1915 İbnu Şihâb şöyle demiştir: Bana Ubeydullah ibn Abdillah ibn Utbe haber verdi ki, Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahü anh) şöyle demiştir:
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizlere Deccâl (ın fiil ve hâllerin)den uzun bir hadîs tahdîs etti. Bize tahdîs etmiş olduğu o hadîs içinde şunları söylemişti:
“Deccâl, Medine kapılarından içeri girmesi kendisine haram kılınmış olduğu hâlde gelir ve Medine’nin etrafındaki bâzı çoraklı, çakıllı arazilere iner. O gün Medine halkının en hayırlısı olan bir kimse yahut insanların hayırlısından olan bir kimse Deccâl’e karşı çıkar ve:
Şahadet ederim ki, sen muhakkak Rasûlüllah’ın bize hadisinde haber vermiş olduğu o Deccâl’sın, der. Bunun üzerine Deccâl, etrafındaki şaki kimselere;
— Şimdi ben bu adamı öldürür, sonra diriltirsem re’yiniz nedir? Benim (ilâhlık) iddiamda şüphe eder misiniz? Diye sordu.
Maiyyetindeki kötü kimseler:
— Hayır, şüphe etmeyiz, derler.
Deccal o kişiyi hemen öldürür, sonra da diriltir. Ve onu diriltir diriltmez, o kimse:
— Vallahi benim, senin Deccâl olduğun hakkındaki bugünkü kanâatim, muhakkak bundan evvelki imânımdan daha kuvvetlidir, der.
Bu defa Deccâl maiyyetine:
— Bu adamı öldürünüz! Artık ben bundan sonra onu öldürmeye musallat (yânı muktedir) kılınmam! Der”.