Ertesi gün Anu’nun huzuruna çıkan Ea ve Enlil bulguları sundular. Ne yapıldığını ve neler yapmak gerektiğini onunla tartıştılar. Şu toprakları ben de göreyim, diyordu Anu onlara. Hepsi gök odalarıyla göğe çıktılar, denizden denize uzanan karaları gözlemlediler. Abzu’ya dek uçtular, altını gizleyen toprağına indiler. Altını çıkartmak çok güç olacak, diyordu Anu. Altını çıkartmakta şarttı.
Yüzeyin ne kadar derininde olsa da altın, mutlaka çıkarılmalı. Ea ve Enlil bu amaca uygun araçlar tasarlasın, kahramanlara görevler dağıtsınlar. Altını topraktan ve kayadan nasıl ayıracaklarını, Nibiru‘ya som altını nasıl göndereceklerini araştırıp bulsunlar. Bir iniş yeri inşa edile, Dünya’daki görevlere daha çok kahraman atana. Böyle diyordu Anu iki oğluna; içinden de göklerde istasyonlar olsa, diye geçiriyordu.