"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Abdülmuttalibin Oğlunu Kurban Etmek İstemesi

Bize Muhammed b. Ömer b. Vakıd el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdullah haber verdi. O ez-Zühriden, o Kabisa b. Züeybden, o da İbn Abbastan rivayet etti. Vakıdi dedi ki: Ebu Bekir b. Ebu Sebre bize haber verdi. O Şeybe b. Nisahtan, O el-Arecten, o da Muhammed b. Rebia b. el-Haris ve diğerlerinden rivayet etti; dediler ki: Zemzem kuyusunu sadece Abdülmuttalib ve büyük oğlu Haris kazıyordu. Bu hususta yardımcılarının az olduğunu görünce, “Eğer Allah bana on erkek çocuk verirse ve hepsini görürsem, onlardan birisini kurban edeceğim.” diye adak adadı. Çocukları onu bulunca -ki onlar el-Haris, ez- Zübeyr, Ebu Talib, Abdullah, Hamza, Ebu Leheb, el-Gaydak, el- Mukavvim, Dırar ve el-Abbastır- onları bir araya topladı, yaptığı adaktan onları haberdar etti ve bu adağı yerine getirme konusunda onları yardıma çağırdı. Onlardan hiçbiri bunda ihtilaf etmedi, hatta “Adağını yerine getir ve istediğini yap!” dediler. Abdülmuttalib, “Herkes ismini (fal) okuna yazsın.” dedi. Arkasından Abdülmuttalib Kabenin içine girdi ve Kabenin hizmetçisine, “Oklarını çek!” dedi. Hizmetçi okları çekti; en evvel Abdullahın oku çıktı. Abdülmuttalib de onu çok seviyordu. Onun elinden tuttu; elinde bıçak olduğu halde onu kesme yerine doğru götürdü. Abdülmuttalibin kızları ağlamaya başladılar; hepsi ayaktaydı. Onlardan biri babasına, “Abdullahı bağışla! Oku, onun yerine Haremde salıverilen develerin adına çek.” dedi. Abdülmuttalib Kabenin hizmetçisine, “Bir Abdullah adına, bir de on deve adına okları çek.” dedi. O zamanlar bir adamın diyeti on deveydi. Hizmetçi oku çekti; ok Abdullaha çıktı. Ok Abdullaha çıktıkça on deve arttırmaya başladı. Her seferinde ok yine Abdullaha çıkıyordu; ta ki develerin sayısı 100e tamamlanıncaya kadar. Yine okları çekti; bu kez ok develere çıktı. Bunun üzerine Abdülmuttalib tekbir getirdi; insanlar da onunla birlikte tekbir getirdiler. Abdülmuttalibin kızları kardeşleri Abdullahı (sevinçten) omuzlarına aldılar. Abdülmuttalib develeri getirdi; onları Safa ile Merve arasında kesti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Said b. Müslim bana haber verdi. O, Yala b. Müslimden; o, Said b. Cübeyrden; o da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: Abdülmuttalib develeri kesince insan, yaban hayvanı ya da kuş, oraya gelen bütün canlıları (etlerden yeme konusunda) serbest bıraktı; hiç kimseyi oradan kovmadı. Ama kendisi ve çocuklarından hiçbiri o develerden bir şey yemedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Abdurrahman b. el- Haris bana anlattı. O, İkrimeden; o da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: O zamanlar diyet on deveydi. İlk defa bir insanın diyetini yüz deveye çıkaran Abdülmuttalibdir. Bundan böyle Kureyşte ve tüm Araplarda diyet yüz deve oldu. Resulallah da eskiden olduğu gibi devam etmesine karar verdi. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi; dedi ki: Bana el-Velid b. Abdullah b. Cumey ez-Zühri anlattı. O, Zühreoğullarının müttefiki olan Abdurrahman b. Mevheb b. Riyah el- Eşarinin bir oğlundan, o da babasından rivayet etti; dedi ki: Mahreme b. Nevfel ez-Zühri bana anlattı; dedi ki: Annem Rukayka bt. Ebu Sayfi b. Haşim b. Abdümenaf anlatırdı. Kendisi Abdülmuttalibin yaşıtıydı. Dedi ki: Kureyşin üzerine, malları götüren ve insanları helak eden yıllar geldi. [Rukayka dedi ki:] Rüyada birisinin şöyle dediğini işittim: “Ey Kureyşliler! Bu, sizden olup da gönderilmiş olan bir peygamberdir. Şimdi onun çıkış zamanıdır. Onunla size bolluk ve bereket gelecektir. Neseb yönünden aranızdan çıkan, uzun boylu, büyük, beyaz tenli, kaşları bitişik, kirpikleri uzun, saçları kıvırcık, yanakları düz (alnı geniş) ve ince burunlu bir adama (dikkatle) bakınız. Sizden, her boydan bir adam çıksın; temizlenip güzel kokular sürünsün, sonra rüknü (Kabenin köşesini) selamlasın, ardından Ebukubeys dağına çıksın. Sonra o adam gelsin, (yağmur için) dua etsin; sizler de amin deyin. Duanız kabul edilecektir.” Rukayka sabahleyin kalktı, gördüğü rüyayı anlattı. Onlar baktılar; (rüyada anlatılan) bu vasıfların, Abdülmuttalibin vasıfları olduğunu gördüler ve onun yanına gittiler. Onlardan, her boydan bir adam çıktı; emrettiğini yerine getirdiler. Sonra Ebukubeyse çıktılar. Küçük bir çocuk olan Resulallah de onlarla beraberdi. Abdülmuttalib öne çıktı ve şöyle dedi: “Allahım! Bunlar senin kulların ve kullarının çocukları, cariyelerin ve cariyelerinin çocuklarıdırlar. Gördüğün (felaket) başımıza gelmiş bulunuyor. Bu yıllar peş peşe gelip develerin ve davarların tırnaklarını bile alıp götürdü ve insanları helak etti. Kıtlığı bizden gider, bize bolluk ve bereket ihsan eyle.” Onlar oradan ayrılmadan vadilerde seller akmaya başladı. Resulallah sayesinde kendilerine su verildi. Bunun üzerine Rukayka bt. Ebu Sayfi b. Hişam b. Abdümenaf şöyle dedi: Allah Şeybetül-Hamd ile beldemize su verdi. Bizler bolluğu kaybetmiştik; yağmur kesilmişti. Peyderpey ve yakın bir yağmur yağdı; bol su gelmeye başladı. Hayvanlar ve ağaçlar onunla yaşadı. Mudarın müjdelendiği en hayırlı ve uğurlu (kişi) sayesinde, Ve Allahtan bir nimet olarak, Onun işleri mübarektir; onunla bulutlardan su indirilir. Halk içinde onun ne dengi ne benzeri vardır.