ebu Cüheymin annesi, Useyle bt. Kab b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Mebzul b. en- Neccardır. Ebu Cüheym, Allah Resulünden  namaz kılan bir adamın önünden geçen adam hakkındaki şu hadisi rivayet eden kişidir: “Kırk sene beklemesi onun için daha hayırlıydı.” Bize Abdülaziz b. Abdullah el-Üveysi haber verdi; dedi ki: Bize İbn Lehia anlattı; dedi ki: Bize Abdurrahman b. el-Arec anlattı; dedi ki: İbn Abbasın mevlası Umeyrin şöyle dediğini duydum: Peygamberin  eşi Meymunenin mevlası Abdullah b. Yesar ile birlikte çıktım. Nihayet Ebül-Cüheym b. el-Haris b. es-Sımme el- Ensarinin huzuruna vardık. Ebül-Cüheym şöyle dedi: “Allah Resulü  Cemel kuyusunun hemen yanıbaşındaki mıntıkaya girdi. Bir adam onunla karşılaştı ve ona selam verdi. Ancak Allah Resulü  onun selamını almadı. Önce duvara gidip yüzünü ve ellerini sürdü; sonra onun selamını aldı.” Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes anlattı. O Yahya b. Saidden, o da Peygamberin  sahabisi Ebu Cüheym el- Ensariden şunu rivayet etti: Kendisi Abdullah b. Amr b. el-as ile fitne konusunda konuşmayacağına dair yemin etmiş. Sonra Abdullah b. Amr Medineye gelmiş; Ebu Cüheym onunla konuşmamış.

982. Kardeşi Sad b. el-Haris
Sad b. el-Haris b. es-Sımme b. Amr. Annesi Ümmül-Hakemdir ki, tam ismi şöyledir: Havle bt. Ukbe b. Rafi b. İmruülkays b. Zeyd b. Abdüleşhel. Sad b. el-Harisin Çocukları: 1-es-Salt 2-Ümmüt-Tufeyl Bu ikisinin annesi Cemal bt. Kays b. Mahreme b. el-Muttalib b. Abdümenaf b. Kusaydır. 3-Amr: Annesi Ümmü Said bt. Sehl b. Atik b. Amr b. Mebzuldur. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. Sad b. el-Haris, Peygamberin  sohbetinde bulunmuş; Ali b. Ebu Talib ile birlikte Sıffine katılmış ve o gün öldürülmüştür.

983. Habib b. Amr
Habib b. Amr b. Mihsan b. Amr b. Atik b. Amr b. Mebzul. Mebzul, amir b. Malik b. en-Neccardır. Habibin annesi Amre b. Hezzal b. Amr b. Karbuşdur.

984. Kardeşi Ebu Amre
İsmi Beşir b. Amr b. Mihsan b. Atiktir. Annesi Kebşe bt. Sabit b. el- Münzir b. Haram b. Amr b. Zeydümenat b. Adi b. Amr b. Malik b. en- Neccardır. Kebşe, Şair Hassanın kız kardeşidir. Bu kişi Osman b. Affandan rivayette bulunan Abdurrahman b. Ebu Amredir. Ebu Amre, Ali b. Ebu Talibin  yanında katıldığı Sıffin savaşında öldürüldü.

985. Kardeşleri Ebu Ubeyde
Ebu Ubeyde b. Amr b. Mihsan b. Atik. Annesi Kebşe bt. Sabit b. el- Münzir b. Haramdır. Hicri 36. ayın başına denk gelen Safer ayında Birü Maune vakasında şehit edildi.

986. Şeddad b. Evs
Şeddad b. Evs b. Sabit b. el-Münzir b. Haram b. Amr b. Zeydümenat b. amir b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Annesinin adı bize ulaşmadı. Şeddadın Çocukları: 1-Muhammed 2-Yala: Şeddad künyesini bunun adından (Ebu Yala) almıştır. 3-Kebşe Bunların annelerinin kim olduğunu bilmiyoruz. 4-Şeddad: Şair Hassan b. Sabitin kardeşinin oğludur. Filistine göç edip oraya yerleşmiş ve orada 58 yılında Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti döneminde ölmüştür. Öldüğünde 75 yaşındaydı. Beytülmakdisde onun neslinden gelenler mevcuttur. İbadet ve salih amel konusunda gayretliydi. Kabül-Ahbardan rivayette bulunmuştur. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Ferec b. Fedale haber verdi. O da Esed b. Vedaadan şöyle dediğini haber verdi: Şeddad b. Evs, yatağında yattığı zaman sanki tavadaki bir hububat tanesi gibi olurdu. “Allahım, gerçekten Cehennem benim uykularımı kaçırıyor.” der ve akabinde namaz için kalkardı. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize el-Evzai anlattı. O da Hassan b. Atıyyenin şöyle dediğini rivayet etti: Şeddad b. Evs, bir yolculuğu sırasında hizmetçisine “Sofrayı getir de onunla biraz oyalanalım!” dedi. Onun bu sözünü yadırgadım. Bunun üzerine dedi ki: Müslüman olduğum günden beri ölçüp biçmeden söylediğim bir söz olmadı. Şimdi şu söylediğim bir istisna oldu. Onun için onu unutun gitsin! Ama size şimdi söyleyeceğim şu sözü benden alıp hafızanıza kaydedin! Allah Resulünün  şöyle dediğini duydum: “İnsanlar altın ve gümüş biriktirdikleri zaman siz de şu sözleri hazine gibi saklayın ve söyleyin: Allahım! Senden işte sebat, doğru yolda kararlılık talep ediyorum. Senden nimetine şükretmemi ve sana ibadetin güzeline beni muvaffak kılmanı talep ediyorum. Bildiğin şeylerden hayırlı olanı senden talep ediyorum. Bildiğin şerden sana sığınıyorum. Bildiğin şeylerden dolayı senden beni affetmeni niyaz ediyorum. Şüphesiz ki, sen gaybları ençok bilensin!” Bize Yezid b. Harun ve Affan b. Müslim haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Sabit el-Bünani ve Ebül-Avvam b. Abdullah b. Büreydeden şöyle dediklerini rivayet etti: Şeddad b. Evs, Kufe halkından arkadaşı olan bazı kimselerle birlikte çıktığı yolculuğunda hizmetçisine hitaben “Delikanlı! Soframızı getir! Öğlen yemeği hazır oluncaya kadar ondan bir şeyler atıştırarak oyalanalım!” dedi. Sonra bu sözü söylediğine pişman oldu ve dedi ki: “Estağfirullah! -Allahtan affımı niyaz ederim!- Şundan önce hiçbir söz söylemedim ki, -Yezid, rivayetinde Allah Resulünün  sohbetinde bulunduğum günden beri dedi. Affan ise rivayetinde Allah Resulünden  ayrıldığım günden beri dedi.- onu ölçüp biçmeden söylemiş olayım.” Bunun üzerine arkadaşları ona “Allah sana merhamet etsin! Sen kimsin?” deyince “Ben Şeddad b. Evsim.” dedi. Onlar bu kez “Senden rica etsek, Allah Resulünden  duyduğun bir şeyi bize nakletmez misin?” dediler. Şeddad b. Evs bu teklife şu cevabı verdi: “Bana yazı malzemesi olacak bir sayfa ile divit getirin!” Akabinde sözüne şöyle devam etti: Yaz! Allah Resulünün  şöyle dediğini duydum: “Kim ki, sabah ve akşam vaktine girdiğinde Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum ve sana verdiğim söze bağlıyım. Beni affet! Günahları sadece sen affedersin. derse bu duayı okuduğu gününde ya da gecesinde öldüğü takdirde Allah onu affeder ve Cennete koyar.” Bize Musa b. Mesud Ebu Huzeyfe en-Nehdi haber verdi; dedi ki: Bize İkrime b. Ammar anlattı. O Şeddad b. Abdullahtan, o da Şeddad b. Evsden şunu rivayet etti: Şeddad b. Evs bir yolculuğunda hizmetçisine “Şu sofrayı yaklaştır, onunla biraz oyalanalım!” demiş. Ardından şöyle demiş: Bırak! Müslüman olduğumdan beri şundan önce ölçüp biçmeden hiçbir söz söylemedim. Peygamber  böyle demez, şöyle derdi: Allahım senden işte sebat, doğru yolda kararlılık talep ediyoruz. Senden nimetine şükretmemizi ve sana ibadetin güzeline bizi muvaffak kılmanı talep ediyoruz. Senden duru kalp, doğru dil sahibi olmamızı talep ediyoruz. Bildiğin şeylerin şerrinden sana sığınıyoruz. Bildiğin şeylerden hayırlı olanı senden talep ediyoruz. Şüphesiz ki sen gaybları en çok bilensin.” deyin! Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin anlattı; dedi ki: Bize Katade şunu anlattı: Şeddad b. Evs insanlara hutbe verdi. Allaha hamdedip onu övdükten sonra şöyle dedi: “Ey insanlar, dikkat edin! Dünya şimdi içinde bulunduğumuz belli bir zaman diliminden ibarettir. Onun nimetlerinden iyi kimse de, kötü kimse de yer. Dikkat edin! Ahiret ise istikbalde gelecek olan bir zamandır. O gün sonsuz kudret sahibi Sultan hüküm verecektir. Dikkat edin! Hayır bütün teferruatıyla Cennettedir. Şer ise bütün teferruatıyla Cehennemdedir. Dikkat edin ve bilin ki, kim zerre kadar hayır işlerse onu görecektir. Kim de zerre kadar şer işlerse onu görecektir.” Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Mündel anlattı. O Ebu Reca el-Cezeriden, o Osman b. Halidden, o da Muhammed b. Müslimden şöyle dediğini rivayet etti: Şeddad b. Evs -ki kendisinin arkadaşıydı.- dedi ki: Beni evlendirin! Zira Allah Resulü  bana “Allaha bekar olarak kavuşmamamı” tavsiye etti. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İbn Uyeyne anlattı; dedi ki: ez-Zührinin şöyle dediğini duydum: Bize Mahmud b. Rebi anlattı; dedi ki: Şeddad b. Evs öleceği zaman şöyle dedi: “Ey Arapların ölüm tellalları! Bu ümmet hakkında en çok korktuğum şey, riya ve gizli şehvettir.”

987. Muaz b. el-Haris
Muaz b. el-Haris b. el-Hübab b. el-Erkam b. Avf b. Vehb b. Amr b. Abduavf b. Malik b. en-Neccar. Annesi ümmü veleddir. Bu şahıs kari olan Muazdır. Künyesi Ebül-Haristir. Kari Muazın Çocukları: 1-el-Haris: Annesi Araptır. 2-Ömer 3-Abdullah 4-Osman: Nesli devam etmemiştir. 5-Muhammed: Nesli devam etmemiştir. 6-Hamid: Nesli devam etmemiştir. 7-Sevde 8-Ayşe 9-Humeyde Son üç kızın anneleri, ümmü veled olan farklı cariyelerdir. Muaz, 63 yılının Zilhicce ayında Muaviyenin hilafet döneminde Harre savaşında öldürüldü. Ebu Bekir, Ömer ve Osmandan duyduğu bazı rivayetleri hafızasına almıştı.