"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

İbrahimin putları kırması

İbrahim Keldani kavmini, daima Allaha imana davet eder, onları içinde bulundukları sapıklıktan kurtarmaya çalışırdı. Babil halkı onu bu tutumundan dolayı üvey babası olan azere şikayet etmişlerdi. azer, İbrahim ı azarlamak istedi ve bu işten vaz geçmesini söyledi. İbrahim , onun sözlerine hiç aldırmayıp; “Benden delil isteyin göstereyim. Bana hidayet veren, doğru yolu gösteren Allah beni sizden ayırdı. Sizin içinde bulunduğunuz sapıklığa düşürmedi. Sizi ve pullarınızı sevmiyorum.” dedi. Bunun üzerine azer hiddetlenip, İbrahim ın, yanından uzaklaşmasını istedi.

İbrahim , Allahın emri üzerine büyük-küçük kim olursa olsun insanları imana davet ediyordu. Bu sırada, insanlara topluca açık bir tebliğde bulunmayı, putların manasız ve acizliğini, onlara tapmanın apaçık bir dalalet, sapıklık olduğunu gayet açık bir şekilde göstermek istiyordu. O zaman Keldani kavmi senede bir gün toplanıp, kendilerine göre, bayram yapardı. O gün gelince, halk bayram yapmak üzere bir yerde toplanırdı. Bayram yaptıktan sonra puthaneye gidip, putlara secde ederek taparlar, sonra evlerine dönerlerdi. Keldani kavminin toplanıp bayram yapacakları yere gittiği zaman, İbrahim ın üvey babası ve puthanenin bekçisi olan azer ona; “Bu gün, bayram yapmaya sen de bizimle gel!” dedi. İbrahim onlarla birlikte, toplanacakları yere doğru yola çıktı. Biraz gittikten sonra; “Ben hastayım” diyerek geri döndü. İnsanlar bayram yerinde toplandıkları zaman şehirde kimse kalmamıştı. İbrahim şehre girip doğruca puthaneye gitti. Burada yetmiş kadar put vardı. Putların önüne, çeşit çeşit yemekler konmuştu. Putperestler bayram yapmaya giderken bu yemekleri putların önüne koyup; “Yemeklerimiz bereketlenir dönünce yeriz” demişlerdi. İbrahim putların önüne dizilmiş olan bu yemekleri görünce, alay ederek putlara; “Niçin yemiyorsunuz? Niçin konuşmuyorsunuz?” diye bağırdı. Bu putlar gümüşten, pirinçten, bakırdan ve ağaçtan yapılmıştı. En iri putu altından yapmışlar ve altından bir taht üzerine yerleştirmişlerdi. Üzerine sırmalı elbiseler giydirip, başına da süslü bir taç koymuşlardı.

İbrahim yanında getirdiği bir balta ile bütün putları kırıp, parça parça etti. Sadece en iri putu kırmadı ve baltayı bunun boynuna asarak oradan uzaklaştı. Putperest Keldani kavmi bayramdan dönünce adetleri üzere puthaneye gittiler. İçeri girdikleri zaman putların kırılıp parça parça edildiğini görünce şaşırdılar. Bunu kim yaptı diye bağrışmaya başladılar. Putları kıranı cezalandıracağız dediler: Sonra araştırmaya başladılar ve; “Bu işi, yapsa yapsa İbrahim yapar. Hastayım diyerek bizimle bayram yerine gelmedi” dediler. Zaten İbrahim ın, kendilerini puta tapmaktan vaz geçip, Allaha iman etmeye çağırdığını, putlardan nefret ettiğini biliyorlardı. İbrahim ı derhal yakalayıp cezalandırmaya karar verdiler, durumu Nemruda da bildirdiler. Nihayet İbrahim ı bulup, halkın önünde sorguya çektiler.

“Ey İbrahim! Bizim ilahlarımız olan putları sen mi kırdın? Bu hakareti sen mi yaptın” dediler. İbrahim bu sapık kişilerin açık delillerle uyanmalarını, sapıklıklarını anlamalarını ve böylece hidayete kavuşmalarını istiyordu. Bu sebeple onlara; “Bu işi olsa olsa, boynunda balta asılı duran şu en iri put yapmıştır. Ben varken bu küçük putlara niçin tapıyorlar? demiştir. Siz ona bir sorunuz. Belki o yapmıştır” dedi. Putperestler; “Putlar konuşamaz ki sen bize onlara sor diyorsun” dediler. Bunun üzerine İbrahim ; “O halde daha kendilerini kırılmaktan kurtaramayan, size hiç bir faydası olmayan bu putlara ilah diyerek niçin tapıyorsunuz, hala akıllanmayacak mısınız? Size ve taptığınız bu putlara yazıklar olsun!” dedi.

Bu hususlar Kuran-ı kerimde bildirilmiş olup, mealen şöyledir: “Nihayet o, putları paramparça etti, yalnız bunların büyüğünü bıraktı (ve baltayı büyük putun boynuna astı). Umulur ki (putların acizliklerini görürler de) İbrahime ve dinine dönerler (veya büyük puttan hadiseyi sorarlar.) Kafirler bayram yerinden döndükleri zaman dediler ki: Bunu bizim ilahlarımıza kim yaptı? Muhakkak o kimse kendisine zulüm edip tehlikeye atanlardandır. (Yine bir kısmı) dediler ki: İşittik ki bir genç bunları (putları) kötülüyor, kendisine İbrahim deniyormuş. (Nemrud ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin ki onun hakkında bildikleri şeye şahidlik etsinler. (Böylece delilsiz onu yakalamış, cezalandırmış olmayalım. İbrahimi getirdikleri zaman); Ey İbrahim! ilahlarımıza bunu sen mi yaptın? dediler. İbrahim dedi ki: Belki bunu onların şu büyükleri yapmıştır. Sorun bakalım, o küçük putlara, eğer konuşabiliyorsalar size cevap versinler. Bunun üzerine kalbleri ile tefekkür edip, akıllarına dönüp (birbirlerine) dediler ki: Doğrusu siz, konuşmayan, işitmeyen şeye tapmakla zalimlerdensiniz. Sonra yine eski küfür ve isyanlarına döndüler ve dediler ki: Sen gerçekten biliyorsun ki, bu putlar konuşmazlar. Niçin onlara sorunuz dersin? İbrahim; O halde Allahı bırakıp da size hiç bir fayda vermeyecek şeylere mi tapıyorsunuz? Üf (yazıklar olsun) size ve Allahtan başka taptıklarınıza! Hala akıllanamayacak mısınız? dedi.” (Enbiya suresi: 58-67)