“Arais-ül-mecalis” kitabında, Kab-ül-Ahbardan şöyle nakledilmektedir: Kab-ül-Ahbar, bir yahudiyi ağlarken gördü ve niye ağlıyorsun dedi.
Yahudi; “Bazı şeyleri hatırladım da onun için ağlıyorum” diye cevap verdi. Kab; “Allah için, seni ağlatan şeyi sana haber verirsem, beni tasdik eder misin” dedi. Yahudi alimi; “Evet, tasdik ederim” dedi. Kab-ül-Ahbar dedi ki: “Allah için söyle! Musa a indirilen Allahın kitabında, Musa ın Tevrata bakıp; “Ben burada bir ümmet buluyorum. Onlar insanlar içinden çıkarılmış ümmetlerin en hayırlısıdır. Marufu, yani Allahın sevdiği, beğendiği şeyleri emrederler. Münkeri, yani Onun sevmediği, beğenmediği şeyleri yasaklarlar. İlk ve son kitaplara iman ederler. Kör deccali öldürünceye kadar, dalalet ehli ile harbederler” buyrulduğunu gördü. Bunun üzerine Musa ın; “Ya Rabbi, onları bana ümmet eyle” dediğini, Allahın da ona; “Onlar, Muhammed ın ümmetidir ey Musa!” buyurduğunu buldun mu? Okuduğun kitaplarda hiç böyle bir hadiseye rastladın mı?” Yahudi alimi; “Evet” dedi.
Kab buyurdu ki: “Allah için söyle! Allahın Musa a indirdiği kitapta, Musa ın Tevrata bakıp; “Ben bir ümmet buluyorum ki, onlar hamd edici, güneşi gözetip, ona göre amel edici bir iş yapmak isteyince, inşaAllah deyicidirler” buyrulduğunu gördü. Bunun üzerine Musa ın; “Onları bana ümmet eyle!” dediğini, Allahın; “Onlar, Muhammed ın ümmetidir, ey Musa!” buyurduğuna, rastladın mı?” Yahudi alimi; “Evet” cevabını verdi.
Kab dedi ki: “Allah için söyle! İndirilen kitapta, Musa ın Tevrata bakıp; “Ya Rabbi, ben bunda bir ümmet buluyorum. Keffaret (yemin, oruç) borçlarını ve sadakalarını (zekatlarını) emredilen yerlere verirler, heba etmezler. Onlar tesbih ederler, dualarının kabul olmasını isterler, duaları kabul olunur, şefaat ederler, şefaatleri kabul olunur” buyrulduğunu gördü. Musa ın bunun üzerine; “Ya Rabbi! Onları bana ümmet eyle” dediğini, Allahın; “Onlar Muhammed ın ümmetidir, ey Musa!” buyurdu dediğini buluyor musun? Kitaplarınızda bunu da okudun mu?” Yahudi alimi; “Evet okudum” dedi.
Kab devam edip; “Allah için söyle! İndirilen kitapta (Tevratda), Musa ın Tevrata bakıp; “Ben burada bir ümmet buluyorum, onlardan biri yüksek bir yere çıkınca, Allahı tekbir eder, yani “Allahü Ekber” der, alçak bir yere inince “Elhamdülillah” der. Toprak onlar için temiz, yeryüzü onlara mesciddir. Nerede olsalar, cünüplükten temizlenirler. Su bulamadıkları zaman, temiz toprakla temizlenmeleri (teyemmüm etmeleri), su ile abdest almaları gibidir” buyrulduğunu gördü. Bunun üzerine, Musanın; “Onları bana ümmet eyle” dediğini, Allahın; “Onlar, Muhammed ın ümmetidir ey Musa!” buyurduğunu da görüp okudun mu?” dedi. Yahudi alimi; “Evet” dedi.
Kab dedi ki: “Allah için söyle! Tevratda, Musanın ona bakıp; “Ya Rabbi, ben bunda bir ümmet buluyorum. Onlardan biri, bir iyilik yapmaya niyet edince, yapmasa da ona sevab verilir. O iyi işi yaparsa, ondan yedi yüze kadar sevab verilir. Kötülük yapmaya niyet edince, yapmayınca günah yazılmaz, yaparsa bir günah yazılır” buyrulduğunu gördü. Bunun üzerine Musanın; “Ya Rabbi! Onları bana ümmet eyle” dediğini, Allahın; “Onlar, Muhammed ın ümmetidir” buyurduğunu buluyor musun?” Yahudi alimi; “Evet” dedi.
Kab yine dedi ki: “Allah için söyle! İndirilmiş olan kitapta, Musa ın Tevrata bakıp; “Ya Rabbi! Ben, asfiya olan rahmet olunmuş bir ümmet buluyorum, kitaba varis olurlar, kimi nefsine zulüm eder, kimi hak, adalet üzere olur, kimi de iyilikte çok ileriye geçer. Ben onların hepsini merhamet olunmuş buluyorum. Onları bana ümmet eyle” dediğini ve Allahın; “Onlar Ahmedin (Muhammed ın) ümmetidir ey Musa!” buyurduğunu buluyor musun?” Yahudi alim; “Evet” dedi.
Kab dedi ki: “Allah için söyle! İndirilmiş kitapta, Musa ın ona (Tevrata) bakıp; “Ya Rabbi, ben bir ümmet buluyorum. Mıshafları göğüslerindedir. (Kitapları olan Kuran-ı kerimi ezberlemişlerdir.) Cennet ehlinin çeşitli elbiselerini giyerler, namazlarında melekler gibi saflar halinde dururlar, mescidlerinde sesleri arı vızıltısı gibidir, onlardan bir kişi Cehenneme girmez ve onlardan kimisi, hesaba çekileceği kıyamet gününü, ölümü, ağaç ardındaki harman gibi (yani pek yakın) görürler. Onları bana ümmet eyle” dediğini ve Allahın ona; “Onlar Muhammed ın ümmetidir. Ey Musa!” buyurduğunu buluyor musun?” Yahudi alim; “Evet” dedi.
Musa , Muhammedin ümmetine ihsan olunan iyiliklerin ve nimetlerin bu kadar çok olduğunu hayretle müşahede edince; “Keşke Muhammedin eshabından olsaydım” dedi. Bunun üzerine Allah ona vahyederek, Onu seçip beğendiğini, Onun eshabından olmasının imkansız olduğunu, Çünkü Onun daha sonraki zamanlarda yani kıyamete yakın geleceğini bildirdi. Fakat, kıyamette seni Onunla buluştururum. Yakınında eylerim buyurdu.
Kuran-ı kerimde Saf suresinin 6. ayetinde, mealen buyuruldu ki: “Îsa bin Meryem de bir zaman şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim. Benden evvelki (benden evvel gönderilmiş olan) Tevratın tasdikçisi, benden sonra gelecek bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim. Ki o peygamberin ismi Ahmeddir. (Muhammeddir)”
Tevratda bildirilmiş olan hükümlerden bir kısmı Kuran-ı kerimde zikredilmiştir. Bunlardan bir kısmı Necm suresinde beyan edilmiş olup, şöyledir:
1- Kimse kimsenin günahını yüklenemez. Bir kimse bir başka kimsenin suçundan dolayı hesaba çekilmez ve cezalandırılmaz.
2- İnsana ahirette, ancak dünyada işlediği salih ameller ve niyeti fayda verir.
3- Her mükellef insan, iyi olsun, kötü olsun kıyamet günü amelini mizanda görecektir.
4- Kıyamet gününde insana çalışmasının karşılığı tam olarak verilecektir. Salih amel işlemişse mükafat, günah işlemişse ceza görecektir.
5- Öldükten sonra bütün mahlukatın dönüşü Allahadır. Kıyamet günü hepsi diriltilip, dünyada yaptıklarının karşılığını göreceklerdir.
6- İnsanı güldüren de ağlatan da Allahdır. İnsanın yaptığı bütün işler, Allahın takdiri ile, yani kaza ve kaderi ile olmaktadır.
7- Dünyada hayat veren, öldükten sonra da ahirette dirilten ancak Allahdır. Ondan başka kimsenin öldürmeye ve diriltmeye kudreti yoktur.
8- Nutfeden (meniden) erkek ve dişi iki sınıf canlıyı yaratan Allahdır. Nutfe (meni) tek bir şey olduğu halde, ondan muhtelif uzuvlar ve farklı tabiatlar, erkek ve dişi yaratan Allahdır. Bunlar Onun kudreti ile olmaktadır.
9- Kıyamette yeniden diriltmek de Allaha aittir. İnsanlar öldükten sonra, Allah onları kıyamet günü tekrar diriltecek ve hesaba çekecektir.
Bu hususların İbrahim ın suhufunda da bildirildiği Kuran-ı kerimde zikredilmektedir. (Bkz. İbrahim )