4230 Bana İbn Şihâb’ın kardeşinin oğlu, amcası (Muhammed ibn Müslim ibn Şihâb)ndan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Bana Urve ibnu’z-Zubeyr haber verdi ki, kendisi de Mervân ibnu’l-Hakem ile Mısver ibn Mahrame’den işitmiştir. Bu iki sahâbî Rasûlüllah’ın Hudeybiye umresi hakkındaki haberinden bir haber naklediyorlardı. (İbn Şihâb şöyle dedi:) Urvenin o iki sahâbîden bana haber verdiği şeyler içinde şu fıkralar vardı:
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye günü ta’yîn edilen sulh müddeti üzerine Süheyl ibn Amr ile yazışma yaptığı zaman, Süheyl ibn Amr’ın ileri sürdüğü şartlar içinde şunlar da vardı: Süheyl:
— Sana bizden bir erkek gelirse, o gelen kimse senin dîninde olsa bile onu bize geri vereceksin ve onunla bizim aramızı boşaltacaksın, dedi ve Süheyl ancak bu şart üzerine Rasûlüllah ile barış andlaşması yapacağında diretti.
Müslümanlar bu şartı istemeyip öfkelendiler ve bu şart aleyhinde konuştular. Süheyl, Rasûlüllah ile ancak bu şart üzere andlaşma yapmakta dayatınca Rasûlüllah (o şartı kabul edip) onunla anlaşmaya vardı.
Bu madde uyarınca daha o gün Rasûlüllah, Süheyl ibn Amr’ın oğlu Ebû Cendel’i babasına geri verdi. O anlaşma müddeti içinde Rasûlüllah’a gelen herbir erkeği, müslümân olarak gelmiş de olsa muhakkak geri çevirmiştir.
Bu arada mü’min kadınlar da Muhacir olarak geldi. Ve Ukbe ibn Ebî Muayt’ın kızı Ümmü Kulsüm de kadınlık çağına erişmiş olduğu hâlde o günü Rasûlüllah’ın yanına çıkıp gelenlerdendi. Arkasından ailesi de geldiler de Ümmü Kulsüm’ü kendilerine geri vermesini Rasûlüllah’tan istiyorlardı. Fakat Yüce Allah, mü’min kadınlar hakkında -el-Mümtehine: 10. âyeti indirdiği için- (Rasûlüllah, Ümmü Kulsüm’ü ailesine geri vermemiştir).