Bize Enes b. İyad el-Leysi haber verdi. [Dedi ki:] Bize Hişam b. Urve, babasının şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber buyurdu ki: Her ümmetin bir havarisi vardır. Benim havarim de halamın oğlu Zübeyrdir. Bize Yezid b. harun haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Hassan haber verdi. O da el-Hasandan naklen Peygamberin şöyle dediğini rivayet etti: “Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyrdir.” Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. Yine bize el-Fadl b. Dükeyn Ebu Nuaym ve Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdiler; dediler ki: Bize Ebül-Ahvas haber verdi. Yine bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Selam b. Ebu Muti haber verdi. Yine bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Zaide b. Kudame haber verdi. Bunların hepsi asım b. Behdeleden, o da Zir b. Hubeyşten şunu nakletti: İbn Cürmuz, Alinin (r) huzuruna girmek için izin istemek üzere geldi. İzinleri bildirmekle görevli olan kişi [ Aliye], “Şu İbn Cürmuz, Zübeyri öldüren kişi kapıda izin istiyor.” dedi. Ali dedi ki: “Safiyyenin oğlunun katili Cehenneme girsin! Allah Resulünü Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyrdir. derken duydum.” [Bu isnatlar içinde] onların arasından Selam İbn Ebu Muti-asım-Zir [tarikinde Zir] dedi ki: Ben Alinin yanındaydım. “Safiyyenin oğlunun katili Cehenneme girsin!” sözünü söylemedi. Diğer [tarikteki] bütün raviler isnatlarında bu sözü zikrettiler. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan, Muhammed b. el-Münkedirden naklen Cabirin şöyle dediğini haber verdi; dedi ki: Allah Resulü “Ahzab [Hendek] günü kavmin [Kurayzaoğulları] haberini bana kim getirecek?” dedi. Zübeyr, “Ben!” dedi. Tekrar “Kavmin haberini bana kim getirecek?” dedi. Yine Zübeyr, “Ben!” dedi. Tekrar “Kavmin haberini bana kim getirecek?” dedi. Yine Zübeyr, “Ben!” dedi. Bunun üzerine Peygamber, “Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyrdir.” dedi. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Füleyh b. Süleyman Ebu Yahya haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. el-Münkedir, Cabir b. Abdullahın şöyle dediğini anlattı: Allah Resulü Hendek günü insanları, “Kurayzaoğullarından kendisine kim haber getirir?” diye [göreve] davet etti. Bu davete Zübeyr icabet etti. Sonra insanları tekrar çağırdı, yine Zübeyr icabet etti. Sonra insanları üçüncü defa tekrar çağırdı, yine Zübeyr icabet etti. Bunun üzerine onun elinden tuttu ve “Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyrdir.” dedi. Bize Abdullah b. Nafi b. Sabit b. Abdullah b. Zübeyr haber verdi; dedi ki: Bana el-Münkedir b. Muhammed, babasından naklen Cabir b. Abdullahın [şöyle dediğini] anlattı: Allah Resulü buyurdu ki: “Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyrdir.” Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube, Eyyubdan naklen Nafinin şöyle dediğini haber verdi: İbn Ömer, bir adamın “Ben Allah Resulünün havarisinin oğluyum.” dediğini duydu. Bunun üzerine İbn Ömer dedi ki: Şayet sen Zübeyrin ailesinden isen [söylediğin doğrudur.] Aksi takdirde, hayır! [İddian doğru değildir.] Bize Amr b. asım haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam b. Yahya, Hişam b. Urveden şunu nakletti: Bir delikanlı, İbn Ömerin yanından geçti. Ona kim olduğu sorulunca, “Allah Resulünün havarisinin oğlu.” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer dedi ki: “Şayet sen Zübeyrin çocuklarından isen [söylediğin doğrudur.] Aksi takdirde, hayır! [İddian doğru değildir.]” Ona, Zübeyrin dışında bir kimseye “Allah Resulünün havarisi” denildi mi? diye soruldu. “Ben öyle birini bilmiyorum.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Hişam b. Urve, babasından naklen Abdullah b. Zübeyrin şöyle dediğini haber verdi: Ahzab günü babama, “Ey babacığım! Seni beyaza çalan al renkli [doru] atının üzerinde giderken gördüm.” dedim. “Ey sevimli yavrucuğum! Beni gördün, öyle mi?” dedi. “Evet.” dedim. Dedi ki: “O zaman Allah Resulü (sana feda olsun! deyiminde) hem annesini hem babasını zikrederek Babam ve annem senin için feda olsun! diyordu.” Bize Affan b. Müslim, Vehb b. Cerir b. Hazim ve Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdiler; dediler ki: Bize Şube, Cami b. Şeddadın şöyle dediğini haber verdi: amir b. Abdullah b. ez-Zübeyri, babasının şu sözünü aktarırken duydum: Zübeyre “Falan falanın rivayet ettiği gibi neden senin de Allah Resulünden hadis rivayet ettiğini duymuyorum?” dedim. Dedi ki: Müslüman olduğum günden beri ondan hiç ayrılmadım. Fakat Allah Resulünün şöyle dediğini duydum: “Kim benim adıma yalan bir söz söylerse Cehennemdeki bir yere hazırlansın!” Vehb b. Cerir, Zübeyrden naklettiği sözde dedi ki: “Vallahi müteammiden (kasıtlı olarak -yalan söylerse-) demedi, siz müteammiden diyorsunuz. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Hammad b. Seleme, Hişam b. Urveden şunu nakletti: Zübeyr Mısıra gönderildi. Ona denildi ki: Orada Taun [Veba salgını] vardır. Bunun üzerine dedi ki: Biz hem yaralamak hem de taun için geldik. [Urve] dedi ki: Merdivenleri koyup üzerlerine tırmandılar. Bize Enes b. İyad Ebu Damre el-Leysi, Hişam b. Urveden; o da babasından şunu nakletti: Zübeyr b. el-Avvam, Ömer öldürüldüğü zaman kendisini divan [üyeliğinden] sildirdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. Rebi, Ebu Husayndan şunu nakletti: Osman b. Affan, ez-Zübeyr b. el-Avvama 600.000 [dirhem] bahşiş verdi. Onun dayıları olan Kahiloğullarına konuk oldu ve dedi ki: “En güzel mal hangi maldır?” Onlar da “İsfahan malı” dediler. “Öyleyse bana İsfahan malı verin!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Eflah b. Said el-Medeni, Muhammed b. Kab el- Kuraziden şunu nakletti: “Zübeyr değişmemişti.” O [bu sözüyle] ihtiyarlığı kast ediyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad, Hişam b. Urveden naklen, [Hişamın] babasının şöyle dediğini haber verdi: Bazen ben büyük bir çocuk iken Zübeyrin omuzlarının üstündeki saçı tutup onun vasıtasıyla sırtına tutunuyordum. Muhammed b. Ömer dedi ki: Zübeyr b. el-Avvam ne uzun, ne kısa bir adamdı. Hafif etliydi, sakalı seyrekti. Rengi esmer, saçları sık ve uzundu. Allah ona rahmet eylesin!