Yüce Allah’ın Şu Kavli:
“Onlar için ha mağfiret istemişsin, ha mağfiret istememişsin, haklarında müsavidir. Allah onları kesin olarak mağfiret etmez. Şübhe yok ki, Allah fasıklar güruhuna hidâyet etmez” (Âyet: 6).
4954- Bize Alî el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs etti. Amr ibn Dînâr şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Câbir (radıyallahü anh)’den işittim, şöyle dedi: Bizler bir gazvede idik. -Sufyân, bir defasında gazve yerine “Bir ordu içinde idik” şeklinde söylemiştir.- Derken Muhâcirler’den biri Ensâr’dan birinin kıçına vuruverdi. Bunun üzerine vurulan Ensârî:
— Ey Ensâr, yetişin! diye bağırdı. Muhâcirler’den olan da:
— Ey Muhacirler, yetişin! diye bağırdı. Bu bağırmaları Rasûlüllah işitti de:
— “Nedir bu Câhiliyet da’vâsı?” diye sordu. Orada bulunanlar:
— Yâ Rasûlallah, Muhâcirler’den bir kimse, Ensâr’dan birinin kıçına ayağının ucuyla vuruvermişti, dediler.
Rasûlüllah:
— “Bırakın bu âdeti. Çünkü o çirkin birşeydir” buyurdu. Akabinde bunu Abdullah ibnu Ubeyy işitti ve:
— Onlar bunu yaptılar ha! Dikkat edin, vallahi eğer Medine’ye dönersek en şerefli ve kuvvetli olan, oradan en hakîr olanı muhakkak çıkaracaktır, dedi.
Bu söz Peygamber’e ulaştı. Omer ayağa kalktı da:
— Yâ Rasûlallah! Beni bırak (yani izin ver) de şu münâfıkın boynunu vurayım, dedi.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Onu bırak. İnsanlar: Muhammed sahâbîlerini öldürtüyor diye konuşmasınlar” buyurdu.
Muhacirler Medine’ye geldikleri zaman, Ensâr, Muhâcirler’den daha çok idiler. Sonra bir müddet ardından Muhacirler çoğaldılar.
Râvî Sufyân: Ben bu hadîsi Amr’dan ezberledim, dedi. Amr da: Ben Câbir’den işittim: Biz Peygamber’in maiyyetinde idik… diyordu, demiştir.