Bize İsmail b. İbrahim haber verdi. O Eyyubdan, o da Ebu Kılabeden şunu rivayet etti: Resulallah günlerini eşleri arasında adil bir şekilde taksim edip sonra da şöyle dua ederdi: “Ey Allahım! Taksim hususunda elimden gelen budur! Elimde olmayan hususlarda beni yerme!” Ravi, “elimde olmayan” sözünden maksadın “içten sevgi” olduğunu izah etmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal anlattı. O Cafer b. Muhammedden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah hastayken dahi bir örtü ile taşınarak sırası gelen eşinin evine götürülürdü.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O İbrahim b. Saddan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah, vefatı sırasındaki hastalığına yakalandığında kızı Fatıma, eşlerini dolaşıp “Resulallahın [şu anda] sizleri dolaşması kendisine ağır gelecektir.” haberini verdi. Onlar da buna karşılık “O serbesttir.” dediler. O sırada Ayşenin evinde kalıyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Hatim b. İsmail anlattı. O Cafer b. Muhammedden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın vefatı sırasındaki hastalığı ağırlaşınca, “Yarın kalma sıram kimde?” diye sordu. Yanındakiler “Falanca kimsede.” dediler. “Pekiyi ertesi gün nerede olacağım?” diye sorunca ona da “Falanca kimsede.” dediler. Oradakiler onun Ayşeyi arzu ettiğini anladılar ve “Ya Resulallah! Bizler günümüzü kız kardeşimiz Ayşeye bağışladık.” dediler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. İbrahim b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Rebia anlattı. O babasından, o da annesinden şunu rivayet etti: Resulallahı, istediğini istediğine tercih etme hususunda serbest bıraktılar. O da, Ayşe ve Zeynebi tercih ederdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Şeyban b. Abdurrahman ve Kays anlattılar. Onlar Mansurdan, o da Ebu Rezinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah eşlerini boşamak istedi. Onlar bunu anladıklarında onu, kimlerin yanında kalacağı konusunda serbest bıraktılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o Urveden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir sefere çıkacağı zaman eşleri arasında kura çeker ve kura sonucu kime çıkarsa onu yanına alırdı. Sevde dışında her eşi için gece ve gündüzlerini taksim ederdi. Sevde, günlerini, Resulallahın rızasını kazanmak için Ayşeye bağışlamıştı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O Hişam b. Urveden, o babasından, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Sevde yaşlanmıştı ve Resulallah ona çok gitmezdi. Sevde, Ayşenin Resulallah katındaki değerini bilirdi. Resulallahın, kendisini içinde bulunduğu vaziyetten ötürü boşamasından çekindiğinden, “Ya Resulallah! Ben günümü Ayşeye bağışlıyorum. Bu konuda serbestsin.” dedi. Resulallah bunu kabul etti. Bu konuda “Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse…” ayeti indi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Muhammed b. Ebu Musa anlattı. O Davud b. el-Husayndan, o el-Kasım b. Muhammedden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir sefere çıkacağı zaman eşleri arasında kura çekerdi. Kura benden başkasına çıktığında bu durum yüzündeki hoşnutsuzluktan anlaşılırdı. Seferden döndükten sonra benim yanıma gelmeden diğer eşlerine gitmezdi. Böylece günlerini taksim etmeye ilkin benimle başlardı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O Hişamdan, o da babasından, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın hiçbir günü yoktu ki, hanımlarının yanına gidip de hallerini sormasın. Yanlarında oturup da onlara dokunmasın ve öpmemiş olsun. Bu şekilde son ziyaret ettiği eşi, o gün yanında kalacağı eşiyse orada oturur, değilse kalkar giderdi. Ümmü Selemenin yanına gittiğinde onunla bir müddet yalnız kalırdı. Ben ve Hafsa birlik olmuştuk ve diğer kadınlarla da birlikte hareket ederdik. Bir defasında diğer eşlerinin yanına gidip (cinsel beraberliği kastederek), “Resulallah Ümmü Selemenin yanına gidip onunla yalnız kalıyor.” dedik. Resulallahın onun yanında neden kaldığını öğrenmek amacıyla gönderdiğimiz gözcüden durumu öğreninceye kadar bu durum bize ağır geliyordu. Resulallah Ümmü Selemenin yanına gidince ona hediye olarak gelmiş baldan bir miktar ikram etmişti. Resulallah balı severdi. Biz de, “Resulallahın hoş görmeyeceği bir şey yapalım ki, bir daha onun yanında uzun süre kalmasın.” dedik. Sonra da “Resulallahın, kendisine “Senden hoş olmayan bir koku geliyor.” denmesinden daha fazla rahatsız olacağı başka bir şey yoktur.” dedik ve bunu söylemeyi kararlaştırdık. Hanımlardan biri Ayşeye, “Senin yanına gelince Ağzından hoş olmayan bir koku var. dersin.” dedi. O da sana, “Ümmü Selemenin yanındaki baldan içtim.” diyecektir. Sen de “Herhalde bal arısı meşe ağacından emmiş.” dersin. Resulallah Ayşenin yanına gidip de ona yaklaşınca, “Sen bir şeyler yemişsin herhalde.” deyince Resulallah, “Ümmü Selemenin evinde bal yedim.” dedi. Ayşe, “Ya Resulallah! Herhale o balı yapan arı meşe ağacından emmiş.” deyince, Resulallah oradan ayrıldı ve Hafsanın yanına gitti. O da Ayşenin dediğini dedi. Bütün kadınlar aynı şeyi söyleyince bu durum Resulallaha ağır geldi ve Ümmü Selemenin yanına gidip de kendisine bal ikram edilince, “Onu benden uzaklaştır, ona ihtiyacım yok.” dedi. Ayşe [devamla] dedi ki: Allaha yemin olsun ki, büyük bir iş yaptığımızı anladık. Resulallahı sevdiği bir nimetten mahrum bırakmıştık. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Muhammed b. Ebu Musa anlattı. O Davud b. el-Husayndan, o da Abdullah b. Rafiden şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Selemeye, “Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını gözeterek Allahın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun?” ayetini sorduğumda bana şunu söylemişti: “Yanımda bir kavanoz süzme yayla balı vardı. Resulallah onu sever ve kaşıklardı. Ayşe ona, “Bal arısı meşe ağacından emmiş.” deyince Resulallah onu kendisine haram kıldı ve bunun üzerine ayet nazil oldu.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Abdülkerim b. Ebu Ümeyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Utbe b. Mesuda, “Resulallah neyi haram kıldı?” diye sorunca “Balı!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Muhammed b. Abdurrahman anlattı. O babasından, o da Amreden şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Seleme Ayşenin evindeyken ve Ayşe ölmek üzereyken Ümmü Selemenin şöyle dediğini işittim: “Allah sana merhamet etsin, senin bütün günahlarını bağışlasın ve beni cennette seninle tanış kılsın.” Ben de bunun üzerine, “Ey anneciğim o bal hadisesi nasıl olmuştu? Ayşe olayı bana anlatmıştı.” diye sorunca, Ümmü Seleme dedi ki: “Hadise sana anlattığı gibidir.” dedi. İbn Ebüz-Zinadın hadisinin aynısını Hişamdan, o babasından, o da Ayşeden rivayetle nakletmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o Muhammed b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamdan, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın eşleri bir hususu anlatması için Resulallahın kızı Fatımayı Resulallaha gönderdiler. O sırada Resulallah Ayşenin yanındaydı. Fatıma gelip “Ya Resulallah! Eşlerin beni sana, Ebu Kuhafenin kızı ile onların arasında adil davranmanı istediklerini haber vermem için gönderdiler.” deyince Resulallah, “Ey sevgili kızım! Sen de benim sevdiğimi sevmiyor musun?” dedi. Fatıma, “Tabii ki ya Resulallah!” dedi. Bunun üzerine “Bunu (istediğini) Ayşe için de iste!” dedi. Fatıma dedi ki: “Oradan ayrıldım ve Resulallahın eşlerinin yanına gittim. Durumu onlara haber verdiğimde, “Bize bir faydan olmadı, tekrar Resulallaha git.” dediklerinde ben, bu konuda Resulallah ile asla konuşmayacağımı söyledim. Bu sefer Zeynep bt. Cahşı gönderdiler. Zeynep izin isteyip de Resulallahın huzuruna girince, “Ya Resulallah! Eşlerin beni sana, Ebu Kuhafenin kızı ile onlar arasında adil davranmanı istediklerini haber vermem için gönderdiler.” dedi. Ayşe dedi ki: O esnada Zeynep bana döndü ve kötü sözler söyledi. Ben de Resulallaha, bana, ona karşılığını vermem için ne zaman izin verecek diye baktım. Resulallahın ona karşı galip gelmem hususunda bana tepki vermeyeceğini anladığımda Zeynebe döndüm ve ağzını açmasına bile fırsat vermedim. Resulallah bunun üzerine tebessüm edip, “Şüphesiz ki o, Ebu Kuhafenin kızıdır!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer ve Muhammed anlattılar. Onlar ez-Zühriden, o da Ali b. Hüseynden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın eşleri Fatıma bt. Resulallaha haber gönderip yanlarına çağırdılar. Ona, Resulallaha gidip Ebu Kuhafenin kızı ile onlar arasında adaletli davranmasını söylemesi için istekte bulundular. Fakat Fatıma günlerce beklediği halde bunu yapmadı ve Zeynep bt. Cahş o esnada yanına geldi.” [Ravi] dedi ki: “Zeynebden başka da Ayşeyle karşı karşıya gelebilecek kimse yoktu.” Zeynep bt. Cahş, Fatımayla konuşunca Fatıma bunu yapacağını söyledi. Resulallahın huzuruna girip, “Şüphesiz ki, eşlerin beni sana gönderip Ebu Kuhafenin kızı ile onlar arasında adaletli davranmanı söylememi istediler.” dedi. Resulallah, “Zeyneb mi seni gönderdi?” diye sorunca Fatıma, “Zeyneb ve diğerleri.” cevabını verdi. Bunun üzerine Resulallah, “Allaha yemin olsun ki, seni gönderen odur.” deyince Fatıma, “Evet!” dedi. O sırada Resulallah tebessüm etti. Fatıma da oradan ayrıldı ve Resulallahın eşlerinin yanına döndü. Onlara durumu haber verdiğinde Zeynep şunu söyledi: “Ey Resulallahın kızı! Bize bir faydan olmadı.” dedi. Diğer hanımlar da Zeynebe, “Sen git!” deyince, o da kalkıp gitti. Resulallahın huzuruna girmek için izin istedi. O esnada Resulallah “İşte Zeyneb!” dedi. Orada bulunanlar girmesi için izin verdiler. Zeyneb, “Ebu Kuhafenin kızının kollarının beyazlığını sana göstermesi yeter! Bizlerle onun arasında adil ol!” dedi ve Ayşeye dönüp kızdıracak şeyler söyledi. ez-Zühri dedi ki: Ben Ali b. el- Hüseyne, “Orada bulunanlar Ayşe ve Zeynep idi.” dedim. Ali b. el-Hüseyn dedi ki: “Ümmü Selemenin Resulallahın katında bir yeri ve sevgisi vardı. Allah onlara merhamet etsin.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. Bize Mahreme b. Bükeyr anlattı. O Ziyad b. Ebu Ziyaddan, o da İbn Kab el-Kuraziden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallaha günlerini eşleri arasında istediği şekilde paylaştırma hususunda genişlik tanınmıştı. Bu da Allahın şu sözüyle gerçekleşmiştir: “…Böyle yapman onların mutlu olmalarına daha uygundur…” Tabii ki onlar bunu Allah katından bildikleri zaman mutlu olacaklardır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O da Katadeden benzerini rivayet etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O Katadeden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah, tüm hanımlarına uğradıktan sonra gusül için geldiğinde ben de yıkanması için gusül suyunu dökerdim. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Sabitin mevlası Salim anlattı. O Ebu Caferin mevlası Salimden, o da Ebu Caferden benzerini rivayet etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muaviye b. Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Rafi anlattı. O babasından, o da Resulallahın mevlası olan ninesi Selmadan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir gecede dokuz hanımını dolaşırdı. Vefatı sırasında da bu hanımlar yanındaydı. Her bir hanımının yanından çıktığında Selmaya “Gusül için su hazırlayın.” derdi ve birinin yanından ayrılıp da diğerine gitmeden önce gusül alırdı. Ben, “Ya Resulallah! Bunun için bir gusül yetmez mi?” diye sorunca “Böyle yapmak daha iyi ve temizdir.” dedi.