Ve Yüce Allah’ın şu kavli:
“Onlara verdiğimiz mal ve evlâd ile bizim kendilerinin hayırlarına acele ettiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar (işin) farkına varmıyorlar. Hakîkaten Rabb’lerini büyük tanıyıp O’nun korkusuyla incelenler, Rabblerinin âyetlerine îmân etmekte sebat gösterenler, Rabb’lerine eş tutmaz olanlar, Rabb’lerinin huzuruna döneceklerinden yürekleri korkarak vergilerini verenler; işte bunlardır ki, hayırlarda sür’at yarışı yaparlar ve bunlar onun için tâ önde gidenlerdir. Biz hiçbir kimseye gücü yeteceğinden başkasını teklîf etmeyiz. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitâb vardır. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. Hayır, onların (kâfirlerin) kalbleri bundan cehalet içindedirler. Hem onların bundan başka bizzat işlemekte oldukları daha nice (kötü) amelleri de vardır” (el-Mü’minûn: 56-63).
Sufyân ibn Uyeyne (tefsirinde):
Onlar o kötü işleri henüz yapmadılar, fakat ölümlerinden önce onları muhakkak yapacaklardır (da aleyhlerine azâb kelimesi gerçekleşecektir), diye tefsir etmiştir.
6523 Bize Ebû Salih, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) “Zenginlik mal çokluğundan meydana gelir değildir. Lâkin asıl zenginlik, insanın gönül zenginliğidir” buyurmuştur.