"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın mirası ve terekesi

Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ömer haber verdi. O İbn Şihabdan, o da Ebu Bekirden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın “Bizler miras bırakmayız. Bıraktığımız sadakadır.” dediğini işittim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer, Malik ve Üsame b. Zeyd haber verdiler. Onlar ez-Zühriden, o Urveden, o da Ayşeden rivayet etti. Ayrıca bana Mamer, Üsame b. Zeyd ve Abdurrahman b. Abdülaziz anlattılar. Onlar ez-Zühriden, o Malik b. Evs b. el-Hadesandan, o Ömer b. Hattab, Osman b. Affan, Ali b. Ebu Talib, ez-Zübeyr b. el-Avvam, Sad b. Ebu Vakkas ve Abbas b. Abdülmuttalibden şöyle dediklerini rivayet etti: Resulallah , “Bizler miras bırakmayız. Bıraktığımız sadakadır.” dedi. Resulallah bununla kendisini kastediyordu. Bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi. O Muğire b. Abdurrahmandan, o Ebüz-Zinaddan, o el-Arecden, o da Ebu Hüreyreden, o da Resulallahtan şöyle dediğini rivayet etti: “Benden sonra varislerim dinar veya dirhemi bölüşmesin. Benim ardımda terk ettiğim eşlerimin ve hizmetçimin nafakasının dışındakiler sadakadır.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bana el-Kelbi anlattı. O Ebu Salihten, o Ümmü Haniden şöyle rivayet etti: Fatıma, Ebu Bekire, “Öldüğünde sana kim varis olacak?” diye sordu. Ebu Bekir, “Çocuklarım ve ailem.” dedi. Bunun üzerine Fatıma ona, “Biz olmadan Peygambere varis olmaya ne hakkın var?” dedi. Ona, “Ey Resulallahın kızı! Vallahi babandan ne araziye, ne altına, ne gümüşe, ne köleye, ne de mala varis oldum!” dedi. Fatıma ona, “Ya Allahın bize hak olarak verdiği payımız ile elinde bulunan (ganimetten Resulallahın kendisine) ayırdığı?” dedi. Ebu Bekir ona şöyle dedi: “Resulallahtan Bu, Allahın bana verdiği bir rızıktır. Ölürsem, o artık Müslümanların ortak malıdır. dediğini duydum.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o Urveden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın kızı Fatıma, Ebu Bekire haber göndererek Peygambere Allahın verdiğinden kendisine kalan mirasını istedi. Fatıma, Resulallahın Medinedeki ve Fedekteki sadakası olan mallarla Hayberde kalan beşte biri istiyordu. Ebu Bekir şöyle dedi: “Peygamber, Biz miras bırakmayız. Bıraktığımız sadakadır. Muhammed Ailesi bu maldan yer. dedi. Vallahi ben, Resulallahın sadakalarını olduğu gibi bırakıp onun dönemindeki halini değiştirmeyeceğim. O malları Resulallahın kullandığı gibi kullanacağım.” Ebu Bekir bu mallardan herhangi bir şey vermeyi reddetti. Fatıma Ebu Bekire küstü ve ölünceye dek onunla konuşmadı. Resulallahın vefatından sonra altı ay yaşadı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hişam b. Sad haber verdi. O Abbas b. Abdullah b. Mabedden, o da Ebu Caferden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma mirasını istemek üzere Ebu Bekirin yanına geldi. Abbas b. Abdülmuttalib de gelerek mirasını talep etti. Beraberlerinde Ali vardı. Ebu Bekir onlara “Peygamber, Biz miras bırakmayız. Bıraktığımız sadakadır. dedi. Onun baktığına bakmak bana düşer.” dedi. Ali ona, Süleyman Davuda varis oldu. Zekeriya da “Bana ve Yakup ailesine varis olacak (bir çocuk bağışla).” dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir, “Bu, böyle. Ama vallahi sen de benim bildiğimi biliyorsun.” dedi. Ali dedi ki: “İşte Allahın kitabı konuşuyor!” dedi. Herkes sustu; oradan ayrıldılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Sad haber verdi. O Zeyd b. Eslemden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ömerin şöyle dediğini işittim: Resulallahın vefat ettiği gün Ebu Bekire biat edildi. Ertesi gün olunca Fatıma, Ali ile beraber Ebu Bekirin yanına gelerek ona, “Babam Resulallahın mirasını istiyorum.” dedi. Ebu Bekir ona, “Ev eşyalarından mı hurma bahçelerinden mi?”dedi. Fatıma ona, “Hayber, Fedek ve Medinedeki sadakaları. Sen ölünce kızların sana nasıl varis olacaklarsa ben de bu malların varisiyim.” dedi. Ebu Bekir ona, “Vallahi baban benden daha hayırlıdır. Sen de benim kızlarımdan daha hayırlısın. Ancak Resulallah , Biz miras bırakmayız. Bıraktığımız sadakadır. dedi. (Söz konusu malları kastederek) Bu malları babanın sana verdiğini biliyor musun? Vallahi eğer “Evet!” dersen sözünü kabul edeceğim ve seni doğrulayacağım” dedi. Fatıma ona, “Bana Ümmü Eymen gelip (babamın) Fedeki bana verdiğini söyledi.” dedi. Ebu Bekir, “Fedek senindir.” dediğini ondan (Peygamberden) duydun mu? Eğer ondan duyduğunu söylersen ben sözünü kabul edecek ve sana inanacağım. Fedek senindir.” dedi. Fatıma ona, “Ben bildiğimi sana söyledim.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Cabir den, o da amirden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefat ettiğinde eşlerinin evleri ve bir arazi dışında vasiyette bulunmadı. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve el-Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr haber verdi. O Ebu İshaktan, o Resulallahın hısımı, eşi Cüveyriyenin kardeşi Amr b. el-Haristen şöyle dediğini rivayet etti: Vallahi Resulallah ölümü sırasında beyaz katırı, silahı ve sadaka olarak bir arazi dışında ne bir dirhem ne bir dinar ne bir köle ne de bir cariye bıraktı. Bize İshak b. Yusuf el-Ezrak haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan (yani es-Sevri) haber verdi. O Ebu İshaktan, o Amr b. el-Haris b. elMustalıktan rivayet etti. Ayrıca bize Ubeydullah b. Musa haber verdi. O İsrailden, o Ebu İshaktan, o Amrdan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah ölümünden sonra beyaz katırından, silahından ve sadaka olarak bir araziden başka bir şey bırakmadı. Bize İshak b. Yusuf el-Ezrak haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. Ayrıca bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Şeyban Ebu Muaviye haber verdi. Ayrıca bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki; Bize Misar haber verdi. Hepsi asımdan, o Zer b. Hubeyşten, o da Ayşeden şöyle rivayet etti: Bir kişi ona Resulallahın mirasını sordu. Ayşe ona, “Sen Resulallahın mirasını bana mı soruyorsun? Babasız kalasıca! Resulallah vefat etti ve arkasında ne bir dirhem ne bir dinar ne bir köle ne bir cariye ne bir koyun ve ne de bir deve bıraktı.” Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Misar haber verdi. O Adi b. Sabitten, o da Ali b. el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefat ettiğinde arkasında ne bir dirhem ne bir dinar ne bir köle ne de bir cariye bıraktı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Sabit Ebu Zeyd haber verdi; dedi ki: Bize Hilal b. Habbab haber verdi. O İkrimeden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefat ettiğinde arkasında ne bir dirhem ne bir dinar ne bir köle ne bir cariye ne de bir cariye çocuğu bıraktı. Resulallah vefat ettiğinde zırhı otuz sa arpa karşılığında bir Yahudinin yanında rehin idi.

Resulallahın Borcunu Ödeyip Vaatlerini Yerine Getirenler
Bize Haşim b. el-Kasım el-Kinani haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Maşer el-Medeni haber verdi. O Zeyd b. Eslemden ve Gufranın mevlası Ömer b. Abdullahtan şöyle dediklerini rivayet etti: Resulallah vefat ettikten sonra Ebu Bekire Bahreynden mal geldiğinde “Resulallah kime bir şey vadettiyse gelsin.” dedi. Bunun üzerine Cabir b. Abdullah el-Ensari geldi ve (iki avucuyla işaret ederek), “Resulallah Bahreynden mal geldiğinde bana, şöyle şöyle mal vereceğini vad etmişti.” dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir, “Al” dedi. İki avucuyla aldı. Saydığında 1500 dirhem olduğunu gördü. Ebu Bekir bu parayı ona verdi. Sonra Resulallahın kendilerine vaatte bulunduğu başka insanlar geldi. Herkes kendilerine vaad edileni aldı. Sonra Ebu Bekir kalan malı dağıttı. Her insana on dirhem düştü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Beredan b. Ebün-Nadr haber verdi. O Muhammed b. el-Münkedirden, o da Cabir b. Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bana, “Eğer bana Bahreynden mal gelirse sana şöyle şöyle vereceğim.” dedi. Mal gelmeden vefat etti. Bahreynden Ebu Bekire mal gelince “Kimin Resulallahın yanında vaadi varsa gelsin.” dedi. Cabir dedi ki: “Bana vaatte bulunmuştu. Eğer Bahreynden mal gelirse bana, şöyle şöyle verecekti.” dedim. Ebu Bekir, “Al!” dedi. İlk aldığım 500 dirhemdi. Sonra iki kez daha aldım. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan (yani İbn Uyeyne) haber verdi. O Muhammed b. el-Münkedirden, o da Cabirden şöyle rivayet etti: Resulallah (iki eliyle üç kez işaret ederek) “Bize Bahreynden mal gelirse sana şöyle şöyle vereceğim.” dedi. Ebu Bekire mal gelince “Resulallahın kime vaadi varsa bize gelsin.” dedi. Cabir dedi ki: “Ona gittim. Bana Al! dedi. Ben de bir avuç aldım. Baktım 500dü. İki kere daha onun kadar aldım.” Bana Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Abdülaziz haber verdi. O Hakim b. Hakim b. Abbad b. Huneyf ten, o Ebu Caferden, o da Cabirden şöyle rivayet etti: Ebu Bekir Resulallahın vefatından sonra hutbe irad ederek, “Resulallah kime bir vaatte bulunduysa kalksın.” dedi. Bunun üzerine Cabir b. Abdullah kalkarak “Resulallah Bahreynden mal geldiğinde bana üç avuç vereceğini vadetmişti.” dedi. [Ravi dedi ki:] Ebu Bekir ona üç avuç verdi. Bana Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süfyan (yani İbn Uyeyne) anlattı. O Amr b. Dinardan, o Ebu Caferden, o da Cabirden şöyle dedi: Ebu Bekir bana, “Avuçla!” dedi. Ben de ilk avuçlamayı yaptım. Baktım 500dü. Bana “Yeniden aynı şeklide avuçla!” dedi. Ben de avuçladım. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize ed-Dahhak b. Osman haber verdi. O Damre b. Saidden, o da Ebu Said el- Hudriden şöyle dediğini rivayet etti. Ebu Bekire Bahreynden mal gelince Medinede münadisinin şöyle seslendiğini duydum: “Resulallahın kime sözü varsa gelsin.” Adamlar geldi. Onlara istediklerini verdi. Ebu Beşir el-Mazini gelerek “Resulallah bana, “Ey Ebu Beşir! Eğer bize bir şey gelirse, bize gel.” demişti” dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir ona iki veya üç avuç verdi. Sayınca 1.400 dirhem olduğunu gördü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Muhammed b. Ömer anlattı. O Cafer b. Muhammedden, o babasından, o da Cabirden şöyle dediğini rivayet etti: Ali b. Ebu Talib Resulallahın borcunu ödedi. Ebu Bekir ise onun vaadlerini yerine getirdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana, Abdullah b. Cafer b. Abdülvahid b. Ebu Avn şöyle anlattı: Resulallah vefat edince Ali bir tellala şöyle seslenmesini söyledi: “Peygamberden kimin alacağı varsa ve kime bir vaatte bulunmuşsa bana gelsin.” Ali vefat edene dek her yıl kurban bayramında Akabeye adam gönderir ve bu çağrıyı tekrarlardı. Sonra el-Hasan b. Ali vefat edene dek bunu yapardı. Sonra Hüseyn vefat edene dek bunu yapardı. Ondan sonra bu kesildi. [İbn Avn dedi ki:] Allahın kullarından Alinin yanına ister gerçek, ister batılla gelmiş olsun mutlaka ona (mal) verirdi.