Hazret-i Ammarın babası Yaser, annesi Sümeyye, kardeşi Abdullah ailece müslüman olmuşlardı. Müşrikler, Ammara yaptıkları işkencelerden daha fazlasını annesine, babasına ve kardeşine yaparlardı. İşkence sırasında, küfür olan sözlerini bunlara söyletmek isterler, onlar da; “Derimizi yüzseniz, etimizi dilim dilim doğrasanız, sizi dinlemeyiz” diye cevap verirler; “La ilahe illallah, Muhammedün Resulallah” derlerdi. Yine bir gün Batha denilen yerde, Yaser ailesine topluca işkence yapılırken, Peygamberimiz oradan geçiyordu. Eshabının bu dayanılmaz işkencelerini görünce çok üzüldüler. Yaser; “Ya Resulallah! Zamanımız hep böyle işkence ile mi geçecek?” diye sual edince, Efendimiz; “Sabrediniz ey Yaser ailesi! Sevininiz ey Ammar ailesi! Hiç şüphesiz, sizin mükafat yeriniz Cennettir.” buyurdu.
Yine bir gün, Mekke müşrikleri, Ammara ateşle eziyet ve işkence ediyorlardı. Resulallah efendimiz orayı teşrif ettiler; “Ey ateş! İbrahime olduğun gibi, Ammara da serin ve selamet ol!” buyurdular. Daha sonra Ammar sırtını açtığında ateşin izi görünüyordu. Bu iz, Resulallahın duasından önce idi.
Yine Yaser ailesini işkenceye tabi tuttukları bir günde, Yaseri ve oğlu Abdullahı okla şehid ettiler. Ebu Cehl, Sümeyyenin mübarek ayaklarını iple bağlattı. İplerin uçlarına da iki deveye bağlatıp, ayrı istikametlerde sürerek Sümeyyeyi parçalattı ve şehid etti. Merhametsiz, gaddar, zalim Ebu Cehl ve diğer müşriklerin, işkencelerle Yaser ailesini şehid ettikleri haberini Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram duyduklarında, pek ziyade üzüldüler. Bu hadise, Eshabın birbirlerine daha çok bağlanmasına ve kenetlenmesine sebeb oldu.
Eshab-ı kiram , namaz kılacakları zaman kimsenin bulunmadığı yerlere giderler, orada ibadetlerini gizlice yaparlardı. Yine böyle bir gün; Sad bin Ebi Vakkas, Said bin Zeyd, Abdullah bin Mesud, Ammar bin Yaser, Habbab bin Eret Mekke vadilerinden Ebu Düb denilen mevkiide namaz kılıyorlardı. O sırada, onları takip eden Ahnes bin Şerik ve bazı müşrikler yanlarına gelip ibadetleriyle alay etmeye, kötülemeye başladılar. Buna dayanamayan Sad bin Ebi Vakkas ve arkadaşları, müşriklere hücum ettiler. Sad, eline geçirdiği bir deve kemiğini, kafirlerden birinin kafasına vurarak yardı. Müşrikler korkarak kaçtılar. Böylece müslümanlar ilk defa, kafir kanı akıtmış oldular.