"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın veda haccı

Sonra Resulallahın hicretinin 10. yılında insanlarla yaptığı ve “Veda Haccı” adı verilen haccı gelir. Müslümanlar bu hacca İslam haccı adını verirlerdi. [Dediler ki:] Resulallah on yıl Medinede ikamet etti. Her yıl kurban keser, ama saçlarını kesmez, kısaltmaz, gazalara çıkar, -hicretinin 10. yılı Zilkade ayına kadar- hac yapmazdı. Bu zamanda hacca gitmeye karar verdi ve insanlara bunu ilan etti. Peygambere hacda tabi olmak için Medineye pek çok insan geldi. Resulallah , kendisine peygamberlik gelişinden vefatına kadar bu haccından başka hac yapmamıştır. İbn Abbas, Resulallahın bu haccına “Veda Haccı” denmesini arzu etmez; ona “İslam haccı” derdi. Resulallah yıkanmış, saçları taranmış, esaslanmış, rida ve izardan oluşan Suhar işi ihramını giymiş olarak Medineden ayrıldı. Resulallah Medineden, Zilkadenin bitimine beş gün kala Cumartesi günü yola çıktı. Zülhuleyfede öğle namazını iki rekat olarak kıldı. Resulallah bu hacda eşlerinin tümünü hevdeçlerin içinde beraberinde götürdü. Kurbanlıklarını ayırdı, işaretledi ve el-Beydada devesine biner binmez ihrama girdi. Naciye b. Cündüb el-Eslemi, Resulallahın getirdiği kurbanlardan sorumluydu. Telbiye ve tehlil niyetini umre ve haccı beraber mi yaptı? İhtilafa düştük. Medineliler “Hacc-ı ifrad yaptı.” dediler. Başkalarının rivayetlerine göre hac ve umreye ikisine birlikte niyet (hacc-ı kıran) etti. Kimisi de “Mekkeye umre niyetiyle girdi sonra hac niyetini ekledi.” dedi. Her birinin rivayeti ayrı ayrıdır. En doğrusunu Allah bilir. Sonra Resulallah yoluna devam etti. Konakladığı yerlerde beraberindeki ashabına namaz kıldırarak yoluna devam etti. İnsanların bildiği ve Resulallahın yol boyu konaklayıp namaz kıldığı yerlere mescitler kuruldu. Resulallah Pazartesi günü Merrüzahrana ulaştı. Serif mevkiinde güneş battı. Sabah kalkıp yıkandı ve devesi el-Kasvanın üzerine binmiş olarak Mekkeye gündüz girdi. Mekkenin üst tarafından Kedadan girerek, Beni Şeybe kapısına vardı. Kabeyi görünce ellerini kaldırarak şöyle dua etti: “Allahım! Bu evin şeref, azamet, fazilet ve mehabetini artır. Hac ve umre yapan kimseyi de şeref, azamet, fazilet, mehabet ve iyilik ver.” Sonra Resulallah Kabeyi tavaf etti. Hacerülesvedden başlayıp Hacerülesvede üç şavtta remel yaptı. Ridasını ızdıba yaparak tavaf etti. Sonra Makamın arkasında iki rekat namaz kıldı. Ardından hemen Safa ve Merve arasında devesinin üzerinde say yaptı. el-Abtah denilen yerde, biraz yorgunluk hissetti ve istirahat için geri döndü. Terviye gününden bir gün önce öğlen vakti Mekkede bir hutbe irad etti. Sonra tevriye günü Minaya çıktı ve orada geceledi. Ertesi gün Arafata gitti ve el-Hizabda durdu. Orada “Urene içi hariç Arafatın her tarafı vakfe yeridir/mevkıftır.” dedi ve devesinin üzerinde vakfe yaparak dua etti. Akşam olunca kurbanlıkları önüne katıp hareket etti. Boşluk bulunca aradan geçip Müzdelifeye gelinceye kadar yürüdü. Ateşe yakın konaklayarak akşam ve yatsı namazını bir ezan ve iki kamet ile kıldı. Sonra orada geceledi. Seher vaktinde zayıf insanların kadın ve çocukların kalabalıktan önce Minaya gitmelerine izin verdi. İbn Abbas şöyle dedi: Baldırımıza vurarak “Yavrularım! Güneş doğmadan (Akabe Cemresini kastederek) şeytanı taşlamaya başlamayın.” dedi. Fecr doğduğunda Resulallah sabah namazını kıldı. Sonra devesine binerek Kuzehte durdu ve şöyle dedi: “Muhassir mevkii hariç Müzdelifenin tümü vakfe yeridir (mevkıf).” dedi Sonra güneş doğmadan yola devam etti. Muhassire vardığında Akabe Cemresini bitirene kadar telbiyeye devam etti. Sonra kurbanlarını kesip saçlarını tıraş etti. Bıyıklarını düzeltti, tırnaklarını kesip, tırnaklarının ve saçlarının gömülmesini emretti. Sonra güzel koku sürdü, gömlek giydi. Sonra çağırıcısı şöyle seslendi: “Bu günler yeme ve içme günleridir”. Bazı rivayetlerde “ve cima [birleşme] günleridir.” ifadesi yer almaktadır. Resulallah diğer günlerde küçük çakıl iriliğinde taşlarla güneş batımı sırasında şeytan taşladı. Ertesi gün kurban bayramında öğleden sonra el-Kasva adlı devesinin üzerinden insanlara hutbe irad etti. Sonra dönüş gününde şöyle dedi: “(Mekkeyi kastederek) Dönüşten (haccı tamamladıktan) sonra Muhacirin kalacağı üç gündür.” Sonra Resulallah Kabeye veda tavafını yapıp Medineye geri döndü. Bize Hüşeym b. Beşir haber verdi; dedi ki: Bize Humeyd et-Tavil haber verdi; dedi ki: Bana Bekir b. Abdullah el-Müzeni haber verdi; dedi ki: Enes b. Malikin şöyle anlattığını işitim: “Resulallahın umre ve hac için birlikte telbiye getirdiğini işittim.” Dedi ki: Bunu İbn Ömere anlattım. İbn Ömer dedi ki: “Resulallah sadece hac için telbiye getirmiştir.” Enesle karşılaştım; ona İbn Ömerin sözünü söyledim. Enes dedi ki: “Bizi bir çocuktan başka bir şey zannetmiyorlar! Resulallahın Hac ve umre için birlikte lebbeyk! dediğini işittim.” Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr haber verdi. O Yahya b. Abdurrahman b. Hatıbdan, o babasından, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah ile üç çeşit niyetle hac için yola çıktık. Kimimiz hac ile umreyi birleştirdi. Kimimiz sadece hacca niyet etti. Kimisi de umreye niyet ederek çıktı. Umreyle hac arasını birleştiren (hacc-ı kıran) menasikin tümünü yapmadan ihramdan çıkamaz. Hacca niyet eden ise menasiki tamamlar ve ihramdan çıkar. Umreye niyet eden ise tavaf ve say yapıp ihramdan çıkar ve haccı bekler. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube haber verdi. O Katadeden, o da Enesten şöyle haber verdi: Resulallah hac çeşitlerinin tümünü açıkladı. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Humeyd haber verdi. O da Enesten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah hac ve umreye niyet ederek telbiye getirdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi. O Ebu Kılabeden, o da annesinden şöyle haber verdi: Resulallah Medinede öğlen namazını dört rekat kıldı. Sonra ikindi namazını Zülhuleyfede iki rekat olarak kıldı. Zülhuleyfede geceledi. Bineği hareket edince ta el-Beydaya açılıncaya kadar tesbih edip tekbir getirdi. [Dedi ki:] Mekkeye vardığımızda Resulallah ihramdan çıkmalarını emretti. Terviye günü olunca hac için ihrama girildi. Resulallah kendi eliyle ayakta yedi deve kesti. Ayrıca Resulallah iki beyaz boynuzlu koç kurban etti. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi. O es-Sedusiden, o da İbn Abbastan şöyle işittiğini söyledi: Resulallah ve ashabı Çarşamba sabahı hacca niyet ederek gelmişlerdi. Resulallah , beraberinde kurban getirenler hariç onlara umre yapmalarını emretti. [Dedi ki:] Bunun üzerine elbiseler giyildi; kokular süründü ve eşlerle yatıldı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. Sad haber verdi. O Atadan, o da Cabir b. Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Zilhicce ayının 4. günü geldi. Kabeyi tavaf edip Safa ve Merve arasında say edince bize, “Beraberinde kurban getirenler hariç bunu umre olarak tamamlayın.” dedi. Terviye günü olunca hac menasikine başladılar. Kurban bayramının birinci günü (Yevmün-nahr) ise tavaf yaptılar; ama Safa ve Merve arasında say yapmadılar. Bize Amr b. Hakkam b. Ebül-Vaddah haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Eyyubden, o Ebül-aliye el-Berradan, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah hacca niyet etti. Zilhiccenin 4. günü bize, sabah namazını el-Bathada kıldırdı. Sonra “Kim bunu umre yapmak isterse yapsın.” dedi. Bize el-Heysem b. Harice haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Hamza haber verdi. O Ebu Vehbden, o Mekhulden rivayet etti: Ona, “Resulallahın haccı nasıldı? Ashabından onunla birlikte kimler hac yaptı? diye soruldu. Dedi ki: “Resulallah hac yaptı. Ashabından onunla beraber hac yapanlarla birlikte çocuklar ve kadınlar vardı.” Mekhul dedi ki: Hac zamanına kadar umre ile temettü ettiler ve onlara, helal olan kadınlara yaklaşma ve koku kullanma serbest kılındı. Bize el-Heysem b. Harice haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Hamza haber verdi. O en-Numandan rivayet etti: Mekhulün kendisine Resulallahın umre ve haccı beraber yaptığını söylediğini haber verdi. Bize Halef b. el-Velid el-Ezdi haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Zekeriya b. Ebu Zaide haber verdi; dedi ki: Bize Haccac haber verdi. O el-Hasan b. Saddan, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Bana Ebu Talha Resulallahın hac ile umreyi birleştirerek yaptığını söyledi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfelden, o Urveden, o da Ayşeden: Resulallahın hacc-ı ifrad yaptığını rivayet etti. Bize Man b. İsa, Mutarrif b. Abdullah haber verdiler. Onlar Malik b. Enesten, o Abdurrahman b. el-Kasımdan, o babasından, o da Ayşeden: Resulallahın hacc-ı ifrat yaptığını haber verdi. Bize Mutarrif b. Abdullah haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Ebu Hazim haber verdi. O Cafer b. Muhammedden, o babasından, o da Cabir b. Abdullahtan: Resulallahın hacc-ı ifrad yaptığını haber verdi. Bize Said b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Bize Şerik haber verdi. O Ebu İshaktan, o el-Dahhaktan, o da İbn Abbastan: Resulallahın , “Lebbeyk Allahümme lebbeyk lebbeyke la şerike leke lebbeyk innel-hamde ven-nimete leke vel mülk la şerike lek.” (Buyur Allahım, buyur! Çağrına icabet edip geldim. Senin ortağın yok, buyur Allahım! Hamd ve nimet senindir, mülk de… Senin ortağın yoktur.) dediğini haber verdi. Bize Veki b. el-Cerrah ve Haşim b. el-Kasım el-Kinani haber verdiler. Onlar er-Rebi b. Subayhtan, o Yezid b. Ebandan, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah eski bir keçeyle eyerlenmiş bir binekle hac yaptı. Veki, “Dört dirhem eder ya da dört dirhem etmezdi.” dedi. Haşim dedi ki: “Zannedersem değeri dört dirhemdir.” Resulallah Mekkeye yönelince şöyle dua etti: “Allahım! Riyasız ve kibirsiz bir hacca niyet ettim.” Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Ebu Abdullah haber verdi. O Katadeden, o Ebu Hassandan, o da İbn Abbastan: Resulallahın öğle vakti Zülhuleyfeden hac için telbiye getirmeye başladığını rivayet etti. Bize Muhammed b. Bekir el-Bürsani haber verdi; dedi ki: Bana İbn Cüreyc haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed haber verdi. O babası Muhammed Alinin Cabir b. Abdullahın Resulallah hakkında şöyle dediğini işittiğini haber verdi: Resulallah 100 deve kesti ve her deveden bir parça et alarak bir kazanda pişirterek etinden yedi ve suyundan içti. Ona, “Peygamberle beraber kim yeyip suyundan içti.” diye sordum. “Ali!” dedi. Cafer, Ali b. Ebu Talibin Peygamberle yediğini ve etin suyundan içtiğini bana söyledi. Cafer bunu İbn Cüreyce söylüyor. Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim haber verdi. O Osman b. Ebül-atikeden, o Ali b. Yezidden, o el- Kasımdan, o Ebu Ümameden, o da Peygamberi görenlerden şöyle dediklerini haber verdi: Resulallah Minaya giderken, Bilal elinde bir çubuğun başında bir elbise ile yanında yürüyerek onu güneşten korumak için gölge yapıyordu. Bize el-Heysem b. Harice haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Hamza haber verdi. O el-Evzaiden, o Yahya b. Ebu Kesirden: Cibrilin Resulallahın yanına gelerek ona, “Sesini tehlille yükselt! Zira tehlil haccın şiarıdır.” dediğini rivayet etti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi. O Süfyan es- Sevriden, o Abdullah b. Ebu Lebidden rivayet etti; dedi ki: Bana el-Muttalib b. Abdullah b. Hantab haber verdi. O Hallad b. es- Saibden, o Zeyd b. Halid el-Cüheniden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah dedi ki: “Cibril yanıma gelerek bana, Sesini tehlille yükselt! Zira tehlil haccın şiarıdır. dedi.” Bize ed-Dahhak b. Mahled eş-Şeybani haber verdi; dedi ki: Bize Cüreyc haber verdi. O Yahya b. Ubeydden, o babasından, o da Abdullah b. es-Saibden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Hacerülesvedle Rüknül-Yemani arasında, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru.” dediğini işittim. Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize el-Mesudi haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Ali haber verdi. O Üsame b. Zeydin: “Resulallah Kabede namaz kıldı.” dediğini rivayet etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. İbrahim haber verdi. O babasından, o Ebu Seleme b. Abdurrahmandan, o Üsame b. Zeydden rivayet etti. Ayrıca bana Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebu Zib haber verdi. O ez-Zühriden, o Ubeydullah b. Abdullah b. Ömerden, o da babasından: Resulallahın Kabede iki rekat namaz kıldığını rivayet etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Kays anlattı. O Yezid b. Ebu Ziyaddan, o Mücahidden, o da Abdurrahman b. Ümeyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Ömere, “Resulallah Kabede ne yaptı?” diye sordum. “İki rekat namaz kıldı.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hişam b. Sad anlattı. O Nafiden, o da İbn Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah ile Bilal Kabeye girmişlerdi. İbn Ömer dedi ki: Bilale “Resulallah Kabede namaz kıldı mı?” diye sordum. “Evet! Kabenin ön tarafında. Duvarla kendisi arasında üç arşın vardı.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Seyf b. Süleyman anlattı. O Mücahidden, o da İbn Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Geldim ve bana, “İşte Resulallah Kabeye girdi.” dediler. Oraya yönelince çıkmış olduğunu gördüm.” dedi. Bilalin Kapının yanında ayakta durduğunu gördüm bana, “Resulallah iki rekat namaz kıldı.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ömer b. Kays haber verdi. O el-Velid b. Abdullah b. Ebu Muğisten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Kabeye girmek isteyince nalınlarını çıkardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Şeyban b. Abdurrahman haber verdi. O Cabirden, o Ebu Yahyadan, o da Kazeadan, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın Kabeye girdiği bir gün sıkıldığını gördüm. Ona “Neyin var ey Allahın Resulü?” dedim. “Bu gün bir iş yaptım keşke yapmasaydım! Kabeye girdim. Belki ümmetimden biri gelir ve giremeden gönlü ezik olarak döner. Halbuki biz tavafla emredilmişiz, Kabeye girmekle değil.” dedi. Bana Musa b. Davud haber verdi; dedi ki: Bize Nafi b. Ömer haber verdi: O da İbn Ebu Müleykeden, Resulallahın Arafata çıkmadan tavaf yaptığını rivayet etti. Bize Haşim b. el-Kasım el-Kinani haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Bükeyr b. Ata el-Leysiden şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman b. Yamerin şöyle dediğini işittim: Resulallahın Arafatta şöyle dediğini işittim: “Hacc Arafattır. (veya Arefe günüdür.) Sabah olmadan toplanma gecesine ulaşan kişinin haccı tamam olur.” Ayrıca dedi ki: “Mina üç gündür. Kim iki günde acele ederse günahkar olmaz. Kim gecikirse ona da günah yoktur.” Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ebüs-Sefer haber haber verdi; dedi ki: eşŞabiy i duydum; Urve b. Muzzarrıs b. Evs b. Harise b. Lamdan rivayet ederek şöyle dedi: Resulallah Müzdelifede iken yanına giderek ona, “Ey Allahın Resulü! Haccım oldu mu?” dedim. Bana, “Kim burada bizimle namaz kıldıysa ve önceden gece veya gündüz Arafatta bulunduysa haccını tamamlamış, kirini temizlemiştir.” dedi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O Hişam b. Urveden, o da babasından şöyle demiştir: Ben yanındayken Üsameye, “Resulallah veda haccında haccın menasikini yerine getirirken nasıl yürürdü?” diye soruldu. “Hızlı yürür; bir boşluk bulduğunda ilerlerdi.” dedi: Bize Hüşeym haber verdi; dedi ki: Bize Abdülmelik b. Ata haber verdi. O da İbn Abbastan rivayet ettiğine göre: Resulallah Arafattan hareket edince Üsameyi terkisine aldı. Topluluktan ayrılınca el-Fadl b. Abbası terkisine aldı. Akabe cemresinde taş atıncaya kadar telbiyeye devam etti. Bize Muhammed b. Bekir el-Bürsani haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi; dedi ki: Bana Ata haber verdi; dedi ki: Bana İbn Abbasın haber verdiğine göre: Resulallah el-Fadl b. Abbası terkisine aldı. Ata dedi ki: Bana İbn Abbasın haber verdiğine göre, el-Fadl kendisine, Resulallahın Akabe cemresini ifa edene dek telbiyeyi kesmediğini haber verdi. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bana İbn Cüreyc haber verdi. O Ebüz-Zübeyrden, o Abdullah b. Abbasın mevlası Ebu Mabedden, o İbn Abbastan, o da el-Fadl b. Abbastan rivayet ettiğine göre: Resulallah Arafat gecesi ve Arafattan hareket edildiğinde sabah dedi ki: “Vakarla hareket edin.” Bu arada kendisi Minaya varıncaya dek devesini hep dizginledi. Muhassirden Minaya girdi. “Cemre için atma taşlarınızı toplayın.” dedi ve Resulallah bir insanın yürürken ayaklarının arasından fırlayan taşlarların benzerlerine işaret etti. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi. o Ebüz-Zübeyrden, o da Cabir b. Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Yürürken yerden fırlayan taşlar gibi cemrelerde taş fırlattığını gördüm. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Avf haber verdi. O Ziyad b. Husayndan, o Ebül-aliye er-Riyahiden, o da Abdullah b. Abbastan haber verdi; dedi ki: Resulallah Akabe (cemresine taş atılacağı günün) sabahında, “Bana taş topla.” dedi. Ben de ona yürürken fırlayan küçük taşlara benzer taşlar topladım. Onun eline bıraktığımda bana, “İşte bunlar gibi. Aşırı gitmekten sakının, zira sizden öncekiler dinde aşırı gittikleri için helak oldular.” dedi. Bize Muhammed b. Bekir el-Bürsani ve Abdülvehhab b. Ata haber verdiler. Onlar İbn Cüreycden şöyle dediğini rivayet ettiler: Bana Ebüz-Zübeyr, Cabir b. Abdullahın şöyle dediğini işittiğini haber verdi: Resulallah Kurban bayramının birinci günü (Yevmün-nahr) kuşluk vaktinde, sonraki günlerde ise zevalden sonra cemreye taş atardı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi; dedi ki: Bana Ebüz-Zübeyr Cabir b. Abdullahın şöyle dediğini işittiğini haber verdi: Kurban bayramının birinci günü (Yevmün-nahr) Resulallahı , devesinin üzerinden taşları atarken bize, “Haccın menasiklerini iyi öğrenin. Bilemiyorum, belki de bu haccımdan sonra hac yapamayabilirim.” dediğini işittim. Bana Mutarrif b. Abdullah el-Yesari haber verdi; dedi ki: Bize ez- Zenci b. Halid haber verdi; dedi ki: O Cafer b. Muhammedden, o da babasından: Resulallahın şeytan taşlamaya yaya olarak gidip ve geldiğini rivayet etti. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam haber verdi. O el-Haccacdan, o Miksemden, o da İbn Abbastan: Resulallahın önce kurban kestiğini, sonra tıraş olduğunu rivayet etti. Bize Muhammed b. Bekir el-Bürsani haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Ukbe haber verdi. O Nafiden, İbn Ömerin kendisine haber verdiğine göre: Resulallah veda haccında saçlarını tıraş etmiştir. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Ukbe haber verdi. O Nafiden, o da İbn Ömerden: Resulallahın veda haccında saçlarını tıraş ettiğini rivayet etti. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. el- Muğire haber verdi. O Sabitten, o da Enesten rivayet etti; dedi ki: Peygamberi berber onu tıraş ederken gördüm. Ashabı etrafına üşüşmüşlerdi. Bir tek saç telinin yere düşmesini istemiyorlar, onları kapıyorlardı. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O İbn Cüreycden rivayet etti; dedi ki: Bana İbn Şihabın haber verdiğine göre: Resulallah kurban bayramı (Yevmün-nahr) sabah erkenden zevalden önce şeytanı taşladı. Sonra dönüp namazları Minada kıldı. İbn Cüreyc ve Ata dediler ki: Şeytanı taşlayan kimse öğlen namazını Minada kılsın. Dedi ki: Ben, şeytanı taşlamadan öğlen namazını Minada, ikindiyi de yolda kılarım. Bunların hepsini yaparım. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O İbn Cüreycden rivayet etti; dedi ki: Bana Hişam b. Huceyr ve başkaları Tavusun şöyle dediğini haber verdiler: Resulallah ashabına şeytan taşlamayı gündüz yapmalarını emretti. Kendisi ise hanımlarıyla beraber gece taşladı; devesiyle Kabeyi tavaf etti sonra Zemzeme gelerek, “Bana su verin.” dedi. Ona bir kova su verdiler. Ondan içti; sonra ağzına bir yudum alarak ağzında çalkalayıp kovaya bıraktı ve kuyuya (yani Zemzem kuyusuna) boşaltmalarını söyledi. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O İbn Cüreycden rivayet etti; dedi ki: Bana Amr b. Müslim Tavusun kendisine, Peygamberin devesinin üzerinde Kabeyi tavaf ettiğini anlattığını haber verdi. Bana Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O İbn Cüreycden rivayet etti; dedi ki: Bana, Hişam b. Huceyr haber verdi: Tavusun şöyle iddia ettiğini işittiğini söylerdi: Resulallah Zemzeme geldi. “Bana su verin.” dedi. Kovada su verdiler. Ondan içti sonra kovadan ağız dolusu su alarak ağzında çalkaladı ve kovaya boşalttı. Sonra kovadaki suyu kuyuya boşaltmalarını emretti. Sonra içmek için nebiz sakilerinin yanına gelince, İbn Abbas “Bu nebiz sabahtan beri el altında. Evde ise saf içecek var.” dedi. Resulallah onun dışında başka bir şey içmeyi reddetti. Dedi ki: Tavus derdi ki nebiz içmek, haccın tamamlanması için gereklidir. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi; dedi ki: Bana İbn Tavus haber verdi. O da babasından: Resulallahın nebizden ve Zemzemden içtiğini ve “Eğer adet olmasaydı onu kaldırırdım.” dediğini rivayet etti. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc haber verdi; dedi ki: Bize Hüseyn b. Abdullahın haber verdiğine göre adamın biri etrafında insanlar olduğu halde İbn Abbasa seslenerek “Bu nebizle sünnete mi tabi oluyorsunuz? Yoksa size baldan ve sütten daha mı kolay geliyor?” dedi. İbn Abbas dedi ki: Peygambere ve beraberindeki Muhacir ve Ensara küplerle nebiz getirildi. Resulallah içmeye başladı ama kanmadan başını kaldırarak, “İyi ettiniz! Böyle yapınız.” dedi. İbn Abbas dedi ki: Resulallahın buna razılığı Mekke vadilerinden üzerimize bal ve süt akmasından daha güzeldir. Bize Abdülvehhab haber verdi. O İbn Cüreycden, o da Atadan rivayet etti: Resulallah şeytan taşlamayı bitirip dönünce kendisi kimse ona yardım etmeden bir kova su çekip ondan içti. Sonra kovada bulunan suyu tekrar kuyuya boşaltarak şöyle dedi: “Eğer sikaye için insanlar size galip gelmeseydi bu kuyudan benden başka su çekecek kimse olmazdı.” Dedi ki: Resulallah kendi içtiği kovayı kimseden yardım almayarak kendisi çekti. Bize Hasan b. Musa el-Eşyeb haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr anlattı; dedi ki: Bize Ebu İshak haber verdi; dedi ki: Bana -annesi Ömerle evli olan- Harise b. Vehb el-Huzai dedi ki: Minada Resulallahın arkasında namaz kıldım. İnsanlar olabileceğinden çok daha fazlaydı. Resulallah bize, veda haccında iki rekat namaz kıldırdı. Bize Abdülvehhab b. Ata şöyle haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Ebu Arube haber verdi. Katadeden, o Şehr b. Havşebden, o Abdurrahman b. Ganemden, o da Amr b. Hariceden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah, Minada bize hutbe irad etti. Devesinin başının altında duruyordum. Deve salyasını balon gibi şişiriyordu. Salyası omuzlarıma akıyordu. Resulallah şöyle dedi: “Allah, herkese mirastan payını vermiştir. Varise vasiyet olmaz. Bilmiş olun ki, çocuk yatağındır. Zina edenin payına taş düşer. Bilmiş olun ki, Allahın meleklerin ve tüm insanların laneti babasından başkasına soy iddiasında bulunanların ya da kendisini -onlardan hoşlanmadığı için- mevlalarından başka bir mevlaya nispet edenlerin üzerine olsun.” Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. el-Gaz haber verdi; dedi ki: Bana Nafi haber verdi. O da İbn Ömerden: Resulallahın veda haccı sırasında kurban bayramında (Yevmünnahr) Cemerat arasında durup insanlara şöyle seslendiğini haber verdi: “Bu gün hangi gündür?” “Kurban bayramıdır (Yevmün-nahr)” dediler. “Bu şehir hangi şehirdir?” diye sordu. “Haram olan şehirdir (el-Beledülharam)” dediler. “Bu ay hangi aydır?” “Haram aydır.” dediler. Resulallah , “Bu gün büyük hac (el-Haccül-ekber) günüdür. Bu beldenin bu ayda, bu günde haram olması gibi sizin mallarınız, kanlarınız ve namusunuz birbirinize haramdır.” dedi; sonra, “Tebliğ ettim mi?” diye ekledi. “Evet!” dediler. Sonra Resulallah , “Allahım! Şahit ol!” diyerek insanlarla vedalaşıp ayrıldı. Bunun için buna veda haccı dediler. Bize Halef b. el-Velid el-Ezdi haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Zekeriya b. Ebu Zaide haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Malik el-Eşcai haber verdi; dedi ki: Bana Nubeyt b. Şerit el-Eşcai haber verdi; dedi ki: Veda haccında Resulallah konuşma yaparken ben babamın terkisindeydim. Devenin sırtında ayağa kalkarak babamın omuzlarına çıktım ve Resulallahın şöyle dediğini işittim. “Hangi gün daha haramdır?” “Bu gün.” dediler. “Hangi ay daha haramdır?” dedi “Bu ay.” dediler. “Hangi şehir daha haramdır?” dedi. “Bu şehir.” dediler. “İşte bu şehrinizde, bu ayınızda, bu gününüzün haram olması gibi mallarınız kanlarınız ve namusunuz birbirinize haramdır.” dedi. Sonra, “Tebliğ ettim mi?” diye sordu. “Allahım evet!” dediler. Resulallah , “Allahım şahit ol! Allahım şahit ol! Allahım şahit ol!” dedi. Bize Yunus b. Muhammed el-Müeddib haber verdi; dedi ki: Bize Rebia b. Külsum b. Cebr haber verdi; dedi ki: Bana babam anlattı. O da Resulallahın ashabından Ebu Gadiyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bize Akabe günü bir hutbe irad ederek şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Allahınıza kavuşuncaya kadar bu şehrinizde, bu ayınızda bu gününüzün haram olması gibi mallarınız kanlarınız ve namusunuz birbirinize haramdır. Tebliğ ettim mi?” “Evet!” dedik. “Allahım şahit ol! Sakın ha! Benden sonra birbirinizin boynunu vurarak kafir olmayın.” buyurdu. Biz Said b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş haber verdi. O da Ebu İshaktan haber verdi; dedi ki: Bana Yahya b. Ümmül-Husayn ve el-Ayzar b. el-Hureys ikisi, Ümmül-Husayndan şöyle dediğini rivayet ettiler: Peygamberi Arefe gecesi devesinin üzerinde ridasını şöyle yapmış olduğu halde gördüm. Ravi Ebu Bekir, sol koltuğunun üzerinden koltuğunun altına, sağ koltuğunu açıkta bırakarak örttüğünü tarif etti. Ümmül-Husayn Resulallahın şöyle dediğini duydum dedi: “Ey insanlar! Allahın kitabını uyguladığı sürece başınızda idareci olarak saçları siyah üzüm tanesi gibi olan Habeşi bir köle olsa dahi, onu dinleyin ve itaat edin.” Bize Said b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el- Mübarek haber verdi. O Seleme b. Nubayttan, da o babasından şöyle dediğini rivayet etti: Peygamberi Arefe günü kırmızı bir devenin üzerinde hitab ederken gördüm. Bize Abdullah b. Amr Ebu Mamer el-Minkari haber haber verdi; dedi ki: Bana, Beni el-Anberin mevlası Abdülvaris b. Said haber verdi; dedi ki: Bize Humeyd b. Kays el-Mekki haber verdi. O Muhammed b. İbrahimden, o da -Resulallahın ashabından olan- Abdurrahman b. Muaz et-Teymiden şöyle dediğini rivayet etti: Biz Minadayken Resulallah bize bir hutbe irad etti. Kulaklarımız tamamen açıldı. Öyle ki evlerimizde bile onun ne dediğini duyuyorduk. Orada bulunanlara hac menasikini tek tek öğretti. Şeytan taşlama yerine geldiğinde atılacak taşların yürürken ayakların altından fırlayan küçük taşlar gibi olması gerektiğinden bahsetti ve iki işaret parmağını üst üste koydu. Sonra Muhacirlere mescidin önünde konaklamalarını Ensara da mescidin arka tarafında konaklamalarını, diğer insanların ise onların arkasında konaklamalarını emretti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O asım b. Ubeydullah, o Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah veda haccında şöyle buyurdu: “Aman kölelerinize dikkat edin, kölelerinize! Yediklerinizden yedirin, giydiklerinizden giydirin. Eğer affetmek istemediğiniz bir hata işlerlerse onları satın; sakın onlara işkence etmeyin.” Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize İkrime b. Ammar haber verdi; dedi ki: Bana el-Hirmas b. Ziyad el-Bahili anlattı; dedi ki: Resulallah kurban bayramında Minada devesinin üzerinden insanlara hutbe verirken babamın terkisindeydim. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize İkrime b. Ammar haber verdi; dedi ki: Bize Hirmas b. Ziyad haber verdi; dedi ki: Resulallah dönüp gitti; babam kendisine ait bir deveye binmiş, beni de arkasına almıştı. Küçük bir çocuktum. Resulallahın Minada kurban bayramında devesi el-Adbanın üzerinden insanlara hutbe verdiğini ve oradan ayrıldığını gördüm. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O Eyyubden, o Muhammedden, o da Ebu Bekreden Resulallahın veda haccında hutbe irad ederek şöyle dediğini rivayet etti: “Bilmiş olun ki, zaman Allahın yeri ve göğü yarattığı şekle döndü. Sene on iki aydır. Bunun dördü haram aylarıdır; üçü peşpeşe gelir: Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayları ile Cemaziyelahir ile Şaban ayları arasında gelen Mudarın Receb ayı.” Sonra “Bu gün hangi gündür?” diye sordu. “Allah ve Resulü daha iyi bilir.” dedik. Uzunca bir süre sustu. Bu güne adından başka bir ad verecek sandık. “Kurban bayramı (Yevmün-nahr) değil mi?” dedi. “Evet!” dedik. “Bu ay hangi aydır?” dedi. “Allah ve Resulü daha iyi bilir.” dedik. Uzunca bir süre sustu. Bu aya başka bir ad verecek sandık. “Zilhicce ayı değil mi?” dedi. “Evet” dedik. “Burası hangi beldedir?” dedi. “Allah ve Resulü daha iyi bilir.” dedik. Uzunca bir sustu. Buraya adından başka bir ad verecek sandık. “Haram şehir (Beldetül- Haram) değil mi?” dedi. “Evet!” dedik. Resulallah , “Şüphesiz kanlarınız, mallarınız -zannedersem (ve namusunuz) dedi- bu şehriniz de, bu ayınız da, bu gününüzün de haram olması gibi birbirinize haramdır. Rabbinizle buluşacaksınız. Sizden amellerinizi soracaktır. Sakın ha benden sonra sapıp bazılarınız diğerlerinin boyunlarını vurmasın. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi? Şu anda hazır olan hazır olmayana haber versin. Belki kendisine nakledilen işitenden daha iyi anlar. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi” dedi. Muhammed dedi ki: Resulallahın bu sözü gerçekleşti ve onun sözlerini bizzat işitenden daha iyi kavrayan bazı kimseler çıktı. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane haber verdi. O Ebu Bişrden, o da Mücahidden şöyle dediğini rivayet etti: Zilkade de Ebu Bekir hac yaptırdı; Ali de ezanları okudu. [Dedi ki:] Cahiliye döneminde insanlar yılın her ayında peş peşe iki yıl hac yaparlardı. Resulallahın haccı Zilhicceye rastladı. Resulallah , “Bu gün zaman Allahın yeri ve göğü yarattığı zamana döndü.” dedi. Ebu Bişr dedi ki: İnsanlar hakkı unutunca (nesi yapmak suretiyle) ayları geciktirmeye başladılar. Bize Yezid b. Harun ve Man b. İsa haber verdiler; dediler ki: Bize İbn Ebu Zirivayet etti: haber verdi. O da ez-Zühriden rivayet etti; dedi ki: Resulallah kendi devesiyle Abdullah b. Huzafeyi teşrik günleri oruç tutmayı yasaklamayı ilan etmek üzere gönderdi. Resulallah , “Bu günler yeme, içme ve Allahı anma günleridir.” dedi. Man hadisinde, “Müslümanlar teşrik günlerinde oruç tutmaktan vazgeçtiler.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa el-Absi haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Cabirden, o Muhammed b. Aliden, o Büdeyl b. Verkadan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bana, teşrik gününde şöyle nida etmemi emretti: “Bu günler yeme içme günleridir. Kesinlikle kimse bu günlerde oruç tutmasın.” Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O Muhammed b. İshaktan, o Hakim b. Hakimden, o Mesud b. el-Hakem ez-Zürakiden, o da annesinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın katırı el-Beydanın (Beyaz) üzerinde Ensar geçidinde durarak şöyle dediğini görür gibi oluyorum: “Ey insanlar! Bu günler oruç günleri değildir. Yeme içme ve zikir günlerdir.” Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi. O İbn Cüreycden rivayet etti; dedi ki: Bana Ata haber verdi. O da Cabir b. Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın ashabı olarak sırf Allah rızası için hacca niyet ettik. Zilhiccenin 4. günü Mekkeye girdik. Resulallah bize, ihramdan çıkmamızı emredip şöyle dedi: “İhramdan çıkın ve umre yapın.” Arafata çıkmaya beş gün kaldığından bazılarının söylenmesi haberi ona yetişti. Kamışlarımız meni akıttığı halde bize ihramdan çıkıp Minaya gitmemizi emretti. Resulallah ayağa kalkıp bize, hutbe irad etti ve şöyle dedi: “Söyledikleriniz bana, intikal etti. Ben sizin en takvalınız ve iyilik seveninizim. Eğer kurbanlar olmasaydı ben de ihramdan çıkardım. eğer kurbanlar olmasaydı yapacağım işi yapar ondan yüz çevirmezdim.” Ravi dedi ki: Ali Yemenden gelmişti. “Hangi hacca neye niyet ettin?” diye sordu. Ali, “Peygamberin niyet ettiğine niyet ettim.” dedi. Resulallah ona, “Olduğun gibi kal ve kurban kes.” dedi. Ravi dedi ki: Süraka Peygambere, “Ey Allahın Peygamberi! Bu umremiz sadece bu yıl için mi yoksa ebedi mi?” diye sordu. Resulallah ona, “Ebedidir.” buyurdu. İsmail bu veya benzeri sözler nakletti. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi. O Yahya b. Ebu İshaktan, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Peygamberin, “Lebbeyk umreten ve haccan/Umre ve hac yapmak için geliyorum, emrindeyim Allahım!” dediğini duydum. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi. O Humeydden, o Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın “Lebbeyk Umreten ve haccan.” dediğini duydum. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi. O Davud b. Ebu Hindden, o da Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallaha “Bugün size dininizi tamamladım.” ayeti nazil oldu. Ayet, ona İbrahimin durduğu yerde vakfe yaptığı sırada indi. Şirk çözülüp gözden kayboldu. Cahiliyenin yol işaretleri yıkıldı. Kabenin çıplak tavaf edilmesi yasaklandı. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Leys (yani İbn Ebu Süleym) haber verdi. O Tavustan, o da İbn Abbasdan şöyle haber verdi: Resulallah kurban bayramında cemreyi taşlayana kadar telbiye getirdi. Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize İshak b. Said b. Amr b. Said b. el-as haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Dönüş gününde İbn Ömerle beraber döndüm. Yanımızdan Yemenli bir hac kafilesi geçti. Yükleri deri, develerinin yularları ise cerar denilen ottan idi. Bunun üzerine Abdullah, “Kim, Peygamber ile beraber yapılan veda haccına katılan Resulallah ve ashabının gelişini görmek istiyorsa bu kafileye baksın.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Kabisa b. Ukbe haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan haber verdi. O Leysten, o Tavustan, o da İbn Abbasdan rivayet etti: İbn Abbas, “Veda haccı” demeyi kerih görüyordu. Ona, “İslam haccı (demek daha uygun değil mi?)” dedim. “Evet İslam haccı (olur).” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi. O Süfyan b. Uyeyneden, o İbrahim b. Meysereden şöyle dediğini rivayet etti: Tavus “veda haccı” demekten nefret eder; “İslam haccı” derdi. Bize ed-Dahhak b. Mahled eş-Şeybani haber verdi. O İbn Cüreycden rivayet etti; dedi ki: Bize İsmail b. Muhammed b. Sad haber verdi; dedi ki: O Humeyd b. Abdurrahman b. Avf tan, o Nemrin kız kardeşinin oğlu es-Saib b. Yezidden, o da el-Ala b. el-Hadramiden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah “Muhacir haccını yaptıktan sonra Mekkede üç gün kalabilir.” dedi. Bize Hişam b. Abdülmelik Ebu Velid et-Tayalisi ve Amr b. asım el- Kilabi haber verdiler; dediler ki: Bize Hemmam haber verdi; dedi ki: Bize Katade haber verdi; dedi ki: Enese “Resulallah kaç hac yaptı?” diye sordum. “Bir tek hac yaptı.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan rivayet etti: O İbn Cüreycden, o da Mücahidden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah hicret etmeden önce iki hac, hicret ettikten sonra da bir hac yaptı. Bize İsmail b. İbrahim el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avn haber verdi. O İbrahimden, o el-Esvedden, o Ümmül-Mümininden (Müminlerin annesi Ayşeden); ayrıca el-Kasımdan, o da Ümmül- Mümininden rivayet ettiler: Ayşe, Ey Allahın Resulü! İnsanlar iki ibadetle dönerken ben bir ibadetle dönüyorum.” dedi. Resulallah “Bak temizlenmişsen et-Tenime çık. Oradan tehlilini getir; sonra bize şuradaki dağda yetiş!” dedi. Ravi, “Resulallahın “Şu dağa, lakin gücün yettiği kadarıyla”, “maddi imkanın elverdiği kadarıyla.” dediğini zannediyorum. Yahut “Resulallah dediği gibi.” dedi.