Bize Esbat b. Muhammed el-Kureşi haber verdi. O Süleyman et- Teymiden, o Katadeden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın vefatı esnasında tüm vasiyeti namaz ve el altındaki kölelerinizdi. Öyle ki, neredeyse bunları bile telaffuz edemiyor ve göğsünün hırıltısı bu sözlere karışıyordu. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyan es-Sevriden, o Süleyman et-Teymi den, o Enes b. Malikten duyan birisinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın ruhu gırtlağında iken vasiyetinin tümü namaz ve köleleriniz idi. Bize Yezid b. Harun ve Affan b. Müslim haber verdiler; dediler ki: Bize Hemmam b. Yahya haber verdi. O Katadeden, o Ebül-Halilden, o Sefineden, o da Ümmü Selemeden şöyle haber verdi: Resulallah ölümü sırasında “Namaz, namaz ve elinizin altındakiler!” diyordu. Yezid dedi ki: Bunu söylerken dili zor dönüyordu. Affan dedi ki: Resulallah bunu söylerken konuşamayacak haldeydi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş haber verdi. O Ebül-Mühellebden, o Ubeydullah b. Zahrdan, o Ali b. Yezidden, o el-Kasımdan, o Ebu Ümameden, o da Kab b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir saat baygın kaldı. Sonra ayıldığında şöyle dedi: “Ellerinizin altında olanlar hakkında Allahı unutmayın. Onları giydirin, karınlarını doyurun ve onlara yumuşak söz söyleyin.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer haber verdi. O ez-Zühriden, o Ubeydullah b. Abdullah b. Utbeden şöyle haber verdi: Resulallahın son konuşmaları Arap yarımadasında iki dinin bir arada kalmamasını vasiyet etmesiydi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Malik b. Enes, o İsmail b. Ebu Hakimden, o da Ömer b. Abdülazizden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın son sözü, “Allah Yahudi ve hristiyanları kahretsin! Kendi peygamberlerinin mezarlarını mescid edindiler. Arap yarımadasında kesinlikle iki din bir arada kalmasın.” şeklinde oldu. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. İshak haber verdi. O Salih b. Keysandan, o ez-Zühriden, o Ubeydullah b. Abdullah b. Utbeden rivayet etti: Resulallahın en son tavsiyelerinden biri de Rüha halkından olan Rühaviler hakkındaki tavsiyesidir. [Dedi ki:] Onlara hayırdan verdi. Şöyle diyordu: “Eğer yaşarsam, Arap yarımadasında iki din bırakmayacağım.” Bize Haşim b. el-Kasım el-Kinani haber verdi; dedi ki: Bize el- Mesudi haber verdi. O Hizzan b. Saidden, o Ali b. Abdullah b. Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Dariler, Rühaviler ve Devsiler hakkında hayır tavsiye etti. Bize Muhammed b. Hazim Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş haber verdi. O Ebu Süfyandan, o da Cabirden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefat etmeden üç gün önce ondan şöyle dediğini duydum: “Sakın ha! Allaha hüsn-ü zanda bulunmadan ölmeyin.” Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Burkan haber verdi; dedi ki: Bana Mekke ehlinden biri anlattı; dedi ki: el-Fadl b. Abbas Resulallahın hastalığı sırasında yanına gitti. Ona, “Ey el-Fadl! Bu bağı başıma bağla.” dedi. el-Fadl onu bağladı. Sonra Resulallah ona “Elini uzat!” dedi. Resulallahın elinden tutarak onu kaldırdı ve mescide girdi. Allaha hamd ve senalar ettikten sonra şöyle dedi: “Şüphesiz aranızda ecelim yaklaşmış ve içinizde bende hakkı olanlar olmuştur. Şüphesiz ben de bir beşerim. Her kimin şerefine bir kötülüğüm olmuşsa işte şerefim hakkını alsın. Kimin de canına eziyet etmişsem, işte canım buyursun, hakkını alsın. Kimin malından bir şey almışsam buyursun işte malım hakkını alsın. Bilmiş olunuz ki, sizin içinizde evla olanınız bende hakkı olup alan veya hakkını helal edendir. Böylece haklarınızı helal etmiş olarak Rabbime kavuşmuş olurum. Kimse demesin ki, ben Resulallahın kızmasından veya kininden korkarım. Bunlar benim huylarımdan ve ahlakımdan değildir. Kimin nefsi, kendisine bir şeyde galebe çalmışsa benden yardım istesin ona dua edeyim.” Bunun üzerine bir adam kalkarak, “Biri gelip senden bir şeyler istedi. Bana emrettin; ben de ona üç dirhem verdim.” dedi. Resulallah “Evet doğru söyledin.” dedi. Sonra, “Ya el-Fadl! Ona hakkını ver.” dedi. Sonra başka bir adam kalkarak “Ey Allahın Resulü! Ben cimri, korkak ve uykucu biriyim. Benim için Allaha dua et. Benden cimriliği, korkaklığı ve uykuyu kaldırsın.” dedi. Resulallah ona dua etti. Sonra bir kadın ayağa kalkarak, “Bende şunlar şunlar var. Allaha dua et de benden bunları gidersin.” dedi. Resulallah ona, “Ayşenin evine git!” dedi. Resulallah Ayşenin evine dönünce asasını kadının kafasına koydu ve ona dua etti. Ayşe dedi ki: Kadın çokça secde etmeye başladı. Peygamber, “Secdeni uzat. Çünkü kulun Allaha yakın olduğu an secdede olduğu andır.” dedi. Ayşe, “Vallahi, o kadın benden ayrılmadan Resulallahın duasının etkisini onda fark ettim.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal haber verdi. O Yahya b. Said ten, o el-Kasım b. Muhammedden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefatına neden olan hastalığı sırasında “Ey insanlar! Bir tek şeyi bile bana bağlamayın. Ben Allahın helal kıldığını helal, haram kıldığını haram kıldım.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal ve asım b. Ömer haber verdiler. Onlar Yahya b. Saidden, o İbn Ebu Müleykeden, o Ubeyd b. Umeyrden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah vefatına sebep olan hastalığı sırasında şöyle dedi: “Ey insanlar! Vallahi, bana karşı bir şey bulamazsınız. Ben Allahın helal kıldığından başka bir şeyi helal kılmam ve Allahın haram kıldığının dışında bir şeyi haram kılmam. Ey Resulallahın kızı Fatıma! Ey Peygamberin halası Safiyye! Allahın indinde bulunanlar için amel edin. Allaha karşı size hiçbir şeyle faydam olmaz.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah haber verdi. O ez-Zühriden, o da Said b. el-Müseyyebden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , “Ey Abdümenafoğulları! Ben sizi Allahın hiçbir hükmünden kurtaramam. Ey Abbas b. Abdülmuttalib! Ben seni Allahın hiçbir hükmünden kurtaramam. Muhammed kızı Fatıma! Ben seni Allahın hiçbir hükmünden kurtaramam. Benden dilediğinizi sorun.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı: O Ebu Avndan, o da İbn Mesuddan şöyle dediğini rivayet etti: Peygamberimiz habibimiz ölümünden bir ay önce kendi ölümünden bahsetti. Anam babam ve hayatım ona feda olsun! Ayrılık vakti gelince bizi annemiz Ayşenin evinde topladı. Bize sağlam olduğunu göstermeye çalıştı ve şöyle buyurdu: “Hoş geldiniz! Allah selam ile sizi var etsin. Allahın rahmeti üzerinizi olsun. Allah sizi muhafaza etsin. Allah size yardım etsin. Allah size bol rızık ihsan etsin. Allah sizi yüceltsin. Allah sizi muvaffak etsin. Allah sizi kollayıp korusun. Allahamellerinizi kabul etsin. Size Allaha boyun eğmeyi, takva üzere bulunmayı öğütler ve sizi Allaha emanet ederim. Benden sonra Allahın size sahiplik etmesini Allahtan dilerim. Sakın benden sonra Allahın kullarına ve sahip olacağınız yerlerde kimseye zulmetmeyin. Hiç kimseye kibir ve büyüklük taslamayın. Çünkü Allah bana ve size “İşte ahiret yurdu! Onu yeryüzünde böbürlenmek ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere veririz. Sonuç sakınanlarındır.” ve “Kibirlenenler için cehennemde bir yer yok mudur?” diyor. Ona, “Ey Allahın Resulü ecelin ne zaman?” dedik. “Ayrılık yaklaştı. Allaha dönüş yakınlaştı Cennetül-mevaya, Sidretülmüntehaya Refikul-Alaya, dolu bardağı içmeye, mutluluğa, güzel yaşama dönüş yaklaştı.” dedi. “Ey Allahın Resulü! Seni kim yıkasın?” dedik. O, “Ailemden en yakın adamlar ve onlardan sonra gelenler.” dedi. Ona, “Ey Allahın Resulü! Seni ne ile kefenleyelim?” dedik. Peygamber, “Dilerseniz beni üstümdeki elbiseyle, dilerseniz Mısır elbiseleriyle veya Yemen hırkasıyla.” dedi. “Ey Allahın Resulü namazını kim kıldırsın?” dedik. Bu arada ağlamaya başladık. O da ağladı Resulallah “Sakin olun. Allah size rahmet etsin. Peygamberinizden dolayı Allah sizi mükafatlandırsın. Siz beni yıkadıktan sonra şu sedirimin üzerine ve bu evimin içindeki kabrimin kenarına koyun. Sonra bir saat kadar dışarı çıkın ve beni yalnız bırakın. Çünkü benim namazımı ilk kılacak olan sevdiğim varlık ve dostum Cibrildir. Sonra Mikail, sonra İsrafil, sonra da Azrail yardımcıları ile beraber tüm melekler namazımı kılacaklardır. Sonra siz de grup grup içeri girip namazımı kılın ve güzel selamla selamlayın. Bana ağıtlarla, üstünüzü başınızı yırtarak ve bağırarak eziyet etmeyin. Evvela ailemin erkekleri, sonra kadınları namazımı kılsınlar. Sonra siz kılın. Benden şu anda burada bulunmayan ashabıma selamlarımı söyleyin. Benden sonra bu günden kıyamete kadar benim dinime girenlere ve bana uyanlara, selamlarımı söyleyin.” dedi. Ona, “Ey Allahın Resulü! Seni kim kabrine indirsin?” dedik. Resulallah “Benim ailem ve onlarla beraber görmeyeceğiniz çok sayıda melek beraber indirecek.” dedi.