Adı, Hind bt. Ebu Ümeyyedir. Ebu Ümeyyenin ismi Süheyl Zadür-rekb b. el-Muğire b. Abdullah b. Ömer b. Mahzumdur. Annesi atike bt. amir b. Rebia b. Malik b. Alkame Cidlüt-tıan b. Firas b. Ganm b. Malik b. Kinanedir. Onunla Ebu Seleme evlenmişti. Ebu Selemenin adı, Abdullah b. Abdülesed b. Hilal b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum olup Ümmü Seleme ile beraber her iki Habeşistan hicretine de iştirak etmiştir. Orada Zeynep bt. Ebu Seleme dünyaya gelmiştir. Daha sonra da Seleme, Ömer ve Dürre adlı çocukları olmuştur. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ömer b. Osman anlattı. O Abdülmelik b. Ubeydden, o Said b. Abdurrahman b. Yerbudan, o da Ömer b. Ebu Selemeden şunu rivayet etti: Babam Uhud savaşına çıkmıştı. Ebu Seleme el-Cüşemi babamın koluna okla saldırdı. Babam bir ay boyunca süren bir tedaviden sonra iyileşir gibi oldu. Resulallah babamı hicretin üzerinden 35 ay geçmişti ki Muharrem ayında Katana bir seriyyeye gönderdi. Yirmi dokuz gün devam ettikten sonra geri döndü. Hicretin 4. yılında Safer ayının sekizinde Medineye girdi. Yarası tekrar kötüleşti ve bu yaradan dolayı hicretin 4. senesinde Cemaziyelevvel ayının sekizinde vefat etti. Annem iddet bekledi. Hicretin 4. yılı Şevval ayının bitimine on gün kala iddeti bitince Resulallah Şevval ayının son günlerinde onunla evlendi. Ümmü Seleme, hicretin 59. senesinde Zilkade ayında vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mücemmi b. Yakup anlattı. O Ebu Bekir b. Muhammed b. Ömerden, o Ebu Selemeden, o babasından, o da Ümmü Selemeden şunu rivayet etti: Resulallah bana, “Şayet bir musibetle karşılaşırsan şunu söyle: Allahım! Bana bu musibetin ecrini ver ve ardında da ondan hayırlısını ver!” Çok geçmemişti ki, ben bunu Ebu Selemenin öldüğü günde söyledim. Ardından da “Ebu Seleme gibisini bulabilir miyim?” dedim. Fakat Allah (c) bana Ebu Selemeden daha hayırlısını verdi. Bize Yezid b. Harun haber verdi. O da Abdülmelik b. Kudame el-Cümahiden rivayet etti; dedi ki: Bana babam anlattı. O Resulallahın eşi Ümmü Selemeden, o da Ebu Selemeden kendisine, Resulallahtan şunu söylediğini işittiğini rivayet etti: “Başına bir musibet gelen ve bu sayede Allahın, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allaha aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz. sözüne sığınan ve “Allahım! Bu musibetten bana bir ecir ve ondan daha hayırlısını ver.” diyen hiçbir kul yoktur ki, Allah (c) o musibetten dolayı onu mükafatlandırmamış ve ondan hayırlısını kendisine vermemiş olsun.” [Ümmü Seleme dedi ki:] Ebu Seleme vefat ettiğinde, onun Resulallahtan rivayetle bana anlattığını hatırladım. “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allaha aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz. Allahım! Bu musibetten bana bir ecir ve ondan daha hayırlısını ver!” Allah (c) bana o musibetten dolayı ecir verdi ve bana ondan daha hayırlısını verdi. Musibet anında “Allah bana Ebu Selemeden daha hayırlısını mı verecek?” demiştim. Ben musibetten dolayı Allahtan bana ecir vermesini dilerken Allah (c) bana Ebu Selemeden daha hayırlısını verdi. Bize Ahmed b. İshak el-Hadrami haber verdi; dedi ki: Bize Abdülvahid b. Ziyad anlattı; dedi ki: Bize asım el- Ahvel anlattı. O da Ziyad b. Ebu Meryemden şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Seleme, Ebu Selemeye dedi ki: “Duyduğuma göre hiçbir kadın yoktur ki, kendisi de, kocası da cennetlik olduğu halde kocası ölür de ondan sonra evlenmezse Allah (c) onları cennette bir araya getirir. Bir kadın ölür de kocası geride kalır evlenmezse bu durum aynı şekilde geçerlidir. Gel seninle ahitleşelim, kim ölürse geride kalan evlenmesin.” Ebu Seleme, “Bana itaat edecek misin?” diye sorunca ben de, “Bana neyi emredersen ona itaat edeceğim.” dedim. O da “Ben öldükten sonra evlen.” dedi ve ardından şu duayı yaptı: “Allahım! Benden sonra benden daha hayırlı, onu üzmeyecek ve ona eziyet vermeyecek birisini kendisine nasip et!” Ebu Seleme ölünce, “Bana Ebu Selemeden daha hayırlı olacak olan genç kimdir acaba?” dedim. Bir müddet sonra Resulallah Ümmü Selemenin yeğenine, oğluna veya velisine gidip onu istedi. Ümmü Seleme bu durumda, “Ya Resulallahın isteğini geri çevireceğim ya da çolukçocuğumla ona gideceğim.” dedi. Ümmü Seleme ertesi gün olunca aynı şeyi dedi. Sonra velisine “Şayet Resulallah gelirse evlendir.” dedi. Resulallah da Ümmü Seleme ile evlendi. Bize Ebu Muaviye ed-Darir ve Ubeydullah b. Musa haber verdiler; dediler ki: Bize el-Ameş anlattı. O Şakikten, o da Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah şöyle buyurdu: “Bir cenazeyle karşılaştığınızda onun hakkında hayır söyleyin. Çünkü melekler sizin söylediklerinize amin derler.” Ebu Seleme öldüğünde Resulallaha gittim ve “Ya Resulallah! Ebu Seleme öldü. Onun ardından nasıl sözler söyleyeyim?” diye sorunca, o da şunu dedi: “Allahım beni de onu da başığla! Onun ardından bana daha hayırlı birini nasip et!” de. Ebu Muaviye, “Onun ardından bana iyi olanı gönder.” demiştir. Ubeydullah “Salih olanı gönder.” demiştir. Ümmü Seleme demiştir ki, “Ey Allahım! Bana ondan sonra ondan hayırlı olanı gönder.” dedim. O da Resulallahtır. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes anlattı. O Rebia b. Ebu Abdurrahmandan, o da Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın şöyle dediğini işittim: “Kimin başına bir musibet gelir de Allahın ona emrettiği şekilde, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allaha aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz. der ve ardından da Allahım! Bu musibetten bana bir ecir ve ondan daha hayırlısını ver. derse Allah (c) bunu gerçekleştirir.” Ümmü Seleme dedi ki: “Ne zaman ki Ebu Seleme öldü, ben de “Ebu Selemeden daha hayırlı kim olabilir ki?” diye sordum. Sonra [Allah Resulünün tavsiye ettiği duayı] söyledim.” Allah (c) da Ebu Selemenin ardından ona Resulünü nasip etti.” Resulallah da onunla evlendi. Bize Muhammed b. Musab el-Karkasani haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Meryem anlattı. O da Damre b. Habibeden şunu rivayet etti: Resulallah Ebu Selemenin ölümü dolayısıyla Ümmü Selemeye taziyede bulundu ve şu duayı etti: “Allahım! Onun hüznünü gider, başına gelen musibeti kaldır ve ona daha hayırlı birini nasip et!” Allah (c) onun hüznünü giderdi, musibeti kaldırdı ve ona daha hayırlı birini nasip etti. Onu Resulallah ile evlendirdi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Sabit el-Bünani, anlattı; dedi ki: Bana Minada İbn Ömer b. Ebu Seleme anlattı. O da babasından şunu rivayet etti. Ümmü Seleme dedi ki: Ebu Seleme Resulallahın şöyle dediğini söyledi: “Sizden birinin başına bir musibet gelirse, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allaha aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz. Allahım! Bu musibet senin katındandır ve bundan dolayı beni mükafalatlandır! Bunu benim için daha hayırlısıyla değiştir! desin.” Ebu Seleme vefat edeceği sırada, “Allahım! Ailem için hayırlı bir halef nasip et!” dedi. Ebu Seleme vefat edince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allaha aidiz ve şüphesiz Ona döneceğiz. Allahım! Bu musibet senin katındandır ve bundan dolayı beni mükafalatlandır!” dedim. “Bu musibeti benim için daha hayırlısıyla değiştir!” demek istedim; ancak “Ebu Selemeden daha hayırlı kim vardır?” diye sordum. Bunu söylemeye devam ettim.” Ümmü Selemenin iddeti bitince Ebu Bekir onunla evlenmek istedi; fakat o reddetti. Daha sonra Ömer onunla evlenmek istedi; onu da reddetti. Resulallah ona evlenme teklifi gönderince “Resulallaha da onun elçisine de hoş geldinler olsun.” dedi. Sonra da gelen elçiye “Resulallaha, benim çok kıskanç ve çok çocuğu bulunan bir kadın olduğumu, bana şahitlik edecek bir velimin de bulunmadığnı bildir.” dedi. Bunun üzerine Resulallah ona şu haberi gönderdi: “Ben çok çocuğu olan biriyim. sözüne gelince, Allah, sana ve çocuklarına yeter! Ben kıskanç bir kadınım. sözüne gelince Allahtan, bunu gidermesi için duada bulunacağım. Veliler hususuna gelince hazırda olan ve olmayan herkes benimle evlenmene razı olacaktır.” Bu sözler üzerine Ümmü Seleme, “Ey Ömer! Kalk, Resulallahı evlendir” dedi. Resulallah da “Bana gelince, senin falanca kız kardeşine verdiğim şeyleri senden kısmayacağım. Bunlar bir takım el değirmeni, iki testi ve içi hurma lifiyle dolu deriden bir yastıktır.” dedi. Resulallah onun yanına gelirdi ve bir defasında yanına geldiğinde Ümmü Seleme (bebeği) emzirmek için odaya aldı. Resulallah utangaç ve saygılı biriydi ve o anda haya edip geri döndü. Bunu durum defalarca oldu. Bir gün Resulallah geldiğinde Ammar da geldi. O, Ümmü Selemenin anne-bir kardeşiydi. Ümmü Selemenin yanına girdi ve bebeği odasından aldı ve “Kendisiyle Resulallaha eziyet verdiğin şu çirkini bırak” dedi. Resulallah odaya girip gözlerini gezdirerek “Zünab nerede?” diye sorunca Ümmü Seleme “Ammar gelip onu aldı” dedi. Bunun üzerine Resulallah eşiyle gerdeğe girdi ve “İstersen diğer kadınların yanında yedi gün kaldığım gibi senin de yanında yedi gün kalırım” dedi. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hayyan et-Teymi haber verdi. O da Habib b. Ebu Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Seleme dedi ki: Ebu Selemeden sonra iddetim dolunca Resulallah bana geldi ve perde arkasından benimle konuşup evlenmek istediğini söyledi. Ben de “Ya Resulallah! Benden ne istersin? Benim böyle söylemem kendimi sana layık görmediğimdendir. Ben yaşı geçmiş bir kadınım. Yetimlerim var, onlara annelik yapıyorum ve ben aşırı kıskanç bir kadınım. Senin zaten eşlerin var.” dedim. Bu sözler üzerine Resulallah “Evlenmekten çekinme! Bana söylediğin kıskançlığa gelince, Allah onu giderecektir. Yaşın meselesine gelince ben yaşça senden büyüğüm. Yetimlerine gelince onlara bakmak Allah ve Resulüne aittir.” dedi. Ben de ona izin verdim ve o da benimle evlendi. Gece olunca evlilik hazırlıklarına başladık. Gündüzün ilk saatlerinde el değirmenini aldım ve aile fertleri için arpa, Resulallah içinde buğday öğüttüm ve bunu ona ayırdım. Bir miktar da iç yağı ayırdım. Resulallah bize gelince kendisine yemek takdim edildi. O da yemekten nasibini aldı. Resulallah o geceden sonra sabaha erdiğinde, “Ailen üzerine senin sayende bir saygınlık indi. Senin onlar katında bir değerin var. İstersen bu şekilde bir gece kalayım, istersen bunu yediye çıkarıp yedi gece kalayım. Şayet sende yedi gece kalırsam diğer hanımların yanında da yedişer gece kalırım. Ne dersin?” diye sorunca ben de “Ya Resulallah! Nasıl istersen öyle yap!” dedim. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el- Esedi haber verdiier dediler ki: Bize Abdülvahid b. Eymen anlattı; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam anlattı; dedi ki: Resulallah Ümmü Selemeye evlilik teklifi götürdü. Ona, “Seni evlenmekten men eden nedir ey Ümmü Seleme?” deyince, o da “Üç husustan dolayı” dedi ve şunları ekledi: “Yaşım ilerlemiş bulunuyor, ayrıca çocuklarıma bakıyorum ve ben kıskanç biriyim.” Bu sözler üzerine Resulallah “Kıskançlık meselesine gelince onu senden giderinceye kadar Allaha duada bulunacağız. Yaşın hususuna gelince, ben senden yaşça büyüğüm. Çocukların için de Allah ve Resulü kefildir.” dedi. Ümmü Seleme onunla nikah kıydı. Onun evine gider gelirdi; fakat ona dokunmazdı, çünkü o çocuk emziriyordu. Bir gün Ammar b. Yasir geldi ve “Resulallahın ailesini meşgul eden şu kız çocuğunu ver bakayım!” dedi. Ammar, çocuğu aldı ve Kubaya süt annede emzirtmek için götürdü. Resulallah içeri girdi ve “Zünab nerede?” diyerek bebeği sordu. O esnada Ümmü Selemenin yanında oturan bir kadın, Ammarın onu emzirtmek için götürdüğünü söyledi. Resulallah “Yarın günleri bölüşeceğiz.” dedi. Ertesi gün Resulallah Ümmü Selemenin yanındayken çıkmak üzere olduğu sırada, “Ey Ümmü Seleme! Senin ailen katında bir saygınlığının olduğunu biliyorum. Şimdi yedi günümü sende geçirirsem daha önce yapmadığım bir şeyi yapmış olurum. Çünkü hiçbir eşime yedi günümü ayırmadım. Şayet sana yedi günümü ayırırsam onlara da ayırmam icab eder.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. el-Gasil anlattı; dedi ki: Bana teyzem Sükeyne bt. Hanzale anlattı. O da Ebu Cafer Muhammed b. Aliden şunu rivayet etti: Resulallah, Ebu Seleme vefat edince Ümmü Selemenin yanına gitmiş ona, Allahın Ebu Selemeye verdiklerinden, ona nasip ettiklerinden ve onu ne ile tafdil ettiğinden bahsetmişti. Bunu o kadar uzun anlattık ki o sırada elini koyduğu hasır elinde iz bırakmıştı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer anlattı. O, Osman b. Muhammed el- Ahnesiden, o Abdurrahman b. Said b. Yerbudan, o da Ümmü Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah benimle evlenmek istediğinde şunu söyledim: “Bende Resulallah ile evlenmemi engelleyen bazı özellikler var. Ben yaşı ilerlemiş bir kadınım, yetimlerim var ve ben gerçekten aşırı kıskanç bir kadınım.” Resulallah bana şu haberleri gönderdi: “Senin, yaşı ilerlemiş bir kadınım sözüne gelince, ben senden yaşça daha büyüğüm. Bir kadın için de kendisinden yaşça daha büyük biriyle evlenmesi ayıp sayılacak bir durum değildir. Senin yetimlerine gelince onlara bakmak Allah ve Resulüne aittir. Senin aşırı kıskanç olma konusundaki sözüne gelince Allahtan, onu gidermesi için duada bulunacağım.” Resulallah benimle evlendi ve beni “Miskinlerin Annesi [Ümmül-mesakin]” diye bilinen ve vefat etmiş olan Zeynep bt. Huzeymenin evine aldı. Orada bir testi içinde bir miktar arpa, bir takım el değirmeni, bir çömlek ve tencere gördüm. Tencerede koyun kemiği vardı. Arpayı alıp da öğüttükten sonra içine kemikleri de atıp tencereye koydum. İşte bu Resulallah ve ailesinin düğün yemeğiydi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Kesir b. Zeyd anlattı. O da el-Muttalib b. Abdullah b. Hantabdan şöyle dediğini rivayet etti: Arapların dul kalmış kadını, Müslümanların efendisinin evine girdiği ilk akşam, gecenin bitimine doğru un öğütüp yemek yapmıştı. İşte bu Ümmü Seleme idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mücemmi b. Yakup anlattı. O Ebu Bekir b. Muhammed b. Ömer b. Ebu Selemeden, o da babasından şunu rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile evlenmek istediğinde onu, oğlu Ömer b. Ebu Selemeden istedi. O da Resulallahı Ümmü Seleme ile evlendirdi. O sırada Ömer küçük yaşta bir çocuktu. Bize Muhammed b. Ömer ve Man b. İsa haber verdiler; dediler ki: Bize Enes b. Malik, anlattı. O Abdullah b. Ebu Bekir b. Hazmdan, o Abdülmelik b. Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamdan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile gerdeğe girdiği gecenin sabahında şunu söylemişti: “Sen ailen nazarında saygın birisin. Şayet dilersen sana yedi gece ayırır, diğer hanımların yanında da yedi gece kalırım. Şayet dilersen bunu üç gece olarak yapar ve günleri aranızda döndürürüm.” Ümmü Seleme bunu üç gece olarak kabul etti. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Şubeden, o da el- Hakemden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile evlendiğinde onun yanında üç gece kaldı ve “Şayet dilersen senin yanında yedi gece kalırım. Eğer sende yedi gece kalırsam diğer hanımlarımın yanında da yedi gece kalırım?” diye sormuştu. Şube, Hakeme “Bunu nereden işittin?” diye sorunca, o da “Bu, Hicazlıların bildiği bir haberdir.” cevabını vermiştir. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, o Abdullah b. Ebu Bekirden, o da Abdülmelik b. Ebu Bekirden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile evlenince onun yanında üç gece kalmış ve “Senin ailen nazarında bir değerin var. Şayet dilersen sana yedi gece ayırır, diğer hanımların yanında da yedi gece kalırım. Şayet dilersen bunu üç gün olarak yapar ve günleri aranızda döndürürüm.” demişti. Bize Enes b. İyad el-Leysi haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Humeyd b. Abdurrahman b. Avf anlattı. O da Abdülmelik b. Ebu Bekir b. el-Haris b. Hişam şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme bt. Ebu Ümeyye ile evlenince onun yanında üç gece kaldı ve günleri eşleri arasında paylaşmak istedi. O sırada Ümmü Seleme Resulallahın elbisesinden tutunca Resulallah şunu söyledi: “Sen istemedin, şayet artırmamı isteseydin arttırırdım. Fakat onlara da aynı hakkı verirdim.” Resulallah sonra şöyle dedi: “Dullara üç, bakirelere ise yedi gün vardır.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer anlattı. O Abdülvahid b. Ebu Avndan, o da Salih b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avftan şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Seleme, Ebu Selemeden olan çocuğunu emzirdiği sırada Resulallah yanına girmiş ve o esnada orada bulunan Ammar b. Yasir “Şu kumral saçlı, Resulallahın, ailesine yanaşmasına engel oluyor!” demiş ve alıp emzirtmişti. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize İbn Cüreyc anlattı; dedi ki: Bana Habib b. Ebu Sabit haber verdi. Abdülhamid b. Abdullah b. Ebu Amr ve el-Kasım b. Muhammed b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamın kendisine Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişamın şunu haber verdiğini işittiklerini haber verdiler: Resulallahın eşi Ümmü Seleme kendisine şunu haber vermiş: Medineye gelip kendisinin Ebu Ümeyye b. el-Muğirenin kızı olduğunu söyleyince Medineliler onu yalanladılar ve “Ne de yalancı yabancılar!” dediler. Hatta bazı kimseler hacca gittikleri sırada ona, “Sen ailene bir yazı yazmaz mısın?” deyip onun söylediğinin gerçekliğini öğrenmek istediler. O da onlarla beraber bir yazı gönderdi ve Medineliler dönüp de onu tasdik ettiklerinde Ümmü Selemeye gösterilen ihtiram daha da arttı. Ümmü Seleme şunu anlattı: Ben Zeynebi doğurunca Resulallah gelip beni istedi. Ben de “Benim gibi biri evlenmeyi ne yapacak? Çocuğum olmaz, aşırı kıskanç biriyim ve de çocuklarım var!” deyince, Resulallah “Ben senden yaşça büyüğüm, aşırı kıskançlığı da Allah (c) senden giderecektir. Çocuklarına gelince onlara bakmak Allah ve Resulüne aittir.” sözlerini söyledi. Resulallah onunla evlendi. Yanına gelir ve “Zünab nerede?” diye sorardı. Bu durum Ammarın gelip onu almasına kadar devam etti. Ammar onu aldı ve “Bu, Resulallaha engel oluyor.” dedi. O sıralarda Ümmü Seleme onu emziriyordu. Yine bir defasında Resulallah gelip de “Zünab nerede?” diye sorunca, Ümmü Seleme “Kureybe bt. Ebu Ümeyye, yanında tutuyor. Onu oraya Ammar götürdü.” dedi. Bunun üzerine Resulallah, “Size geceleyin geleceğim.” dedi. Ümmü Seleme şunları anlatıyor: “Ben de el değirmenimi alıp çuvaldan bir miktar arpa çıkardım ve biraz da iç yağı alıp içine kattım. Bu yemeği ona götürdüm. Daha sonra Resulallah geceleyip de sabaha varınca, “Senin ailen katında bir saygınlığın var, şayet istersen sende yedi gece kalır ve diğer hanımlarda da yedi gece kalırım.” dedi. Bize Ali b. Abdullah b. Cafer haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Said anlattı; dedi ki: Bize Süfyan anlattı; dedi ki: Bana Muhammed b. Ebu Bekir b. Hazm anlattı; dedi ki: Bana Abdülmelik b. Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el- Haris b. Hişam anlattı. O babasından, o da Ümmü Selemeden şunu rivayet etti: Ümmü Seleme Resulallah ile evlenince onun yanında üç gün kaldı. Sonra, “Senin ailen katında bir değerin var. Şayet dilersen sende yedi gece kalır ve böylece diğer hanımlarımın yanında da yedi gece kalırım.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o da Hind bt. el-Haris elFirasiyyeden şunu rivayet etti: Resulallah şunu söyledi: “Şüphesiz ki Ayşenin yanında bir yerim var ve benden başkası oraya yerleşmiş değildir.” Resulallah Ümmü Seleme ile evlenince, kendisine bu yer sorulduğunda Resulallah ses çıkarmadı. O anda anlaşıldı ki o yere Ümmü Seleme yerleşti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O Hişam b. Urveden, o babasından, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile evlenince insanların onun güzelliğinden bahsetmelerinden dolayı çok üzülmüştüm. Sakinleşip de onu görmek için gittiğimde bana anlatılandan da güzel olduğuna şahit oldum. Bu durumu Hafsaya anlattım.” -Hafsa ile Ayşe birlikte hareket ederlerdi.- Hafsa, “Hayır! Allaha yemin olsun ki, bu ancak bir kıskançlıktır. O, onların dediği kadar değildir.” dedi. Ben onun Ümmü Selemeyi görmesini temin ettim. Onu görünce de “Onu gördüm ve kesinlikle senin dediğin gibidir. Gerçekten de güzeldir.” dedi. Onu daha sonra da gördüm. Yemin olsun ki, Hafsanın dediği gibiydi. Fakat ben hala kıskanıyordum. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr anlattı. O Muhammed b. İshaktan, o Abdullah b. Ebu Bekirden, o babasından, o Abdülmelik b. Ebu Bekir b. el-Haris b. Hişam el-Mahzumiden, o da babasından şunu rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile Şevval ayında evlendi ve Şevvalde de gerdeğe girdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ömer b. Osman b. Abdülmelik b. Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam anlattı. O babasından şunu rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile Şevvalde gerdeğe girdi. Bize Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Ezraki el-Mekki haber verdi; dedi ki: Bana Müslim b. Halid anlattı. O Musa b. Ukbeden, o annesinden, o da Ümmü Külsumden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ümmü Seleme ile evlenince ona, “Şüphesiz ki ben Necaşiye bir miktar misk ve kumaş hediye etmiştim. Şimdi ise onun öldüğünü ve hediyelerin bana iade edileceğini düşünüyorum. Hediyeler bana geri geldiğinde onlar senindir.” dedi. Resulallahın dediği gibi oldu. Necaşi öldü ve hediyeler Resulallaha iade edildi. Resulallah her bir eşine bir ukıyye verdi. Geri kalan miski ve kumaşı da Ümmü Selemeye verdi. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb el-Harisi haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer ez-Zühri anlattı. O Hişam b. Urveden, o da babasından şunu rivayet etti: Resulallah Ümmü Selemeye Kurban bayramı sabah namazını Mekkede kılmasını emretti. Resulallahın kalma sırası ondaydı. Resulallah Ümmü Selemenin kendisiyle birlikte hareket etmesini istedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Ebüz-Zinad anlattı. O da Abdurrahman b. el-Haristen şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın bir seferinde kendisine Safiyye bt. Huyey ve Ümmü Seleme eşlik etmişlerdi. Resulallah Ümmü Selemenin hevdeci zannederek Safiyyenin hevdecine gitmişti. Kalma sırası da o gün Ümmü Selemenindi. Resulallah Safiyye ile konuşurken o esnada Ümmü Seleme aniden geldi. Resulallah, konuştuğu kimsenin Safiyye olduğunu anladı. Resulallah Ümmü Selemenin yanına varınca, “Sen Allahın elçisi olduğun halde benim sıramda gider o Yahudi kızıyla konuşursun, öyle mi?” dedi. Fakat bu sözlerinden dolayı sonradan pişman oldu. Ondan dolayı hep istiğfarda bulunurdu. Resulallaha, “Ya Resulallah! Benim için istiğfarda bulun. Çünkü beni buna sevk eden ancak kıskançlık idi.” dedi. Muhammed b. Ömer şöyle demiştir: Resulallah Ümmü Selemeye Hayber ganimetlerinden seksen vesk hurma ve yirmi vesk de arpa vermiştir. Bunun buğday olduğu da söylenmiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Nafi anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın eşi Ümmü Seleme hicri 59 senesinde vefat etti. Cenaze namazını Ebu Hüreyre, Bakide kıldırdı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O İbn Cüreycden, o da Nafiden şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Selemenin cenaze namazını Ebu Hüreyre Bakide kıldırdı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O ez-Zübeyr b. Musadan, o Musab b. Abdullahtan, o da Ömer b. Ebu Selemeden şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Selemenin kabrine ben, kardeşim Seleme, Abdullah b. Abdullah b. Ebu Ümeyye ve Abdullah b. Vehb b. Zema el-Esedi indik. Öldüğünde seksen dört yaşındaydı.