Muhammed b. Ömer el-Vakıdi, adamlarından rivayetle dedi ki: Ebu Bekir Peygambere şöyle ağıt yaktı: Ey gözlerim! Usanmadan ağlayın; haktır Seyyid olana ağlamak. Sıkıntılarda en iyi yardımcı olana, lahitte geceleyene ağlayın. Melik olan, kulların Rabbi ve Memleketlerin Sahibi, Ahmede selam gönderdi. Toplanan kalabalıkların güzeli olan Dostun yokluğundan sonra, kalır mı hayatın tadı? Keşke hepimize ölüm gelseydi de, Hepimiz birlikte ölseydik, O Mühtedi ile. Vakıdi dedi ki: Yine Ebu Bekir şu şiirle Peygambere ağladı: Peygamberimizi yattığı yerde kıvrılmış görünce, Evler tüm genişliğiyle dar geldi bana. Kemiklerim zayıflamış ve kırılmış gibiyim. Şaşkın ve ne yapacağımı bilmez haldeyim ben. Yalnız ve çaresiz kaldın artık Ey Atik! Vay haline senin! Sevgilin toprak altında kaldı. Ah keşke arkadaşımın vefatından önce, Kayalar altında bir mezara gömülüp yok olsaydım. Ondan sonra bidatler ve olaylar meydana gelecek, Gönüllerin ve omuzların kaldıramayacağı büyük olaylar… Vakıdi dedi ki: Yine Ebu Bekir şöyle dedi: Toplu dertlerle geceledim; Bedenimi yıkan üzüntüler kayalar gibi. Ah, keşke ölüp yok olsaydım, “Peygamber ölü olarak geceledi” haberini aldığım günün sabahında. Keşke onun ölümünden sonra kıyamet kopsaydı da, Ardında ne mal ne evlat görseydik. Yeminler olsun ki, lahde girene dek, Ölümüyle beni üzecek hiçbir varlığı övmeyeceğim. Kesinlikle bir daha seni görmeyeceğimi hatırladıkça, Beni tedirgin eden nice nice üzüntülerim olacaktır senden sonra. Çünkü O, ahlakta seçkin olandır, iffette de onu öyle bildiler; Ona hiçbir kimseyi denk tutmadık. Bir ölü olarak, bir beden olarak canım sana feda! Senin zikrin, ahlakın ve cesedin ne kadar da hoş. Bize Hişam b. Muhammed el-Kelbi bu şiiri okudu. O Osman b. Abdülmelikten şöyle rivayet etti: İmran b. Bilal b. Abdullah b. Üneys “Şiiri hocalarımızdan duydum.” dedi ki: Abdullah b. Üneys Peygambere şu şiirle ağıt yaktı: Belaları bir arada toplayan şu felaket sebebiyle, Gecem uzadıkça uzadı; sardı beni üzüntüler. Sabah Muhammedin ölümünü bize haber verdiklerinde, Bu öyle bir felaket ki, kulaklar sağır olur bundan. Eğer ölümümün, bir ölüyü dirilteceğini bilseydim, Öldürürdüm kendimi. Lakin karşı koyma ile hiçbir kimse ölümü geri çeviremez. Artık, yakınını kaybeden ve akrabasına vefa gösteren olsa da, Ben insanlar arasında ölen hiçbir kimseyi övmez oldum. Allaha dönmekten başka çarem yok. Yüreğim ona kan ağlıyor ve onun musibetini unutamıyorum. Ondan önce de elbette Allahın peygamberleri öldü. adın başına da felaket geldi, Tübbalar da ölüp gittiler. Ah keşke, Kureyşten biri başımıza geçse; Kureyşte önderliği tartışılmayan biri var mı ki? Vallahi, Kureyşten üç zat var ki onlar, Bu sorunu çözecek adamlardır onlar. Ali, Sıddık ya da Ömer bu işin ehli… Bu iş için dördüncüsü yok. Eğer bizden biri bundan başka bir şey söylerse, Onu reddeder, “Allah gören ve işitendir” deriz. Ey Kureyşliler! Bu işi onlardan birine tevdi edin. Çünkü doğru sözün insanlara faydası vardır. Sakın bunu yapmakta gecikmeyin! Eğer kesinleşirse, bu işte gözü olanın, Artık onda temennisi kalmaz. Bize Kuteybe b. Said Ebür-Reca el-Belhi haber verdi; dedi ki: Bize Leys b. Sad haber verdi. O Halid b. Yezidden, o Saidden (yani İbn Ebu Hilalden) rivayet etti: