Allah’a ortak koşma müstesna, bu Câhiliyyet işlerinin sahipleri, bunları işlemeleri sebebiyle kâfir sayılmazlar. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Zerr’e: “Demek ki sen, içinde henüz Câhiliyyet ahlâkı bulunan bir kimsesin” buyurdu; Yüce Allah da: “Şübhesiz ki Allah, kendisine ortak tanınmasını mağfiret etmez, ondan başkasını, dileyeceği kimseler için mağfiret eyler…” (Nisâ: 4/48,115) buyurdu.
30 Bize Şu’be, Vâsıl el-Ahdeb (120)’den, o da el-Ma’rûr ibn Suveyd’den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Rebeze köyünde Ebû Zerr’e kavuştum. Toplamı bir hullelik, yani bir ridâ ile bir izâr-dan ibaret bir takımlık kumaşın yarısı kendisinin, yarısı kölesinin sırtında bulunuyordu. Ben kendisine böyle birer yarı parçanın her ikisinin sırtında ayrı ayrı bulunmasının sebebini sordum. Bunun üzerine Ebû Zerr (radıyallahü anh) şöyle şöyle anlattı: Ben bir kerre bir adamla söğüştüm de onu anasından dolayı ayıpladımdı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
“Yâ Ebâ Zerr! Onu sen anasından dolayı mı ayıblıyorsun? Demek ki sen, içinde henüz Câhiliyyet (ahlâkı) bulunan bir kimsesin. Hizmetçileriniz sizin öyle kardeşlerinizdir ki, Allah onları sizin ellerinizin altına emânet etmiştir. Her kimin eli altında kardeşi bulunursa, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçleri yetmeyecek zahmetli bir iş yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, onlara yardım ediniz” buyurdu.