Adı, Remle bt. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye b. Abdüşems olup annesi Safiyye bt. Ebül-as b. Ümeyye b. Abdüşemstir. Safiyye, Osmanın halasıdır. Onunla Harb b. Ümeyyenin müttefiki olan Ubeydullah b. Cahş b. Riyab b. Yamer b. Sabire b. Mürre b. Kebir b. Ganm b. Dudan b. Esed b. Huzeyme evlenmişti. Ubeydullahın ondan Habibe adında bir kızı oldu ve bu yüzden “Ümmü Habibe” diye künyelendi. Habibe, Davud b. Urve b. Mesud es-Sekafi ile evlendi. Ubeydullah b. Cahş, Ümmü Habibe ile birlikte ikinci Habeşistan hicretine katılmış, daha sonra orada İslamiyeti bırakıp hristiyan olmuş ve Habeşistanda ölmüştür. Ümmü Habibe İslam üzere kalmış ve hristiyanlıktan uzak durmuştu. Habeşistan hicretinde yanına kızı Habibe bt. Ubeydullah b. Cahşı da almış ve daha sonra onunla yine Mekkeye dönmüştü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer anlattı. O Osman b. Muhammed el- Ahnesiden şunu rivayet etti: Ümmü Habibe kızı, Habibeyi Habeşistana hicret etmeden evvel Mekkede dünyaya getirmişti. Abdullah b. Cafer şunu söylemiştir: İsmail b. Muhammed b. Sadın “Onu Habeşistanda dünyaya getirdi.” dediğini işittim. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: Bana Ebu Bekir b. İsmail b. Muhammed b. Sad haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ben Mekkeden çıkarken o hamile idi ve çocuğunu Habeşistanda doğurdu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Amr b. Züheyr anlattı. O İsmail b. Amr b. Said b. el-astan, o da Ümmü Habibeden şöyle dediğini rivayet etti: Rüyamda eşimin yüzünün kötü bir şekle girdiğini gördüm. Çirkinleşmişti ve ben bundan oldukça korktum. Kendi kendime, “Allaha yemin olsun ki, durumunda bir değişiklik var.” dedim. O sabah eşim bana, “Ya Ümmü Habibe! Din konusunu düşündüm. hristiyanlıktan daha hayırlı bir din görmedim. Bu sebeple hristiyanlığı kabul ettim. Sonra Muhammedin dinine girdim. Fakat daha sonra onu bırakıp yine hristiyanlığa girdim.” dedi. Ben, “Bu senin için hayırlı bir şey değil!” dedim. Ona gördüğüm rüyayı anlattım, fakat hiç aldırış etmedi. Kendini tamamen içkiye verdi ve o şekilde öldü. Rüyamda onun bana, “Ey Müminlerin annesi!” diye seslendiğini gördüm. Çok korkmuştum. Fakat daha sonra bunu Resulallahın benimle evleneceği şeklinde tevil ettim. Çok geçmemişti ki, iddetim bitince kapımda Necaşinin hizmetlerini gören onun elbise ve güzel kokularından sorumlu, Ebrehe adındaki cariyesi kapımda belirdi. Onu Necaşi göndermişti ve içeri girmek için izin istedi. Sonra şunu söyledi: Necaşi, “Resulallah bana, seni onunla evlendirmem için mektup yazmış.” diyor. Hizmetçi kadın bu sözlerden sonra “Allah seni en hayırlısı ile müjdeledi.” dedi. Sonra da kralın benden evlenme hususunda vekalet istediğini belirtti. Ben de Halid b. Said b. el-ası vekil kıldığımı haber gönderdim. Bunu Halide bildirdim ve onu vekil tayin ettim. Ebreheye getirdiği müjdeden dolayı, iki gümüş bilezik ve ayaklarımda bulunan iki halhalı, ayrıca birkaç gümüş yüzük verdim. Akşam olunca Necaşi, Cafer b. Ebu Talib ve diğer Müslümanların gelmesi için haber saldı. Geldiklerinde Necaşi şu konuşmayı yaptı: “Mukaddes olan, esenlik veren, güven verip gözeten, Aziz ve Cebbar olan Mülk Sahibi Allaha hamdolsun. Şehadet ederim ki, Allahtan başka ilah yoktur. Muhammed onun kulu ve elçisidir. O, İsa b. Meryemin müjdelediği kimsedir. Evet… Şüphesiz ki Resulallah bana, kendisini Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan ile evlendirmem için haber saldı. Ben de onun benden istediği talebi yerine getiriyor ve Ümmü Habibeye 400 dinar mihr veriyorum.” Necaşi daha sonra dinarları insanların önüne döktü. O sırada Halid b. Said söz aldı ve şunu söyledi: “Allaha hamd eder, Ondan yardım dilerim. Şehadet ederim ki, Allahtan başka ilah yoktur. Muhammed onun kulu ve elçisidir. Onu hidayet ve hak üzere göndermiştir. Müşrikler kötü görse de bütün dinlere karşı muzaffer olsun diye göndermiştir. Ben, Resulallahın istediği hususa icabet ediyor ve onu Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan ile evlendiriyorum. Allah (c) Resulallaha mübarek kılsın!” Dinarlar Halid b. Said b. el-asa verildi, o da teslim aldı. Orada bulunanlar kalkmak istedikleri sırada Halid şunu söyledi: “Oturunuz, çünkü evlendiklerinde yemek vermek peygamberlerin sünnetindendir.” dedi ve yemek getirildi. Yemekten sonra da dağıldılar. Ümmü Habibe dedi ki: Gönderilen eşyalar bana ulaşınca, bana müjdeyi getiren Ebreheye müjdeliğini gönderim. Ona, “Verdiklerim senindir, senin bana müjde getirdiğin sırada elimde vereceğim bir şey yoktu. Bunları al ve kendin için harca!” dedim. Fakat Ebrehe bundan kaçındı. Bunun üzerine ben de o eşyalardan bir miktar aldım ve geriye kalanları almasını söyledim. O da “Ben Necaşinin elbise ve süründüğü kokularına bakmakla yükümlü olduğum halde seni hiçbir şeyden mahrum bırakmamam konusunda ona söz verdim. Ben de Muhammedin dinine tabi oldum. Allah için Müslüman oldum. Kral, hanımlarına yanlarında ne kadar koku varsa sana göndermeleri için emir verdi.” dedi. Ertesi gün Ebrehe bana öd ağacı, anber ve misk getirdi. Ben de bunların hepsini Resulallaha takdim ettim. Resulallah bunları benim üzerimde görürdü de ses çıkarmazdı. Daha sonra Ebrehe yanıma geldi ve bir ihtiyacının olduğunu söyleyip Resulallaha selamını götürmemi ve onun dinine tabi olduğunu bildirmemi talep etti. Bana karşı oldukça hürmetkar davrandı ve benim çeyizimi düzen kimse de o idi. Yanıma her girdiğinde de “Senden istediğim şeyi unutma.” derdi. Ben Resulallahın yanına döndüğümde evlilik sürecini ve Ebrehenin benim için yaptıklarını anlattığımda tebessüm etti. Ona Ebrehenin selamını ilettiğimde de “Allahın selamı, rahmet ve bereketi onun da üzerine olsun.” karşılığını verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İshak b. Muhammed anlattı. O Cafer b. Muhammedden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Amr b. Ümeyye ed-Damriyi Necaşiye gönderdi. Necaşi, Resulallah adına Ümmü Habibeye evlilik teklifi götürdü. Ümmü Habibe daha önce Ubeydullah b. Cahşın nikahı altındaydı. Necaşi onu Resulallah ile evlendirdi ve kendi yanından, Resulallah adına Ümmü Habibeye 400 dinar da mihr verdi. Ebu Cafer dedi ki: Abdülmelik b. Mervanın kadınların mihrinin [üst sınırını] dört yüz dinar olarak belirlemesinin gerekçesinin bundan başka bir şey bilmiyoruz. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Salih anlattı. O da asım b. Ömer b. Katadeden şöyle dediğini rivayet etti. Ayrıca [Muhammed b. Ömer] dedi ki: bana Abdurrahman b. Abdülaziz anlattı. O da Abdullah b. Ebu Bekir b. Hazmdan rivayet etti. [Senet zincirlerindeki son raviler] dediler ki: Ümmü Habibeyi evlendiren ve onu Ümmü Habibeye vekaleten Halid b. Said b. el-as b. Ümeyye b. Abdüşemsten isteyen Necaşi idi. Bu evlilik hicri 7. senede gerçekleşmişti. Ümmü Habibenin Medineye geldiği sırada yaşı otuzu geçmişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Abdülaziz anlattı. O da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Habibeyi Resulallaha göndermek için hazırlayan Necaşi idi ve onu Şürahbil b. Hasene ile gönderdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Cafer anlattı. O da Abdülvahid b. Ebu Avndan şöyle dediğini rivayet etti: Kızı Ümmü Habibenin Resulallah ile evlendiği haberi Ebu Süfyan b. Harbe ulaşınca [Peygamber için], “O artık bir kahramandır, kimsenin gücü ona yetmez.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Süheyl anlattı. O Muhammed b. es-Saibden, o Ebu Salihten, o da Mümtehine suresi yedinci ayete dair İbn Abbastan şunu rivayet etti: “Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir.” ayeti Resulallah, Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan ile evlenince nazil olmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdullah anlattı. O da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Mekke üzerine sefere çıkmak istediği sırada Ebu Süfyan b. Harb Medineye gelerek Resulallahın yanına gitmiş ve Hudeybiye Musalahası kararlarının süresini uzatma talebinde bulunmuştu. Fakat Resulallah bunu kabul etmedi. O esnada kalkıp kızı Ümmü Habibenin yanına gitti. Resulallahın yatağına oturmak isteyince Ümmü Habibe yatağı dürüp kaldırdı. Bunun üzerine Ebu Süfyan “Ey kızcağızım! Yatağı mı bana layık görmedin, yoksa beni mi yatağa?” diye sorunca Ümmü Habibe, “Bu Resulallahın yatağıdır ve sen necis bir müşriksin.” karşılığını verdi. Ebu Süfyan da “Ey kızcağızım! Benden sonra sana kötülük bulaşmış.” dedi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Şihab anlattı. O İbn Ebu Leyladan, o Nafiden, o da Safiyyeden şunu rivayet etti: Ümmü Habibe babası Ebu Süfyan vefat ettikten birkaç gün sonra güzel kokular getirip kendi kollarına ve yanaklarına sürmüş ve şöyle demiştir: Bunu yapmazdım; ancak Resulallahtan şunu duydum: “Müslüman bir kadının kocası hariç, diğer ölmüşlerine üç günden fazla yas tutması helal değildir. Kocası içinse dört ay on gün yas tutar (iddetini bekler).” Bize ed-Dahhak b. Mahled eş-Şeybani Ebu asım en- Nebil haber verdi. O da İbn Cüreycden şöyle dediğini rivayet etti: Bana Ata haber verdi; dedi ki: Bana İbn Şevval şunu haber verdi: Ümmü Habibe, Resulallahın kendisine gece vaktinde insanlarla beraber bir araya gelmemesini emrettiğini haber verdi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Resulallah Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyana Hayber ganimetlerinden seksen vesk hurma ve yirmi vesk de arpa vermişti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O Abdülmecid b. Süheylden, o da Avf b. Haristen şöyle dediğini rivayet etti: Ayşeden şunları dediğini işittim: Resulallahın eşi Ümmü Habibe, vefatı sırasında beni yanına çağırdı ve şunu söyledi: “Bizimle Resulallahın diğer eşleri arasında bir şeyler yaşanmış olabilir. Allah seni de beni de yaşananlardan dolayı bağışlasın.” Ben de “Allah seni de olanlardan dolayı bağışlasın. Seni bunlardan kurtarsın ve temize çıkarsın” dedim. Bunun üzerine Ümmü Habibe “Beni mesrur ettiğin için Allah da seni mesrur kılsın.” karşılığını verdi. Ümmü Habibe daha sonra Ümmü Selemeye haber gönderdi ve aynı şeyleri onun için de söyledi. Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti zamanında hicri 44 senesinde vefat etti.