Üsame b. Zeyd b. Harise, el-Belka taraflarında, es-Sera olarak bilinen Übnalılar üzerine bir seriyye komutanı olarak gönderildi. [Dediler ki:] Resulallahın hicretinin 11. yılı Safer ayının bitimine dört gece kala Pazartesi günü Resulallah insanlara, Rumlara karşı savaşmaya hazırlanmalarını emretti. Ertesi gün olunca Üsame b. Zeydi yanına çağırarak, “Babanın öldürüldüğü yere git. Atlarla onları ez geç. Seni bu ordunun başına komutan olarak atadım. Übnalılara sabah vaktinde saldır. Yakacağını yak ve haberler onlara ulaşmadan acele et. Allah onlara karşı sana zafer verirse onlara fazla eziyet etme. yanına kılavuzlar al. Önüne gözcüleri sal.” dedi. Çarşamba günü olduğunda Resulallahın hastalığı humma ve baş ağrısı olarak başladı. Perşembe günü sabahladığında kendi eliyle Üsameye bir sancak bağladı. Sonra ona şöyle dedi: “Allahın adıyla Allah yolunda gazaya çık. Allahı inkar edenlerle savaş.” Üsame sancağı alarak Büreyde b. Husayb el-Eslemiye verdi ve el-Curf denilen bölgede karargah kurdu. Bu gazve çağrısına Ensar ve Muhacirlerin ileri gelenleri dahil iştirak etmeyen kalmadı. Bunlar arasında Ebu Bekir es-Sıddık, Ömer b. el-Hattab ve Ebu Ubeyde b. el- Cerrah, Sad b. Ebu Vakkas, Said b. Zeyd, Katade b. en-Numan ve Seleme b. Eslem b. Hariş vardı. Bazı insanlar ileri geri konuşup “İlk Muhacirlerin başına bu çocuk komutan olarak atanıyor!” dediler. Allahın Resulü bunun üzerine çok öfkelendi. Başını bağlayıp sırtına kadifeden bir giysi alarak minbere çıktı. Allaha hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle dedi: “Ey insanlar! Bana, Üsameyi komutan olarak atamam hususunda bazılarınızın sözleri ulaştı. Eğer Üsamenin komutan olarak atanması hakkında dedikodu yapıyorsanız şüphesiz daha önce babasının komutanlığı için de dedikodu yapmıştınız. Vallahi, o komutanlığa layık bir insandı ve oğlu ondan sonra emirlik için layık bir insandır. Onlar en sevdiğim insanlardır ve her hayra layıktırlar. Ona hayır tavsiyesinde bulunun. O aranızdaki en hayırlı insanlardandır.” Sonra indi ve evine girdi. Cumartesi günü Rebiülevvel ayının 10. günüydü. Üsameyle çıkacak olan Müslümanlar gelip Peygamberle vedalaşıp tekrar el-Curftaki karargaha geri dönüyorlardı. Bu arada Resulallahın hastalığı ağırlaştı. Şöyle diyordu: “Üsame ordusunu gönderin.” Pazar günü olunca Peygamberin hastalığı şiddetlendi. Üsame ordunun yanından Resulallahın yanına geldi. Resulallah baygındı. Kendisine ilaç verdikleri gündü. Üsame eğilip Peygamberi öptü. Resulallah konuşamıyordu. Ellerini semaya kaldırıp Üsamenin başına koydu. (Üsame) dedi ki: “Resulallahın bana dua ettiğini anladım.” Üsame karargahına döndü. Sonra Pazartesi oldu. Resulallah ayılmıştı. Üsame yanına geldi. Resulallah ona, “Allahın bereketiyle yola koyul.” dedi. Üsame, onunla vedalaşıp karargaha geri döndü ve hareket emrini verdi. Üsame hareket etmek üzereyken annesi Ümmü Eymenin elçisi gelerek “Resulallah vefat ediyor! Gel.” dedi. Üsame beraberinde Ömer ve Ebu Ubeyde olduğu halde geldi. Resulallahın yanına vardılar. Resulallah (ona Allahın razı olacağı salat ve selam olsun) Rebiülevvel ayının 12. gecesi Pazartesi günü güneş batmaya doğru vefat etti. Bu arada el-Curfta karargahda bulunan askerler Medineye geri döndüler. Büreyde b. Husayb, Üsamenin sancağıyla Resulallahın kapısına kadar geldi ve onu kapının önüne dikti. Ebu Bekire biat edilince Ebu Bekir, Büreyde b. Husayba sancağı alıp Üsamenin yoluna devam etmesi için evine gitmesini emretti. Büreyde ilk karargah yerlerine gitti. Araplar irtidat edince Üsameyi göndermeme hususunda Ebu Bekir ile konuşuldu; ama kabul etmedi. Ebu Bekir, Ömeri Medinede bırakması için Üsame ile konuştu. Üsame, Ebu Bekirin talebini kabul etti. 11. Yılın Rebiülahir ayının hilali doğduğunda Üsame Übna diyarına doğru harekete geçerek yirmi gün yürüdü. Onlara saldırdı. O gün parolaları “Ya Mansur öldür!” idi. Onlardan kontrol edebildiğini öldürdü; yakalayabildiklerini esir aldı. Evlerini, ekinlerini, hurmalıklarını ve etraflarını yaktı; dumanlar yükseldi. Atlıları her tarafa saldı. O gün elde ettikleri ganimetleri toplamakla geçirdiler. Üsame babasının atı Sebhaya binmişti. Babasının katilini bu saldırıda öldürdü. Atlara iki pay ve sahibine bir pay verdi. Kendisine de böyle pay aldı. Akşam olunca birliğe hareket emrini verdi. Vadilkuraya dokuz günde ulaştılar. Sonra Medineye selametle döndüklerini haber vermek için müjdeciyi gönderdi. Yoluna devam ederek altı gün içinde Medineye ulaştı. Müslümanlardan kayıp yoktu. Ebu Bekir, Muhacirler ve Medineliler selametle dönüşlerini kutlamak için sevinçle onları karşılamaya çıktılar. Üsame babasının atı Sebhaya binmiş; önünde elinde sancağı tutan Büreyde b. Husayb olduğu halde Medineye girdi. Direk Mescide gitti. İki rekat namaz kıldı ve evine çekildi. Bu arada Hirakl Hımsta bulunduğu sırada Üsamenin yaptıkları haberini aldı. Bunun üzerine el-Belkada konuşlandırmak üzere bir müfreze gönderdi. Bu müfreze Ebu Bekir ve Ömer döneminde İslam orduları Şama girene dek kaldı.