Bize Abdullah b. İdris el-Evdi anlattı. O Husayn b. Abdurrahmandan, o da amir eş-Şabiden şunu rivayet etti: Resulallah kadınlardan, elinin üstünde bir bez parçası olduğu halde biatını almıştı. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyan b. Mansurdan, o da İbrahimden şunu rivayet etti: Resulallah kadınlardan perde arkasından biat almıştı. Bize Vehb b. Cerir b. Hazm haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı. O el-Muğireden, o da eş-Şabiden şunu rivayet etti: Resulallah kadınlardan, elinin üzerine koyduğu Katar malı bir hırka olduğu halde biat almıştı. Çoğu alim, Resulallahın “Ben kadınlarla musafaha yapmam.” görüşündeydi. Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O da ez-Zühriden, o da Urveden şunu rivayet etti: Resulallahın biat sırasında kadınlarla musafaha etmiyordu. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O Muhammed b. el-Münkedirden, o da Ümeyme b. Rükaykadan şunu rivayet etti: Bir grup kadınla Resulallaha biat için gelmiştik. Resulallaha, “Ya Resulallah! Sana, Allaha hiç bir şey koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarımızı öldürmemek, iftirada bulunmamak ve itaat hususunda sana karşı gelmemek üzere biat ediyoruz.” dedik. Bunun üzerine Resulallah “Gücünüz yettiği müddetçe…” dedi. Biz de “Allah ve Resulü bize bizden daha merhametlidir. Şimdi sana biat edelim.” sözlerini söyledik. Bu sözler üzerine Resulallah, “Şüphesiz ki ben kadınlarla musafaha etmem [el sıkışmam]. Benim yüz kadın için söylediğim bir sözüm, bir kadın için söylediğim söz gibidir.” dedi. Bize Veki b. el-Cerrah, el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan es-Sevri anlattı. O Muhammed b. el- Münkedirden şöyle dediğini rivayet etti: Bana Ümeyme bt. Rükayka haber verdi; dedi ki: Bir grup kadınla beraber biat etmek için Resulallaha geldim. O da Kuranda haber verildiği üzere hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarımızı öldürmemek ve iftira etmemek hususlarını bize şart koştu. Sonra da “Güç yetirdiğiniz müddetçe…” dedi. Ben de “Allah ve Resulü bize, bizden daha merhametlidir.” dedim. Sonra da “Ya Resulallah! Seninle musafaha etmeyecek miyiz?” dediğimde; Resulallah, “Şüphesiz ki, ben kadınlarla musafaha etmem. Benim bir kadına söylediğim söz yüz kadına söylenmiş sözüm gibidir.” dedi. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O Hişam b. Urveden, o babasından, o da Ayşeden şunu rivayet etti: Şüphesiz ki Resulallah asla herhangi bir kadınla musafaha etmedi. Bize Abdullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Mansurdan, o da İbrahimden şunu rivayet etti: Peygamberin kadınlarla biatleşirken elinin üzerinde bir bez parçası bulundurdu. Bize Veki b. el-Cerrah, Yala b. Ubeyd ve İbn Nümeyr haber verdiler; dediler ki: Bize İsmail b. Ebu Halid haber verdi. O da Kays b. Ebu Hazimden şunu rivayet etti: Kadınlar, Resulallaha biat için geldikleri sırada Resulallah abasını elinin üzerine attı ve kadınlar o şekilde biat etti. Bazı kadınlar öne sürülen şartlardan korktukları için biate yanaşmadılar. Diğerleri ise ellerinin üzerinde Peygamberin abası olduğu halde biat ettiler. Resulallah o sırada “Sizden cennetlik olanlar vardır.” dedi ve parmaklarını göstermekle sanki cennetlik olanların az olduğunu söylemek istedi. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Abdülhamid b. Behramdan, o Şehr b. Havşebden, o da Esma bt. Umeysten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah şöyle dedi: “Şüphesiz ki ben kadınlarla musafaha etmem.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İsmail b. Neşit el-amiri haber verdi; dedi ki: Şehr b. Havşebden işittim; dedi ki: Esma şöyle dedi: Bir grup kadınla beraber Resulallaha biat etmek için gelmiştim. Resulallah yanımıza geldi. Amcam kızı Resulallah ile musafaha etmek için elini uzattı. Üzerinde altın bilezikler ve yüzükler vardı. Resulallah elini çekti ve “Şüphesiz ki, ben kadınlarla musafaha etmem.” dedi.] Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Kays b. Cabir anlattı. O Ahmesli yaşlı bir adamdan, o da Tarık et- Teymiden şöyle dediğini rivayet etti: Peygambere geldim. Güneş altında oturmuş halde idi ve başını sarı bir elbise ile örtmüştü. Ayağa kalktığında eşlerinden birisinin odasına girdi. Orada altı kadın vardı ve onlara selam verip eline sarı bir bez sararak onlardan biat aldı. Bize Hişam b. Abdülmelik Ebül-Velid et-Tayalisi ve Yahya b. Hammad haber verdiler; dediler ki: Bize Ebu Yakup İshak b. Osman anlattı. O İsmail b. Abdurrahman b. Atıyyeden, o da ninesi Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Medineye gelince Ensarın hanımlarını bir evde topladı ve ardından Ömeri onlara gönderdi. Ömer gelerek kapıda durdu ve bize selam verdi. Biz de selamına karşılık verdik. Bize, “Ben Resulallahın size gönderdiği elçisiyim.” deyince biz de “Allahın elçisine ve Allahın elçisinin elçisine merhaba!” dedik. Daha sonra “Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, çocuklarınızı öldürmemek ve iftira atmamak üzere biat eder misiniz?” diye sorunca, biz de “Evet!” dedik. Ümmü Atiye daha sonra şunu söylemiştir: “O(Peygamber) elini dışarıdan içeriye biz de evin içinden dışarı doğru uzattık. Allahım şahid ol! dedi.” [Ümmü Atıyye] dedi ki: “Bize iki bayram namazını emretti. Bu namazları Itk ve Huyyaz meydanlarında kılmamızı söyledi. Cuma namazını emretmedi. Cenazeye katılmaktan bizi nehyetti.” İsmail, “Ben nineme İyi işi işlemekte sana karşı gelmemek] ayetini sorunca, “O ayet, bizi ağıt yakmaktan nehyetti.” dedi. Bize Abdullah b. Mesleme b. Kaneb haber verdi; dedi ki: Bize Haccac b. Safvan el-Medini haber verdi. O da Esid b. Ebül-Esid el-Berraddan, o da biat eden kadınların birinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın bizden söz aldığı hususlar arasında Allaha itaat konusunda isyan etmemek, matem anında yüzü tırmalamamak, üst-başı yırtmamak, saçı başı yolmamak ve vaveylalar koparmamak gibi emirler vardı. Bize Yakup b. İbrahim b. Sad ez-Zühri haber verdi. O babasından, o Salih b. Keysandan, o da soy olarak Ensardan gelen el-Haris b. Fudayl el-Ensariden, kendisine İbn Şihabın Ubade b. Samitin şöyle dediğini anlattığını rivayet etti: Resulallah bize şöyle dedi: “Sizler kadınların biat ettiği şeyler üzerine biat etmez misiniz? Bunlar Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, çocuklarınızı öldürmemek, iftira atmamak ve Allaha itaat hususunda bana asi olmamaktır.” Biz de bunun üzerine “Tabii ki ya Resulallah!” dedik ve bunlar üzerine biat ettik. Resulallah, “Bundan sonra kim bir günah işler de arkasından da bundan dolayı cezalandırılırsa bu, onun kefareti olur. Şayet cezalandırılmazsa onun işi Allaha kalmıştır. Allah dilerse affeder; dilerse onu cezalandırır.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Yezid eş-Şeybani anlattı; dedi ki: Şehr b. Havşebin şöyle dediğini işittim: Bize Ümmü Seleme el-Ensariyye anlattı; dedi ki: -O, Peygamberin biat aldığı kadınların içindeydi. Yanında teyzesi de vardı. O, Peygamberden başka bir hadis de rivayet etmiştir.- Kadınlardan birisi, “Ya Resulallah! Hakkında, sana karşı gelmememiz gereken itaat nedir?” diye sorunca Resulallah, “Ağıt yakmayınız.” dedi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi. O Eyyubdan, o Hafsa bt. Sirinden, o da Ümmü Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Biat sırasında bizden, ağıt yakmamak konusunda söz alınmıştı. Fakat şu beş kadın dışında kimse sözünü tutmadı: Ümmü Süleym, Ümmül-Ala bt. Ebu Sebre, Muazın hanımı ve annesi ve başka bir kadın. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Ferruh haber verdi; dedi ki: Bize Musab b. Nuh haber verdi; dedi ki: Peygambere biat etmiş yaşlı bir kadının zamanına ulaştım. Şunları söylemişti: “Ben Resulallaha biat etmek için gitmiştim. Bizden ağıt yakmamamız hususunda söz aldı. Yaşlı bir kadın, Ya Resulallah! Bir grup insan bana isabet etmiş bir musibetten dolayı bana yardım etmişti. Şimdi musibet onlara isabet etmiş bulunmakta ve ben de onlara yardım etmek istiyorum. dedi. Peygamber de Git ve onlara yardım et! deyince ben de gittim. Daha sonra geldim ve ona biat ettim. İyi işler yapmak, Allahın, “İyi işi işlemekte sana karşı gelmemeleri…”] ayetinde belirttiği husustur. Bize Said b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Cerir haber verdi. O Mansurdan, o Salim b. Ebül-Caddan, o da Ebül-Melih el-Hüzeliden şöyle dediğini rivayet etti: Bir kadın Peygambere biat için gelmişti. Ona ayette geçen “İyi işi işlemekte sana karşı gelmemeleri…”] kısmına gelince “Ağıt da yakmayacaksın.” dedi. Kadın “Ya Resulallah! Bir kadın bana yardım etti ve ben de ona yardım etmek istiyorum” dedi. Fakat Resulallah durdu ve herhangi bir şey söylemedi. Kadın da bunu iki-üç defa tekrar etti. Peygamber ona müsaade etmedi ve bundan dolayı da kadın gitmedi. Resulallah sonra ondan biat aldı.” Bize el-Mualla b. Esed el-Ammi haber verdi; dedi ki: Bana Vehb anlattı. O Eyyubden, o da Bekir b. Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah biat sırasında kadınlardan, matem anında elbiselerini yırtmamak, vaveylalar koparıp da bağırmamak, yüzü gözü tırmalamamak ve ağıt yakmamak üzere söz aldı. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Amr b. Ebu Zaide haber verdi; dedi ki: Şabiyi şunu söylerken işittim: Kadınlar Peygamber ile biatleşirken Peygamber onlara, “Sizler, Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamak üzere söz vereceksiniz.” deyince Hind, “Bunu kabul ediyoruz.” dedi. Peygamber bu sefer “Hırsızlık yapmayacaksınız!” deyince Hind, “Ben Ebu Süfyanın malından ondan habersiz almaktayım.” dedi. O sırada Ebu Süfyan, “Benim malımdan aldığın sana helaldir.” dedi. Peygamber, “Zina etmeyeceksiniz.” deyince Hind, “Hür kadın zina eder mi?” diye sordu. Daha sonra Peygamber, “Çocuklarınızı öldürmeyeceksiniz.” deyince Hind, “Onları sen öldürdün.” dedi. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Melih haber verdi. O da Meymun b. Mihrandan şunu rivayet etti: Bir grup kadın Resulallaha biat etmek için geldi. İçlerinde Muaviyenin annesi Hind bt. Utbe de vardı. Resulallah “Sizler, Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız, hırsızlık yapmayacaksınız.” deyince, Hind “Ya Resulallah! Ebu Süfyan cimri biridir. Ondan habersiz onun malından bir şey almamda benim için sakınca var mıdır?” diye sorunca Resulallah ona taze hurma alma hususunda izin verdi, fakat kuru hurma için izin vermedi. Resulallah daha sonra “Zina etmeyeceksiniz.” deyince Hind “Hür kadın zina eder mi?” diye sordu. Resulallah, “Çocuklarınızı öldürmeyeceksiniz” deyince Hind bu sefer, “Bize çocuk mu bıraktınız? Onları Bedir gününde öldürdünüz” dedi. Resulallah daha sonra, “Allaha itaat hususunda isyan etmeyeceksiniz.” dedi. Meymun, “Allah, hiçbir peygamberine, kadınların maruf olan şeyler hususunda itaat etmeleri dışında herhangi bir şey emretmemiştir. Maruf da Allaha itaat etmektir.” dedi. Bize Abdullah eş-Şeybaninin iki oğlu Yahya ve Muhammed haber verdiler; dediler ki: Bize Muhammed b. İshak anlattı. O Ensardan bir adamdan, o da annesi Selma bt. Kaystan şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup kadınla beraber biat etmek için Resulallaha geldim. Bize şart koştukları arasında eşlerimizi kandırmama konusu da vardı. Bizler oradan ayrılmak üzere iken “Allaha yemin olsun ki, dönüp Resulallaha eşlerimizi kandırmamaktan maksadın ne olduğunu sormamız gerekir.” dedik ve dönüp bunu ona sorduğumuzda, “Onun malını başkasına vermemek ya da onun malıyla başkasını sevindirmemektir.” dedi. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. O da Ata el-Horasaniden şunu rivayet etti: Resulallah kadınlara ağıt yakmamaları ve erkeklerle halvet halinde bulunmamalarını şart koştu. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Ebül-Eşheb ve Mübarekten, onlar da el-Hasandan şunu rivayet ettiler: Resulallahın kadınlardan biat aldığı sırada onlara şart koştuğu hususlar arasında kendilerine mahrem olan erkekler dışında başka erkeklerle konuşmamaları da vardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Dabi b. Amr anlattı; dedi ki: Yakalandığı bir ağrıdan dolayı el-Hasanı ziyarete gitmiştik. O sırada bize, Resulallahın şöyle dediğini aktardı: “Kadınlardan biat alma hususundaki ayet inince Resulallah onlardan biat aldı ve kendilerine erkeklerle konuşmamalarını şart koştu. Bu, Allahın kitabında yer alan bir husustur.” Bize Muhammed b. el-Fadl haber verdi. O el-Velid b. Cümeyden, o da Ebu Seleme b. Abdurrahmandan şöyle dediğini rivayet etti: Ömer ve Ayşe Mekkeye gittiklerinde Sabitin kızının evinde konakladılar. O da Mekkede Peygambere biat eden yedi kadından biriydi.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Abdüsselam b. Harb anlattı. O Yunus b. Ubeydden, o Ziyad b. Cübeyrden, o da Saddan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah kadınlardan biat alınca aralarından biri kalktı, -zannederim Mudarlı bir kadındı- ve şöyle dedi: “Ya Resulallah! Bizler hepimiz babalarımızın, eşlerimizin ve erkek evlatlarımızın eline bakıyoruz. Onların mallarından bize helal olan miktar nedir?” Resulallah, “Taze hurmadan yer ve hediye olarak verirsiniz.”dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne anlattı. O Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Hüseynden, o Şehr b. Havşebden, o da Esma bt. Yezidin şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah bir grup kadınla beraber olduğum sırada bana uğradı ve bize selam verdi. Biz de selamına karşılık verdik. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Yakup b. Muhammed b. Abdurrahman anlattı. O da Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sasaadan şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Umare şöyle dedi: Erkekler Akabe biati gecesinde ellerini Resulallahın elleri üzerine koyuyorlardı. Abbas da Resulallahın elinden tutmuştu. Ne zaman ki, sıra bana ve Ümmü Menie gelince eşim Gaziyye] b. Amr, “Ya Resulallah! Bu iki kadın sana biat etmek için bizimle gelmiş bulunmaktalar.” diye seslenince Resulallah, “Sizinle biatleştiğim şeyler üzerine onlarla da biatleşiyorum. Çünkü ben kadınlarla musafaha etmem” dedi. Adamlarımızın bulunduğu yere döndüğümüzde Selit b. Amr ve Ebu Davud el-Mazini adında iki adamla karşılaştık. Bunlar da biat için gelmişlerdi. Fakat topluluğun biat etmiş olduğunu gördüler. Bunlar daha sonra Esad b. Zürareye biat ettiler. Esad, Akabe biati gecesinde yetmiş kişi arasında baş temsilciydi. Bize Abdülaziz b. el-Hattab haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Îzarın azatlısı Naile el-Kufiyye anlattı. O Ümmü asımdan, o es-Sevdadan şöyle dediğini rivayet etti: Biat etmek için Resulallaha geldim. Bana, “Git kına sürün!” dedi. Ben de gittim kına süründüm ve sonra gelip biat ettim. Bize İsmail b. Eban el-Verrak haber verdi; dedi ki: Bana Naile anlattı. O Ümmü asımdan, o da es-Sevdadan şöyle dediğini rivayet etti: Biat etmek için Resulallaha geldim. Bana “Git ve kına sürün ve sonra gel biatini alayım.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Üsame b. Zeyd el-Leysi anlattı. O Amr b. Şuaybdan, o babasından, o dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah hicretle beraber Medineye gelince, bazı kadınlar Müslüman olmuş ve huzuruna gitmişlerdi. “Ya Resulallah! Adamlarımız size biat ettiler. Şüphesiz ki, biz de biat etmek istiyoruz.” dediler. Bunun üzerine Resulallah bir kase su istedi ve elini suya batırdı. Sonra da o bardağı her bir kadına [ellerini batırması için] verdi. İşte bu da onların biati oldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne anlattı. O İbn Ebu Hüseynden, o Şehr b. Havşebden, o da Esma bt. Yezidden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallaha biat ettik ve bizi şu ayettekilerden sorumlu tuttu: “…Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek…” Sonra da “Ben kadınlarla musafaha etmem. Fakat Allahın size şart koştuklarını şart koşuyorum.” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Üsame b. Zeyd anlattı. O Davud b. el-Husayndan, o da İbn Ebu Ahmedin azatlısı Ebu Süfyandan şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü amir el-Eşheliyyeyi şöyle derken işittim: “Ben, Leyla bt. el-Hatim ve Havva bt. Yezid b. es-Seken b. Kürz b. Zeura, akşam ve yatsı arasında bir vakitte örtülerimize bürünmüş olarak Peygamberin huzuruna girdik. Ben selam verdim. Bizi yanına yaklaştırdı. Bize “Hoş geldiniz!” dedikten sonra ihtiyacımızın ne olduğunu sordu. Biz de “Ya Resulallah! İslam üzere sana biat vermeye geldik. Seni tasdik ettik. Senin getirdiğin şeyin hak olduğuna şehadet ettik.” dedik. Bunun üzerine Resulallah, “Size İslam ile hidayet veren Allaha hamd olsun.” dedi. Sonra da, “Biatinizi aldım.” dedi. Ümmü amir dedi ki: “Ona yaklaştım. O sırada Resulallah, “Ben kadınlarla musafaha etmem, benim bir kadına verdiğim söz, bin kadına verdiğim söz gibidir.” dedi. Ümmü amir, “Bizler Resulallaha biat eden ilk kadınlarız” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebu Habibe anlattı. O da asım b. Ömer b. Katadeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallaha ilk biat eden kadınlar şunlardır: Ümmü Sad b. Muaz Kebşe bt. Rafi b. Ubeyd, Ümmü amir bt. Yezid b. es- Seken, Havva bt. Yezid b. es-Seken, Züferoğullarından Leyla bt. el-Hatim, Amr b. Avfoğullarından “Kızların Babası” diye bilinen ve Uhudda öldürülen Ebu SüfyanınLeyla, Meryem ve Temime adlı kızları, Şemus bt. Ebu amir er-Rahib ve Şemusun kızı Cemile bt. Sabit b. Ebül-Aklah ve Tayyibe bt. en-Numan b. Sabit b. Ebül-Aklah.” Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana ez- Zührinin kardeşinin oğlu Muhammed b. Abdullah anlattı. O da ez-Zühriden şöyle dediğini rivayet etti: Urve b. ez-Zübeyrin yanına gitmiştim. O sırada el-Velid b. Abdülmelikin arkadaşı olan Hübeyreye mektup yazıyordu. Ona gönderdiği mektupta, “Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir.” şeklinde Mumtehine suresinin 10. ayetini soruyordu. Hübeyre ona şu cevabı göndermişti: “Şüphesiz ki Resulallah Hudeybiye günü Kureyş ile velisinin izni olmaksızın gelenleri geri çevireceği hususunda musalaha yaptı. Bu şekilde gelen erkekleri geri çeviriyordu. Kadınlar hicret edince Allah onların İslam ile imtihan edilmelerinden sonra iade edilmesini kabul etmedi. Onların İslama isteyerek girdiklerini belirtti. Ona (Resulallaha) eşlerinden alıkonulmaları durumunda onlara mihrlerini geri ödemelerini ve şayet (müşrikler) böyle yaparlarsa Müslümanların da aynı karşılığı vermelerini emretti. Mümin erkeklere de “Mihr olarak infak ettiğinizi isteyin.”] dedi. [Bu süre içinde Ümmü Külsum bt. Ukbe b. Ebu Muayt Resulallahın yanına hicret etti.]] Kardeşleri [Ukbenin çocukları Umare ve el-Velid]] ertesi gün sabah onun iade edilmesini talep ettiler. Resulallah onların iade edilmesine karşı çıktı. Onlar da Mekkeye dönüp durumu Kureyşe haber verdiler. Kureyş bu duruma katlandı ve kadınların iade edilmesi konusunda artık hiç kimseyi göndermediler. “Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kafirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların [kocalarının] sarfettiklerini [mihrleri] geri verin. Mihrlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allahın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir. Eğer eşlerinizden biri, sizi bırakıp kafirlere kaçar, siz de [onlarla savaşıp] galip gelirseniz, eşleri gitmiş olanlara [ganimetten], harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allaha karşı gelmekten sakının.”] Sizden herhangi bir erkeğin hanımı kafirlere kaçarsa, götürdüğü mihri, kocası kafir olup size kaçan mümin kadınların beraberinde getirdiği mihre sayın. Müminler Allahın bu hükmüne uydular; fakat müşrikler buna uymadılar. Biz iman etmiş olup da daha müşriklerin safına geçen herhangi bir kadın bilmiyoruz. Fakat Allahın hükmü bu şekilde inmiştir ve genel geçer bir hakikattir. “Kafir kadınları nikahınızda tutmayın” ayetinden maksat Ehl-i kitap dışındaki kadınlardır. Bu ayetten dolayı Ömer, Müleyke bt. Ebu Ümeyyeyi boşadı. Bu kadın Ubeydullah b. Ömerin annesidir. Onunla Ebu Cehm b. Huzeyfe evlendi. Ömer aynı şekilde Cervel el-Huzaiyyenin kızı Ümmül-Hakem bt. Ebu Süfyan b. Harbı da boşadı ve onunla Abdullah b. Osman es- Sekafi evlendi. Abdullahın ondan Abdurrahman b. Ümmül- Hakem adındaki oğlu dünyaya gelmiştir. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O babasından, o da İkrimeden şunu rivayet etti: “Onları imtihan edin!” ifadesi hakkında şunları söylediği bildirilmiştir: Sizi getiren [hicret ettiren] şey Allah ve Resulüne olan sevginizdir. Ne bizden olan bir adama olan sevginiz, ne de eşlerinizden kaçışınız değildir.