"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni vail b. Zeyd b. Kays b. Amir b. Mürreden olanlar

Mürre b. Malik b. el-Evsin çocuklarına el-Ceadire denirdi.

968. Mihsan b. Ebu Kays
Mihsan b. Ebu Kays b. el-Eslet. Ebu Kaysın adı, Sayfidir. Bu zat, şair bir kişiydi. el-Esletin adı ise, amir b. Cüşem b. Vaildir. Mihsanın gerisinde kalan zürriyeti yoktu. Fakat kardeşi amir b. Ebu Kaysın çocukları vardı. Ancak bunlar da vefat edince, kendilerinden kimse kalmamıştır. Ebu Kays, neredeyse Müslüman olacaktı. Şiirlerinde Haniflikten ve Nebinin  niteliklerinden bahsederdi. Bu nedenle Yesribte kendisine “el-Hanif” denirdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Ubeyde er-Rebezi anlattı. O Muhammed b. Kab er-Rebeziden şöyle dediğini rivayet etti. Yine bize İbn Ebu Habibe haber verdi. O Davud b. el- Husayndan, o da şeyhlerinden şöyle dediğini rivayet etti. Yine bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad babasından anlattı. O da babasından rivayet etti. Ayrıca bize Abdurrahman b. Abdülaziz haber verdi. O da Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti. Bunların hepsi bana, Ebu Kays b. el-Esletin hadisini bir grupla anlattılar. Ben de onların bana anlattıklarını bir araya getirdim. Bunlar dediler ki: Evs ve Hazrec kabileleri arasında, Ebu Kays b. el-Eslet kadar Hanifliği anlatan ve onun kadar Haniflik hakkında kendisine soru sorulan kimse yoktur. Kendisi, Yesribteki, Yahudilerden din konusunda bilgi almak istediğinde Yahudiler, onu dinlerine davet ettiler. O da onlara ilgi duymakla beraber Yahudiliği kabul etmekten vazgeçti. Daha sonra Şama giderek Cefne halkı ile bir araya gelip kendisini onlara tanıtınca, onu bağırlarına bastılar. Oradaki papaz ve hahamlarla konuştuğunda onlar ayrı ayrı kendisini dinlerine davet ettilerse de, o bu teklifleri kabul etmeyerek her bir kesime, “Ben asla o dediğiniz dine girmem.” diye cevap verdi. Şamdaki rahiplerden biri kendisine, “Anlaşılan, sen Haniflik dinini istiyorsun.” dediğinde. O da “İşte benim aradığım budur.” dedi. Rahip, “O zaman geldiğin yerin gerisinde kalan bölgede İbrahim dininin mensupları vardır.” dedi. Bunun üzerine, Ebu Kays, “Ben İbrahim dini üzereyim ve ölünceye kadar onu din edineceğim.” diye cevap verdi. Ebu Kays buradan ayrılarak Hicaza gitti ve orada bir müddet ikamet ettikten sonra Mekkeye giderek umre yaptı. Bu esnada Zeyd b. Amr b. Nüfeyl ile karşılaştığında kendisine, şöyle dedi: “Ben Şama gidip İbrahim dinini araştırdım. Bana, “O, arkanda kaldı.” dediler. Zeyd b. Amr ise ona, “Ben; Şam, el-Cezire ve Yesrib Yahudilerine dinleri hakkında soru sordum. Verdikleri cevaplardan dinlerinin batıl olduğunu anladım. Din varsa, İbrahimin dinidir. O, Allaha şirk koşmaz. Bu eve Kabeye doğru namaz kılar ve Allahtan başkasının adına kesilmiş olan hayvanın etini yemezdi.” dedi. Ebu Kays ise şöyle diyordu: “Sadece ben ve Zeyd b. Amr b. Nüfeyl İbrahim dini üzere var idik. Resulallah  Medineye geldiğinde, Hazrec kabilesi ile Evs kabilesinden birçok grup müslüman oldu. Bunlar, Abdüleşheloğullarının tamamı, Zafer, Harise, Muaviye ve Amr b. Avftır. Ancak, Evsüllahtan olan Vail, Beni Hatme, Vakıf, Ebu Kays b. Eslet ile beraber Ümeyye b. Zeyd kolları, bunların dışında kaldı. Kays b. el-Eslet Evsüllah ailesinin hem başkanı, hem şairi, hem de hatibi idi. O, onları savaşta sevk ve idare ederdi. O, müslüman olmak üzere iken, şiirlerinde Haniflik dinini dile getirir, Resulallahın  vasıfları ile Yahudilerin, onunla ilgili kendisine verdikleri haberleri anlatırdı. Resulallahın  doğumunun Mekkede, hicretinin ise, Yesribe olacağını bildirmişti. Resulallaha  peygamberlik geldikten sonra, peygamberlerden en son kalan peygamber budur. Burası da onun hicret diyarıdır. Buas savaşı meydana geldiğinde o, orada hazır bulunmuştu. Buas olayı ile Resulallahın  gelişi arasında beş yıl kadar bir süre vardı. Kendisi Yesribde el-Hanif olarak bilinirdi. İçinde dini temaları dile getirdiği şöyle bir şiir okumuştur: Eğer Rabbimiz dileseydi, Yahudi olurduk. Oysa Yahudiliğin de uygun bir tarafı yoktu. Eğer Rabbimiz dileseydi, hristiyan olur, el-Celil dağında rahiplerle beraber olurduk. Ancak biz Hanif olarak yaratıldık. Dinimiz her nesilde vardır. Biz uysal kurbanlıklarımızı sevk ederken, Omuzlarından yücelik ortaya çıkardı. Resulallah , Medineye gelince kendisine, “Ey Ebu Kays! Bu zat senin nitelendirdiğin arkadaşındır.” denildiğinde, “Evet, o hak ile gönderilmiştir” diyerek Resulallahın  huzuruna geldi ve “Sen neye davet ediyorsun?” dedi. Resulallah , “Allahtan başka ilah olmadığına ve benim de Allahın elçisi olduğuma tanıklık yapmaya davet ediyorum.” dedi ve kendisine İslam şeriatını anlattı. Ebu Kays “Bu ne kadar iyi ve ne kadar güzel!” diye takdirlerini bildirdikten sonra, “Ben durumu düşünür ve sana dönerim.” dedi. Bu durumda Müslüman olmak üzere iken Abdullah b. Übey kendisiyle karşılaştı ve kendisine, “Nereden geliyorsun?” dedi. O da, “Muhammedin yanından geliyorum. Bana ne kadar da güzel şeyler anlattı? O, bizim bildiğimiz ve Yahudi bilginlerinin bize haber verdiği zattır.” dedi. Abdullah b. Übey de, “Yemin olsun ki, sen Hazrecin harbinden nefret ettin.” dedi. Ebu Kays bunun üzerine kızarak, “Ben bir seneye kadar Müslüman olmayacağım.” dedi. Daha sonra evine giderek, bir sene dolmadan vefat etti. Bu durum ise, hicretin 14. ayının başında, Zilhicce ayında vuku bulmuştu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbn Ebu Habibe anlattı. O Davud b. el-Husayndan, o da şeyhlerinden şöyle dediklerini rivayet etti: Onun ölüm korkusuyla tevhid inancını kabul ettiği duyulmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Ubeyde anlattı. O da Muhammed b. Kab el-Kurazinin şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam vefat eder de geride eşini bırakırsa onun oğlu, şayet bu kadın kendi annesi değilse onu isterse kendisine, isterse dilediği bir başkasına nikahlama hususunda en yetkili kişiydi. Ebu Kays el-Eslet öldüğünde oğlu Mihsan b. Ebu Kays babasının yerine geçti ve onun eşinin nikahına varis oldu. Ancak kadına ne mirastan bir pay olarak mal verdi, ne de nafaka verdi. Bunun üzerine kadın gelip durumu kendisine anlatınca Peygamber  şöyle buyurdu: “Dön git! Umarım Allah senin hakkında bir şey indirir.” Akabinde şu ayet nazil oldu: “Babalarınızın evlenmiş olduğu kadınlarla evlenmeyin!” Aynı olay üzerine şu ayet de nazil oldu: “Kadınları zorla miras olarak almanız size helal olmaz.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer b. Raşid anlattı. O da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Bu ayet Ensardan bazıları hakkında nazil oldu. Onlardan birisi öldüğünde, onun velisi eşine sahip olma konusunda insanların en yetkilisiydi. Kadın ölünceye kadar onu kendi yanında tutardı.

969. Sad b. Bahir
Sad b. Bahir b. Muaviye b. Nüfeyl b. Sedus b. Abdümenaf b. Ebu Üsame b. Sahme b. Sad b. Abdullah b. Kudad b. Salebe b. Muaviye b. Zeyd b. el-Gavs b. Becile. Becile, Ümmül-Gavs bt. Nebt b. Malik b. Zeyd b. Kehlan b. Sebe b. Yeşcüb b. Yarub b. Kahtandır. Becile bt. Sab b. Sad el-Aşire ise Mezhic kabilesine mensuptur ki, bu aşiret onun adıyla bilinir. Sad b. Bahirin annesi, Ensardan Amr b. Avfoğullarına mensup Habte bt. Maliktir. Sad, sadece annesiyle bilinirdi. Ona “Sad b. Habte” denirdi. Onlar Amr b. Avfoğullarının içinde yer alan müttefiklerdi. Bize Muhammed b. Simaa haber verdi; dedi ki: Bize Kadı Ebu Yusuf Yakup b. İbrahim haber verdi. O Osman b. Abdullah b. Zeyd b. Cariyeden, o amcası Ömer b. Zeyd b. Cariyeden, o da Ömerin babası Zeyd b. Cariyeden şöyle dediğini haber verdi: Peygamber , Uhud günü yedi kişinin yaşını küçük bulmuş ve onları geri çevirmişti: Abdullah b. Ömer, Zeyd b. Erkam, el-Bera b. azib, Ebu Said el-Hudri, Cabir b. Abdullah -ki bu kendisinden hadis rivayet edilen kişi değildir.- Zeyd b. Harise ve Sad b. Habte. Bize Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Yusuf anlattı; dedi ki: Bize Eyyub b. en-Numan anlattı; dedi ki: Sad b. Habtenin cenaze namazına şahit oldum. Zeyd b. Erkam, onun cenaze namazını beş tekbirle kıldırdı. Yine bize Hişam b. Muhambmed b. es-Saib el-Kelbi, sözünü ettiğimiz Sad b. Habtenin nesebiyle ilgili olarak babasının şöyle dediğini haber verdi: Huneys b. Sad b. Habte, onun çocuklarından biridir. Bu şahıs, Kufedeki “Huneysin Cuharsuc Meydanı” adlı kavşağın kendisine nispet edildiği kişidir. Deyrülcemacim savaşında, Abdurrahman b. Muhammed b. el- Eşas ile beraber mevalinin başında bulunduğu için kendisine “Mevalinin Huneysi” denilmişti. Sad b. Habtenin neslinden gelen diğer bir torunu, adı Yakup b. İbrahim b. Habib b. Sad b. Habte olan Kadı Ebu Yusuftur.

970. Abdullah b. Eslem
Abdullah b. Eslem b. Zeyd b. Beyhan b. amir b. Malik b. amir b. Üneyf b. Cüşem b. Temim b. Avzümenat b. Nac b. Temim b. Eraşe b. amir b. Abile b. Kısmil b. Feran b. Beli. Ensardan Amr b. Avfoğullarının müttefikidir. Ağacın altında Hudeybiyede Rıdvan biatinde Allah Resulüne  biat etmişti.

971. Abdullah b. Sayfi
Abdullah b. Sayfi b. Vebre b. Salebe b. Ganm b. Sürey b. Seleme b. Üneyf b. Cüşem. Ensardan Amr b. Avfoğullarının müttefikidir. Ağacın altında Hudeybiyede Rıdvan biatinde Allah Resulüne  biat etmişti.