"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

4927. Fatıma bt. Resulallah

Annesi Hatice bt. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza b. Kusaydır. Onu, nübüvvetten beş yıl önce, Kureyş Kabeyi [yeniden] inşa ederken dünyaya getirdi. Bize Müslim b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize el- Münzir b. Salebe anlattı. O da İlba b. Ahmer el- Yeşküriden şunu rivayet etti: Ebu Bekir, Fatımayı Resulallahtan istedi. Bunun üzerine Resulallah, “Onun hakkında Allahın vereceği hükmü bekliyorum.” dedi. Ebu Bekir bu konuyu Ömere açınca, Ömer ona “Resulallah seni geri çevirmiş.” dedi. Sonra Ebu Bekir, Ömere “Sen Fatımayı iste.” deyince, o da teklif götürdü ve Resulallah aynı cevabı ona da verip “Onun hakkında Allahın takdirini bekliyorum.” dedi. Ömer, Ebu Bekire gelip durumu haber verince Ebu Bekir, “Resulallah seni geri çevirmiş ey Ömer!” dedi. Daha sonra Alinin ailesi ona, “Git, Resulallahtan Fatımayı iste.” dediğinde, o da gidip istedi ve Resulallah onu kızı Fatımayla evlendirdi. Ali, devesini ve bazı eşyalarını satınca eline 480 dirhem geçti. Resulallah ona paranın üçte ikisiyle güzel kokular, geri kalanıyla da bazı eşyalar almasını söyledi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Musa b. Kays el-Hadrami anlattı; dei ki: Hucr b. Anbesin şöyle dediğini işittim: Anbes, Cahiliye döneminde kan içici biriydi. Alinin yanında Cemel ve Sıffin savaşlarına katılmıştı. Şunu söyledi: Ebu Bekir ve Ömer, Resulallahtan Fatımayı istediler. Resulallah da “Ey Ali o senindir. Ben Deccal, yani yalancı değilim.” dedi. Bu da gösteriyor ki Resulallah, Fatımayı daha önce Aliye söz vermiştir. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O da Abbad b. Mansurdan şöyle dediğini rivayet etti. Atanın şunu söylediğini işittim: Ali, Fatımayı isteyince Resulallah Fatımaya, “Ali senden bahsediyor.” dedi. Fatıma da susup ses çıkarmadı. Bunun üzerine Peygamber onu Ali ile evlendirdi. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O İbn Ebu Necihten, o babasından, o da Aliyi dinlemiş olan bir adamdan şöyle dediğini rivayet etti: Peygambere kızıyla evlenmek istediğimi bildirdim ve hiçbir şeyimin olmadığını söyledim. Peygamber “Nasıl?” diye sorunca ben de ona olan akrabalığımı ve yakınlığımı dile getirip kızını istedim. Bana “Yanında bir şey var mı?” diye sorunca, “Hayır” dedim. Bana “Hani şöyle şöyle bir günde sana verdiğim el-Hutamiyye] denen zırhın nerede?” deyince, yanımda olduğunu söyledim. Zırhı Fatımaya vermemi söyledi.” Ali de ona zırhı verdi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi. O da İkrimeden şunu rivayet etti: Ali Fatımaya talip olunca Peygamber, “Ona mihr olarak ne vereceksin?” diye sordu. Ali, “Yanımda mihr olarak vereceğim bir şey yok.” deyince “Sana verdiğim o elHutamiyye denen zırhın nerede?” diye sordu. Ali, “Yanımda!” deyince, Peygamber “Ona mihr olarak onu ver.” dedi. Ali de onu mihr olarak verdi ve onunla evlendi. İkrime, “O zırhın değeri dört dirhemdi.” demiştir. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim anlattı. O Eyyubdan, o da İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: Ali, Fatımaya mihr olarak değeri dört dirhem olan bir demir zırh verdi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Müslim anlattı. O Amr b. Dinardan, o da İkrimiden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma, demirden bir zırh mihirle evlendi. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Ali b. el- Mübarekten, o Yahya b. Ebu Kesirden, o da İkrimeden şunu rivayet etti: Ali, Fatımayla evlenip de gerdeğe girmek isteyince Peygamber, Aliye Fatımaya bir şeyler takdim etmesini söyledi. Ali bir şey bulamadığını söyleyince, Peygamber “Senin Hutamiyye denen zırhın nerede?” diye sordu. Bize Malik b. İsmail Ebu Gassan el-Nehdi haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Humeyd er-Rüasi anlattı; dedi ki: Bize Abdülkerim b. Selit anlattı. O İbn Büreydeden, o da babasından şunu rivayet etti: Ensardan bir grup Aliye Fatımayı istemesini söylediler. Ali de Resulallaha gidip selam verince Resulallah “Ebu Talibin oğlunun ihtiyacı nedir?” diye sordu. Ali, “Ben Fatıma bt. Resulallahı istiyorum” dedi. Bunun üzerine Resulallah, “Hoş geldin! Sen aileden birisin.” dedi. Daha da bir şey konuşmadılar. Daha sonra Ali Ensardan olan o grubun yanına vardı. Onlar hala oradaydılar. Aliye “Ne haber getirdin?” diye sorduklarında Ali “Bana Hoş geldin! sözünden başka bir şey söylediğini bilmiyorum.” dedi. Onlar da “Resulallahın söylediği bu sözlerden biri dahi sana yeter. Sana evden biri gözüyle baktı ve merhaba demekle sana evinden yer verdi.” dediler. Peygamber onu evlendirince kendisine, “Ey Ali! Düğün için yemek vermek gerekir.” dedi. Sad o esnada bir koçunun olduğunu söyledi. Ensardan bir grup insan, her biri avucunda bir miktar un getirdi. Gerdek gecesi olunca Peygamber, Aliye, “Benimle karşılaşıncaya kadar hiçbir şey konuşma.” dedi. Peygamber bir kap istedi ve onunla abdest aldıktan sonra abdest suyunu Alinin üzerine serpti. Ardından da, “Allahım! Her ikisine de mübarek kıl, onlara nesillerini de mübarek kıl.” dedi. Malik b. İsmail, “O nesepten bir miktar ben de de var.” demiştir. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bana Süleyman anlattı; dedi ki: Bana Cafer b. Muhammed anlattı. O da babasından şunu rivayet etti: Ali, Fatımaya demirden bir zırh ve eski bir hırkayı mihr olarak vemiştir. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bana Hammad b. Zeyd anlattı. O Eyyubdan, o da İkrimeden şunu rivayet etti: Resulallah Aliyi Fatıma ile evlendirdiğinde Aliye “Fatımaya Hutamiyye denen o zırhını ver!” demiştir. Bize Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr anlattı. O Cabirden, o da Muhammed b. Aliden şunu rivayet etti: Ali, Fatımaya bir koyun postu ve eski bir şal hediye ederek evlendi. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O el-Münzir b. Salebeden, o da İlba b. Ahmer el-Yeşküriden şunu rivayet etti: Ali 400 dirheme sattığı bir devenin parasını mihr vererek evlemişti. Peygamber ona, “Bu paranın üçte ikisine güzel kokular, kalanına da elbise al!” buyurmuştu. Bize Ebu Üsame haber verdi. O Mücalidden, o da amirden şöyle dediğini rivayet etti: Ali şöyle dedi: “Fatıma ile evlendiğimde bir koç derisi dışında yatağımız yoktu. Onu gece yatak, gündüz de oturmak üzere sergi olarak kullanırdık. Herhangi bir hizmetçimiz de yoktu.” Bize Muhammed b. el-Fadl b. Yahya b. Said haber verdi. O da Muhammed b. İbrahimden şunu rivayet etti: Peygamberin kızlarının ve eşlerinin mihri beşyüz dirhem (yani on iki buçuk ukıyye)] idi. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O Said b. Ebu Arubeden, o Eyyubdan, o da İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Aliyi Fatıma ile evlendirince ona “Fatımaya bir şeyler ver!” dedi. Ali “Ya Resulallah! Yanımda bir şey yok!” dedi. Bunun üzerine Resulallah “Senin Hutamiyye denen zırhın nerede?” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdullah b. Muhammed b. Ömer b. Ali anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Aliyi Fatımayla Medineye geldikten beş ay sonra Receb ayında evlendirdi. Ali, Bedir dönüşünden sonra gerdeğe girdi. Fatıma bu sırada on sekiz yaşında idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Şuayb anlattı. O Yahya b. Şiblden, o da Ebu Caferden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Medineye geldiğinde Ebu Eyyub el- Ensarinin evine misafir oldu. Bu misafirliği bir sene kadar sürdü. Ali, Fatımayla evlenince Resulallah Aliye bir ev bulmasını söyledi. Çünkü Alinin oturduğu ev, Resulallahın evine biraz uzaktı. Ali bu evde gerdeğe girdi. Resulallah Fatımaya “Seni yanıma almak istiyorum.” deyince Fatıma, “Harise b. en-Numana söyle de bizim için başka bir yere taşınsın.” dedi. Resulallah “Harise bizim için taşındı ve hatta bu yüzden de ondan utandım.” dedi. Bu haber Hariseye ulaşınca kalkıp Resulallahın yanına geldi ve “Ya Resulallah! Duydum ki, Fatımayı yanına almışsın. İşte benim evlerim. Bunlar Neccaroğullarının sana en yakın olan evleridir. Şüphesiz ki, kendim de, mallarım da Allah ve Resulü içindir. Allaha yemin olsun ki, ya Resulallah! Benden aldığın mal bana bıraktığından daha hayırlıdır.” dedi. Bunun üzerine Resulallah “Doğru söyledin, Allah sana malını mübarek kılsın!” dedi ve daha sonra Fatımayı Harisenin evine aldı. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdi. O Muhammed b. Musadan, o Avn b. Muhammed b. Ali b. Ebu Talibden, o annesi Ümmü Caferden, o da ninesi Esma bt. Umeysten şöyle dediğini rivayet etti: Esma bt. Ümeys, torunu Avna anlatıyor: Ninen Fatıma ve deden Alinin yatağını, evlendiklerinde ben hazırladım. Yatakları ve yastık olarak kullandıkları şey hurma lifinden başkası değildi. Ali, düğünde ziyafet verdi. Onun verdiği ziyafet o zamanın en üstün ziyafetiydi. Kendi zırhını bir Yahudiye yarım çuval arpa karşılığında rehin bırakmıştı. Bize Enes b. İyad haber verdi. O Cafer b. Muhammedden, o da babasından şöyle rivayet etti: Ali, Fatıma ile gerdeğe girince yatakları bir koç derisiden ibaret olup yatmak istediklerinde yün tarafını sererlerdi. Yastıkları da hurma lifindendi. Bize Abdullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Cabirden, o da Muhammed b. Aliden şöyle dediğini rivayet etti: Fatımanın mihri eski bir şal ve bir koyun postu idi. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O Said b. Ebu Arubeden, o da -[İbn Sad,] “Zannederim bunu İkrimeden rivayet etti.” dedi- Ebu Yezid el-Medeniden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Aliyi Fatıma ile evlendirdiğinde çeyizleri, yırtık bir yatak, içi hurma lifiyle dolu bir yastık, bir post ve bir su kırbasından ibaretti. Fatımayı Bathadan alıp eve yerleştirdiler. Resulallah Aliye, “Ben gelinceye kadar Fatımaya yaklaşma!” dedi. Bu dönemde Yahudiler erkeğe mani olup gerdeğe girme işini geciktirirlerdi. Fatıma getirildiğinde Ali ona yaklaşmadı ve evin bir kenarında oturdu. Sonra Resulallah geldi. Kapıyı çalınca Ümmü Eymen kapıyı açtı. Resulallah “Kardeşim nerede?” diye sorunca Ümmü Eymen, “Ona kızını verdiğin halde nasıl olur da kardeşin olur?” dedi. Resulallah “Muhakkak ki, o kardeşimdir.” dedi. Kapıyı açan kadına, “Sen Esma bt. Umeys misin?” deyince, o da “Evet!” dedi. Resulallah bunun üzerine, “Allah Resulünün kızına ikramda bulunmak için mi geldin?” deyince, o da “Evet!” dedi. Resulallah ona duada bulundu. Resulallah ondan su istedi. Su, tulumla mı yoksa başka bir şeyle mi getirildi, hatırlamıyorum. Resulallah suya tükürdü ve eliyle karştırdıktan sonra Aliyi çağırdı ve bu sudan onun omuzlarına, göğsüne ve kollarına serpti. Daha sonra Fatıma, Resulallahtan utandığından elbiselerine bürünmüş halde geldi. Resulallah aynısını ona da yaptı ve “Ey Fatıma! Şüphesiz ki seni, ailem içinde en hayırlı olanla evlendirdim.” dedi. Bize Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşki haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Salih anlattı; dedi ki: Bize Salih b. Ebu Arube anlattı. O Katadeden, o Said b. el- Müseyyebden, o da Ümmü Eymenden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah kızı Fatımayı Ali ile evlendirdiğinde Aliye, kendisi gelmedikçe gerdeğe girmemesini söyledi. Yahudiler, erkeğin gerdeğe girmesini geciktirirlerdi. Resulallah geldi ve kapıda durup selam verdi. İçeri girmek için izin istedi ve girmesine izin verildi. Resulallah “Kardeşim burda mı?” diye sorunca, Ümmü Eymen “Anam babam sana feda olsun ey Allahın Resulü! kardeşin kim?” dedi. Resulallah, “Ali b. Ebu Talib!” karşılığını verdi ve bir kapta su getirilmesini emretti. Suda elini yıkadıktan sonra Aliyi çağırdı ve o sudan Alinin göğsüne ve iki omuzu arasına serpti. Sonra Fatımayı çağırdı. Fatıma utandığından başörtüsü takmakla kalmamış; tamamen elbisesine bürünmüş bir halde geldi. Resulallah ona da bu sudan serpti ve “Ey Fatıma! Şüphesiz ki seni, ailem içinde en hayırlı olanla evlendirdim.” dedi. Ümmü Eymen dedi ki: “Fatımanın çeyizini hazırlayan bendim. Çeyiz, içi hurma lifiyle dolu deriden bir yatak ve evinde serili bir kilimden oluşuyordu.” Bize Musa b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Darim b. Abdurrahman b. Salebe el-Hanefi anlattı. O dayıları Ensardan olan bir adamdan rivayet etti:Bu adamın ninesi gelin adayı Fatımayı gerdeğe hazırlayan kadınlar arasında bulunmuş olup Fatımadan şunu rivayet etti: Bana iki boydan elbise verilmişti. Biri gümüşlerle süslenmiş olup zaferanla da sarıya boyanmıştı. Alinin evine girdim. Orada koyun derisinden bir yatak, içinde hurma lifleri bulunan bir yastık, bir su kırbası, bir kalbur, bir havlu ve bir de kase vardı. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O Amrdan, o da İkrimeden şöyle dediğini rivayet etti: Ali, Fatımaya demirden bir zırh vererek onu kendisine helal kıldı. Bize Hevze b. Halife haber verdi; dedi ki: Bize Avf b. Abdullah b. Amr b. Hind anlattı; dedi ki: Fatıma, Alinin evine götürüldüğü gece, Resulallah Aliye “Ben sana gelinceye kadar bir şey konuşma!” dedi. Çok geçmeden Resulallah kapıda göründü ve izin isteyip içeri girdi. Aliyi bir köşede Fatımadan uzakta oturmuş vaziyette gördü. Ona, “Bildiğime göre Allah ve Resulünden korkuyorsun.” dedi. Daha sonra bir kap su istedi ve ağzına bir miktar su alıp çalkaladıktan sonra su kabına bıraktı ve ardından da o sudan alıp Alinin üzerine serpti. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı; dedi ki: Bize Ata b. es-Saib haber verdi. O babasından, o da Aliden şunu rivayet etti: Resulallah Aliyi Fatıma ile evlendirince Fatımaya bir havlu, içi hurma lifiyle dolu deriden bir döşek, iki parçadan oluşan bir değirmen taşı, bir su tulumu ve iki de su testisi vermişti. Ali, Fatımaya bir gün şunları söyledi: “Allaha yemin olsun ki, su çekmekten artık göğsüm ağrımaya başladı. Babana bir savaş esiri verilmiş. Onu bize hizmetçi olarak istesen!” Bunun üzerine Fatıma da “Allaha yemin olsun ki, benim de değirmen taşında un öğütmekten ellerim kabardı.” dedi. Fatıma, Resulallaha gittiğinde Resulallah “Seni buraya getiren şey nedir ey biricik kızım?” diye sorunca Fatıma, “Sana selam vermek için geldim.” dedi ve utandığından bir şey istemeden geri döndü. Ali “Ne yaptın?” diye sorunca Fatıma, “Utandığımdan bir şey isteyemedim.” dedi. Bu sefer her ikisi birlikte Peygamberin yanına vardılar. Ali, “Allaha yemin olsun ki, ya Resulallah! Su taşımaktan göğsüm ağrımaya başladı.” dedi. Fatıma da “Benim de un öğütmekten ellerim kabardı. Allah sana bir esir nasip etti. Onu bizim hizmetimize versen!” deyince Resulallah şunları söyledi: “Allaha yemin olsun ki, şu Suffe ehli aç iken, onlara infak edecek bir şey bulamazken, onları bırakıp da sizlere verecek değilim. Ben o esirleri satıp ele geçeni onlara infak ediyorum.” Bu söz üzerine ikisi de eve döndü. Daha sonra Resulallah geldi. Her ikisi de yorgana sarılmış halde idiler. Başlarını örttüklerinde ayakları, ayaklarını örttüklerinde başları açıkta kalıyordu. Her ikisi de kalkınca Resulallah yerlerine oturmalarını söyledi ve ardından, “İkinize de benden istediğinizden daha hayırlı bir şey söyleyeyim mi?” deyince, ikisi de “Tabii ki!” karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulallah, “Cibrilin bana öğrettiği sözler var. Her namaz sonrasında on defa “sübhanallah”, on defa “elhamdülillah”, on defa da “Allahu ekber” dersiniz. Yatağa girdiğinizde de otuz üç defa “sübhanallah”, otuz üç defa “elhamdülillah” ve otuz dört defa da “Allahu ekber” dersiniz” dedi. Ali “Allaha yemin olsun ki, Resulallahın onları öğrettiği günden beri okumaktan vazgeçmedik” dedi. İbnül-Kevva, “Sıffin gecesinde de mi okumaktan vazgeçmedin?” deyince Ali de “Allah canınızı alsın ey Irak ahalisi! Onları Sıffin gecesinde de okumaktan vazgeçmedim!” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Cerir b. Hazim haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Said anlattı; dedi ki: Alinin, Fatımaya karşı sert davrandığı olurdu. Bir defasında Fatıma, “Allaha yemin olsun ki, seni Resulallaha şikayet edeceğim.” dedikten sonra kalkıp gidince Ali de peşinden gitti. Ali, Fatıma ile Resulallahın konuşmalarını duyabileceği bir yerde durdu. Fatıma, Peygambere Alinin kabalığını ve sertliğini anlattı. Resulallah “Ey biricik kızım! Dinle, kulak ver ve aklet! Kocasının isteklerini yerine getirmeyen kadını idare etmek mümkün değildir.” dedi. Ali dedi ki: “Yaptığımdan vaz geçtim ve Allaha yemin olsun ki, bir daha hoşuna gitmeyen bir şey yapmayacağım. dedim.” Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Siyah haber verdi. O da Habib b. Ebu Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Ali ile Fatıma arasında bir tartışma olmuştu. O sırada Resulallah içeri girdi ve kendisine bir sergi serilince üzerine uzandı. Fatıma bir yanına, Ali de diğer yanına uzandı. Resulallah, Alinin elini alıp göbeği üzerine koydu. Sonra Fatımanın da elini alıp göbeğinin üzerine koydu ve onları barıştırdı. Ardından çıktı. Peygamberi görenler, “Sen içeri girerken başka bir hal üzereydin; şimdiyse yüzünde bir hoşnutluk görüyoruz.” dediklerinde Peygamber, “Sevdiğim iki kişinin arasını bulunca beni sevinmekten hangi şey alıkoyabilir ki?” karşılığını verdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O Yahya b. Şiblden, o da Ebu Caferden şöyle dediğini rivayet etti: Abbas, Ali ile Fatımanın yanına girdiğinde Fatımanın Aliye, “Ben yaş olarak senden daha büyüğüm.” dediğini işitince şunu söyledi: “Ya Fatıma! Sen Kureyşin, Kabeyi inşa ettiği sırada ve Resulallah da otuz beş yaşındayken dünyaya geldin. Ey Ali, sen de bundan seneler önce dünyaya geldin.” Muhammed b. Ömer şunu dedi: Fatımanın Aliden Hasan, Hüseyn ve Zeynep isminde çocukları oldu. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Zekeriyya b. Ebu Zaide anlattı. O Firastan, O eşŞabiden, o Mesruktan, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Bir defasında Peygamberin yanında oturduğum bir sırada Fatıma çıkıp geldi. Yürüyüşü tıpkı Resulallahın yürüyüşü gibiydi. Peygamber ona, “Hoş geldin kızım!” deyip onu ya sağına ya da soluna oturttu ve kulağına bir şeyler fısıldayınca Fatıma ağladı. Daha sonra tekrar kulağına bir şey söyleyince bu sefer güldü. Ona, “Hayatımda böyle peş peşe ağlayıp da gülene hiç şahit olmadım. Resulallahın sana özel söyleyip de senin de ağladığın o söz neydi? Resulallahın sana gizlice söylediği şeyler nelerdi?” dedim. Bu sözler üzerine Fatıma, “Onun sırrını ifşa edecek değilim!” dedi. Resulallah vefat edince bunu ona sordum ve o da Peygamberden şunu aktardı: “Cibril her sene gelir ve bana Kuranı arz ile bir defa okurdu. Bu yıl ise gelip iki defa arz ile okudu. Ben ecelimin artık geldiğini düşünüyorum. Senin için ne güzel bir öncüyüm! Ailemden bana en erken kavuşacak olan sensin.” Ben de bu sözlerden dolayı ağladım. Daha sonra, “Sen şu ümmetin hanımefendisi ya da bütün hanımların efendisi olmaya razı olmaz mısın?” deyince de güldüm. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. O da Abdülhakim b. Abdullah b. Ferveden rivayet etti; dedi ki: Abdurrahman el-Arecin Medinede bir mecliste bulunduğu sırada şunu söylediğini işittim: Resulallah Hayberde Ali ve Fatımaya arpa ve hurma olmak üzere 300 vesk] pay verdi. Bu verilen malın seksen beş veski arpa idi. Onlara verilen bu araziden Fatımaya ikiyüz vesk düştü. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize İsmail anlattı. O da amirden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma hastalandığı sırada Ebu Bekir evine geldi ve yanına girmek için izin istedi. Ali, Fatımaya, “Ebu Bekir kapıda ve girmek için izin istemekte, şayet istersen izin verirsin.” deyince Fatıma, “İzin vermem hoşuna gider mi?” dedi. Alinin “Evet!” demesi üzerine, Ebu Bekir içeri girdi; onun gönlünü aldı] ve onunla konuştu. Fatıma da ondan razı oldu. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad haber verdi. O Muhammed b. İshaktan, o Ali b. Fülan b. Ebu Rafiden, o babasından, o da Selmadan şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma bt. Resulallah yanımızda hasta düştü. Öldüğü gün vefatından hemen önce Ali çıkıp dışarı gitmişti. Fatıma bana, “Ey anneciğim bana gusül abdesti aldır!” dedi. Ben de en güzel şekilde ona gusül aldırdım. Sonra bana, “Yeni elbiselerimi getir.” dedi. Ben de getirdim ve giydirdim. Sonra “Yatağımı da evin ortasına ser!” dedi. Bunu da yaptım. Sonra uzanıp kıbleye yöneldi ve “Ey anneciğim! Ruhumu teslim etme anım geldi. Hiç kimse kemerimi açmasın!” dedi ve ruhunu teslim etti. Ali gelince ona durumu haber verdim. Ali, “Allaha yemin olsun ki, onun kemerini hiç kimse açmayacaktır.” dedi ve onu alıp o guslüyle defnetti. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Ebu Hazim anlattı. O da Muhammed b. Musadan şöyle dediğini rivayet etti: Şüphesiz ki Ali, Fatımayı [cenazesini] yıkadı. Bize Yakup b. İbrahim b. Sad ez-Zühri haber verdi. O babasından, o Salih b. Keysandan, o İbn Şihabdan rivayet etti: dedi ki: Bana Urve b. ez-Zübeyr, Peygamberin hanımı Ayşenin kendisine şunu haber verdiğini haber verdi: Fatıma, Resulallahın vefatından sonra Resulallahtan geride kalan ve Allahın kendisine ganimet olarak bağışladığı mirası taksim etmesini isteyince Ebu Bekir ona, “Şüphesiz ki, Resulallah “Biz [peygamberler] miras bırakmayız, bizim bıraktıklarımız infak olarak dağıtılır.” dedi. Bu sözler üzerine Fatıma kızdı. Altı ay sonra da vefat etti. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O Amrdan, o da ez- Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma, Resulallahtan sonra üç ay yaşadı. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O Amrdan, o da Ebu Caferden: “Altı ay” şeklinde rivayet etti. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Cüreyc anlattı. O Amr b. Dinardan, o da Ebu Caferden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma, Resulallahtan altı ay sonra vefat etti. Muhammed b. Ömer şöyle dedi: -Onun söylediği bize göre de sağlam olanıdır.- “Fatıma, hicretin 11. senesinde Ramazanın 3ünde Salı günü yirmi dokuz yaşında ya da bu civarda bir yaşta vefat etti.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ömer b. Muhammed b. Ömer b. Ali haber verdi. O babasından, o Ali b. Hüseynden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma kendisine cenaze sedyesi yapılan ilk kimseydi. Bunu Esma bt. Umeys yaptı. Bunun nasıl yapıldığını Habeşistandayken görmüştü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Abdülaziz anlattı. O Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan, o da Amre bt. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma bt. Resulallahın cenaze namazını Abbas b. Abdülmuttalib kıldırdı. Defin için de mezara Abbas, Ali ve el- Fadl b. Abbas indiler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o Urveden, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Fatımanın mezarına Abbas, Ali ve el-Fadl b. Abbas indiler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o da Urveden şunu rivayet etti: Fatımanın namazını Ali kıldırdı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. er-Rebi anlattı. O Mücalidden, o da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Fatımanın namazını Ebu Bekir kıldırdı. Allah her ikisinden de razı olsun Bize Şebabe b. Sevvar haber verdi; dedi ki: Bize Abdülala b. Ebül-Müsavir anlattı. O Hammaddan, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma bt. Resulallahın namazını Ebu Bekir kıldırdı. Namazda dört tekbir getirdi. Bize Mutarrif b. Abdullah el-Yesari haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Ebu Hazim anlattı. O Muhammed b. Abdullahtan, o da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma bt. Resulallah geceleyin defnedildi ve onu Ali defnetti. Bize Enes b. İyad haber verdi; dedi ki: Bize Yunus b. Yezid el-Eyli anlattı. O da İbn Şihabdan şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma geceleyin defnedildi ve onu Ali defnetti. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Mamerden, o ez-Zühriden, o da Urveden şöyle dediğini rivayet etti: Ali, Fatımayı geceleyin defnetti. Bize Ubeydullah b. Musa ve Veki haber verdiler; dediler ki: Bize İsrail anlattı. O Cabirden, o da Muhammed b. Aliden şöyle dediğini rivayet etti: Fatıma geceleyin defnedildi. Bize Veki haber verdi. O da Musa b. Aliden, o da bir arkadaşından şunu rivayet etti: Fatıma geceleyin defnedildi. Bize Ömer b. Sad Ebu Davud el-Haferi haber verdi. O Süfyandan, o Mamerden, o ez-Zühriden, o Urveden, o da Ayşeden şunu rivayet etti: Ali, Fatımayı geceleyin defnetti. Bize Muhammed b. Musab haber verdi; dedi ki: Bize el- Evzai anlattı. O da Yahya b. Saidden şunu rivayet etti: Fatıma geceleyin defnedildi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ömer b. Muhammed b. Ömer b. Ali anlattı. O babasından, o da Ali b. Hüseynden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Abbasa, “Fatımayı ne zaman defnettiniz?” diye sordum; “Geceleyin ortalık sakinleştikten sonra defnettik.” dedi. Ben “Namazı kim kıldırdı?” diye sorunca “Ali!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Abdurrahman b. Ebül-Mevaliye “İnsanları, Fatımanın mezarı, Baki Mezarlığında cenaze namazlarının kılındığı mescidin yanındadır. dediklerini söyledim.” Orayı yaptıran kadını kastederek, “Allaha yemin olsun ki, bu Rukayyenin mescididir. Fatıma, Cahşların] evinin bitişiğinde Baki mevkiinde Abdüddaroğullarından Beni Nebihlerin çıkışına bakan tarafta bulunan Akilin evinin köşesinden başka bir yere defnedilmemiştir. Kabir ve yol arasındaki mesafe yedi ziradır.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Cafer anlattı; dedi ki: Bana Abdullah b. Hasan anlattı; dedi ki: Muğire b. Abdurrahman b. Hişamı gün ortasında aşırı bir sıcağın altında beni Bakide beklerken gördüm. Ona, “Seni burada bekleten nedir ey Ebu Hişam?” diye sorduğumda “Bana ulaşan bir habere göre Fatıma, Cahşların evinin bitişiğinde defnedilmiş. İsterim ki, onu bana bedeli karşılığında satasın. Çünkü oraya defnolunmak istiyorum.” dedi. Abdullah “Allaha yemin olsun ki, bunu yapacağım.” dedi. Bunu Akiloğullarına söyleyince onlar buna yanaşmadılar. Abdullah b. Cafer dedi ki: “Onun mezarının bu mevkide olduğundan şüphe eden hiçbir kimseye rastlamadım.”