“Hani melekler: ‘Ey Meryem, şübhesiz ki, Allah sana seçkin bir özellik verdi. Seni tertemiz büyüttü. Seni âlemlerin kadınları üzerine seçkin kıldı, demişti. Ey Meryem, huşu’ ile Rabb’in dîvânına dur, secdeye kapan, rükû’ edenlerle beraber rükû’ et. (Yâ Muhammed!) Bunlar sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Meryem’i onlardan hangisi himayesine alacak diye kalemlerini atarlarken, sen yanlarında değildin. Çekişirlerken de yine yanlarında yoktun” (Âlu İmrân: 42-44).
“Yekfulu” denilir ki, bu “Onu beslemeyi üzerine aldı; onu kendine katıp aldı” demektir; bunda “Kefele” şeddesiz olarak okunur. Bu, borçlara kefil olmak ve benzeri ma’nâdan değildir.
3469 Hişâm şöyle demiştir: Bana babam Urvetu’bnu’z-Zubeyr haber verip şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Ca’fer’den işittim, o şöyle dedi: Ben Alî (radıyallahü anh)’den işittim, şöyle diyordu: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim: “Zamanındaki dünyâ kadınlarının hayırlısı İmrân kızı Meryem’dir. Bu ümmetin kadınlarının hayırlısı da Hadîce’dir” buyuruyordu.