"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Haşim b. Abdümenaf

Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O, babasından; o, Ebu Salihten; o da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: Haşimin ismi Amr idi. Kureyş ilafının sorumlusuydu. Kureyşlilerin ilafı, bir Kureyş geleneğiydi. İlk kez yaz ve kış olmak üzere Kureyş için yolculuğu geleneksel hale getiren odur. Bu seferlerden birinde kışın Yemen ve Habeşistana, Necaşinin yanına giderdi. Ona ikramda bulunur ve onu severlerdi. Yazın da Şama, Gazzeye, bazen de Ankaraya kadar giderdi. Kayserin yanına girer, ona ikramda bulunur ve onu severlerdi. Kureyşin mallarını alıp götüren birkaç kıtlık yılı meydana geldi. Haşim, Şama gitti ve kendisi için bol miktarda ekmek yapılmasını istedi. Ekmeği yapıldı. Haşim ekmekleri hararlara [büyük çuvallar] doldurup develere yükledi. Mekkeye geldiğinde ekmekleri ufalttı, yani kırıp doğradı. Sonra ekmekleri yüklediği develeri kesti ve aşçılara onları pişirmelerini emretti. Sonra tencereleri sinilerin üzerine koyarak Mekke halkını doyurdu. Bu olay, Mekkelilerin başına gelen kıtlık yıllarından sonraki ilk bolluktu. Bu yüzden kendisine “Haşim/ekmeği küçük parçalara ayıran” denmiştir. Abdullah b. ez-Zebari bu konuda şöyle dedi: Yüce Amr tirit hazırladı kavmine Açlık ve kıtlık yılı gelmişti Mekke ehline. Bana Hişam b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana Maruf b. el- Harrebuz el-Mekki anlattı; dedi ki: Bana Adi b. el-Hıyar b. Adi b. Nevfel b. Abdümenaf ailesinden bir adam anlattı. O da babasından nakletti; dedi ki: Vehb b. Abdükusay bu hususla ilgili olarak şöyle dedi: Haşim, gücünü aşan bir şeyi üstlendi, Paralı birilerinin kendisine yardım etmesini reddederek. Kavmine gıda dolu hararlar, taze buğdaylar getirdi, Şam toprağından. Mekke ahalisine bolca ufaltılmış ekmek verdi; Ekmeği taze ete karıştırarak. Kavim, Abanos ağacından yapılmış siniler arasında kaldı. En boş olanı bile taşıyordu sinilerin. Zengin bir adam olan Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay, Haşimi kıskandı. O da Haşim gibi bir şeyler yapmak istedi, fakat beceremedi. Kureyşten bazıları onu tahrik ettiler. Bunun üzerine Haşime kızdı ve onu övünçlerini sayarak üstünlük yarışına girmeye davet etti. Haşim, yaşlılığından ve halk nezdindeki itibarından dolayı bu teklifi hoş karşılamadı. Ancak Kureyş, Haşimi (yalnız) bırakmadı ve onu koruma altına aldı. Haşim, “Seninle restleşmeye girerim; ancak (kazandığım takdirde) kara gözlü 50 deve vereceksin. Ayrıca on yıl Mekkeyi terk edeceksin.” dedi. Ümeyye buna razı oldu ve hakem olarak Huzaalı kahini tayin ettiler. Hakem, Haşimin kazandığını ilan etti. Bunun üzerine Haşim develeri alıp kesti ve yanına gelenlere yedirdi. Ümeyye de Şama gitti ve on yıl boyunca orada ikamet etti. Haşim ve Ümeyye arasında meydana gelen ilk düşmanlık buydu. Bize Muhammed b. Ömer el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bana Ali b. Yezid b. Abdullah b. Vehb b. Zema anlattı. O da babasından rivayet etti; dedi ki: Abdümenafın çocukları Haşim, Abdüşems, el-Muttalib ve Nevfel, daha önce Kusayın, oğlu Abdüddara verdiği Hicabe, Liva, Rifade, Sikaye ve Nedve gibi hizmetleri Abdüddar ailesinden almak için bir araya geldiler. Onlara göre, kendileri onlardan daha şerefli ve kavimleri nezdindeki itibarları daha fazla olduğu için bu hizmetleri yapmaya daha çok hak sahibiydiler. Onların bu yöndeki işlerini yürüten de Haşim b. Abdümenaftı. Abdüddar ailesi bu hizmetleri onlara teslim etmeyi reddetti. Ailenin bu yöndeki işlerini yürüten de amir b. Haşim b. Abdümenaf b. Abdüddar idi. Esed b. Abdüluzza b. Kusay, Zühre b. Kilab, Teym b. Mürre ve el-Haris b. Fihrin aileleri Abdümenafın yanında yer aldılar. Mahzum, Sehm, Cumah ve Adi b. Kab aileleri de Abduddar ailesinin yanında yer aldılar. Ancak amir b. Lüey ve Muharib b. Fihr aileleri bu davadan ayrılıp hiçbir grubun yanında yer almadılar. Her kavim (kendi arasında), sonsuza dek gevşemeyeceklerine ve rakiplerine selam vermeyeceklerine dair ciddi bir şekilde anlaşma yaptı. Abdümenaf ailesi ve onlarla birlikte hareket edenler, içerisinde güzel kokulu bir sıvının bulunduğu geniş ve derin bir kabın içine ellerini daldırdılar. Ardından anlaştılar, sözleştiler ve elleriyle Kabeyi meshederek sözlerinden caymayacaklarına dair yeminleştiler. Onlara “el-Mutayyabun” ismi verildi. Abdüddar ailesi ve onlarla birlikte olanlar da kandan bir kap hazırlayarak ellerini içine koydular. Ardından yeminleşerek sonsuza kadar gevşeklik göstermeyeceklerine karar verdiler. Bunlara da “el-Ahlaf” (yeminciler) ve “Kan yalayıcılar” denildi. Savaş için hazırlık yaptılar; her kabile diğerine karşı hazırlık yaptı. İnsanlar savaş hazırlığında iken barış çağrısı yaptılar; şöyle ki: Abdüddar ailesi Sikaye ve Rifadeyi Abdümenaf b. Kusayın ailesine verecekti. Hicabe, Liva ve Darünnedve ise eskiden olduğu gibi Abdüddar ailesinde kalacaktı. Öyle de yaptılar ve insanlar birbirinden ayrıldı. İkrime b. amir b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay, Darünnedveyi Muaviye b. Ebu Süfyana satıncaya kadar hep Abdüddar ailesinin elinde kaldı. Muaviye Darünnedveyi vilayet konağı yaptı. O günden beri hep İslam halifelerinin elindedir. Bize Muhammed b. Ömer el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bana Yezid b. Abdülmelik b. el-Muğire en-Nevfeli anlattı. O da babasından rivayet etti; dedi ki: O gün, Sikaye ve Rifade yönetiminin Haşim b. Abdümenaf b. Kusaya verilmesi konusunda anlaştılar. Haşim zengin bir adamdı. Hac mevsimi geldiği zaman kendisi Kureyşlilere şöyle derdi: “Ey Kureyşliler! Sizler Allahın komşusu ve Onun evinin ahalisisiniz. Kuşkusuz bu mevsimde Allahın (evinin) ziyaretçileri size gelip Onun evinin şerefini yüceltiyorlar. Onlar Allahın misafirleridir ve ikrama en layık olan misafirlerdir. Allah bu (misafirperverliği) size özel kılmış ve sizi bununla şereflendirmiştir. Allah, bir komşunun, kendi komşusunu esirgediğinden çok daha fazla sizi esirgemiştir. Allahın misafirlerine ve Onun ziyaretçilerine ikram ediniz. Onlar her memleketten, üstleri başları dağınık ve toz içinde oldukları halde yorgun develerin üzerinde, tıpkı atılmış oklar gibi gelirler. Kuşkusuz onlar susuz kalmışlar, takatsız düşmüşler, bitlenmişler ve kum içinde kalmışlardır. Onları ağırlayınız ve onlara su veriniz.” Bunun üzerine Kureyşliler hacılara yardım ediyorlardı. Hatta bazı ev halkı kendi (maddi) durumuna göre az bir şey gönderirdi. Haşim b. Abdümenaf b. Kusay ise her yıl bu iş için büyük bir mal çıkarırdı. Kureyşten fazlaca yardım eden bazı zengin aileler vardı. Her insan yardım için 100 Bizans miskalını gönderirdi. Haşim deriden su tankları yaptırır ve onlar Zemzemin bulunduğu yere konurdu. Sonra onları Mekkedeki (tatlı su) kuyularından doldurur ve hacılara içirirdi. Terviye gününden bir gün önce de Mekke, Mina, Cem ve Arafatda onlara ilk yemeği verirdi. Hacılara bazen ekmekle et (tirit), bazen ekmekle yağ, bazen de kavrulmuş un ve hurma verirdi. Mina içinde onlara su temin ediyordu. O günlerde deriden tulumlarda su az bulunurdu. Hacılar Minadan ayrılınca ağırlama sona erer ve herkes kendi memleketine (gitmek üzere) dağılırdı. Bize Muhammed b. Ömer el-Eslemi haber verdi; dedi ki: Bana el- Kasım b. el-Abbas el-Lehebi anlattı. O, babasından; o da Abdullah b. Nevfel b. el-Haristen rivayet etti; dedi ki: Haşim şeref sahibi bir adamdı. Kureyşin emniyet içinde gidip gelebilmesi için Kayser ile ilk anlaşma yapan odur. Yol üzerinde olanların durumuna gelince; Kureyşin onların mallarını taşımaları ve (buna karşılık) kira ödememeleri konusunda anlaştı. Kayser ona bir mektup yazdı; ayrıca, tüccar olan Kureyşi kendi toprağına girişi için Necaşiye de bir mektup yazdı. Bir gün Haşim Kureyşe ait bir ticaret kervanıyla birlikte yola çıktı. Onların yolu Medineden (Yesribden) geçiyordu. en-Nebat pazarında indiler. Yıl boyunca ikamet edilebilen ve yoğun olarak faaliyet gösteren bir pazar yerine gelmişlerdi. alışveriş yaptılar ve pazar yerinden görülebilen bir yerdeki kadına baktılar. Orada, kendisi için alınıp satılan eşya ile ilgili olarak direktif veren bir kadın gördü. Kuvvetli, akıllı ve güzel bir kadındı. Haşim, onun bir kocasının olup olmadığını sordu. Şu anda kocasız olduğu, daha önce Uhayha b. el-Cülahın eşi olduğu, Amr ve Mabed adında iki çocuk sahibi olduğu halde kocasından ayrıldığı kendisine söylendi. Ayrıca kavmi içinde şeref sahibi bir kadın olduğu için, evliliğiyle ilgili karar verme yetkisi kendisinin elinde olmadan hiçbir zaman erkeklerle evlenmek istemediği, bir adamdan hoşlanmadığı zaman onu hemen terk ettiği söylendi. Bu kadın Selma bt. Amr b. Zeyd b. Lebid b. Hıdaş b. amir b. Ganm b. Adi b. en-Neccardır. Haşim ona talib oldu. Selma, onun şeref ve neseb sahibi biri olduğunu anladı ve onunla evlendi. Haşim onunla zifafa girdi. Selma bir yemek hazırladı ve Haşim ile birlikte olan kervandaki bütün arkadaşlarını davet etti. Onlar Kureyşten kırk adamdı. İçlerinde Abdümenaf, Mahzum ve Sehm ailelerinden olanlar vardı. Hazrec kabilesinden de bazı adamları davet etti. Haşim arkadaşlarıyla birlikte birkaç gün Medinede kaldı. Selma, Abdülmuttalibe hamile kaldı; onu doğurdu. Başında beyazlık vardı, bu yüzden kendisine “Şeybe/ak saçlı” adı verildi. Haşim arkadaşlarıyla birlikte Şama gitmek üzere yola çıktı. Gazzeye ulaştığında (hastalıktan) şikayet etmeye başladı. Vefat edinceye kadar arkadaşları yanından ayrılmadılar. Onu Gazzede defnederek terikesiyle (kendisinden kalan eşya ile) birlikte çocuğuna döndüler. İlk defa terikesiyle çocuğunun yanına gelen kişinin, Ebu Rühm b. Abdüluzza elamiri (amir b. Lüey) olduğu söylenir. O zaman kendisi 20 yaşlarında bir gençti. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O da babasından rivayet etti; dedi ki: Haşim b. Abdümenaf, kardeşi el-Muttalib b. Abdümenafın kendisine halife olması için vasiyette bulundu. Bu yüzden Beni Haşim ve Beni el- Muttalib bugüne kadar birlikte hareket ediyorlar. Abdümenafın diğer çocukları Beni Abdüşems ve Beni Nevfel de birlikte hareket ediyorlar. Bize Hişam b. Muhammed haber verdi. O da babasından rivayet etti; dedi ki: Haşimin, dört erkek çocuğu ve beş kızı dünyaya geldi. 1) Şeybetül- Hamd. Bu, Abdülmuttalibdir. Kendisi vefat edinceye kadar Kureyşin reisiydi. 2) Rukıyye bt. Haşim. Küçük yaşta genç kız iken vefat etti. Onun annesi Selma bt. Amr b. Zeyd b. Lebid b. Hıdaş b. amir b. Ganm b. Adi b. en-Neccardır. Onun anneden kardeşleri ise, Uhayha b. el-Cülah b. el-Hariş b. Cahceba b. Külfe b. Avf b. Amr b. Avf b. el-Evsin oğulları Amr ve Mabedtir. 3) Ebu Sayfi b. Haşim. En büyükleri olup onun ismi Amrdır. 4) Sayfi. Bu ikisinin annesi Hind bt. Amr b. Salebe b. el-Haris b. Malik b. Salim b. Ganm b. Avf b. el-Hazrectir. Bunların anneden kardeşi ise, Mahreme b. el-Muttalib b. Abdümenaf b. Kusaydır. 5) Esed b. Haşim. Onun annesi Kayle (lakabı, el-Cezur) bt. amir b. Malik b. Cezime, yani Huzaadan olan el-Mustalıktır. 6, 7, 8) Nadle b. Haşim, eş-Şifa ve Rukıyye. Onların annesi Kudaadan, Ümeyme bt. Abdullah b. Dinar b. Malik b. Selaman b. Sadtır. Nüfeyl b. Abdüluzza el-Adevi ile Amr b. Rebia b. el-Haris b. Hubeyyib b. Cezime b. Malik b. Hisl b. amir b. Lüey anne bir kardeşleridir. 9, 10) ed-Daife bt. Haşim ve Halide bt. Haşim. Halidenin annesi Abdullahın annesi olan Vakıde bt. Ebu Adidir. Vakıdenin babasının adının Udey olduğu da söylenmiştir. O, amir b. Abdünühm b. Zeyd b. Mazin b. Sasaadır. 11) Hayye bt. Haşim. Onun annesi de Udey bt. Hubeyyib b. el-Haris b. Malik b. Hutayt b. Cüşm b. Kasi (Sakif)dir. Haşimin künyesi Ebu Yezid idi. Bazıları onun, oğlu Esed ile künyelendiğini söylediler. Haşim vefat edince çocukları ona çok sayıda mersiye söylediler. Bize Muhammed b. Ömerin, rivayet ettiği kişilerden nakledip haber verdikleri arasında söylenildiğine göre Halide bt. Haşim babasına ağıt yakardı. Ancak bu, içinde zafiyet olan (rivayet zincirinde zayıflık olan) bir şiirdir: Haberci erkenden getirdi, şeref sahibi, faziletli işlerin sahibi, Ve kumlara ayak basanların en hayırlısının ölüm haberini. Güzel ahlak sahibi, cömert, akıllı, kararlı; Ne cimri ne de tufeyli olan bir beyefendinin ölüm haberini. Bütün aşiretinin süsü, kurak zamanlarda ve felaketlerde kavminin baharı; Batılın değil, güzelliklerin, faziletlerin, Ve yüceliklerin kardeşi olan Amr b. Abdümenafın ölüm haberini. O Lüey neslinin en terbiyelisiydi; Şamda vefat etti; ince, küçük taşlarla büyük kayalar arasında. Dünyada kaldığın sürece hep yüksek sesle ağla ona. Kuşkusuz cömertliğin ve faziletlerin kardeşi musibetlere düçar oldu. Kuşkusuz tüm Fihr neslinin kahramanı, Ve onların her işinde reisleri olan bir adam musibete uğradı. eş-Şifa bt. Haşim babasına şöyle ağıt yakmıştı: Gözümün nuru için ağla, Cömert ve kerim olan için akıt gözyaşlarını. Büyük olan malum baban için göz yaşı dök. Kes saçlarını, arkada topla. Azamet ve şeref sahibi, hayrın Haşimi için. Cömert, eli uzun ve içtenlikli adamdı o; Kendisinden iyilik isteyenler için bir bahar, Her büyük iş için bir koruyucu ve yakın bir takipçiydi. Ağır işlere talibti; onu şerefe nisbet etmişti şahinler. Yeryüzünün ortasında yücelikle evli olan biriydi. Güler yüzlü, terbiyeli ve fazilet sahibiydi. Tıpkı güzel mızrak gibi çokça cömertti. Düşmanlarını yenen, eli açık ve işinde mahir olan, Şerefin zirvesinde, asalet sahibi ve halim bir adamdı o. Her yerde insanların doğrusuydu ve zeki; Cedleri de soylu idi, cimri ve pinti değildi.