“Bizim Ric’atımıza inanmayan bizden değildir”
İmam Cafer’i Sadık (minhusselam) buyurdu: “Bizim ric’atımıza inanmayan bizden değildir.” Geri Dönüş veya “Ric’at” Al-i Muhammed’in (Selam Onlardandır) hadislerinde bahsedilen, insanların ruhlarının dünyaya geri dönüşünü veya reenkarnasyonunu anlatan bir kavramdır. İmamlar (Selam Onlardandır) birçok defa belirtmişler ki, Kaim zuhur ettiğinde: “Kabrinde olan mümine, ‘Ey falanca, sahibin zuhur etti, istersen ona katıl, istersen burada Rabbinin keremi içinde kalmak istersen kal’ denilir.”
Yani burada, Kaim’in zamanında ölülere dünyaya dönme şansı veriliyor ve ölüler, yeniden doğmak dışında başka nasıl hayata dönebilir? Me’mun İmam Rıza’ya (minhusselam) Ric’at hakkında soru sordu. O (minhusselam) buyurdu: “Şüphesiz o haktır ve önceki ümmetlerde de vardı. Kur’an ondan bahsetti ve Allah Resulü (O’na ve Ailesine Selam Olsun) şöyle buyurdu: ‘Önceki ümmetlerde olan her şey bu ümmette de olacaktır.’”
İmam Bakır (minhusselam) buyurdu: “[Helak ettiğimiz memleketler için imkansızdır, onlar geri dönmeyecekler.][Kur’an 21:95] Allah’ın üzerine bir azap indirerek helâk ettiği her memleket bir daha geri dönmeyecektir ve bu ayet Ric’at’ın en büyük delillerinden biridir. Çünkü İslam ehlinden hiç kimse, kıyamet günü, azapla helak olanlar ve olmayanlar da dahil, bütün insanların döneceğini inkar etmez. O halde Allah “dönmeyecekler” dediğinde bu, Ric’at içindir, fakat kıyamete gelince, onlar cehenneme girmek için döneceklerdir.”
İmam Bakır (minhusselam) buyurdu: “Muhakkak ki Resulullah ve Ali (Onlara Selam Olsun) dönecektir.” İmam Zeynel Abidin (minhusselam) buyurdu: “[Kur’an’ı sana farz kılan Allah elbette seni döneceğin yere geri döndürecektir.][Kur’an 28:85] Peygamberiniz, Emirelmüminin ve İmamlar size geri dönecekler.” Ve İmam Sadık (minhusselam) buyurdu: “Yeri yararak ric’at edecek ilk kimse Hüseyin bin Ali’dir (aleyhisselam).” Ehl-i Beyt (Selam Onlardandır) çeşitli rivayetlerde bazı peygamber ve sahabeleri isimleriyle zikrederek, onların Kaim’in zamanında döneceklerini belirtmiştir. Onlar arasında Ashab-ı Kehf, Yuşa bin Nun, Mikdad, Malik Eşter, Selman Farisi, Ebu Dücane El-Ensari, Mufazzal bin Ömer ve diğerleri vardır. Bunlar Muhammed ve Al-i Muhammed’in (Onlara Selam Olsun) Geri Dönüş veya Ric’at kavramından bahseden çok sayıda rivayetten sadece birkaçıdır.
Mufazzal bin Ömer ile İmam Sadık (minhusselam) arasında olan konuşmanın kayda alındığı “Haftü’ş Şerif” isimli bir el yazması vardır. Bu kitapta İmam Sadık (minhusselam) İslam’da reenkarnasyon kavramını ve Ric’atın ruhların reenkarnasyonuna nasıl eş değer olduğunu ayrıntılı olarak açıklıyor. İmam Sadık (minhusselam) bir ruhun kaç enkarnasyona sahip olduğunun haritasını çıkarır ve bir ruhun nasıl insan, hayvan, bitki veya kayalar ve taşlar gibi cansız formlarda yeniden bedenlenebileceğini açıklıyor. Kitap ilk olarak bizim tarafımızdan İngilizceye çevrildi ve herkesin okuması için mevcuttur. İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam), “Haftü’ş Şerif” kitabının şimdiye kadar yazılmış en büyük kitaplardan biri olduğunu belirtmiştir. O, İslam tarihinin en sahih ve güvenilir kitaplarından biridir. Zaman içinde küçük tahriflere ve eklere maruz kalmasının yanı sıra esasen kendi orijinal halini korumuştur.
Ali Ğureyfi İmam Ahmed El-Hasan’a (minhusselam) sordu: “Ric’at alemi ne zamandır? O, bu dünyada mı yoksa başka bir alemde mi? Ve Müminlerin Emîrinin (minhusselam) 44.000 yıl hüküm süreceği ve her Şiasından bin erkek doğacağını belirten hadisin tefsiri nedir?”
O (minhusselam) buyurdu: “Müminlerin Emîri, Allah’ın bütün hüccetleri demektir ve her Şiadan bin kişinin doğmasına gelince, Şia sizlersiniz, zira sizin aracılığınızla hidayet edilen kimse, sizin doğurduğunuzdur.”
Ali Ğureyfi sordu: “Allah’ın bütün Hüccetleri ile Mehdileri mi kastediyorsun?”
O (minhusselam) buyurdu: “Evet, Mehdiler.” Ali Ğureyfi sordu: “Kur’an-ı Kerim’in “Gerçekten de o, en büyük (alametlerdendir)” ayetinde en büyük alametler Ric’at günü, Kaim’in günü ve Kıyamet günü müdür?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Bu âyetin bütün bunlarla hiçbir ilgisi yoktur.”
Ali Ğureyfi sordu: “Hüseyin’in (minhusselam), çocuğu olmayan Mehdinin zamanında döneceğine dair bir rivayet vardır. Bu sahih bir rivayet mi?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Evet, sahihtir. O, kendi belinden, kendi suyundan çocuğu olmayan kimsedir.”
Böylece, Ali Ğureyfi İmam’a (minhusselam) sordu: “Peygamberler kronolojik bir sırayla mı dönüyorlar?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Hayır, ille de böyle değildir, bu enkarnasyondaki peygamberlerin dönüşü, kronolojik, birbiri ardınca ve belli bir sıraya göre değildir. Belki Adem (aleyhisselam) bu zamanda Yusuf’un (aleyhisselam) veya İsa’nın (aleyhisselam) soyundandır.”
Ali Ğureyfi dedi: “Dolayısıyla buradan, biyolojik ilişkilerin sadece fiziksel bedenler için olduğunu ve ruhun bu biyolojik ilişkilerle hiçbir ilgisi olmadığını anlayabiliyorum. Öyleyse örneğin Yusuf’un normal bir insanın soyundan olması veya Hüseyin’in (minhusselam) normal bir insanın soyundan olması mümkün müdür? Yoksa bir peygamberin veya bir imamın soyundan mı gelmeleri gerekiyor?”
İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) buyurdu: “Fiziksel olarak normal veya masum olmayan bir insanın soyundan gelebilirler.”
Ali Ğureyfi dedi: “Biz biliyoruz ki, Hüseyin’in (minhusselam) ve İmamların (Selam Onlardandır) makamı benim bildiğime göre, Mehdilerden (Onlara Selam Olsun) daha üstündür, o zaman eğer doğru anladıysam, bu çağda Hüseyin (minhusselam) bu davaya sadece bir destekçi veya bir mümin olmaktan daha yüksek bir makam ile dönmek zorundadır.”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Doğru anladın oğlum, Hüseyin (aleyhisselam) Hüseyin’dir (aleyhisselam). Oğlum, sen kesin bir cevaba ulaşmak istiyorsan onu sana ulaştırıp içini rahatlatayım. Ben Hüseyin’im, ben, ceddim Ali bin Ebu Talib’in (aleyhisselam) kılıcı Zülfikar’ı (iki ucu keskin kılıç) taşıyan Hüseyin’im ve kılıçla muzaffer olanım, Al-i Muhammed’in (Onlara Selam Olsun), İmamların ve Peygamberlerin (Onlara Selam Olsun) intikamını alanım. Ben nebilerin, evliyaların ve resullerin kanının intikamını isteyenim. Bütün hamdler bizi ve sizi bununla şereflendiren Alemlerin Rabbi olan Allah’adır, buna (bu inancın ve davanın bir parçası olmaya) büyük şansa sahip olanlar dışında kimse ulaşamaz.”
Hepimizin tüyleri diken diken oldu ve ağladık, ve ben dedim ki: “Allah şahittir ki, yıllar öncesinden beri, Ahmed El-Hasan’ın (minhusselam) İmam Hüseyin (minhusselam) olduğuna inanıyordum.”
Ve İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) bana şöyle dedi: “Oğlum, sen büyükannen Hatice (ona ve oğullarına selam olsun) gibiydin, bu çağrıyı siz finanse ettiniz, sen ve temiz kardeşlerin. O halde büyük bir üstünlüğe sahipsiniz ve şüphesiz Allah, iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez. Allah sana iyilik versin, senin gibi oğlum olması benim için şereftir, seninle ve temiz soyunla gurur duyuyorum, benden sana daima ve ebediyen selam olsun, Allah seni hayırlı kılsın.”
Sonra Ali Ğureyfi sordu: “Ric’at alemi fiziksel dünyadan farklı mı yoksa bunlar bir ve aynı mı yoksa birbirine bağlı mı?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Ric’at alemi bu dünyayla aynı alemdir. Her çağda Ric’at veya ‘Geri Dönüş’ oldu ve bu dünyaya dönüş durmadı, fakat o, özellikle bu çağda özel olacak ve bir daha asla tekrarlanmayacaktır. Bu çağda nebiler, resuller, vasiler ve pak kimseler hepsi burada (bu dünyada) bir araya gelmiştir. Bu, Allah’ın bize vadettiği Vadedilen Çağ’dır.”
Ali Ğureyfi sordu: “Efendim, son 1200 yılda geri döndünüz mü?” O (minhusselam) buyurdu: “Bu soruya cevap vermeyeceğim, özür dilerim oğlum.” Ali Ğureyfi sordu: “Kıyamet günü 12. Mehdi’nin döneminden sonra mıdır?” O (minhusselam) buyurdu: “Tam olarak hangi kıyamet gününü kastediyorsun? İnsanların, Allah’ın bu evreni veya bu dünyayı silip süpüreceği bir gün olarak anladıkları büyük kıyamet gününü kastediyorsan, o zaman bu asla olmayacak ve senin soyundan gelecek bir milyon insan bile bunu asla göremeyecek.”
Ali Ğureyfi dedi: “O zaman büyük kıyamet günü ve hesap günü ne anlama geliyor ve bu kıyamet günü her zaman gerçekleşir mi?”
İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) buyurdu: “Kıyamet günü ahirettedir, yani sizin son enkarnasyonunuzdan sonra. Şu anda yargılanmadayız.”
Ali Ğureyfi dedi: “Şimdi anlıyorum ki, son enkarnasyonumdayım.” O (minhusselam) buyurdu: “Bedenin öldüğü zaman, kıyamete veya kıyamet gününe gideceksin, fakat bu kâinatta hayat asla bitmeyecektir.” Ali Ğureyfi sordu: “Ben son enkarnasyonumda mıyım?” İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) buyurdu: “İçine yönelerek iyice bakarsan, bunun cevabını bulursun.”
Ali Ğureyfi dedi: “Efendim, ben nefsimden usandım ve ondan ümidimi kestim. Nefsimden yoruldum.”
İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) buyurdu: “Ümitsizlik hep şeytandan gelir, Allah ona lanet etsin.”
Ali Ğureyfi dedi: “Yani nefsimden ümidimi kestim ama Allah’a hamd olsun ki Allah’ın rahmetinden ümidimi kesmedim. Ve O’nun rahmeti ne büyük, şimdi bile O’na hayran kalıyorum.”
O (minhusselam) buyurdu: “Kendini ararken sabret ve bekle, ve kendini alçakgönüllülükle ara. Kendini yüksekte arama, bilakis onu görme mesafesi alanında ara.”
Ali Ğureyfi bir daha sordu: “Benim başka bir enkarnasyonum olacak mı?”
O (minhusselam) buyurdu: “Bu dünyaya bir daha dönmeyeceksin.” Ali Ğureyfi dedi: “Buradan anlıyorum ki, bundan başka alemlerde başka dönüşler ve enkarnasyonlar vardır.” O (minhusselam) buyurdu: “İnşallah.” Ali Ğureyfi sordu: “Reenkarnasyona inanç, dinin sütunlarından bir sütun mudur?” İmam (minhusselam) buyurdu: “Hayır.” Ali Ğureyfi dedi: “İblis bu enkarnasyonda mı ölecek ve İblis’in başka enkarnasyonları da olacak mı?” İmam (minhusselam) buyurdu: “İnşallah İblis bir daha dönmeyecek, onun sonu burada olacak.” Ali Ğureyfi dedi: “Bir hadiste deniyor ki, Mehdi’nin (O’na ve Ailesine Selam Olsun) ashabı kendi yataklarından kaybolacak… bu bizim dönemimizde fiziki olarak mı böyle olacak?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Buradaki yatak, eş, çocuklar ve aile anlamına gelir.”
Ali Ğureyfi dedi: “Peki bu mesele aile ve cemaat için ansızın mı olacak?” İmam (minhusselam) buyurdu: “Bu herkes için, tüm müminler için böyle olmayacaktır. Bu, müminlerin hepsi için değil, bir kısmı için olacak özel bir görevdir.”
Ali Ğureyfi sordu: “Yani anında havada yok olup gidecekler mi yoksa kaybolmakla seyahat edeceklerini mi kastediyorsunuz?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Seyahat etmek, belki de anında olmasına ek olarak, yani, seyahat olacak ama aniden.”
Ali Ğureyfi dedi: “Belirli bir kişinin enkarnasyonları sona ererse, bu onun imtihan olunmak ve yükselmek için son şansı olduğu anlamına mı gelir?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Evet, öyle.” Ali Ğureyfi dedi: “Ve bundan sonra bu, onun kıyamet günü müdür?” İmam (minhusselam) buyurdu: “Onun kişisel kıyameti.” Ali Ğureyfi dedi: “O zaman ölüm burada mı gerçekleşir ve ondan önceki enkarnasyonlarda olan şey sadece ‘vefat’ mıdır?” İmam (minhusselam) buyurdu: “Evet, buradadır.” Sonra Ali Ğureyfi dedi: “Öyleyse, İmam Sadık’ın (minhusselam) “Haftü’ş Şerif” kitabında insanın defalarca ve herkesin net olarak birkaç kez dünyaya gelmesi ve herkesin bütün enkarnasyonlardakı yaşadığı toplam yılın diğer kimselerin yaşadığı toplam yıl miktarına eşit olması hakkında olan şeyi söylemek mümkün müdür?”
İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) buyurdu: “Ben söyledim ki, “Haftü’ş Şerif” kitabı tüm zamanların en muhteşem kitaplarından biridir, ancak içinde az sayıda tahrif vardır.”
Ali Ğureyfi sordu: “Peki ya Budist metinlerinde reenkarnasyon ve Samsara hakkında yazılanlar, onlarda da hakikat var mı? Ve bir insan, melek olmak için yükselerek enkarnasyonlarına son verebilir mi, yani yükselmeye devam ederse?”
İmam (minhusselam) buyurdu: “Melekler insan olabilir ama insanlar melek olamaz.”
İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) reenkarnasyonun var olan bir gerçek olduğunu ve dinimizin bir parçası olduğunu açıkladı. Ve insanların, zamanın başlangıcından şimdiye kadar reenkarne ettiklerini açıkladı. O açıkladı ki, ‘Ric’at’ veya ‘Geri Dönüş’ kavramı reenkarnasyon ve enkarnasyonlarla aynı şeydir. O, İmam Sadık’ın reenkarnasyon hakkındaki öğretilerini kapsayan gnostik gizemli bir kitap olan ‘Haftü’ş Şerif’i onayladı ve onu, tüm zamanların en muhteşem kitaplarından biri olarak nitelendirdi. İmam Ahmed El-Hasan (minhusselam) ayrıca kendi enkarnasyonunu açıkladı; ve o, Hüseyin bin Ali’dir (minhusselam). Ayrıca o, insanların enkarnasyonlarını bildiğini de gösterdi.