"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Zübeyrin Öldürülmesi, Onu Kimin Öldürdüğü, Kabrinin Nerede Olduğu ve Ne Kadar Yaşadığı

Bize el-Hasan b. Musa b. el-Eşyeb haber verdi; dedi ki: Bize Sabit b. Yezid, Hilal b. Habbabdan; o da İkrimeden naklen İbn Abbasın Zübeyre gidip şöyle dediğini haber verdi: “Abdülmuttalibin kızı Safiyye nerede ki, sen kılıcınla Abdülmuttalibin oğlu Ebu Talibin oğlu Ali ile savaşıyorsun?” [Dedi ki:] Zübeyr geri döndü ve İbn Cürmuz onu karşılayıp öldürdü. İbn Abbas, Aliye geldi ve “Safiyyenin oğlunun katili nereye [gidecek]?” dedi. Ali “Cehenneme!” diye cevap verdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İmran b. Zaide b. Neşit, babasından naklen Ebu Halidin yani el-Valibinin şöyle dediğini haber verdi: el-Ahnef, Temimoğullarını çağırdı. Onlar ona icabet etmedi. Sonra Sadoğullarını çağırdı. Onlar da ona icabet etmedi. [Beş-on kişilik küçük bir] grupla birlikte bir köşeye çekildi. Derken “Zünnial” [Nallı] denilen atının üzerinde Zübeyr oradan geçti. Bunun üzerine el-Ahnef, “İşte insanların arasında fitne fesat çıkaran budur!” dedi. Beraberindekilerden iki kişi onu takip etti. Onlardan biri Zübeyre hamle yaptı ve onu yaraladı. Diğeri de hamle yapıp onu öldürdü, başını alıp kapıya getirdi ve dedi ki: “Zübeyrin katiline izin verin!” Ali onu duydu ve şöyle dedi: “Safiyyenin oğlunun katilini Cehennem ile müjdele!” Bunun üzerine o, Zübeyrin kesik başını atıp gitti. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Fudayl b. Merzuk haber verdi; dedi ki: Bana Süfyan b. Ukbe, Kurre b. el-Harisden naklen Cevn b. Katadenin şöyle dediğini anlattı: Cemel günü Zübeyr b. el-Avvam ile beraberdim. [İnsanlar] ona “Emir” gibiymiş gibi selam veriyorlardı. Bir süvari geldi ve “Ey Emir! Sana selam olsun!” dedikten sonra ona bir şeyi haber verdi. Sonra bir başkası geldi ve aynı şeyi yaptı. Sonra yine bir başkası daha geldi ve o da aynı şeyi yaptı. Taraflar karşılaşıp da Zübeyr gördüğü şeyi görünce,”Vay burnu kopasıca!” veya “Vay kökü kazınasıca!” dedi. (Fudayl, “Bu ikisinden hangisini söylediğini [tam olarak] bilemiyorum.” dedi.) Sonra Zübeyri bir titreme aldı. Fudayl dedi ki, “Bu [titreme] sebebiyle [onun] itibarı sarsıldı. Cevn şöyle dedi: Dedim ki: “Annem beni kaybetsin! Kendisiyle birlikte ölmek istediğim kişi bu mudur? Nefsim yed-i kudretinde olan Allaha yemin olsun ki, [onu saran] bu titremenin, sadece onun duyduğu veya gördüğü bir şey sebebiyle [olduğunu] gördüm. O Allah Resulünün süvarisi idi.” İnsanlar kendi işleriyle meşgul olmaya başlayınca oradan ayrıldı, kendisine ait binek hayvanına atlayıp gitti. Cevn de oradan ayrıldı ve bineğine binip Ahnefe yetişti. Ahnefe iki atlı geldi ve konakladı. Onunla baş başa verip fısıldaşmaya başladılar. Ahnef başını kaldırıp İbn Cürmuzu kast ederek dedi ki: “Ey Amr! Ey Filan!” Seslendiği o iki kişi onun yanına geldiler ve baş başa verip kısa bir müddet onlarla gizli gizli kulis yaptıktan sonra Ahnef oradan ayrıldı. Bundan sonra Amr b. Cürmuz, Ahnefe gelerek “Zübeyri Siba vadisinde yakaladım ve öldürdüm.” dedi. Kurre b. el-Haris b. el-Cevn şöyle diyordu: “Nefsim yed-i kudretinde olan Allaha yemin olsun ki Zübeyrin Ahneften başka [samimi] arkadaşı yoktu.” Bize Abdülmelik b. Amr Ebu amir el-Akadi haber verdi; dedi ki: Bize el-Esved b. Şeyban, Halid b. Sümeyrin naklettiği bir rivayette Zübeyr ile ilgili şunları söylediğini haber verdi: Zübeyr [bineğine] bindi. Temimoğullarından biri onu Siba vadisinde yaraladı. [Dediler ki:] Zübeyr b. el- Avvam, Cemel günü -ki o gün hicretin 36. senesinin Cemaziyelevvel ayının 10. gününe rastlayan bir Perşembe günü idi- “Zülhımar” adlı atının sırtında Medineye dönmek amacıyla oradan ayrılarak yola çıktı. Temimoğullarından en-Nair b. Zemmam el-Mücaşii denen biri onu Sefvanda karşıladı ve “Ey Allah Resulünün Havarisi! Bana gel, bana! Sen benim himayem altındasın. İnsanlardan hiçbiri sana ulaşamaz.” diyerek onunla beraber yola koyuldu. Temimoğullarından başka bir adam da el-Ahnef b. Kaysa geldi ve gizlice ona “İşte Zübeyr, Siba vadisinde!” dedi. el-Ahnef sesini yükselterek şöyle dedi: “Ne yapayım, ne emrediyorsun bana? Zübeyr, birinin diğerini öldürmesine sebep olacak şekilde Müslümanlardan iki orduyu birbirine düşürdü ve sonra da kalkmış ailesine kavuşmak istiyor.” Onu Umeyr b. Cürmuz, Füdale b. Habis et-Temimi ve Nufay ya da Nüfeyl b. Habis et-Temimi duydu. Bunlar hemen atlarına atlayıp onu aramaya koyuldular. Sonunda ona yetiştiler. Umeyr b. Cürmuz hamle yaptı ve onu hafif şekilde yaraladı. Bu sefer Zübeyr ona hamle yaptı. Zübeyrin kendisini öldüreceğini anlayınca, “Ey Füdale! Ey Nufay!” diye [onları yardıma] çağırdı. Sonra da “Allah, Allah! Ey Zübeyr!” dedi. Bunun üzerine Zübeyr ondan vazgeçti ve çekip gitti. Hemen bunların hepsi birden hamle yaptılar ve onu öldürdüler. Allah ona rahmet eylesin. Umeyr b. Cürmuz onu, hedefini bulan bir hamle ile yaralayınca yere yıkıldı. [Kedinin fareyle oynaması gibi] onu aralarında birbirlerine atıp durdular. Kılıcını aldılar. İbn Cürmuz onun kellesini alıp kılıcıyla beraber Aliye getirdi. Ali şöyle dedi: “Vallahi bu, Allah Resulünün yüzünden hüznü kaldırmak suretiyle yücelen bir kılıçtır. Fakat [sonunda] kötü bir yıkılış ve mahvoluş!” Zübeyr -Allah ona rahmet eylesin- Siba vadisinde defnedildi. Ali ve arkadaşları oturup onun başında ağladı. atike bt. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl -ki o Zübeyr b. el-Avvamın nikahı altındaydı- şöyle dedi: “Medine halkı, Kim şehitlik istiyorsa atike bt. Zeyd ile evlensin. Abdullah b. Ebu Bekir ile evli iken o öldürüldü. Sonra Ömer b. el-Hattab ile evlendi, o da öldürüldü. Sonra Zübeyr ile evlendi, o da öldürüldü. diyordu.” atike bt. Zeyd, [şiirinde] şöyle dedi: İbn Cürmuz, vefasızlık etti kahraman süvariye… Korkup kaçan olmadı o süvari, karşılaşma gününde. Ey Amr! Şayet sen onu uyarsaydın görürdün ki, O, ne hedefi ıskalayan; ne kalbi titreyendir, ne de eli! Gerçekten bir Müslümanı öldürdün, elin kurusun senin! Kasden adam öldürme cezası hak oldu, üzerine senin! Annen seni kaybetsin! Onun bir benzerini görme fırsatın oldu mu hiç? Daha önce geçen insanlardan, gidip karşılaştıkların arasında hiç… Onu eğip bükemedi, çıkarttıkları nice zorluklar, Senin hamleci süvarilerinin, ey “yamaç toprağının mantarının oğlu!” Cerir b. Hatafi de şöyle dedi: Musibet, Siba vadisinin kabrini barındırdığı kişinin [başındadır]. Her tarafta toprağa serilmiş bir [yiğidi barındıran] mekan vardır. Zübeyrin [ölüm] haberi geldiği zamanlar, Tevazu ile eğildi, Medinenin suru ve alçak başlı dağlar… Zübeyre ağladı kızları, bir matem içinde… Duymayan kişinin ağlamasını geri çeviren ne? Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Urve b. ez-Zübeyr, kardeşi Abdullah b. Urveden naklen Urvenin şöyle dediğini haber verdi: Babam Cemel günü altmış dört yaşında iken öldürüldü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Musab b. Sabit b. Abdullah b. ez-Zübeyrin şöyle dediğini duydum: Zübeyr b. el-Avvam, yirmi dokuz yaşında iken Bedir savaşına katıldı. Altmış dört yaşında öldü. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bana Cerir b. Hazim anlattı; dedi ki: Zübeyr hakkında konuşurken el-Hasandan şunları duydum: Hayret doğrusu Zübeyre! Müşacioğullarından bir bedeviye sığındı. “Beni koru, beni koru!” diye diye nihayet öldürüldü. Vallahi o bedevi kendisine denk değildi. [Ey Zübeyr!] Vallahi sen gerçekten sağlam bir zimmetin (himayenin) altında idin. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Mansur, İbrahimin şöyle dediğini haber verdi: İbn Cürmuz, Alinin huzuruna girmek için izin istemek üzere geldi. Alinin sert tavrını görünce “O, baş belası değil miydi?” dedi. Bunun üzerine Ali şöyle dedi: “Ağzına toprak dolsun! [Ağzından yel alsın!] Ben, Talha ve Zübeyr ile beraber Allahın kendileri hakkında, Biz onların gönüllerindeki kini söküp attık. Onlar artık koltuklar üzerinde karşılıklı oturan kardeşler olacaklar.buyurduğu kimselerden olmayı kuvvetle ümit ediyorum.” Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan, Cafer b. Muhammedden naklen [Caferin] babasının şöyle dediğini haber verdi: Ali, “Ben, Talha ve Zübeyr ile beraber Allahın kendileri hakkında Biz onların gönüllerindeki kini söküp attık. Onlar artık koltuklar üzerinde karşılıklı oturan kardeşler olacaklar.buyurduğu kimselerden olmayı kuvvetle ümit ediyorum.” dedi.