[Zeyd b. el-Hattab] b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah b. Abdullah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kab b. Lüey. Ebu Abdurrahman künyesiyle anılırdı. Annesi ise, Beni Esed kabilesinden Esma bt. Vehb b. Habib b. el-Haris b. Abs b. Kuayndır. Zeyd kardeşi Ömer b. el-Hattabdan daha büyük olup, ondan önce Müslüman olmuştu. Zeydin Aburrahman adında bir oğlu olup annesi, Ümmü Lübabe bt. Ebu Lübabe b. Abdülmünzir b. Rifaa b. Zübeyr b. Zeyd b. Ümeyye b. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avftır. Ayrıca Esma bt. Zeyd adındaki kızının annesi ise, Cemile bt. Ebu amir b. Sayfidir. Zeyd (emsalinden) açık bir şekilde uzun boylu olup, esmer tenliydi. Resulallah , Zeyd b. el-Hattab ile Man b. Adi b. el-Aclanı kardeş ilan etmiş idi. Her ikisi de, Yemamede şehit düştüler. Zeyd; Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün savaşlarda Resulallah ile beraber bulunmuş olup, Resulallahtan bazı hadisler rivayet etmiştir. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. el-asım b. Ubeydullah haber verdi. O Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattabdan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Veda haccında, “Köleleriniz, köleleriniz konusunda çok dikkatli olunuz! Yediklerinizden onlara yedirin; giydiklerinizden onlara giydiriniz. Eğer onlar bir hata işleyip de, siz de onları bağışlamayacaksanız onları satın, fakat onlara eziyet etmeyin!” buyurdu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Zeyd b. el-Hattabın çocuklarından olan Heccaf b. Abdurrahman, babasından şöyle dediğini rivayet etti: Zeyd b. el-Hattab, Yemame savaşında, Müslümanların sancağını taşımaktayken, Müslümanlar arasında bir ara öyle bir açılma meydana geldi ki, (genellikle) askerlere korku duygusu baskın geldi. Bu sırada Zeyd b. e-l-Hattab, “Kaçmak, erkeklere yaraşmaz, er kişi de savaş meydanından kaçmaz” dedikten sonra, en yüksek sesle, “Allahım! Arkadaşlarımın kaçışlarından dolayı senden özür diler, Müseylime ile Muhakkim b. et-Tufeylin yaptığından da Sana sığınırım!” diye bağırdı. Daha sonra bayrağı sıkı bir şekilde tutarak düşman saflarının içlerine doğru ilerledi ve şehit olup elindeki bayrak yere düşünceye kadar kılcıyla çarpışmaya devam etti. Bayrağı Huzeyfenin azatlısı Salim eline aldı. Müslümanlar, “Ya Salim! Senin bulunduğun taraftan düşmanın üzerimize gelmesinden endişe ediyoruz.” dediler. O da, “Benim bulunduğum yönden saldırıya uğrarsanız, ne kötü bir hamil-i Kuran olmuş olurum!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Kesir b. Abdullah el-Müzeni anlattı. O, babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Ömer b. el-Hattabın, (daha sonra Müslüman olan) Ebu Meryem el-Hanefiye şöyle dediğini işittim: “Zeyd b. el-Hattabı sen mi öldürdün?” O da, “Allah, benim vasıtamla ona ikramda bulundu. Beni de onun eliyle inletmedi.” dedi. Bunun üzerine Ömer, “O gün Müslümanların, sizden kaç kişiyi öldürüldüğünü gördün?” diye sordu. O da, “1400den biraz fazla.” dedi. Bunun üzerine Ömer, “Ne kötü ölülerdir!” dedi. Ebu Meryem; “Beni sağ bırakıp da, Peygamberine ve Müslümanlar için razı olduğu dine dönmeme fırsat veren Allaha hamd olsun!” dedi. Ömer, onun bu sözlerinden son derece memnun oldu. Daha sonra Ebu Meryem, Basraya kadı olarak tayin edildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı. O İbn Ebu Avndan şöyle dediğini rivayet etti. Yine bana Abdülaziz b. Yakup el-Macişun anlattı. İkisi dediler ki: Ömer b. el-Hattab, Mütemmim b. Nüveyreye, “Kardeşin için ne kadar da çok üzülmüştün!” dedi. O da gözlerine işaret ederek, “ O üzüntüden, bu gözümü kaybetmiştim. Sağlam kalan diğer gözümle o kadar çok ağladım ki, sonuçta giden gözüm de akıttığı yaşlarla ona yardım etti.” dedi. Ömer, “Bu üzüntü, hiçbir kimsenin ölüsüne üzülemeyeceği kadar büyük bir acıymış.” dedi. Sonra Ömer dedi ki: “Allah Zeyd b. el- Hattaba rahmet eylesin! Sanırım eğer şiir yazabilseydim, senin kardeşine ağladığın şekilde, ben de onun üzerine ağlardım.” Mütemmim, “Ya Emirül-Müminin! Eğer benim kardeşim de, senin kareşin gibi (Müslüman olarak) Yemamede ölmüş olsaydı, üzerine hiç ağlamayacaktım.” diyerek Ömere bakıp, çok üzüldüğü kardeşinden dolayı taziyede bulundu. Ömer şöyle diyordu: “Saba rüzgarı esmekte ve Zeyd b. el- Hatabın kokusunu getirmektedir.” İbn Cafer dedi ki: “Ben, İbn Ebu Avna, “Ömer şiir söylemez miydi?” diye sordum. O, “Hayır, tek bir beyit dahi söylemedi” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Zeyd b. el-Hattab, Ebu Bekir döneminde Yemamede, H. 12. yılda, Müseylime ile yapılan savaşta şehit edildi. Bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Amr el-Ömeri haber verdi. O Nafiden, o da İbn Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, Uhud gününde kardeşi Zeyde, “Bu zırhımı mutlaka giymelisin. Ben buna dair yemin ettim.” dedi. Zırhı giydikten sonra tekrar çıkardı. Ömer kendisine, “Ne oldu sana?” dedi. Zeyd, “Kendin için istediğin şeyi, ben de kendim için istiyorum.” dedi.