İsrailoğullarının sözlerinden dönmeleri:
Rivayete göre, İsrailoğulları, başlarındaki dağın, önlerindeki ateşin ve arkalarındaki denizin kaldırılması mukabilinde kabul ettikleri şartlara, söz verdikleri esaslara riayet etmediler. İçlerinden pek azı hariç, hiç biri sözlerinde durmadı.
Musa bu azgınlara; eskiden Kıptiler elinde çektikleri eziyetleri, Firavunın zulümlerini, Allahın, kendilerini onlardan kurtarıp daha nice nimetler ihsan ettiğini, denizde yollar açıp geçirdiğini, selamet ve rahata kavuştuklarını hatırlatıyor, onlar ise bir türlü isyanlarından vaz geçmiyorlardı.
Musa ın, kavmine, Allahın nimetlerini hatırlatarak nasihat etmesi ve bu nasihatlerinden, söylediği sözlerden bazıları, ayet-i kerimelerde mealen şöyle bildirilmektedir: “… (Ey İsrailoğulları!) Allahın size olan nimetlerini hatırlayın. O sizi, Firavun kavminden kurtardı ki, Firavun ve kavmi size, azabın şiddetlisini reva görüyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyorlar, kızlarınızı da, hizmetçi olarak kullanmak üzere alıkoyuyorlar, dokunmuyorlar, onları boğazlamıyorlardı. O şiddet ve sıkıntıda, Allahtan size büyük bir imtihan vardı.
Yine hatırlayınız ki, Allah size şöyle bildiriyor: “Nimetlerimin kıymetini bilir, emrettiğim gibi kullanırsanız, onları arttırırım. Kıymetini bilmez, bunları beğenmezseniz, elinizden alır, şiddetli azab ederim.”
Yine Musa dedi ki: “Ey kavmim! Eğer siz ve yeryüzünde bulunan insan ve cinnilerin hepsi, Allahın nimetlerine nankörlük etseniz ve nimetlerine şükretmezseniz, hiç şüphe yok ki, Allah sizin şükrünüzden ganidir. (Yani şükrünüze ihtiyacı yoktur.) Çünkü, O, zatında gereği üzere hamde layıktır (ve bütün mahluklar, lisan ile veya hal ile hep Onu zikretmektedirler. O halde, sizin nimetlere nankörlük etmenizin zararı yine kendinizedir. Zira nankörlük etmekle, nimetlerin artmasından kendinizi mahrum etmiş, hem de azabın şiddetlisine uğramış olursunuz)” (İbrahim suresi: 6-8)
İsrailoğulları, olmadık sualler sorarak ve olmayacak şeyler isteyerek, her söylenilene çeşitli laflarla itiraz ederek, Musa ı çok üzüyorlardı. O ise sabrediyor, kavminin ıslahına çalışıyordu. Kendini üzmemeleri ve itaat etmeleri hususunda onlara ikazda bulunuyor, dikkatli davranmalarına çalışıyordu.
Nitekim Sad suresi 5. ayet-i kerimesinde mealen buyruldu ki: “Musa kavmine dedi ki: “Ey kavmim! Benim, Allah tarafından size gönderilmiş bir peygamber olduğumu bildiğiniz ve bu bilmeniz, bana hürmetsizlikten, bana sıkıntı vermekten sakınmanızı icab ettirdiği halde, bana niye eziyet ediyorsunuz.”