"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
İslam Tarihi - İbnül Esir
Mesnevi Şerif - Mevlana
Peygamberler Tarihi
Tabakat - İbn Sad
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Zübeyrin Vasiyeti, Borcunun Ödenmesi ve Terekesinin Tümü

Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Hafs b. Gıyas, Hişam b. Urveden; o da babasından şunu nakletti: Zübeyr b. el-Avvam kendisine ait bir evi, kızlarından geri çevrilenler için tahsis etmişti. Bize Veki b. el-Cerrah, Hişam b. Urveden naklen [Hişamın] babasından şunu nakletti: Zübeyr b. el-Avvam, [malının] üçte birini [hayır yollarına sarf edilmesi için] vasiyet etti. Bize Ebu Üsame Hammad b. Üsame haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Urve babasından naklen Abdullah b. ez-Zübeyrin şöyle dediğini haber verdi: Zübeyr, Cemel günü durduğu zaman beni çağırdı. Onun yanında ayakta dikildim. Dedi ki: “Yavrucuğum! Bugün ya zalim ya da mazlum olan öldürülür. Ben bugün sadece mazlum olarak öldürüleceğimi tahmin ediyorum. En büyük üzüntüm borcumdur. Borcumuzun malımızdan bir şey bırakacağını düşünüyor musun?” Sonra şöyle devam etti: “Yavrucuğum! Malımızı sat ve borcumu öde! Malın üçte birini vasiyet et! Şayet borç ödendikten sonra malımızdan bir şey artarsa onun üçte biri senin çocuğunundur.” Hişam dedi ki: “Abdullah b. Zübeyrin Hubeyb ve Abbad adındaki iki oğlu, Zübeyrin bazı oğullarıyla [yani amcalarıyla miras taksimi sebebiyle] karşı karşıya geldiler. O sırada [Zübeyrin] dokuz tane kızı vardı.” Abdullah b. Zübeyr devamla şöyle dedi: Şöyle diyerek borcu hakkında bana tavsiyede bulunmaya devam etti: “Yavrucuğum! Şayet o konuda aciz kalırsan, benim mevlamdan yardım iste!” Vallahi ne kastettiğini anlamadım ve sonunda “Babacığım! Mevlan kim senin?” dedim. “Allah!” dedi. Abdullah sözlerine şöyle devam etti: Vallahi, onun borcu konusunda her sıkıntıya düştüğümde, “Ey Zübeyrin Mevlası! Onun borcunu öde!” dedim. O da ödedi. Zübeyr, içinde orman bulunan iki arazi, Medinede on bir ev, Basrada iki ev, Kufede bir ev ve Mısırda bir evden başka ne bir dirhem, ne de bir dinar bırakmadan öldürüldü. Onun üzerindeki borcu sadece şu şekilde oluşmuştu: Adam malı ona emanet etmek için gelirdi. Zübeyr şöyle derdi: “Hayır! [Bunu emanet olarak kabul etmiyorum.] Bu benim sana borcum olsun. Onun zayi olmasından korkuyorum.” Hiçbir imaret [Emirin tahsis ettiği arazi], toplanan mal, haraç ve [başka] bir şey yoktur ki, onu Allah Resulü ile ya da Ebu Bekir, Ömer ve Osman ile beraberce katıldığı gazvede elde etmiş olmasın. Abdullah b. Zübeyr dedi ki: Onun üzerindeki borcu hesapladım. Borcun 2.200.000 [dirhem] olduğunu gördüm. Hakim b. Hizam, Abdullah b. Zübeyr ile karşılaştı ve dedi ki: Ey kardeşimin oğlu! Kardeşimin ne kadar borcu var? Abdullah b. Zübeyr onu [borcun miktarını] gizledi ve “100.000.” dedi. Hakim, “Vallahi mallarınızın bu borcu kapatacağını tahmin etmiyorum.” dedi. Abdullah b. Zübeyr, “Ya 2.200.000 olsa ne dersin?” dedi. Hakim, “Buna gücünüzün yeteceğini sanmıyorum. Şayet bir şeye gücünüz yetmezse benden yardım isteyin!” dedi. Zübeyr, Gabeyi 170.000e satın almıştı. Abdullah b. Zübeyr onu 1.600.000e sattı. Sonra kalkıp şöyle dedi: “Kimin Zübeyrde bir alacağı varsa orman karşılığında bizimle ödeşsin.” Abdullah b. Cafer ona geldi – ki Zübeyrden 400.000 alacağı vardı- ve Abdullah b. Zübeyre dedi ki: “İsterseniz o borçtan vazgeçeyim, isterseniz -şayet bir şey erteleyecekseniz- onu dilediğiniz bir zamana kadar erteleyin!” Abdullah b. Zübeyr, “Hayır.” dedi. Abdullah b. Cafer, “Öyleyse bana bir parsel tahsis edin.” dedi. Abdullah b. Zübeyr, “Şuradan şuraya kadar senindir.” dedi. Borcunun karşılığında orayı sattı ve onunla ödeşti. Ormanda geriye dört tam, bir de yarım parsel daha kaldı. Abdullah b. Zübeyr, Muaviyenin yanına geldi. Onun yanında Amr b. Osman, el-Münzir b. ez-Zübeyr ile İbn Zema vardı. Muaviye ona dedi ki: “Ormanın fiyatı ne oldu?” Abdullah, “Her parsel yüz bin.” dedi. Muaviye, “Kaç parsel kaldı?” diye sordu. Abdullah, “Dört buçuk parsel.” dedi. Bunun üzerine el-Münzir b. ez-Zübeyr, “Bir parseli yüz bine aldım.” dedi. Amr b. Osman da, “Ben de bir parseli yüz bine aldım.” dedi. İbn Zema, “Ben de bir parseli yüz bine aldım.” dedi. Muaviye “[Şimdi geriye] kaç parsel kaldı?” diye sorunca, Abdullah “Bir buçuk.” dedi. Muaviye, “Ben de [o kalan] bir buçuk parseli yüz elli bine aldım.” dedi. Abdullah b. Cafer, [alacağına karşılık kendisine verilen] payını [200.000 kar ile] Muaviyeye 600.000e sattı. Abdullah b. Zübeyr borç ödeme işini bitirince Zübeyrin oğulları, “Mirasımızı aramızda paylaştır!” dediler. Abdullah b. Zübeyr “Hayır, vallahi dört sene [boyunca hac] mevsiminde Buraya bakın! Kimin Zübeyrden alacağı varsa gelsin ödeyelim! diye nida etmedikçe aranızda taksimat yapmam.” dedi. Her sene [hac] mevsiminde [o şekilde] nida etti. Dört sene geçince aralarında taksimat yaptı. Zübeyrin dört tane hanımı vardı. [Onlar için mirasın] sekizde birini dörde böldü. Her bir hanıma 1.100.000 dirhem düştü. Malın hepsinin değeri 35.200.000 dirhem idi. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne şunu anlattı: Zübeyrin mirası, 40.000.000 dirhem üzerinden taksim edildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre, Hişam b. Urveden naklen [Hişamın] babasının şöyle dediğini haber verdi: Zübeyrin bıraktığı mirasın değeri 51.000.000 veya 52.000.000 dirhem idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Hamza Abdülvahid b. Meymun, Urvenin şöyle dediğini anlattı: Zübeyrin Mısırda, İskenderiyyede ve Kufede arsaları; Basrada evleri vardı. Ve yine onun Medinedeki mallarından gelen kira gelirleri vardı.