"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Eşlerini Terk Etmesi ve Onları Muhayyer Bırakması

Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Cariye b. Ebu İmran anlattı; dedi ki: Ebu Seleme el- Hadramiyi şöyle derken işittim: Ebu Said el-Hudri ve Cabir b. Abdullah ile birlikte oturuyordum. İkisi sohbet ediyorlardı. Cabirin gözü uyuklamaya başladı. O sırada bir adam geldi, selam verip oturdu, ardından şöyle dedi: “Ey Ebu Abdullah! Urve b. ez- Zübeyr beni, Resulallahın eşlerini niçin terk ettiğini sormam için sana gönderdi.” Cabir şöyle dedi: Resulallah bir gün ve bir gece bizi terk etti, namaza da çıkmadı. Halkın orada bulunan ve bulunmayanlarını alıp kapısında toplandık. Sesimizi işitmesi ve bulunduğumuz yeri bilmesi için konuşmaya başladık. Uzun süre beklememize rağmen bize izin vermedi ve yanımıza çıkmadı. Şöyle dedik: “Muhakkak ki Resulallah bulunduğunuz yeri bilmiştir. Size izin vermeyi istemiş olsaydı, izin verirdi. Ayrılın artık, ona eziyet etmeyin.” Bunun üzerine insanlar ayrılıp gitti. Ancak Ömer b. el-Hattab, öksürerek boğazını temizler gibi yapıyor, konuşuyor ve izin istiyordu. Resulallah ona izin verdi. Ömer dedi ki: Yanına girdim, elini yanağına koymuştu. Ondaki üzüntüyü anladım. “Ey Allahın Nebisi! Annem babam sana feda olsun. Seni endişelendiren ve insanların seni görememelerinden dolayı karşılaştıkları durum nedir?” diye sordum. Peygamber, “Ey Ömer, bunlar -eşlerini kastediyor- yanımda bulunmayan şeyleri benden istiyorlar. Bende gördüğün bu durum bundan dolayıdır.” dedi. “Ey Allahın Nebisi! Ben Cemile bt. Sabite şiddetli bir tokat vurup yanağını yere yapıştırdım. Çünkü o benden, yapamayacağım şeyi istedi. Ya Resulallah! Sen, Rabbinden bir vaat üzeresin. O, zorluktan sonra bir kolaylık verecektir.” dedim. Ömer şöyle devam etti: Ben onunla konuşmaya devam ettim, nihayet Resulallahın biraz rahatladığını gördüm. Oradan ayrıldım, yolda Ebu Bekir es-Sıddık ile karşılaştım. Olayı ona anlattım. Bunun üzerine Ebu Bekir, Ayşenin yanına girip şöyle dedi: “Resulallahın sizden bir şeyi esirgemediğini çok iyi biliyorum. Sahip olmadığı bir şeyi ondan istemeyin. İhtiyacını belirle, onu benden iste.” Ömer de kızı Hafsanın yanına gitti. Ona benzer şeyler söyledi. Sonra Ebu Bekir ve Ömer, müminlerin annelerinin yanına gittiler. Aynı uyarıları onlara yaptılar. Nihayet Ümmü Selemenin yanına girip aynı şeyleri söylediklerinde, Ümmü Seleme onlara şöyle dedi: “Resulallah burada iken sizlere ne oluyor? Bizim işimizin gözcüsü müsünüz? Eğer o bizi uyarmak isteseydi uyarırdı. Resulallahtan istemeyeceğiz de kimden isteyeceğiz? Sizinle ailenizin arasına herhangi bir kimsenin girmesine razı olur musunuz? Biz bu konuda sizi görevlendirmedik.” Bunun üzerine Ebu Bekir ve Ömer, Ümmü Selemenin yanından çıkıp gittiler. Peygamberin eşleri Ümmü Selemeye şöyle dediler: “Yaptığından dolayı Allah sana karşılık olarak hayır versin. Biz onlara bir şey söylemeye cesaret edemedik.” Sonra Cabir, Ebu Saide şöyle dedi: “Hadis böyle değil miydi?” Ebu Said dedi ki: “Evet öyledir. Hadisten anlatılmayan az bir şey kalmıştır.” Cabir şöyle dedi: “İnşaallah onu da söyleyeceğim.” Sonra şöyle devam etti: Bunun üzerine Allah bu konuda şu ayetleri indirdi: “Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size muta [para veya mal] vereyim ve sizi güzelce bırakayım.” – Boşama mutasını kastediyor. Yani güzel bir boşamayla boşayarak onları serbest bırakma-. “Eğer Allahı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız…” Yani Allahı ve Resulünü tercih ediyorsanız, Peygamberden sonra başka biriyle evlenmeyin. Bunun üzerine Allah Resulü gitti ve ilk olarak Ayşeden başladı. Ona şöyle dedi: “Allah bana sizi; Allahı, Resulünü ve ahiret yurdunu tercih etme ile dünya hayatını ve onun süsünü seçme konusunda muhayyer bırakmamı emretti. Ben seninle başlıyorum ve seni bu konuda muhayyer bırakıyorum.” Ayşe dedi ki: “Ey Allahın Nebisi! Benden önce diğer eşlerinden biriyle bu konuyu görüştün mü?” Allah Resulü, “Hayır” dedi. Ayşe şöyle dedi: “Ben Allahı, Resulünü ve ahiret yurdunu seçiyorum. Bu kararımı gizle ve diğer eşlerine söyleme.” Resulallah, “Bilakis onlara söyleyeceğim!” dedi. Allah Resulü durumu hepsine haber verdi ve hepsi de Allahı, Resulünü ve ahiret yurdunu tercih ettiler. Peygamberin dünya ile ahiret arasında muhayyer bırakması, ahiret veya dünyayı seçmeleri içindi. Allah şöyle buyurdu: “Eğer Allahı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır.” Bunun üzerine onlar, Resulallahtan sonra evlenmemeyi tercih ettiler. Sonra Allah şöyle buyurdu: “Ey Peygamberin hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa [yani zina ederse], onun cezası iki kat verilir [yani ahirette]. Bu, Allaha göre kolaydır. İçinizden kim Allaha ve Resulüne boyun eğer [yani Allaha ve Resulüne itaat ederse] ve salih bir amel işlerse, ona mükafatını iki defa veririz [ahirette ona iki kat veririz, azap da böyledir]. Biz, ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır. Ey Peygamberin hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allaha karşı gelmekten sakınıyorsanız [erkeklerle konuşurken] sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık [günahkarlık] olan kimse ümide kapılmasın. Güzel [ve doğru] söz söyleyin. Evlerinizde oturun. Önceki Cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın.” Allah şöyle demek istiyor: Evlerinizden çıkmayın, önceki Cahiliye dönemi kadınlarının yaptığı gibi örtüyü atarak açılıp saçılmayın. Ebu Said el- Hudri dedi ki: Bu hadis, bu şekildedir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Sad anlattı. O Salih b. Keysandan, o ez- Zühriden, o Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. el- Hattabdan, o da Muhammed b. Sad b. Ebu Vakkastan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, yanına girmek için Resulallahtan izin istedi. Onun yanında Kureyşli kadınlar vardı. Onunla seslerini yükselterek konuşuyorlar ve ondan dünyalık çok şey istiyorlardı. Ömer izin isteyince hemen perde arkasına saklandılar. Ömer içeri girince Resulallah gülüyordu. Ömer dedi ki: “Ey Allahın Resulü! Allah seni her zaman güldürsün.” Resulallah şöyle buyurdu: “Yanımda bulunan şu kadınlara güldüm. Senin sesini duyunca, hemen saklandılar.” Ömer şöyle dedi: “Ey kendilerinin düşmanı olan kadınlar! Resulallahtan değil de benden mi çekiniyorsunuz?” Kadınlar, “Sen Resulallahtan daha sert ve katısın.” dediler. Bunun üzerine Resulallah şöyle buyurdu: “Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, şeytan geniş yolda bile seninle asla karşılaşmak istemez, karşılaştığında da başka bir yola sapar.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. İsmail b. Muhammed b. Sad b. Ebu Vakkas anlattı. O babasından, o dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: “Peygamberin yanında hanımları vardı. Ondan, kendilerine elbise almalarını istiyorlardı. Bu sırada yanlarına Ömer b. Hattab geldi.” Dedesi bu ifadelerden sonra yukarıdaki olayı anlatmıştır.