2767 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Berîre bana geldi de:
— Ben sâhiblerim ile her bir yılda bir ûkıyye ödemek üzere dokuz ûkıyyeye kendi hürriyetimi satın alma yazışması yaptım. Bunun için bana yardım et, dedi.
Âişe:
— Eğer sahiplerin arzu ederlerse şöyle yaparım: Ben bu bedeli onlara peşin olarak sayarım, velâ’n da bana âid olur, dedi.
Bunun üzerine Berîre sâhiblerine gitti ve Âişe’nin dediği teklifi onlara söyledi. Onlar velânın Âişe’ye âid olmasını kabul etmediler. Berîre onların yanından Âişe’ye geldi. Bu sırada Rasûlüllah, Âişe’nin yanında oturuyordu. Berîre:
— Ben sahiplerime senin teklifini arz ettim. Onlar, velânın kendilerine âid olması şartında dayattılar, dedi. Peygamber de bunu işitti. Âişe de bunu Peygamber’e haber verdi. Bunun üzerine Peygamber, Âişe’ye:
— “Sen Berîre’yi (satın) al! Velâyı da onlara şart kıl. Çünkü velâ ancak hürriyet verenindir” buyurdu.
Âişe bu satın alma ve âzâd etme işlerini yaptı. Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (mescidde) insanlar içinde ayağa kalktı. Allah’a hamd etti ve lâyık olduğu sıfatlarla övdü. Bundan sonra şu hutbeyi yaptı:
— “Bir takım insanların hâli nedir ki, onlar Allah’ın Kitâbı’nda bulunmayan birçok şartları şart kılıyorlar? Allah’ın Kitabı’nda bulunmayan herhangi bir şart bâtıldır; hükümsüzdür. İsterse yüz kerre şart edilmiş olsun (onun hükmü yoktur). Allah’ın hükmü en haklıdır; Allah’ın şartı en sağlamdır. Velâ ancak hürriyet verenindir!” buyurdu.