"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni abdüşems b. Abdümenaftan olanlar

381. Halid b. Said b. el-as
[Halid b. Said b. el-as] b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi, Ümmü Halid bt. Habbab b. Abdüyalil b. Naşib b. Gıyere b. Sad b. Leys b. Bekir b. Abdümenat b. Kinanedir. Halid b. Saidin şu çocukları oldu: 1. Said Habeşistanda doğdu. Küçük yaşta öldü. 2. Eme bt. Halid Habeşistanda doğdu. ez-Zübeyr b. el-Avvam onunla evlendi de, o (Eme) onun için Amr ve Halidi doğurdu, sonra (kocasının ölümünün ardından) Eme ile Said b. el-as evlendi. Bu ikisinin annesi ise, Huzaadan Hümeyne bt. Halef b. Esad b. amir b. Beyada b. Sübey b. Cusüme b. Sad b. Müleyh b. Amrdır. Halid b. Saidin bugün nesli yoktur. Muhammed b. Ömer (bize haber verdi); dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed b. Halid b. ez-Zübeyr anlattı. O Muhammed b. Abdullah b. Amr b. Osmandan rivayet etti; (Muhammed b. Abdullah b. Amr) dedi ki: Halid b. Saidin Müslümanlığı çok eski idi ve kardeşlerinin (Müslüman olmada) ilki idi. O Müslüman oldu, onun Müslümanlığının başlangıcı ise şöyle oldu: O rüyada şunu gördü: Kendisi ateşin kenarında durup, ateşin genişliği ile ilgili olarak, Allahın daha iyi bildiği şeyleri hatırladı. O rüyada babasının sanki kendisini ateşe attığını ve (yine) Resulallahın, düşmesin diye kendisinin iki yanını tuttuğunu görüyordu. Bunun üzerine uykusundan korkup uyandı ve Allaha yemin ederim ki, bu, doğrusu hak bir rüyadır! dedi. O, Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe ile buluşup bunu ona söyledi. Ebu Bekir şöyle dedi: Senin hakkında hayır (iyilik) murad edilmiştir. Bu, Resulallahtır . O halde ona tabi ol. Zira sen ona tabi olacak ve onunla beraber, senin oraya düşmeni engelleyen İslama gireceksin. Senin baban ise oraya düşecek! Bunun üzerine Resulallah ile o Ecyadda iken buluşup, Ya Muhammed! Neye çağırıyorsun? dedi. Resulallah şöyle dedi: “Tek olan, ortağı olmayan Allaha, Muhammedin Onun kulu ve Resulü olduğuna ve senin -işitmeyen ve görmeyen, zarar vermeyen ve fayda sağlamayan ve kendisine ibadet edeni kendisine ibadet etmeyenden ayırt edip anlamayan- taşa ibadet nevinden sahip olduğun şeyi bırakmaya çağırıyorum!” Halid, Ben de, Allahtan başka ilah olmadığına ve senin de Allahın Resulü olduğuna şehadet ediyorum! dedi. Resulallah da, onun Müslümanlığına sevindi. Halid uzaklaşıp kayboldu. Babası ise onun Müslümanlığını öğrenip, geriye kalan Müslüman olmamış çocuklarını ve mevlası Rafii onu aramak için gönderdi. Onlar da onu bulup, babası Ebu Uhayhaya getirdiler. O da onu azarladı, ayıpladı ve ona elindeki bir sopa ile vurdu ve sopa onun başında kırıldı. Sonra şöyle dedi: Kavmine muhalefetini ve ilahlarımızın aybına (kusuruna) ve geçmiş babalarımızın aybına (kusuruna) dair getirdiği şeyleri gördüğün halde Muhammede tabi mi oluyorsun? Halid de, Vallahi o doğru söylemiştir. Ben de ona tabi oldum! dedi. Bunun üzerine Ebu Uhayha kızdı, oğlunu dövdü ve ona sövdü. Sonra Git, ey şerefsiz, istediğin yere! Vallahi elbette sana yiyeceği yasaklayacağım! dedi. Halid de, Eğer bana yasaklarsan, Allah da sayesinde yaşayacağım şeyi bana rızık verir! dedi. Bunun üzerine babası onu (zorla) çıkardı ve oğullarına, Sizden hiçbir kimse onunla konuşmayacak. Yoksa ona yaptığımı kendisine yaparım! dedi. Halid de, Resulallahın yanına döndü. Resulallahın yanından ayrılmıyor ve onunla beraber oluyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdülhakim b. Abdullah b. Ebu Ferve anlattı; dedi ki: Abdullah b. Amr b. Said b. elası, Amr b. Şuayba anlatırken işittim; o dedi ki: Halid b. Saidin Müslümanlığı üçüncü veya dördüncü idi. Bu, Resulallah gizli olarak çağrı yaparken, vuku buldu. O Resulallahın yanından ayrılmıyor ve Mekkenin kuytu yerlerinde yalnız olarak namaz kılıyordu. Bu, Ebu Uhayhaya ulaştı. Bunun üzerine Halidi çağırıp onunla, bulunduğu durumu bırakması için konuştu. Halid, Muhammedin dinini, onun üzerine ölünceye kadar bırakmayacağım! dedi. Bunun üzerine Ebu Uhayha onu, elindeki bir sopa ile dövdü ve sopa onun başı üzerinde kırıldı. Sonra onun hapse götürülmesini emretti. Ona baskı yaptı, onu aç bıraktı, susuz bıraktı, hatta Mekkenin sıcağında üç gün su tatmadan kalmıştı. (Derken) Halid bir gedik bulup çıktı. Babasından uzaklaşıp Mekkenin kuytu yerlerinde kayboldu. Nihayet Resulallahın ashabının Habeşistana ikinci hicrette çıkışının vakti geldi. Halid, oraya çıkanların ilki oldu. Bize el-Velid b. Ata b. el-Eğar el-Mekki ve Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Ezraki haber verdiler; dediler ki: Bize Amr b. Yahya b. Said el-Ümevi anlattı. O dedesinden, o amcası Halid b. Saidden şunu rivayet etti: Said b. el-as b. Ümeyye hastalandı da, şöyle dedi: (Yemin ederim ki), eğer Allah beni bu hastalığımdan kurtarırsa, (artık) İbn Ebu Kebşenin ilahına Mekkenin içinde ibadet edilmez! Halid b. Said de o zaman, Allahım! Onu (hastalığından) kurtarma! dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Muhammed b. Halid b. ez-Zübeyr b. el-Avvam anlattı. O İbrahim b. Ukbeden rivayet etti; (İbrahim) dedi ki: Halid b. Said b. el-asın kızı Ümmü Halidi şöyle derken işittim: Babam Müslümanlıkta 5. idi. Ben, O halde ondan önce kimler (Müslüman) oldu? dedim. O şöyle dedi: İbn Ebu Talib, İbn Ebu Kuhafe, Zeyd b. Harise ve Sad b. Ebu Vakkas. Benim babam Habeşistana ilk hicretten önce Müslüman oldu. İkinci hicrette ise hicret etti ve orada on küsür sene ikamet etti. Ben orada doğdum. Babam 7 senesinde Hayberde Peygambere geldi. Resulallah Müslümanlarla konuştu, onlar da bize pay verdiler. Sonra Resulallah ile beraber Medineye döndük ve (orada) ikamet ettik. Babam Kaza Umresinde Resulallah ile beraber çıktı. Babam ve amcam -Amrı kastediyor- onunla beraber fetih için gaza yaptı. İkisi onunla beraber Tebuke çıktılar. Resulallah , babamı Yemenin zekatlarını toplamak için görevli olarak gönderdi. Resulallah , babam Yemende iken vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed b. Halid anlattı. O Muhammed b. Abdullah b. Amr b. Osman b. Affandan rivayet etti; (Muhammed) dedi ki: Habeşistandan geldikten sonra Halid, Resulallah ile beraber Medinede ikamet etti; o, onun için yazıyordu (katiplik yapıyordu). O, Sakif heyeti için Taif halkının mektubunu yazandır ve (yine) o, onlarla Resulallah arasında sulh (anlaşma) için adım atan (çalışan) kişidir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Cafer anlattı. O babasından rivayet etti; (babası) dedi ki: Halifeliğinde Ömer b. Abdülazizi şöyle derken işittim: Resulallah(s), Halid b. Said Yemende kendisinin görevlisi iken vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Salih anlattı; dedi ki: Bana Musa b. İmran b. Mennah anlattı; dedi ki: Resulallah , Halid b. Said kendisinin Mezhic zekatlarını toplama görevlisi iken vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed anlattı. O Halid b. ez-Zübeyr b. el-Avvamdan, o İbrahim b. Ukbeden, o Halid b. Said b. el-asın kızı Ümmü Halidden rivayet etti; (Ümmü Halid) şöyle dedi: Halid b. Said, Habeşistana doğru çıktı. Beraberinde hanımı Hümeyne bt. Halef b. Esad el-Huzaiyye vardı. Hümeyne onun için orada Saidi ve Ümmü Halidi doğurdu. O (Ümmü Halid) ise, ez-Zübeyr b. el-Avvamın hanımı Emedir. Bunlar gibi Ebu Maşer de, Hümeyne bt. Halef diyordu. Musa b. Ukbe ve Muhammed b. İshak rivayetlerinde ise, Emine bt. Halef dediler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed b. Halid b. ez-Zübeyr b. el-Avvam anlattı. O İbrahim b. Ukbeden rivayet etti; (İbrahim) dedi ki: Halid b. Said b. el-asın kızı Ümmü Halidi şöyle derken işittim: Babam, Ebu Bekire biat edildikten sonra Yemenden Medineye gelip, Ali ve Osmana, Abdümenafoğullarından, sizin üzerinizde sizden başkasının bu işi ele geçirmesinden memnun oldunuz mu? dedi. Ömer bunu Ebu Bekire nakletti; (ama) Ebu Bekir bunu Halide atfetmedi. Ömer ise bunu ona atfetti. Halid, Ebu Bekire biat etmeden üç ay kaldı. Sonra Ebu Bekir bunun ardından, öğle sıcağında (yürüyerek) ona uğradı. Halid evindeydi. Ebu Bekir, ona selam verdi. Halid ona, Sana biat etmemi arzu eder misin? dedi. Ebu Bekir de, Ben senin, Müslümanların katıldığı hayırlı bir işe katılmanı arzu ederim! dedi. O, Akşam sana biat edeceğim! dedi. Bunun üzerine, Ebu Bekir minber üzerinde iken, gelip ona biat etti. Ebu Bekirin onun hakkındaki görüşü iyi idi ve ona saygı gösteriyordu. Ebu Bekir orduları Şama gönderdiğinde, onu Müslümanların başına geçirdi. O ise sancağı evine getirdi. Bunun üzerine Ömer, Ebu Bekir ile konuştu ve İleri geri konuştuğu halde Halidi (nasıl) yönetici yapıyorsun? deyip, onu görevden alması için ısrara devam etti. Nihayet Ebu Bekir, Ebu Erva ed-Devsiyi gönderip (Halide), Resulallahın halifesi sana, Sancağımızı bize geri ver! diyor! dedi. Halid de sancağı çıkarıp ona verdi ve şöyle dedi: Vallahi ne sizin emirliğiniz bizi sevindirdi, ne de sizin azletmeniz bizi üzdü. Azarı hak eden ise, doğrusu senden başkasıdır! Ben de, (hemen sonra) şunu idrak ettim: Ebu Bekir, babamın yanına girdi, ondan özür diliyor ve ondan Ömeri kötülükle anmamasını rica ediyordu. (Bu sebeple), vallahi babam, Ömer için o ölünceye kadar rahmet dilemeye devam etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Yezid anlattı. O Seleme b. Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avftan rivayet etti; (Seleme) dedi ki: Ebu Bekir, Halidi azlettiğinde, Yezid b. Ebu Süfyanı, ordusunun başına geçirdi ve onun sancağını Yezide verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris haber verdi. O babasından rivayet etti; (babası) dedi ki: Ebu Bekir, Halidi azlettiğinde, onu Şürahbil b. Hasenenin sorumluluğuna bıraktı. Şürahbil, emirlerden biriydi. Ebu Bekir şöyle dedi: Halid b. Saide bak ve de -şayet o senin üzerinde yönetici olsaydı senin için tanımasını istiyor olacağın hak gibi-, sen de onun senin üzerinde olan hakkını tanı. Kuşkusuz onun İslamdaki yerini ve kendisi yönetici iken Resulallahın vefat ettiğini biliyorsun. Ben onu yönetici yapmıştım, sonra onun azlinin uygun olduğu görüşüne vardım. Bunun onun için din konusunda daha hayırlı olması muhtemeldir. Hiç kimseyi emirlikle sevindirmem. Ben onu orduların komutanlarından birisiyle cihada gitmesi hususunda muhayyer bırakmıştım. O seni başkasına, amcasının oğluna tercih etti. Başına nasihat eden (samimi), takva sahibi kişinin görüşüne ihtiyaç duyacağın bir iş geldiği zaman, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah ve Muaz b. Cebel (görüşüne başvurmak için) kendisiyle başlayacağın kimselerin ilki olsun. Halid b. Said ise üçüncü olsun. Zira sen onların yanında nasihat ve iyilik bulursun. Görüşünde onlardan bağımsız olmaktan veya onlardan haberin bir kısmını gizlemekten sakın! Muhammed b. Ömer dedi ki: Musa b. Muhammede, Ebu Bekirin O seni senden başkasına tercih etti sözü hakkında görüşün nedir? dedim. [Dedi ki:] Bana babam şunu haber verdi: Ebu Bekir, Halid b. Saidi azlettiğinde ona, Emirlerin hangisi senin için daha sevimlidir? diye yazdı. O da, Amcamın oğlu akrabalığında benim için daha sevimlidir. Bu (Şürahbil b. Hasene) ise, benim dinimde benim için daha sevimlidir. Zira bu, Resulallah döneminde benim dinimde benim kardeşim ve amcamın oğluna karşı benim yardımcım olan kişidir! deyip, Şürahbil b. Hasene ile beraber olmayı güzel buldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdülhamid b. Cafer anlattı. O babasından rivayet etti; (babası) dedi ki: Halid b. Said, Ecnadin, Fihl ve Mercüssufferin fethine katıldı. Ümmül- Hakim bt. el-Haris b. Hişam, İkrime b. Ebu Cehilin (nikahı) altında idi. İkrime onu (geride dul) bırakarak Ecnadinde öldürüldü. Bunun üzerine Ümmül-Hakim (iddet olarak) dört ay on günü tamamladı. Yezid b. Ebu Süfyan ona evlenme teklif ediyor, Halid b. Said ise nişana girişmek için ona iddeti içerisinde (haber) gönderiyordu. Bunun üzerine Ümmül-Hakim, Halid b. Saide meyletti. Halid, onunla dört yüz dinar karşılığında evlendi. Müslümanlar Mercüssufferde konakladıklarında Halid, Ümmü Hakim ile gerdeğe girmek istedi. Ümmül-Hakim ise, Keşke Allah bu kalabalıkları bozup dağıtıncaya kadar, (gerdeğe) girmeyi ertelesen! demeye başladı. Bunun üzerine Halid, Kalbim bana benim onların kalabalıkları içerisinde öldürüleceğimi söylüyor! dedi. Ümmül-Hakim, O halde al! dedi. Bunun üzerine Halid, es-Sufferdeki köprünün yanında onunla gerdeğe girdi. İşte onun sebebiyledir ki, o köprü Ümmü Hakim Köprüsü (Kantaratü Ümmü Hakim) diye adlandırıldı. Halid (gerdeğe) girişinin sabahında Ümmü Hakim için düğün yemeği verip arkadaşlarını yemeğe çağırdı. Onlar yemeği bitirmemişlerdi ki, nihayet Rumlar, saflar ardında saflar halinde saflarını oluşturdular. Sonra onlardan (korkusuzluk) işareti taşıyan (ve) karşılaşmaya (düelloya) çağıran bir adam ortaya çıktı. Ebu Cendel b. Süheyl Amr elam iri onun için ortaya çıktı. Ama Ebu Ubeyde onu engelledi. Bunun üzerine Habib b. Mesleme ortaya çıktı. Habib, Rum adamı öldürdü ve yerine geri döndü. Halid b. Said de ortaya çıkıp savaştı, (ama) öldürüldü, Ümmü Hakim bt. el-Haris ise elbiselerini kendi üzerine (sıkıca) bağladı ve seğirtti. Ümmü Hakimin üzerinde ise, yüzündeki (düğünden kalan) halukun eseri vardı. Onlar, nehir üzerinde en şiddetli şekilde savaştılar ve hep beraber iki grup da sabretti. Kılıçlar birbirini tuttu da, ne bir ok atılıyor, ne bir mızrak batırılıyor, ne bir taş atılıyordu. Sadece kılıçların demir üzerine ve adamların başları ve bedenleri üzerine düşme sesi işitiliyordu. Ümmü Hakim o zaman, -Halid b. Saidin kendisiyle gerdeğe girerken içinde gecelediği kıldan çadırın direği ile- yedi kişi öldürdü. Mercüssuffer vakası, Ömer b. el-Hattabın halifeliğinde 14 yılında Muharremde meydana geldi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Ubeyde haber verdi; dedi ki: Bize şeyhlerimiz şunu haber verdi: Kendisi Muhacirlerden olan Halid b. Said b. el-as, müşriklerden bir adamı öldürdü. Sonra onun (bir yüzü) kabartma kumaş (dibac) veya ipek olan ganimet malını giydi. İnsanlar ona baktı. O, Ömer ile beraberdi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: Ne bakıyorsunuz? Kim istiyorsa, Halidin yaptığının aynısını yapsın, sonra Halidin elbisesini giyer! Bize Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Ezraki haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Yahya anlattı. O dedesinden, o amcasından, o Halid b. Said b. el-astan şunu rivayet etti: Resulallah , Halidi Kureyşten bir grup içerisinde Habeşistan hükümdarına gönderdi. Onlar da ona vardılar. Halid ile beraber kendisinin bir hanımı vardı. [Ravi] dedi ki: Halidin bir kızı dünyaya geldi. Çocuk orada yürüdü ve konuştu. Sonra da Halid ve arkadaşları döndü. Resulallah ise Bedir savaşından dönmüştü. Halid beraberinde kızı olduğu halde yürümeye başladı. Ya Resulallah! Seninle beraber Bedire katılamadım! dedi. Resulallah , “Ey Halid! Yoksa insanların bir hicreti, sizin ise iki hicretiniz olmasından memnun olmaz mısın?” dedi. O, Evet, ya Resulallah! dedi. Resulallah , “İşte bu sizin!” dedi. Sonra da Halid, kızına, Amcana git, Resulallaha git de, ona selam ver! dedi. Bunun üzerine küçük kız gitti. Nihayet arkasından varıp ona sokuldu. Kızın üzerinde ise sarı bir gömlek vardı. Gömleğini göstererek Resulallaha onunla işaret etti. Bunun üzerine Resulallah, “Seneh! Seneh! –yani Habeşçe olarak- Yıprat ve eskit, sonra yıprat ve eskit (yani, Allah sana uzun ömür versin)!” dedi.

382. Amr b. Said
[Amr b. Said] b. el-as b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi, Safiyye bt. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumdur. Nesli olmadı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdülhakim b. Abdullah b. Ebu Ferve anlattı. O Abdullah b. Amr b. Said b. el-astan rivayet etti; (Abdullah) dedi ki: Halid b. Said Müslüman oldu, babası Ebu Uhayha ona yaptığını yaptı. Halid ise dininden dönmedi ve Resulallahtan ayrılmadı. Nihayet ikinci hicrette Habeşistana gitti. Bu durum, Ebu Uhayhayı öfkelendirdi ve üzdü. Ebu Uhayha, Ne babalarıma sövülmesini ve ne de tanrılarımın kusurla suçlanmasını işitmeyerek mutlaka malım içerisinde inzivaya çekileceğim. Bu benim için, şu dininden dönenlerle beraber ikamet etmekten daha sevimlidir! deyip Taif yönünde ez-Zureybede mülkü içerisinde inzivaya çekildi. Oğlu Amr b. Said ise onun dininde idi. Ebu Uhayha onu seviyor ve ondan çok hoşlanıyordu. (bu sebeple) Ebu Uhayha şöyle dedi: -Muhammed b. Ömer dedi ki: el-Muğire b. Abdurrahman el- Hizaminin bana yüksek sesle okuduğuna göre (o şöyle dedi):- Dikkat et! Keşke bilseydim senin hakkında ey Amr, (şunu) sorarak; O genç olduğu, elleri kuvvetlendiği ve silahlandırıldığı zaman-, İçerisinde karışıklıklar olan (bir) milletin işini terk eder misin? Ve sinede gizlenmiş bir öfkeyi açığa çıkarır mısın? Sonra o, Abdülhakimin Abdullah b. Amr b. Saidden rivayet ettiği hadisine geri döndü, dedi ki: Ebu Uhayha, ez-Zureybedeki mülküne doğru çıktığında, Amr b. Said Müslüman oldu ve Habeşistandaki kardeşi Halid b. Saide yetişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Muhammed b. Halid anlattı. O Muhammed b. Abdullah b. Amr b. Osmandan rivayet etti; (Muhammed) dedi ki: Amr b. Said, Halid b. Saidden az sonra Müslüman oldu. O ikinci hicretteki Habeşistan Muhacirlerindendi, hanımı Fatıma bt. Safvan b. Ümeyye b. Muharris b. Şıkk b. Rukabe b. Muhdic el-Kinaniyye de kendisiyle beraberdi. Muhammed b. İshak da Fatımayı bu şekilde adlandırıyor ve nisbet ediyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed b. Halid anlattı. O İbrahim b. Ukbeden, o Ümmü Halid bt. Halidden (Halidin kızı Ümmü Halidden) rivayet etti; (Ümmü Halid) dedi ki: Amcam Amr b. Said, Habeşistanda bize babamın gelişinden iki sene sonra gelip orada (kalmaya) devam etti. Nihayet iki gemi içerisinde Resulallahın ashabı ile beraber taşındı. Onlar hicretin yedinci yılında, Hayberde iken Peygambere geldiler. Amr, Peygamber ile beraber fetih, Huneyn, Taif ve Tebukta bulundu. Müslümanlar Şama çıktıklarında o, çıkanlar içerisinde idi. Ebu Bekir es-Sıddıkin halifeliğinde 13. yılda Cemaziyelevvelde Ecnadin gününde şehit olarak öldürüldü. O zaman insanların üzerinde (emir) Amr b. el-as idi.