7303 Yahya ibn Saîd şöyle demiştir: Ben (Âişe’nin kardeşinin oğlu) el-Kaasım ibn Muhammed’den işittim, şöyle dedi: Âişe (radıyallahü anh-bir kerre şiddetli bir baş ağrısına tutuldu da):
— Vay başım, (ölüyorum)! demişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da:
— “Eğer sen ölür de ben hayâtta kalırsam, senin için mağfiret diler ve senin için duâ ederim!” buyurdu.
Bunun üzerine Âişe:
— Vay başıma gelen musibete! Vallahi öyle sanıyorum ki, muhakkak Sen benim ölümümü istiyorsun. Eğer ben ölürsem, muhakkak Sen o son günün gecesinde kadınlarının birisiyle gerdek olup yaşayacaksın! dedi.
Âişe’nin bu sözü üzerine Rasûlüllah şöyle buyurdu:
— “Yâ Âişe! (Endişelenme!) Asıl ben ‘Vay başıma!’ demeliyim (çünkü senden evvel öleceğim). Yâ Âişe! (Hattâ) şimdi ben Ebû Bekr’e ve oğluna haber göndermek ve -hilâfet dedikoducularının sözlerinden ve hilâfet umanların temennilerinden nefret ederek- hilâfeti Ebû Bekr’e vasiyet etmemi kasdettim (yahut istedim). Fakat sonra düşündüm ki, Allah (hilâfeti Ebû Bekr’den başkasına müyesser kılmaktan) çekinir. Mü’minler de Ebû Bekr’den başkasının halîfe olmasını men’ ederler. Yâhud Allahü Taâlâ (Ebû Bekr’den başkasının halîfe olmasını) men eder. Mü’minler de (Ebû Bekr’den başkasına bey’at ve mutâbaatten) çekinirler”.