Yüce Allah’ın Şu Kavli: “Onlar öyle kimselerdir ki; Allah’ın Rasûlü yanında bulunanlara nafaka vermeyin, tâ ki sökülüp dağılsınlar, diyorlardı. Halbuki göklerin ve yerin hazîneleri Allah’ındır. Fakat o münafıklar ince anlamazlar” (Âyet: 7)
4955 Mûsâ ibn Ukbe şöyle demiştir: Bana Abdullah ibnu’l- Fadl tahdîs etti ki, kendisi Enes ibn Mâlik’ten şöyle derken işitmiştir: Ben (Basra’da iken) Harre vak’asında musîbete uğrayanlar üzerine hüzünlenmiştim. (Bu sırada Kûfe’de bulunan) Zeyd ibnu Erkam bana bir mektûb yazdı da, benim şiddetli hüzüne düştüğüm haberinin kendisine ulaştığını ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’tan şöyle buyururken işittiğini zikrediyordu: “Allah ‘ım! Sen Ensâr’ı ve Ensâr oğullarım mağfiret eyle!”
Râvî İbriu’l-Fadl “Ensâr’ın oğullarının oğulları” hakkında duâ edip etmediğinde şekk etmiştir.
Enes ibn Mâlik’in yanında bulunanların bâzısı Enes’ten, Zeyd ibn Erkam’ın kim olduğunu sordular. O da:
— Bu mektûb sahibi o kimsedir ki, Rasûlüllah “İşte bu, kulağı sebebiyle Allah’ın kendisine vefa verdiği kimsedir” buyururdu