Annesi Hatice bt. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusaydır. Peygamberin en büyük kızı idi. Teyzesinin oğlu Ebül-as b. Rebi b. Abdüluzza b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay ile nübüvvetten önce evlendi. Resulallahın evlenen ilk kızıydı. Ebül-asın annesi ise Hale bt. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusay olup Zeynep bt. Resulallahın teyzesi idi. Zeynebin Ebül-astan Ali ve Ümame adında iki evladı oldu. Ali daha küçük yaştayken öldü. Ümame uzun yaşadı ve Ali, Fatımanın vefatından sonra onunla evlendi. Bize Abdülvehhab b. Ata el-İcli haber verdi. O Davud b. Ebu Hindden, o da amir eş-Şabiden şunu rivayet etti: Zeynep bt. Resulallah Ebül-asın eşi iken Müslüman olmuş ve babasıyla hicret etmiş; fakat eşi Ebül-as Müslüman olmaya yanaşmamıştır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Beni Esed b. Abdüluzzanın mevlası el-Münzir b. Sad anlattı. O İsa b. Mamerden, o Abbad b. Abdullah b. ez- Zübeyrden, o da Ayşeden şunu rivayet etti: Ebül-as b. Rebi, Bedirde müşriklerin yanında yer almış ve onu Abdullah b. Cübeyr b. en-Numan el-Ensari esir almıştı. Mekkeliler kendi esirlerini kurtarmak için fidye gönderdiklerinde Ebül-asın fidyesini kardeşi Amr b. Rebi getirmişti. Zeynep bt. Resulallah o sırada Mekkede idi ve onun fidyesi olması için kolyesini göndermişti. Bu kolye ona Haticeden kalmış olup Yemen tarafında bir dağ olan Zafar akikinden imal edilmişti. Hatice, Zeynebin Ebül-as ile evliliğinde bu kolyeyi kızına hediye etmişti. Şimdiyse onu kocasının fidyesi olarak göndermişti. Resulallah o kolyeyi görünce etkilendi, Haticeyi hatırladı ve ona rahmet okudu. “Onun esirini serbest bırakmaz mısınız ve ona eşyasını iade etmez misiniz?” diye sorunca ashab, “Tabii ya Resulallah!” dedi. Sonra da Ebül-as b. Rebii serbest bıraktılar. Zeynebin kolyesini de iade ettiler. Resulallah Ebül-asdan Zeynebe engel olmaması sözünü aldı. O da bu sözü verip gereğini de yaptı. Muhammed b. Ömer şunu söyledi: “Bu rivayet bize göre, Zeynebin Resulallah ile hicret ettiğini belirten rivayetten daha sağlamdır.” Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O da Maruf b. Harrebuz el-Mekkiden şöyle dediğini rivayet etti: Ebül-as b. Rebi, Şama yaptığı seferlerinin birinde eşi Zeynep bt. Resulallahı hatırlayıp şu beyitleri okumuştur: Zeynebi hatırladım ölümle karşılaştığım anda, Dedim ki; Mahrum kalmış şu kimseye su verin, O, emin olanın kızıdır. Allah ona iyilikler versin. Her koca bildiğiyle övecektir. Muhammed b. Ömer şunu söyledi: “Resulallah, Ebülasın evlilikten dolayı akrabamız olmasını kötü görmedik. derdi.” Bize Yala b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi. O Muhammed b. İshaktan, o da Yezid b. Rumandan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah insanlara sabah namazını kıldırınca, namazdan kalktığı sırada Zeynep bt. Resulallah, “Ben Ebül-ası himayeme aldım.” diye seslendi. Resulallah oradakilere dönüp, “Benim duyduğumu siz de duydunuz mu?” diye sorunca onlar, “Evet!” dediler. Resulallah, “Muhammedin canını elinde bulunduran Allaha yemin olsun ki, ona dair duyduğum şey hakkında sizin de duyduğunuzdan başka bir şey bilmiyorum. Şüphesiz ki, bir toplumda onların en geri konumda olanı da başkasına himaye verebilir.” dedi. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize İsmail anlattı. O da amirden şöyle dediğini rivayet etti: Ebül-as b. Rebi Şamdan geldiği sırada eşi Zeynep Müslüman olmuş ve babasıyla hicret etmişti. Ebül-as bundan sonra Müslüman oldu ve Resulallah da onları ayırmadı. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O Said b. Ebu Arubeden, o da Katadeden şunu rivayet etti: Zeynep bt. Resulallah, Ebül-as b. Rebiin nikahı altındaydı. Resulallah ile beraber hicret etti. Daha sonra kocası Müslüman oldu ve hicret etti. Resulallah da eşini ona iade etti. Katade şunu dedi: “Bundan sonra Berae suresi indi. Bir kadın Müslüman olduğunda kocasından ayrı kalmaktan başka çaresi yoktur. Kadının Müslüman olması bain talakla] son bulur.” Bize Ebu Muaviye ed-Darir ve Yezid b. Harun haber verdiler. Onlar Haccacdan, o Amr b. Şuaybdan, o babasından, o da dedesinden şunu rivayet etti: Resulallah kızı Zeynebi Ebül-asa yeni bir nikahla iade etti. Yezid “Yeni bir mihrle de” demiştir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. İshak haber verdi. O Davud b. el- Husayndan, o İkrimeden, o da İbn Abbastan şunu rivayet etti: Resulallah kızını iki sene sonra Ebül-asa ilk nikahıyla iade etti ve harhangi bir mihr de istemedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Temimi anlattı. O da babasından şunu şöyle dediğini rivayet etti: Ebül-as b. Rebi bir Kureyş kervanıyla Şama gitmişti. Resulallaha bu kervanın Şamdan döndüğü haberi ulaşınca Zeyd b. Hariseyi 170 atlıyla beraber üzerlerine gönderdi. el-Îs] mevkiinde hicretin 6. senesinde Cemaziyelevvel ayında bu kervanla karşılaştılar. Kervanın yüklerine el koydular. Kervandakileri esir aldılar. İçlerinde Ebül-as b. Rebi de vardı. Kervan Medineye getirilir getirilmez Ebül-as, -ki henüz seher vaktiydi- eşi Zeynebin yanına gitti ve ondan kendisini himaye etmesini istedi. Zeynep de onu himaye etti. Resulallah sabah namazını kıldırınca Zeynep kapıya çıkıp yüksek sesle, “Ben Ebül-ası himayeme aldım.” diye seslendi. Resulallah oradakilere dönüp, “Benim duyduğumu siz de siz de duydunuz mu?” diye sorunca onlar “Evet!” dediler. Bunun üzerine Resulallah, “Muhammedin canını elinde bulunduran Allaha yemin olsun ki, ona dair duyduğum şey hakkında sizin de duyduğunuzdan başka bir şey bilmiyorum. Müminler başkalarına eman verebilirler. Onların konumca en geri olanı da eman verebilir. Onun eman verdiğine biz de eman verdik.” dedi. Resulallah eve dönünce Zeynep onun huzuruna girdi ve Ebül-astan alınan eşyaların geri iade edilmesini istedi. Resulallah da bunu yaptı. Zeynebe, ona yaklaşmamasını, çünkü onun bir müşrik olduğunu söyledi. Daha sonra Ebül-as Mekkeye döndü ve her hak sahibine hakkını iade ettikten sonra Müslüman olup bir muhacir olarak hicretin 7. senesinde Medineye geldi. Resulallah Zeynebi ona ilk nikahı üzere iade etti. Bize Said b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el-Mübarek anlattı. O Mamerden, o ez-Zühriden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Zeynebin üzerinde saf ipekten bir hırka gördüm. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yahya b. Abdullah b. Ebu Katade anlattı. O da Abdullah b. Ebu Bekre b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın kızı hicretin 8. yılının başında vefat etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muaviye b. Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Rafi anlattı. O babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Zeynep bt. Resulallahı yıkayanlar arasında Ümmü Eymen, Sevde bt. Zema ve Peygamberin eşi Ümmü Seleme vardı. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi; dedi ki: Bize asım el-Ahvel anlattı. O Hafsadan, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Zeynep bt. Resulallah vefat edince Resulallah şunu söyledi: “Onu tek sayıya denk gelecek şekilde üç ya da beş kez yıkayın ve beşinci de kafurla ya da kafur karıştırılmış bir suyla yıkayın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber salın.” dedi. Biz de yıkama işini bitirince ona haber verdik ve bize izarını verip onu, onunla örtmemizi söyledi. Bize Yezid b. Harun, İshak b. Yusuf el-Ezrak ve Ravh b. Ubade haber verdiler. Onlar Hişam b. Hassandan, o da Hafsa bt. Sirinden rivayet etti; dedi ki: Bana Ümmü Atiye anlattı; dedi ki: Resulallahın kızlarından biri vefat etmişti. Bize “Onu tek sayıya denk gelecek şekilde üç, beş ya da uygun görürseniz daha fazla yıkayın! Onu sedir ağacı suyuyla yıkayın. Son yıkama kafurla olsun ya da bir miktar kafurlu su ile yıkayın! Yıkama işi bitince bana haber verin!” dedi. Biz ona haber verince izarını bize verdi ve onu, onunla örtmemizi söyledi. Yezid, hadisinde şunu da söyledi: Ümmü Atiye dedi ki: “Onun saçını ön ve yanlar olmak üzere üç örgü yapıp ön örgüyü arka tarafa attık.” Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes anlattı. O Eyyubdan, o Muhammed b. Sirinden, o da Ümmü Atiye el-Ensariyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Kızı vefat ettiği sırada Resulallah yanımıza girdi ve “Onu tek sayıya denk gelecek şekilde üç, beş ya da uygun görürseniz daha fazla yıkayın! Onu sedir ağacı suyuyla yıkayın. Son yıkama kafurla olsun ya da bir miktar kafurlu su ile yıkayın. Yıkama işi bitince bana haber verin.” dedi. Biz ona haber verince izarını bize verdi ve onu, onunla örtmemizi söyledi. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Yezid b. İbrahimden, o İbn Sirinden, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bize, “Onu tek sayıya denk gelecek şekilde üç, beş ya da uygu görürseniz fazla yıkayın! Son yıkama kafurla ya da sedir ağacı suyuyla olsun.” dedi. Bize Yahya b. Huleyf b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize İbn Avf anlattı. O Muhammedden, o bir ya da iki kadından, o veya onlar da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın kızlarından biri vefat etti. Resulallah bize, “Onu tek sayıya denk gelecek şekilde üç, beş ya da uygun görürseniz daha fazla yıkayın. Son yıkamada suya biraz kafur katın. Yıkama işi bitince bana haber verin.” dedi. Biz ona haber verince bize izarını (veya “bir izar”) verdi ve onu, onunla örtmemizi söyledi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o Muhammedden, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın kızlarından biri vefat etti. Resulallah yanımıza geldi ve bize, “Onu tek sayıya denk gelecek şekilde üç, beş ya da daha fazla yıkayın ve eğer uygun görürseniz bunu sedir suyuyla yapın. Son yıkamaya kafur da katın (ya da “bir miktar kafur katın”). Yıkama işi bitince bana haber verin.” dedi. Biz de ona haber saldık. Gelip bize izarını verdi ve onu, onunla örtmemizi söyledi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o Hafsadan, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah, “Onu üç, beş, yedi ya da eğer uygun görürseniz daha fazla yıkayın.” dedi. Ümmü Atıyye, “Onun saçını üç örgü halinde bağladık.” dedi. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, o Hişamdan, o Hafsa bt. Sirinden, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın kızını yıkadığımızda saçlarını üç örgü halinde bağladık. Ön ve yanlar olmak üzere yaptık ve ön örgüyü arka tarafa attık. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, o Halid el-Hazzadan, o Hafsa bt. Sirinden, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın kızını yıkadığımız esnada bize “Sağ tarafından ve abdest uzuvlarından başlayın!” dedi.