"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Minberi

Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdurrahman b. Ebüz- Zinad haber verdi. O Abdülmecid b. Süheylden, o Ebu Selemeden, o da Ebu Hüreyreden rivayet etti. [Dedi ki:] Bana ayrıca Muhammed b. Abdurrahmanın dışındakiler de bunun bir kısmını anlattılar; dediler ki: Resulallah Cuma günü ayakta hutbe okur ve bir hurma kütüğüne dayanırdı. Resulallah , “Ayakta durmak bana zor gelmeye başladı.” dedi. Bunun üzerine Temim ed-Dari kendisine, “Şamda yapıldığı gibi size bir minber yapayım mı?” dedi. Resulallah bu konuda Müslümanlarla istişare etti; onlar da, bir minber edinmesi konusunda fikir bildirdiler. Abbas b. Abdülmuttalib, “Benim Kilab adında bir kölem vardır; insanların en çalışkanıdır.” dedi. Resulallah , “Ona emret; minberi yapsın.” dedi. Abbas kölesini çöldeki acı ılgın ağacına gönderdi, ağacı kesti. Sonra ondan iki basamak ve bir oturma yeri yaptı. Sonra minberi getirdi ve bugünkü yerine koydu. Resulallah geldi, minbere çıktı ve “Bu minberim cennet kapılarından bir kapıdır. Onun ayakları da cennette sabitlenmiştir.”dedi. Yine Resulallah , “Minberim havuzum üzerindedir.” dedi. Yine, “Evim ile minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.” dedi. Resulallah , ayrıca haklar konusunda minberinin yanında yemin etmeyi kanun haline getirdi ve “Bir misvak çöpü için de olsa benim minberim üzerinde yalan yere yemin eden bir kimse, cehennemdeki yerine şimdiden hazırlansın.” dedi. Resulallah minbere çıkardı, oturduğunda müezzin ezan okurdu. Minberde iki hutbe okur ve iki kez otururdu. Resulallah parmağıyla işaret eder, insanlar da “amin” derlerdi. Resulallah , Cuma günü minberde hutbe okuduğu zaman bir asaya dayanırdı. Asası kayın ağacındandı. Resulallah hutbe okurken insanlar yüzlerini ona çeviriyor, kulaklarını ona veriyor ve gözlerini ona dikiyorlardı. Güneş meylettiği zaman Cuma namazını kılardı. Resulallahın Yemenden gelen bir hırkası vardı. Uzunluğu üç zira, eni üç zira ve bir karış idi. Yine Uman dokumasından bir gömleği vardı. Uzunluğu dört zira ve bir karış, eni de iki zira ve bir karış idi. Resulallah bunları Cuma ve bayram günlerinde giyer, sonra katlanarak kaldırılırdı. Bize Malik b. Enesin kız kardeşinin oğlu Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys el-Medeni haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal anlattı. O Sad b. Said b. Kaystan, o Abbas b. Sehl b. Sad es- Saididen, o da babasından rivayet etti; dedi ki: Resulallah Cuma günü hutbe okuduğu zaman iki dallı bir kütüğü oduna dayanırdı. Sanırım sedir ağacındandı. O ağaç Resulallahın namaz kıldığı yerde idi ve ona dayanıyordu. Ashabı kendisine, “Ya Resulallah! İnsanlar çoğaldılar. Üzerine çıkacak bir şey alsanız da, hutbe okuduğunuzda insanlar sizi görseler!” dediler. Resulallah , “Siz bilirsiniz.” dedi. Sehl dedi ki: Medinede sadece bir tek marangoz vardı. Ben ve o marangoz doğuya ve batıya gittik; bu minberi acı ılgın ağacından kestik. [Dedi ki:] Resulallah minberin üzerine çıktı; kütük inlemeye başladı. Resulallah , “Bu kütüğün inlemesine hayret etmiyor musunuz?” dedi. İnsanlar ona yöneldiler; korktular ve ağlamaları çoğaldı. Resulallah indi, yanına geldi ve elini üzerine koydu; ağaç sustu. Resulallah , minberinin altına defnedilmesini ya da tavana konulmasını emretti. Bize Yahya b. Muhammed el-Cari haber verdi. O Abdülmüheymin b. Abbas b. Sehl b. Sad es-Saididen, o babasından, o da dedesinden rivayet etti; dedi ki: Resulallah için çöldeki ılgın ağacından üç basamak kesildi. Sehl de o kerestelerden birisini minberin konulduğu yere kadar taşımıştı. Bize Yakup b. İbrahim b. Sad ez-Zühri haber verdi. O babasından, o Salih b. Keysandan, o da İbn Şihabdan rivayet etti; dedi ki: Bana Cabir b. Abdullahtan işitenler anlattılar; diyor ki: Resulallah , Mescidte dikilen bir hurma kütüğüne dayanıyordu. Nihayet onda bir minber edinme fikri ortaya çıktı. Rey sahibi Müslümanlarla istişare etti. Onlar da bir minber edinmesi yönünde fikir beyan ettiler. Bunun üzerine Resulallah , bir minber edindi. Cuma günü olunca Resulallah minberin üzerinde oturuncaya kadar yürüdü. Hurma kütüğü Resulallahı kaybedince insanları korkutacak derecede inlemeye başladı. Resulallah oturduğu yerden kalktı ve onun yanına vardı; ona dayandı ve ona elini sürdü. O da sustu. Bugünden sonra iniltisi duyulmadı. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bana Ubeydullah b. Amr anlattı. O İbn Akilden, o et-Tufeyl b. Übey b. Kabdan, o da babasından rivayet etti; dedi ki: Mescid çardak şeklinde iken Resulallah bir kütüğe doğru namaz kılıyordu. Hutbe okurken bu kütüğe dayanırdı. Ashabından bir adam, “Ya Resulallah! İnsanların sizi daha iyi görmeleri ve hutbenizi onlara duyurmanız için size, cuma günü üzerinde duracağınız bir minber yapayım mı?” dedi. Resulallah , “Evet!” dedi. Hemen Resulallah için minberin üstündeki basamakla birlikte üç basamak yapıldı. Minber yapılıp yerine konulunca ve Resulallah onun üzerine çıkmak isteyince ona doğru yürüdü. Hurma kütüğü ise çatlayıp dağılıncaya kadar böğürdü. Resulallah indi ve eliyle onu meshetti; o da durdu. Sonra minbere geri döndü. Resulallah namaz kıldığı zaman bu kütüğe doğru kılardı. Mescid yıktırılıp değiştirilince Übey b. Kab bu kütüğü aldı. Kurtlar tarafından yenilerek un-ufak olup çürüyünceye kadar onun yanında, evinde kaldı. Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Ammar b. Ebu Ammar haber verdi. O da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: Resulallah bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okuyordu. Resulallah minber edinip ona yönelince kütük inlemeye başladı. Nihayet Resulallah ona geldi, onu şefkatle kucakladı ve “Eğer onu kucaklamasaydım kıyamet gününe kadar inlerdi.” dedi. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb el-Harisi haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Ebu Hazim haber verdi. O babasından rivayet etti. Babası, Sehl b. Sada minberin hangi ağaçtan olduğu hakkında soru sorulduğunu işitti; dedi ki: Resulallah falanca kadına (ismini vererek) haber gönderdi ve “Marangoz kölene emret; bana, üzerinde insanlara konuşacağım bazı ağaçlar yapsın.” dedi. O marangoz, çölün ılgın ağacından bu üç basamağı yaptı. Resulallah emretti; bu yere konuldu. Sehl dedi ki: Minber üzerine oturduğu ilk gün Resulallahı gördüm. Tekbir getirdi; insanlar da ardından tekbir getirdiler. Sonra minber üzerinde iken rükua gitti. Sonra rükudan kalktı, gerisin geriye indi ve minberin altında secdeye gitti. Sonra namazını bitirinceye kadar tekrar etti. Birinci rekatta yaptığını diğerlerinde de yaptı. Namazı bitirince insanlara yöneldi ve “Ey insanlar! Bana uymanız ve namazımı öğrenmeniz için bunu yaptım” dedi. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal anlattı. O da Yahya b. Saidden rivayet etti. [Dedi ki:] Bize Hafs b. Ubeydullah b. Enes b. Malik el-Ensari haber verdi; kendisi Cabir b. Abdullahın şöyle dediğini işitti: Resulallah zamanında Mescidin tavanı hurma direkleriyle örtülüydü. Resulallah hutbe okuduğu zaman o kütüklerden birisine dayanıyordu. Kendisine minber yapıldığı zaman Resulallah minberin üzerinde idi; [dedi ki:] O kütüğün hamile develer gibi ses çıkardığını işittik. Nihayet Resulallah yanına gitti, elini üzerine koydu, o da durdu. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys haber verdi. O Süleyman b. Bilalden, o Muhammed b. Amr b. Alkameden, o Ebu Selemeden, o da Ebu Hüreyreden rivayet etti; dedi ki: Resulallah , “Bu minberim, cennetin kapılarından birinin üzerindedir.” dedi. [Dedi ki:] Hadiste geçen “et-Tura” kapı manasındadır. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Ebu Hazim haber verdi. O babasından, o da Sehl b. Saddan rivayet etti; dedi ki: Bizler, “Minber cennet kapılarından bir kapı üzerindedir.” derdik. Sehl dedi ki: “et-Turanın ne olduğunu biliyor musunuz?” dedi. “Evet, kapıdır.” dediler. Sehl: “Evet! O kapı demektir.” dedi. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi. O Ubeydullah b. Ömerden, o Hubeyb b. Abdurrahmandan, o Hafs b. asımdan, o da Ebu Hüreyreden rivayet etti; dedi ki: Resulallah , “Evim ile minberimin arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim de havuzum üzerindedir.” dedi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O Ammar ed-Dehniden, o Ebu Selemeden, o da Ümmü Selemeden rivayet etti; dedi ki: Resulallah , “Minberimin ayakları cennette sabitlenmiştir.” Bize Enes b. İyad el-Leysi haber verdi; dedi ki: Bize Haşim b. Haşim b. Utbe b. Ebu Vakkas ez-Zühri haber verdi. O da Abdullah b. Nistattan rivayet etti; dedi ki: Cabir b. Abdullahtan işittim; şöyle diyordu: Resulallah , “Yeşil bir misvak için bile olsa, bu minberimin yanında yalan yere yemin eden bir adam, mutlaka ateşteki yerine şimdiden hazırlanmış olur.” dedi. Bize ed-Dahhak b. Mahled haber verdi. O da el-Hasan b. Yezid Ebu Yunus ed-Damriden rivayet etti; dedi ki: Ebu Selemeden işittim; dedi ki: Ebu Hüreyreden işittim; şöyle diyordu: Resulallah , “Bir yaş misvak için bile olsa biri bu minberin yanında [veya minberimin yanında], yalan yere yemin ederse, ateş onun için vacib olur.” dedi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes b. Abdullah b. Ebu Bekir haber verdi. O Abbad b. Temimden, o da Abdullah b. Zeyd el-Maziniden rivayet etti; dedi ki: Resulallah , “Benim evim ile minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir.” dedi. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdi; dedi ki: Bana İbn Ebu Zib haber verdi. O Hamza b. Ebu Caferden, o da İbrahim b. Abdurrahman b. Abdülkariden rivayet etti: Kendisi, Abdullah b. Ömerin, Resulallahın minberde oturduğu yere elini sürdüğünü, sonra elini yüzüne sürdüğünü görmüştür. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb el-Harisi ve Halid b. Mahled el- Beceli haber verdiler; dediler ki: Bize Hüzeyl kabilesinin bir kölesi olan Ebu Mevdud Abdülaziz haber verdi. O da Yezid b. Abdullah b. Kusayttan rivayet etti; dedi ki: Resulallahın Ashabından bazı insanları gördüm; mescit tenhalaşınca, sağ elleriyle merkad-i şeriften sonra gelen çıplak minberin oturma yerini tutuyorlar, sonra kıbleye yönelip dua ediyorlardı. Ebu Abdullah Muhammed b. Sad, “Abdullah b. Mesleme, rivayetinde çıplak kelimesini zikretti; fakat Halid b. Mahled zikretmedi.” dedi.